SAHİH-İ MÜSLİM |
İMARE |
18/71- SAVAŞMAK İSTEDİĞİ
ZAMANDA İMAMIN ORDUDAN BEY'AT ALMASININ MÜSTEHAP OLDUĞU VE AĞAÇ ALTINDA YAPILAN
RIDVAN BEY'ATININ BEYANI BABI
4784-67/1- Bize Kuteybe
b. Said tahdis etti, bize Leys b. Sa'd tahdis etti... (H.) Bize Muhammed b.
Rumh da tahdis etti, bize Leys, Ebu'z-Zübeyr'den haber verdi, o Cabir’DEN şöyle
dediğini rivayet etti: Hudeybiye gününde bin dörtyüz kişi idik. Biz de O'na
bey'at ettik. Ömer de Onun elini tutuyordu. Altında bey'at yaptığımız ağaç,
dikenli bir Arabistan kirazı ağacı idi.
Cabir şunu da söyledi:
Biz, O'na kaçmamak üzere bey'at ettik. Ölümüne bey'at etmedik.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
4785-68/2- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize İbn Uyeyne tahdis etti. (H.) Bize İbn Numeyr
de tahdis etti, bize Süfyan, Ebu'z-Zubeyr’den tahdis etti, o Cabir’den şöyle
dediğini rivayet etti: Biz, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ölümüne
bey'at etmedik. Biz O'na ancak kaçmamak üzere bey'at ettik.
Diğer tahric: Tirmizi,
1594; Nesai, 4169
4786-69/3- Bize Muhammed
b. Hatim de tahdis etti, bize Haccac, İbn Cureyc’DEN tahdis etti, bana
Ebu'z-Zubeyr'in haber verdiğine göre o Cabir'e:
Hudeybiye gününde
(ashab) kaç kişi idiler diye sorulması üzerine şu şekilde cevap verdiğini
dinlemiştir: Biz o zaman bin dörtyüz kişi idik. O'na bey'at ettik. Ömer de
dikenli bir Arabistan kirazı ağacı olan o ağacın altında elini tutuyordu. O'na
ensardan sayılan Ced b. Kays dışında hepimiz bey'at ettik. Kendisi devesinin
karnı altında saklanmıştı.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
4787-70/4- Bana İbrahim
b. Dinar da tahdis etti, bize Süleyman b. Mücalid'in azadlısı Haccac b.
Muhammed el-P;ver tahdis edip dedi ki: İbn Cureyc dedi ki: Bana Ebu'z-Zubeyr de
haber verdiğine göre o Cabir'e: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Zulhuleyfe'de bey'at aldı mı diye sorulması üzerine şu cevabı verdiğini
dinlemiştir: Hayır, ama orada namaz kıldı. O ancak bir ağacın yani
Hudeybiye'deki o ağaan yanında bey'atleşti.
İbn Cureyc dedi ki: Bana
Ebu'z-Zubeyr'in haber verdiğine göre o Cabir b. Abdullah'ı: Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Hudeybiye kuyusunun başında (kendisine bey'at için) davette
bulundu demiştir.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
4788-71/5- Bize Said b.
Amr el-Eş'asi, Suveyd b. Said, İshak b. İbrahim ve Ahmed b. Abde -lafız Said'e
ait olmak üzere- tahdis etti: Said ve İshak bize Süfyan, Amr'dan haber verdi
derken diğer ikisi tahdis etti dedi. (Amr) Cabir’DEN şöyle dediğini rivayet
etti: Hudeybiye günü bin dörtyüz kişi idik. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bize: "Bugün siz yeryüzündekilerin en hayırlısısınız" buyurdu.
Cabir dedi ki: Şayet
gözlerim görüyor olsaydı size ağacın bulunduğu yeri gösterirdim.
Diğer tahric: Buhari,
4154, 4840 -muhtasar-
4789-72/6- Bize Muhammed
b. el-Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis edip dediler ki: Bize Muhammed b. Cafer
tahdis etti ... Salim b. Ebu'l-Ca'd dedi ki: Cabir b. Abdullah'a ağaç (albnda
bey'at eden) ashabı hakkında sordum. O: Eğer biz yüzbin kişi dahi olsaydık yine
bize yeterdi. Biz bin beşyüz kişi idik dedi.
Diğer tahric: Buhari,
3576 -uzunca-; 4152 -uzunca-, 5639 -uzunca bu manada-; Nesai, 77 -buna yakın-
4790-73/7- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe ve İbn Numeyr de tahdis edip dediler ki: Bize Abdullah b. İdris
tahdis etti. (H.) Bize Rifaa b. el-Heysem de tahdis etti, bize Halid -yani
et-Taha- tahdis etti, (Abdullah b. İdris ile birlikte) ikisi Husayn'den, o
Salim b. Ebu'l-Ca'd'den, o Cabir'den şöyle dedi diyerek rivayet etti: Eğer
yüzbin kişi dahi olsaydık yine bize yetecekti. Biz binbeşyüz kişi idik.
4791-74/8- Bize Osman b.
Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim de tahdis etti, İshak bize Cerir, A'meş'den haber
verdi derken Osman tahdis etti dedi. (A'meş) dedi ki: Bana Salim b. Ebu'l-Ca'd
tahdis edip dedi ki: Cabir'e: O gün kaç kişiydiniz, dedim. O: Bin dörtyüz kişi
idik, dedi.
4792-75/9- Bize
Ubeydullah b. Muaz da tahdis etti ... Abdullah b. Ebu Evfa dedi ki: Ağaç (ın
albnda bey'at) eden ashabı bin üçyüz kişi idik. Eslemliler de muhacirlerin
sekizde biri kadardı.
Diğer tahric: Buhari,
4153 -muallak olarak-, 4155;
4793- ... /10- Bize
İbnu'l-Müsenna da tahdis etti, bize Ebu Davud tahdis etti. (H.) bunu bize İshak
b. İbrahim de tahdis etti, bize en-Nadr b. Şumeyl haber verdi. Hepsi Şu'be'den
bu isnad ile aynısını rivayet etti.
4794-76/11- Bize Yahya
b. Yahya da haber verdi ... Ma'ki! b. Yesar dedi ki: Ağaç (altında bey'at
edildiği) günü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bey'at edildiği zamanda
kendimin de o ağacın dallarından bir dalı başının üzerinde kaldırdığımı
görmüşümdür (iyi hatırlıyorum). O sırada biz bin dörtyüz kişi idik. (Ma'kil)
dedi ki: Onunla ölümüne bey'at etmedik. Ama ona kaçmamak üzere bey'at
ettik.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
4795- .. ./12- Bunu bize
Yahya b. Yahya da tahdis etti, bize Halid b. Abdullah, Yunus'dan bu isnad ile
haber verdi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (4784)
"Hudeybiye günü bin dörtyüz kişi idik." Bir diğer rivayette (4789)
"Binbeşyüz kişi" başka bir rivayette (4792) "bin üçyüz kişi
idik" denilmektedir. Buhari ve Müslim de bu üç farklı rivayeti
Sahih'l-erinde zikretmiş bulunmaktadır. Her ikisinin çoğunlukla zikrettiği
rivayet ise "bin dörtyüz kişi" dir. Beyhaki de bu şekilde bu hadiste
rivayetlerin çoğunluğu "bin dörtyüz kişidir" demektedir. Bu iki
rivayetin arası bin dörtyüz küsür oldukları kabul edilerek cem edilebilir.
Çünkü bin dörtyüz diyen kimse küsürab göz önünde bulundurmamış, bin beşyüz
diyenler ise bu küsüratı göz önünde bulundurmuşlardır. Bin üçyüz diyen kimseler
ise onların bir kısmını hesaba katmamıştır. Buna sebep ise bu husustaki sayıyı
çok iyi bellememiş olmasıdır. Ya da başka bir sebepten dolayı da olabilir.
Cabir'in rivayetinde
(4784) ve Ma'kil b. Yesar'ın (4794) rivayetinde "biz Hudeybiye günü
kaçmamak üzere bey'at ettik, ölümüne onunla bey'at etmedik" denilmekte
iken Seleme yolu ile gelecek olan rivayette (4799) "o gün Allah Rasulü'ne
ölümüne bey'at ettikleri" belirtilmektedir. Zaten Abdullah b. Zeyd b.
Asım'ın (4801) numaralı rivayetin manası ile aynıdır. Mücaşir b. Mesud'un
(4803) "hicret üzere bey'at ve İslam ve cihad üzere bey'at"e dair
hadisi, İbn Ömer'in (4813) ile Ubade'nin (4745) diye rivayet ettikleri hadiste:
"Dinleyip itaat
etmek üzere ve emir sahipleri ile emir hususunda çekişmemek üzere" bey'at
ettikleri, Müslim'in Sahihi dışındaki kaynaklarda İbn Ömer'den:
"Sabır üzere bey'at
ettikleri" sözkonusu edilmektedir. İlim adamları bu hususta şu açıklamayı
yapmışlardır:
Bu rivayet, hadislerin
ihtiva ettikleri anlamların tamamını bir arada sözkonusu etmekte ve bütün
rivayetlerin maksadını açıkça ifade etmektedir. Kaçmamak üzere bey'at etmek
demek düşmanımıza karşı zafer kazanıncaya ya da öldürülünceye kadar sabretmek
demektir. Ölümüne bey'at etmenin anlamı da budur. Yani bu bey'ate bağlılık bizi
ölüme kadar götürse bile sabredeceğiz demektir. Yoksa bizatihi ölüm kastedilen
bir şey değildir. Cihad etmek üzere bey'at etmek de böyledir. Yani cihad
halinde sabırlı olmak demektir. Allah en iyi bilendir.
İslam'ın ilk
dönemlerinde on müslümanın yüz kafire karşı sabretmeleri ve onlardan
kaçmamaları emredilmişti. Aynı şekilde yüz kişi de bin kafire karşı sabretmekle
yükümlü bulunuyordu. Sonra bu hüküm nesh olundu ve farz olan sadece iki kat
fazlasına karşı sabredip direnmek hükmünü aldı. Bizim mezhebimizin görüşü budur.
İbn AbbasO, Malik ve cumhurun kanaatine göre ise ayet nesh edilmiştir. Ebu
Hanife ve bir başka kesim ise ayet nesh edilmiş değildir, göz önünde
bulundurulması gereken güç ve zayıflık dikkate alınmadan yalnız sayı mıdır
yoksa bunlar da göz önünde bulundurulacak mıdır hususunda da ihtilaf
etmişlerdir. Cumhurun kanaatine göre Kur'an'ın zahirindeki ifade dolayısı ile
bu göz önünde bulundurulmaz. Ubade (radıyallahu anh)'ın rivayet ettiği (4745)
hadiste geçen: "Biz, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Allah'a
hiçbir şeyi ortak koşmamak ve hırsızlık yapmamak ... üzere bey'at ettik"
hadisine gelince bu, İslam'ın ilk dönemlerinde Mekke'ye hicret etmeden ve cihad
farz kılınmadan önce Akabe gecesinde olmuştu.
(4789) "Cabir'e
ağaç (altında bey'at eden) ashaba dair soru sordum ...
Biz bin beşyüz kişi
idik." Bu hadis, Hudeybiye kuyusuna dair sahih hadis'ten kısaltılmış bir
hadistir. (bk. 4654 numaralı hadis) Manası da şudur: Ashab-ı kiram Hudeybiye'ye
vardıkları zaman Hudeybiye'deki o kuyunun bir ayakkabı bağı gibi ince aktığını
gördüler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içine tükürdü ve bereketlenmesi
için dua buyurdu. Kuyu da coştu. Bu da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in mucizelerinden birisidir. Bu hadiste soru soran kişinin hadisin
aslını ve suyun artırılması mucizesi ile bu hususta cereyan eden olayları
bilmekle birlikte, ashabın sayısını bilmediği gibi bir izlenim uyandırmaktadır.
Bunun üzerine Cabir de: Bin beşyüz kişi idik, yüzbin ya da daha fazla olsaydık
yine (su) bize yetecekti demiştir. Bundan önceki rivayette ise:
"Hudeybiye kuyusu
başında dua etti" ifadesi de kuyunun bereketlenmesi için dua etti
demektir.
4796-77/13- Bunu bize
Hamid b. Ömer de tahdis etti, bize Ebu Avane, Tarık'dan tahdis etti, o Said b.
el-Müseyyeb’DEN şöyle dediğini rivayat etti: Babam, ağacın yanında Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bey'at edenlerden birisi idi. O şöyle dedi:
Ertesi sene hac etmek üzere gittik. Fakat o ağacın yerini bir türlü bulamadık.
Eğer siz onu açık olarak öğrenebildiyseniz siz daha iyi bilirsiniz.
Diğer tahric: Buhari,
4162, 4163, 4164, 4165
4797-78/14- Bunu
Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Ebu Ahmed tahdis edip dedi ki: Ben bunu
Nasr b. Aliye de Ebu Ahmed'den rivayetle okudum: Bize Süfyan, Tank b.
Abdurrahman'dan tahdis etti, o Said b. elMüseyyeb'den, o babasından rivayet
ettiğine göre ağaç (albnda bey'at edilen) senesinde Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in huzurunda idiler. (Said'in babası el-Müseyyeb), ama ertesi
sene o ağacın hangisi olduğunu unuttular dedi.
4798-79/15- Bana Haccac
b. eş-Şair ve Muhammed b. Rafi'de tahdis edip dedi ki: Bize Şebabe tahdis etti,
bize Şu'be, Katade'den tahdis etti, o Said b. el-Müseyyeb'den, o babasından:
Ben ağacı görmüştüm. Daha sonra o ağacın yanına gittim ama onu tanıyamadım
dedi.
4799-80/16- Bize Kuteybe
b. Said de tahdis etti, bize Hatim -yani b. İsmail- Seleme b. el-Ekva"ın
azadlısı Yezid b. Ebu Ubeyd'den şöyle dediğini rivayet etti: Seleme'ye:
Hudebyibe günü Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e hangi şey üzerine
bey'at ettiniz dedim. O: Ölümüne dedi.
Diğer tahric: Buhari,
2960 -uzunca-, 4169, 7206; Tirmizi, 1592; Nesai, 4170;
4800- .. ./16- Bunu bize
İshak b. İbrahim de tahdis etti, bize Hammad b. Mes'ade haber verdi, bize
Yesid, Seleme'den aynısını rivayet etti.
4801-81/17- Bize İshak
b. İbrahim de tahdis etti. .. Abdullah b. Zeyd dedi ki: Kendisine bir adam
gelip: İşte İbn Hamali insanlarla bey'atleşiyor dedi. Abdullah: Ne üzerine
dedi. O kişi ölümüne diye cevap verince (Abdullah b. Zeyd): Ben, Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den sonra bunun üzerine hiç kimse ile
bey'atleşmem dedi.
Diğer tahric: Buhari,
2959, 4168
AÇIKLAMA: (4796)
Ağaç hakkında ertesi sene yerini unutmaları ile ilgili sözleri hakkında ilim
adamları şu açıklamayı yapmışlardır: Onun yerini bilemeyişlerinin sebebi,
insanların ondan dolayı fitneye kapılmamalandır. Çünkü o ağacın albnda pek çok
hayırlı işler cereyan etmiş, Allah'ın rızası ve sekinet (ilahi huzur) inmiş ve
daha başka hususlar olmuştu. Eğer ağaç açıkça bilinen hali ile kalmış olsaydı,
şüphesiz bedevilerin ve cahillerin onu ta'zim edeceklerinden, ona ibadet
edeceklerinden korkulurdu. Bu sebeple onun bilinmeyişi yüce Allah'ın bir
rahmeti olmuştur.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
19/72- MUHACİRİN
ESKİ VATANINI TEKRAR VATAN EDİNMEYE DÖNÜŞÜNÜN HARAM KILINDIĞI BABI