SAHİH-İ MÜSLİM

İMARE

 

4/57- BİR ZORUNLULUK OLMADAN EMİR OLMANIN MEKRUH OLDUĞU BABI

 

4696-1611- Bize Abdulmelik b. Şuayb b. el-leys tahdis etti, bana babam Şuayb b. el-leys tahdis etti, bana leys b. Sa'd tahdis etti, bana Yezid b. Ebu Habib, Bekr b. Amr'dan tahdis etti, o el-Haris b. Yezid el-Hadrami'den, o İbn Huceyra el-Ekber'den, o Ebu Zer’den şöyle dediğini rivayet etti: Ben: Ey Allah'ın Rasulü! Bana görev vermez misin, dedim. Eli ile omzumu vurduktan sonra: "Ey Ebu Zer! Şüphesiz sen zayıfsın. Görev ise bir emanettir. Şüphesiz ki o kıyamet gününde bir rüsvaylık ve bir pişmanlıktır. Onu hakkıyla alan ve bu hususta üzerindekini eksiksiz yerine getiren müstesna" buyurdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

4697-17/2- Bize Zuheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim ikisi el-Mukri'den tahdis etti, Zuheyr, dedi ki: Bize Abdullah b. Yezid tahdis etti, bize Said b. Ebu Eyyub, Abdullah b. Ebu Cafer el-Kuraşi'den tahdis etti, o Salim b. Ebu Salim el-Ceyşani'den, o babasından o Ebu Zer’DEN rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Zer! Gerçek şu ki ben seni zayıf görüyorum. Ve ben kendim için neyi seviyorsam senin için de onu seviyorum. İki kişinin dahi başına emir olma ve sakın bir yetimin malının veliliğini de üstüne alma" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 2868; Nesai, 3669

 

AÇIKLAMA:          "Bana el-leys b. Sad tahdis etti.. İbn Huceyre el-Ekber Ebu Zer’DEN rivayet etti." Bu isnad bizim diyarımızdaki bütün nüshalarda bu şekilde Yezid b. Ebu Habib Bekir'den diye kaydedilmiştir. Kadı Iyaz da bizim diyarımızın rivayet yolunu teşkil eden el-Culudi nüshasından da bunu böylece nakletmiş ve şunları söylemiştir: İbn Mahan'da ise: Bana Yezid b. Ebu Habib ve Bekr tahdis etti diye arada atıf vavı ile kaydetmiştir. Ama doğnisu olan birincisidir. Bunu da Abdulgani söylemiştir.

 

Derim ki: Halef el-Vasıti, El-Etraf adlı eserde bundan başkasını zikretmemektedir.

İbn Huceyre'nin adı Abdurrahman'dır. Ebu Habib'in adı ise Suveyd'dir. Bu isnadda biri diğerinden rivayet nakleden tabiinden dört kişi bulunmaktadır. Bunlar ise Yezid ve ondan sonra gelen üç kişidir.

 

Bundan sonraki isnadda (4697) "bize Zuheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim tahdis etti. İkisi el-Mukri’DEN rivayet etti. Zuheyr, dedi ki: Bize Abdullah b. Yezid tahdis etti, bize Said b. Ebu Eyytib, Ubeydullah b. Ebu Cafer elKuraşi’DEN tahdis etti, o Salim b. Ebu Salim el-Ceyşani'den, o babasından, o Ebu Zer’DEN rivayet etti."

 

Darakutni kitabında, dedi ki: Bu hadiste bu isnaddaki Ubeydullah b. Cafer'e muhalefet edilmiştir. Bunu Said b. Ebu Eyyub az önce geçtiği gibi ondan rivayet etmiştir. İbn lehia ise ondan o Müslim b. Ebu Meryem’DEN o Ebu Salim el-Ceyşani’DEN o Ebu Zer’den diye rivayet etmiştir.

 

Böyle demekle birlikte Darakutni senet hakkında herhangi bir hüküm vermemiştir. Çünkü hadis senet ve metin itibari ile sahihtir. Said b. Ebu Eyyub'un hıfzı ise İbn lahia'dandaha güçlüdür. İsnadda adı geçen el-Mukri ise bundan sonra geçen Abdullah b. Yezid'in kendisidir. Said'in babası olan Ebu Eyyub'un adı ise Miklas el-Huzai el-Mısri'dir. Ebu Salim el-Ceyşani'nin adı da Süfyan b. Hani'dir. Yemen'den bir kabile olan Ceyşan'a mensuptur.

 

(4696) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Ey Ebu Zer! Sen zayıfsın ve bu görev bir emanettir ... " Diğer rivayette ise: "Ey Ebu Zer! Ben seni zayıf görüyorum ... " buyurmaktadır.

 

Bu hadis, bu gibi kamu görevlerinden uzak durmak hususunda pek büyük bir esastır. Özellikle de böyle bir kamu görevinin sorumluluklarını yerine getirmekte zayıf olanlar için bu böyledir.

 

"Horluk ve pişmanlık" işin ehli olmayan yahut da işin ehli olmakla birlikte o işte adalet yapmayan kimse hakkında sözkonusudur. Böylelerini yüce Allah kıyamet gününde rezi! ve rilsvay eder ve o da kusurlarına pişman olur. Kamu görevine ehil olan ve bu görevde adaletli davranan kimsenin ise pek büyük bir fazileti vardır. Bu hususta sahih pek çok hadis birbirini desteklemektedir. "Yedi kişiyi Allah arşının gölgesi altında barındırır" hadisi bunlara örnektir. Yine bundan sonra zikredilecek: "Şüphesiz adaletli davrananlar nurdan minderler üzerinde olacaklardır" hadisi ve diğer hadisler buna örnektir. Ayrıca Müslümanlar da bu hususta icma etmişlerdir. Bununla birlikte bu gibi görevlerdeki tehlikeden ötüril Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu böyle bir görevi kabul etmekten sakındırmıştır. Aynı şekilde ilim adamları da bundan sakındırdığı gibi seleften pek çok kimse bu gibi görevler almayı kabul etmemiş ve kabul etmedikleri zaman da yapılan eziyetlere sabretmişlerdir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

5/58- ADALETLİ İMAMIN FAZİLETİ, ZALİM OLANIN CEZASI, YÖNETİLENLERE YUMUŞAK DAVRANMANIN TEŞVİK EDİLMESİ VE ONLARI MEŞAKKETE SOKMANIN YASAK OLDUĞU BABI