SAHİH-İ MÜSLİM |
İMARE |
24 - باب
النهي أن
يسافر
بالمصحف إلى
أرض الكفار إذا
خيف وقوعه
بأيديهم.
24/77- MUSHAF İLE
BİRLİKTE KAFİRLERİN TOPRAKLARINA -ELLERİNE GEÇECEĞİNDEN KORKULMASI HALİNDE
YOLCULUK YAPMANIN YASAK OLUŞU BABI
92 - (1869) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن نافع،
عن عبدالله بن
عمر. قال:
نهى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أن يسافر
بالقرآن إلى
أرض العدو.
4816-9211- Bize Yahya b.
Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'den Nafi'den rivayetini okudum. O Abdullah b,
Ömer'den şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
düşman yurduna Kur'an ile yolculuk yapılmasını yasakladı.
Diğer tahric: Buhari,
2990; Ebu Davud, 2610; İbn Mace, 2879;
93 - (1869) وحدثنا
قتيبة. حدثنا
ليث. ح وحدثنا
ابن ومح. أخبرنا
الليث عن
نافع، عن
عبدالله بن
عمر،
عن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم؛ أنه كان
ينهى أن يسافر
بالقرآن إلى
أرض العدو.
مخافة أن يناله
العدو.
4817-93/2- Bize Kuteybe
de tahdis etti, bize Leys tahdis etti. (H.) Bize İbn Rumh da tahdis etti, bize
Leys, Nafi'den haber verdi, o Abdullah b. Ömer'den o Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettiğine göre düşman topraklarına Kur'an-ı Kerim
ile yolculuk yapılmasını -düşmanın onu ellerine geçirmeleri korkusu ile-
yasaklardı.
Diğer tahric: İbn
Mace, 2880
94 - وحدثنا
أبو الربيع
العتكي وأبو
كامل. قالا:
حدثنا حماد عن
أيوب، عن
نافع، عن ابن
عمر. قال : قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (لا
تسافروا
بالقرآن. فإني
لا آمن أن
يناله العدو(.
قال
أيوب: فقد
ناله العدو
وخاصموكم به.
4818-94/3- Bize Ebu
Rabi' el-Atekı ve Ebu Kamil de tahdis edip dedi ki: Bize Hammad, Eyyub’dan
tahdis etti, o Nafi'den, o İbn Ömer’den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kur'an ile yolculuk yapmayın. Çünkü ben
düşmanın onu ellerine geçirmeyeceklerinden emin değilim" buyurdu.
Eyyub dedi ki: Nitekim
düşman onu ele geçirdi ve onu ileri sürerek sizinle tartışb.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
(1869) - حدثني
زهير بن حرب.
حدثنا
إسماعيل (يعني
ابن علية). ح
وحدثنا ابن
أبي عمر.
حدثنا سفيان
والثقفي. كلهم
عن أيوب. ح
وحدثنا ابن
رافع. حدثنا
ابن أبي فديك.
أخبرنا
الضحاك (يعني
ابن عثمان).
جميعا عن
نافع، عن ابن
عمر، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم.
في
حديث ابن علية
والثقفي (فإني
أخاف). وفي حديث
سفيان وحديث
الضحاك بن عثمان
(مخافة أن
يناله العدو(.
4819- .. ./4- Bana
Zuheyr b. Harb tahdis etti, bize İsmail -yani b. Uleyyetahdis etti. (H.) Bize
İbn Ebu Ömer de tahdis etti, bize Süfyan es-Sekafi tahdis etti, hepsi Eyyub'dan
rivayet etti. (H.) Bize İbn Rafi de tahdis etti, bize İbn Ebu Fudeyk tahdis
etti, bize Dahhak -yani b. Osman- haber verdi, hepsi Nafi'den, o İbn Ömer'den,
o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye rivayet etti.
İbn Uleyye ile
Sekafi'nin hadisi rivayetlerinde: "Şüphesiz ben ... korkarım"
buyurmuş, Süfyan'ın ve Dahhak b. Osman'ın hadisi rivayetlerinde: "Düşmanın
onu ele geçirmesi korkusu ile" demişlerdir.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (4817)
"Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kur'an-ı Kerim ile düşman
topraklarına yolculuk yapılmasını yasakladı" diğer rivayette (4819)
"Düşmanın eline geçer korkusu ile" öteki rivayette (4818) "ben
onun düşmanın eline geçmeyeceğinden emin değilim" buyurulmaktadır. Hadiste
mushaf ile birlikte kafirlerin topraklarına yolculuk yapılmasının yasaklandığı
hükmü yer almaktadır. Buna sebep de yine hadis-i şerifte sözkonusu edilen
illettir. Bu illet, düşmanın eline geçmesi ve ona gerekli saygıyı göstermeyip
saygınlığını çiğnemeleri korkusudur. Eğer onlara karşı zafer kazanmış müslüman
askerler arasında bulunması sureti ile böyle bir illetten yana. emin olunursa,
o durumda böyle bir illetin varlığı sözkonusu olmayacağından mekruh olması da
sözkonusu değildir, yasak da değildir. Sahih olan görüş budur. Ebu Hanife,
Buhari ve başkaları böyle demişlerdir. Malik ile mezhep alimlerimizden bir
topluluk kayıtsız ve şartsız yasak olduğunu söylemişlerdir. İbn Munzir de Ebu
Hanife’DEN kayıtsız ve şartsız olarak caiz olduğunu söylediğini rivayet etmiş
olmakla birlikte, ondan gelen sahih kanaat az önce zikredilen görüştür.
Hadis-i şerifte
sözkonusu edilen bu illet, bizzat Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sözünün
bir kısmıdır. Maliki mezhebine mensup bazı kimseler bu hus!lsta hataya düşerek
bunun İmam Malik'in sözü olduğunu ileri sürmüşlerdir.
İlim adamları kafirlere
içinde bir ya da birkaç ayetin bulunduğu bir mektubun yazılmasının caiz
olduğunu ittifakla kabul etmişlerdir. Bu hususta delil ise Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in Hirakl (Herakliyus)a gönderdiği mektuptur. Kadı Iyaz dedi
ki, Malik ve başkaları kafirler ile üzerinde şanı yüce Allah'ın adı ve zikri
bulunan dirhem ve dinarlarla alışveriş yapmayı mekruh görmüşlerdir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
25/78- ATLARI
YARIŞTIRMAK VE ONLARA İDMAN (ANTRENMAN) YAPTIRMAK BABI