SAHİH-İ MÜSLİM |
İMARE |
13/66- FİTNELERİN ORTAYA
ÇIKMASI HALİNDE DE HER DURUMDA DA MÜSLÜMANLARIN CEMAATİNDEN AYRILMAMANIN VACİB
OLDUĞU VE İTAATİN DIŞINA ÇIKMANIN VE CEMAATTEN AYRILMANIN HARAM KILINDIĞI BABI
4761-5111- Bana Muhammed
b. el-Müsennil da tahdis etti, bize el-Velid b. Müslim tahdis etti, bize
Abdurrahman b. Yezid b. Cilbir tahdis etti, bana Busr b. Ubeydullah b.
el-Hadrami'nin tahdis ettiğine göre o Ebu İdris elHavliln'i'yi şöyle derken
dinlemiştir: Huzeyfe b. el-Yeman'ı şöyle derken dinledim: İnsanlar Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e hayra dair soru sorarlarken ben de bana yetişir
korkusu ile ona şerre dair soru sorardım. Ona: Ey Allah'ın Rasulü! Biz cahiliye
içinde ve şerde idik. Allah bize bu hayn gönderdi. Peki bu hayırdan sonra şer
olacak mı, dedim. O: "Evet" buyurdu.
Bu sefer: O şerden sonra
bir hayır olacak mı, dedim. O: "Evet ama onda bir bulanıklık
olacaktır" buyurdu. Onun bulanıklığı nedir, dedim. O: "Benim
sünnetimden başka- yol tutacak, benim getirdiğim hidayetten başkasına uyacak
bir kavim gelecek. Onların yaptıklarının bir kısmını maruf bilecek bir kısmını
münker bileceksin" buyurdu.
Ben: Peki o hayırdan
sonra bir şer olacak mı, dedim. O: "Evet, cehennem kapılarında bir takım
davetçiler olacak. Kim ona yapılan daveti kabul ederse onu içine
atacaklar" buyurdu. Bu sefer: Ey Allah'ın Rasulü! Bize onların
niteliklerini söyler misin, dedim. O: "Evet, onlar bizimle aynı deriden ve
bizim dillerimizle konuşan bir kavimdir" buyurdu.
Ben: Ey Allah'ın Rasulü!
Eğer bu bana yetişirse bana ne emredersin, dedim. Allah Rasulü:
"Müslümanların cemaatinden ve onların imamından ayrılmazsın" buyurdu.
Ben: Ya onların cemaatleri de imamları da olmazsa, dedim. O: "Bütün bu
fırkalardan uzak dur. Bir ağacın kütüğünü ısıracak dahi olsan sen bu halde iken
ölüm sana yetişinceye kadar bu halde devam et" buyurdu.
AÇIKLAMA: "Ey
Allah'ın RasUlü! Biz cahiliye içinde ve şerde idik. .. o şerden sonra bir hayır
olacak mı, dedim O: evet ama içinde bir bulanıklık olacak buyurdu." Ebu
Ubeyd ve başkaları, dedi ki: Dehan: bulanıklık asıl anlamı itibari ile alın
renginde siyaha çalan bir bulanıklık demektir. Burada ondan maksat ise
kalplerin birbirlerine karşı saf ve temiz olmaması, kalplerdeki kötülüğün
ortadan kalkmayarak önceki temiz hallerine dönmeyecek olması demektir.
Kadı Iyaz, dedi ki:
"Şerden sonra hayır" ile maksadın Ömer b. Abdulaziz (radıyallabu
anh)'ın dönemleri olduğu söylenmiştir ..
"Benim hidayetimden
başkasına uyacaklar." Buradaki hedy: hidayet duruş, yaşayış ve yol
demektir.
"Yaptıklarının bir
kısmını maruf bilecek, bir kısmını münker bileceksin. " Bundan da kasıt
Ömer b. Abdulaziz (radıyallabu anh)'dan sonraki durumdur.
"Cehennem kapılan
üzerinde davetçiler ... " İlim adamları der ki: Burada sözü edilenler bir
bid'ate ya da bir başka dalalete çağıran umeradır. Hariciler, Karmatiler ve
mihnet uygulayanlar bunlara örnektir.
Huzeyfe'nin rivayet
ettiği bu hadiste Müslümanların cemaatine ve imamlarına bağlı kalmak, ona
itaatin vacip olduğu ifade edilmektedir. İsterse fasıklık yapsın ve mallan
almak ve buna benzer çeşitli masiyetler işlesin. Masiyet olmayan hususlarda ona
itaat etmek gerekir.
Hadiste Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in çeşitli mucizeleri görülmektedir. Bu mucizeler
ise onun haber vermiş olduğu bu hususlardır. Bunların hepsi gerçekleşmiştir .
4762-52/2- Bana Muhammed
b. Sehl b. Asker et-Temımi tahdis etti, bize Yahya b. Hassan tahdis etti. (H.)
Bize Abdullah b. Abdurrahman ed-Dfuimi de tahdis etti, bize Yahya -ki o b.
Hassan'dır- haber verdi, bize Muaviye -yani b. Sellam- tahdis etti, bize Zeyd
b. Sellam Ebu Sellam’DAN şöyle dediğini tahdis etti. Huzeyfe b. el-Yeman, dedi
ki: Ben: Ey Allah'ın Rasulü! Biz bir şer içinde idik. Allah hayır gönderdi.
Şimdi biz bu hayrın içindeyiz. Bu hayrın arkasında bir şer var mıdır, dedim. O:
"Evet" buyurdu. Ben: Peki o şerrin arkasından bir hayır var mı,
dedim. O: "Evet" buyurdu. Ben: Peki o hayrın arkasından bir şer var
mıdır, dedim. O: "Evet" buyurdu. Ben: Nasıl, dedim:
O: "Benden sonra
benim hidayetim ile yol bulmayacak benim sünnetime uymayacak imamlar olacaktır.
Onlar arasında kalpleri insan bedeninde şeytanların kalpleri olan adamlar
dikilecektir" buyurdu. Ben: Ne yapayım ey Allah'ın Rasulü! Bu hale
yetişirsem, dedim. O: "Emiri dinleyip itaat edeceksin. Sırtını dövse,
malını alsa dahi dinleyip itaat et" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Ebu
Sellam, dedi ki: Huzeyfe b. el-Yeman, dedi ki:" Darakutni, dedi ki:
Bu bana göre mürseldir.
Çünkü Ebu Sellam, Huzeyfe’DEN hadis dinlememiştir. Durum Darakutni'nin, dediği
gibidir. Ama metin birinci yol ile sahih ve muttasıldır. Müslim bunu,
gördüğünüz gibi ancak mutabaat olmak üzere rivayet etmiştir. Daha önce
fasıllarda da başka yerlerde de mürsel bir hadis eğer başka bir yoldan muttasıl
olarak rivayet edilirse bununla mürsel hadisin sahih olduğu açıklanmış olur. Ve
böylelikle bu mesele ile ilgili ikisi de sahih hadis bulunmuş olur.
4763-53/3- Bize Şeyban
b. Ferruh tahdis etti, bice Cerir -yani b. Hazim tahdis etti, bize Gaylan b.
Cerir, Ebu Kays b. Rebah'dan tahdis etti. O Ebu Hureyre'den o Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim itaatin dışına
çıkıp cemaatten ayrılır da ölürse cahiliye ölümü ile ölür. Kim kör bir sancağın
altında çarpışıp bir asabiyet için gazap eder yahut bir asabiyete davet eder ya
da bir asabiyete yardımcı olurken öldürülürse o cahili bir ölüm olur. Kim de
ümmetime karşı çıkarak (ayırmaksızın) iyisini de kötüsünü de vurur, onun
mümininden çekinmez ve ah di olan kimsenin de ahdine riayet etmezse benden
değildir, ben de ondan değilim. "
Diğer tahric: Nesai,
4125; İbn Mace, 3948 -muhtasar-
AÇIKLAMA: "Ebu
Kays b. Riyah" Rihay isminin re harfi kesreli ye iledir. Kendisi Ziyad b.
Riyah el-Kaysi olup bundan sonraki senette adı geçmektedir. Buhari ise Riyah ve
Rebah diye söylemiştir. Büyük çoğunluk ise bunun sadece ye harfi ile Riyah
olduğunu söylemişlerdir.
"Cemaatten ayrılan
cahiliye ölümü ile ölür." Yani imamsız, idarecisiz olup düzensiz bir
kargaşa içinde olmaları bakımından onların ölümü niteliğindeki bir ölüm ile
ölür.
"Kim kör bir sancak
altında savaşırsa" Ummiyye ve Ammıyye iki meşhur söyleyiştir. İlim
adamlarının, dediklerine göre bu, istikameti (ve mahiyeti) belirgin olmayan kör
iş anlamındadır. Ahmed b. Hanbel ve cumhur da bunu böyle açıklamışlardır. İshak
b. Rahuye de: Asabiyet dolayısı ile birilerini öldüren kimsenin hali buna bir
örnektir.
''Asabiyet için
öfkelenir yahut asabiyete davet eder ya da asabiyet sebebi ile yardım
ederse" buradaki (asabiyet anlamındaki) üç lafız ayn ve sad ile (asabe
şeklinde)dir. Bizim diyarımızdaki nüshalarda ve başkalarında bilinen doğru
şekil budur. Kadı Iyaz el-Uzri rivayetinde her üç yerde de bu üç lafzı gayn ve
dat harfleri ile rivaYE7t etmiştir. Anlamı ise kendi arzusu için ve kendi
nefsine gazap edip öfkelenerek savaşırsa demektir. Birinci rivayeti ise bundan
sonra zikredilen "asabiyet için öfkelenir ve asabiyet için savaşırsa"
şeklindeki hadis-i şerif desteklemektedir. Yani bu ancak kavmi adına ve kendi
heva ve arzusu adına asabiyeti (taassubu) için savaşır demektir.
"Kim ümmetime karşı
çıkıp iyisini de kötüsünü de vurur, mümininden çekinmezse ... " bazı
nüshalarda "yetahaşa: çekinmezse" şeklinde ye ile olup ona yaptığına
aldırmaz vebalinden ve cezasından korkmazsa demektir.
4764- .. ./4- Bana
Ubeydullah b. Ömer el-Kavarıri de tahdis etti, bize Hammad b. Zeyd tahdis etti,
bize Eyyub, Gaylan b. Cerir’DEN tahdis etti, o Ziyad b. Riyah el-Kaysi'den, o
Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) buyurdu deyip Cerir'in hadisine yakın olarak rivayet etti ve:
"Mümininden çekinmezse" dedi.
4765-54/5- Bana Zuheyr
b. Harb da tahdis etti, bize Abdurrahman b.
Mehdi tahdis etti, bize
Mehdi b. Meymun, Gaylan b. Cerir'den tahdis etti, o Ziyad b. Riyah'dan, o Ebu
Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "Kim itaatin dışına çıkıp cemaatten ayrıldıktan
sonra ölürse cahiliye ölümü ile ölür. Kim kör bir sancak altında öldürülüp
asabiyet için öfkelenir, asabiyet için savaşırsa ümmetimden değildir. Kim
ümmetim arasından ümmetime karşı çıkarak iyisini de kötüsünü de vurur
mümininden sakınmaz, ah di olanın ahdine vefa göstermezse benden değildir.
"
4766- .. ./6- Bana
Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis edip, dedi ki: Bize Muhammed b.
Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Gaylan b. Cerir'den bu isnad ile tahdis etti.
İbnu'l Müsenna ise bu hadiste Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i
zikretmemiştir. İbn Beşşar da rivayetinde: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
buyurdu deyip öncekilerin hadisine yakın olarak hadisi rivayet etmiştir.
4767-5517- Bize Hasan b.
el-Rabi' tahdis etti, bize Hammad b. Zeyd, el-Ca'd Ebu Osman’DAN tahdis etti, o
Ebu Reca'dan o İbn Abbas’DAN rivayetle şöyle dediğini nakletti: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Kim emirinden hoşlanmadık bir
şey görecek olursa sabretsin. Çünkü cemaatten bir karış kadar ayrılıp da ölen
bir kimsenin o ölümü cahiliye ölümüdür. "
Diğer tahric: Buhari,
7053, 7054, 7143;
4768-56/8- Bize Şeyban
b. FerrOh da tahdis etti, bize Abdulvaris tahdis etti, bize el-Cad tahdis etti,
bize Ebu Reca el-Utaridi İbn Abbas’DAN tahdis etti, o Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim emirinden
hoşuna gitmeyecek bir şey görürse ona sabretsin. Çünkü sultandan (itaatinden)
dışarıya bir karış çıkan insanlardan her bir kimse bu hali üzere ölürse mutlaka
cahiliye ölümü ile ölür. "
4769-57/9- Bize Hureyn
b. Abdula'la tahdis etti, bize el-Mutemir tahdis edip, dedi ki: Babamı Ebu
Miclez'den tahdis ederken dinledim: O Cundub b. Abdullah el-Beceli’den şöyle
dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim bir
asabiyete davet ederken yahut bir asabiyete yardımcı olurken kör bir sancak
altında öldürülürse o öldürülmesi cahilidir" buyurdu.
Diğer tahric: Nesai,
4126
4770-58/10- Bize
Ubeydullah b. Muaz el-Anberi tahdis etti bize babam tahdis etti, bize Asım -o
b. Muhammed b. Zeyd'dir- Zeyd b. Muhammed'den tahdis etti, o Nafi'den şöyle
dediğini rivayet etti: Abdullah b. Ömer, Yezid b. Muaviye zamanında meydana
gelen Harre alayında olanlar olduğu sırada Abdullah b. Muti'nin yanına geldi.
(İbn Muti): Ebu Abdurrahman'a (Abdullah b. Ömer'e) bir yastık atın, dedi.
O: Senin yanına oturmak
için gelmedim. Sana Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in söylerken
dinlemiş olduğum bir hadisi nakletmek için geldim. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'i: "Kim bir itaatten elini çekecek olursa kıyamet
gününde lehine herhangi bir delil bulunmaksızın Allah'ın huzuruna çıkacaktır.
Kim de boynunda bir bey'at bulunmaksızın ölürse cahiliye ölümü ile ölür"
buyururken dinledim, dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Her
kim itaatten el çekerse ... " yani bu yaptığı işinde lehine herhangi bir
delili olmaz, kendisine fayda verecek bir mazereti bulunmaz.
4771- .. ./11- Bize İbn
Numeyr de tahdis etti, bize Yahya b. Abdullah b.
Bukeyr tahdis etti, bize
Leys, Ubeydullah Ebu Cafer’DEN tahdis etti, o Bukeyr b. Abdullah b.
el-Eşecc'den o Nafi'den, o İbn Ömer'den rivayet ettiğine göre İbn Muti'nin
yanına geldi deyip Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buna yakın olarak hadisi
rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
4772- .. ./12- Bize Amr
b. Ali de tahdis etti, bize İbn Mehdi tahdis etti. (H.)
Bize Muhammed b. Amr b.
Cebele de tahdis etti, bize Bişr b. Ömer tahdis etti (İbn Mehdi ile) birlikte,
dediler ki: Bize Hişam b. Sad, Zeyd b. Eslem'den tahdis etti, o babasından, o
İbn Ömer'den o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den Nafi'nin İbn Ömer'den
diye naklettiği hadis ile aynı manada rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
14/67- MÜSLÜMANLARIN
İŞİ BİR VE BERABERLİK İKEN ONU DAĞITAN KİMSENİN HÜKMÜ BABI