SAHİH-İ MÜSLİM

İMARE

 

1/54. İNSANLAR KUREYŞE TABİDİR, HALİFELİK DE KUREYŞ ARASINDADIR BABI

 

4678-1/1- Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb ve Kuteybe b. Said tahdis edip, dediler ki: Bize el-Muğire -her ikisi de el-Hizami nisbetli olanı kastetmektedirler- tahdis etti. {H.} Bize Zuheyr b. Harb ve Amr en-Nakid de tahdis edip, dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne tahdis etti. Her ikisi Ebu Zinad'dan, o A'rec'den, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

Zuheyr'in hadisinde ise: Hadisi Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ulaştırarak denilmektedir. Amr da rivayet yolu ile demiştir: "İnsanlar bu hususta Kureyşe tabidirler. Müslümanları Müslümanlarına, kafirleri de kafirlerine. "

 

Diğer tahric: Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb'in hadisini Buhari, 3495; Müslim, 6402;

 

 

 

4679-2/2- Bize Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Hemmam b. Münebbih'den şöyle dediğini haber verdi:

Bu Ebu Hureyre'nin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den tahdis ettikleridir. Zikrettiği hadislerden birisi de şudur: Ayrıca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İnsanlar bu hususta Kureyşe tabidir. Müslüman olanları Müslümanlarına tabidir, kafir olanları da kafir olanlara tabidir. "

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

4680-3/3- Bana Yahya b. Habib el-Harisi tahdis etti, bize Ravh tahdis etti, bize İbn Cureyc tahdis etti, bana Ebu Zubeyr'in tahdis ettiğine göre o Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken dinlemiştir: "İnsanlar hayır ve şer hususunda Kureyş'e tabidirler."

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

4681-4/4- Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus da tahdis etti, bize Asım b.

Muhammed b. Zeyd babasından şöyle dediğini tahdis etti. Abdullah, dedi ki:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İnsanlardan iki kişi kaldığı sürece bu iş Kureyş arasında kalmaya devam edecektir" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 3501, 7140

 

AÇIKLAMA:          Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in (4578) "insanlar bu hususta Kureyşe tabidir ... " bir diğer rivayette (4680) "Hayırda ve şerde insanlar Kureyşe tabidir" bir diğer rivayette (4681) "insanlardan iki kişi kaldığı sürece bu iş Kureyş arasında kalmaya devam edecektir" buyurulmaktadır. Buhari'deki rivayette de onlardan iki kişi kaldığı sürece" denilmektedir.

 

Bu hadisler ve benzerleri halifeliğin Kureyş'e ait bir özel hal olduğunun açık bir delilidir. Halifelik akdinin başka birisine yapılması caiz değildir. Ashab-ı Kiram zamanında da icma bu şekilde gerçekleşmiştir. Onlardan sonra da aynı şekilde icma olmuştur. Bu hususta muhalefet eden bid'at ehli yahut da onların dışında farklı kanaat ortaya koyan bir kimse ashab, tabiin ve onlardan sonra gelenlerin icmaı ile ve sahih hadisler ile ona karşı delil getirilir.

 

Kadı Iyaz, dedi ki: Halifenin Kureyş'ten olmasının şart olduğu bütün ilim adamlarının kabul ettikleri bir görüştür. Ebu Bekir ve Ömer (r.a.) da sakife gününde ensara karşı bunu delil göstermişler ve kimse buna karşı çıkmamıştır. Ilim adamları bunu icmaın gerçekleştiği meseleler arasında saymışlardır. Bu hususta seletten herhangi bir kimseden, dediklerimize aykırı ne bir söz ne de bir fiil nakledilmiş değildir. Onlardan sonraki bütün asırlarda da böyle olmuştur. Nazzan ve haricilerle bid'at ehlinden ona muvafakat edenlerin sözleri de muteber değildir. Bunlara göre halifenin Kureyş'ten başkasından olması caizdir. Aynı şekilde Dırar b. Amr'ın Kureyşli olmayan nabatilerden ve diğerlerinden olan bir kimse kureyşlilerin önüne geçirilir. Çünkü ondan herhangi bir olumsuzluk görülecek olursa onu görevden almak gayet kolay olur şeklindeki gülünç sözüne de itibar edilmez. Onun söylediği bu söz batıl ve yaldızlanmışsözlerdendir. Ayrıca bu kanaati ile Müslümanların icmaına da muhalefet etmiş olmaktadır. Allah en iyi bilendir.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "İnsanlar hayirda ve şerde kureyşe tabidir" buyruğu da islamda ve cahiliyede onlara tabidir demektir. Nitekim bu husus ilk rivayette açıkça ifade edilmiştir. Çünkü kureyşliler cahiliye döneminde Arapların başkanları Allah'ın Harem bölgesinin sahipleri, Allah'ın Beyti'nin haccedilmesinin ahalisi idiler. Araplar onların Müslüman olmalarını bekliyorlardı. Onlar islama girip Mekke fethedilince insanlar ona uydu. Araplar her cihetten gelip insanlar Allah'ın dinine büyük kitleler halinde girdiler. Aynı şekilde islamda da böyledir. Onlar hilafetin sahipleridirler. İnsanlar da onlara tabidirler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu hükmün insanlardan iki kişi kaldığı sürece dünyanın sonuna kadar devam edeceğini beyan etmiştir. Nitekim O'nun söylediği de açıkça ortaya çıkmıştır. Onun zamanından itibaren şu ana kadar halifelik bu hususta onlarla herhangi bir çekişme olmaksızın kureyş arasındadır. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in, dediği gibi iki kişi kaldığı sürece böyle kalmaya devam edecektir.

 

Kadı Iyaz, dedi ki: Şafii mezhebi alimleri bu hadisi Şafii'nin faziletine delil göstermişlerdir. Fakat bunda onların lehine bir delalet bulunmamaktadır. Çünkü maksat sadece halifelikte kureyşin öne geçirilmesidir.

 

Derim ki: Ama bu hadis, Kureyşlilerin başkalarına göre üstün bir meziyetliklerinin bulunduğu hususunda bir delildir, Şafii de Kureyşlidir .

 

 

 

 

4682-5/5- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Cerir, Husayn’DEN tahdis etti, o Cabir b. Sebura’DAN şöyle dediğini rivayet etti. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim: (H.) Bize Rifaa b. el-Heysem el-Vasıti -lafız ona ait olmak üzere- de tahdis etti bize Halid -yani b. Abdullah etTahhan- Husayn’DAN tahdis etti, o Cabir b. Semura’DAN şöyle dediğini rivayet etti: Babam ile birlikte Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna girdim. Onu şöyle buyururken dinledim: "Şüphesiz onların arasından oniki halife geçip gitmedikçe bu iş bitmeyecektir." (Cabir), dedi ki: Sonra benim fark edemediğim gizli bazı sözler söyledi. Babama: Ne, dedi. diye sordum. O: "hepsi Kureyş'tendir" buyurdu, dedi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

4683-6/6- Bize İbn Ebi Ömer tahdis etti, bize Süfyan, Abdulmelik b. Umeyr'den tahdis etti, o Cabir b. Semura'dan şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "İnsanların işi, başlarına oniki adam yönetici olduğu sürece yürümeye devam edecektir" buyururken dinledim. Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlayamadığım bir söz söyledi. Babama: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne buyurdu diye sordum. O: "Hepsi Kureyş'ten" buyurdu, dedi.

 

Diğer tahric: Buhari, 7222, 7223

 

 

 

4684- .. ./7- Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Ebu Avane, Simak b. Cabir b. Semura'dan tahdis etti, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bu hadisi rivayet etmekle birlikte "insanların işi yürümeye devam edecektir" ibaresini zikretmedi. 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

4685-7/8- Bize Heddad b. Halid el-Ezdi tahdis etti, bize Hammad b. Seleme, Simak b. Harb'den şöyle dediğini tahdis etti: Cabir b. Semura'yı şöyle derken dinledim: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "İslam oniki halifeye kadar aziz kalmaya devam edecektir" buyururken dinledim. Sonra anlayamadığım bir söz söyledi. Babama: Ne buyurdu, dedim. O: "Hepsi Kureyş'tendir" buyurd'., dedi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

4686-8/9- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Ebu Muaviye, Davud’DAN tahdis etti, o Şa'bi'den, o Cabir b. Semura’DAN şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu iş, oniki halifeye kadar aziz kalmaya devam edecektir" buyurdu.

 

(Cabir), dedi ki: Sonra anlamadığım bir şey söyledi. Babama, ne, dedi., dedim. O: "Hepsi Kureyş'tendir" buyurdu, dedi.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 4280

 

 

 

4687 -9/10- Bize Nasrr b. Ali el-Cahdami tahdis etti, bize Yezid b. Zureyh tahdis etti, bize İbn Avn tahdis etti. (H.) Bize Ahmed b. Osman b. el-Nevfeli -ki lafız ona aittir- de tahdis etti, bize Ezher tahdis etti, bize İbn Avn Şa'bi’DEN tahdis etti, o Cabir b. Semura'dan şöyle dediğini rivayet etti: Babam ile birlikte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gittim. Onu: "Bu din oniki halifeye kadar aziz ve zarar verilemeyecek bir halde devam edecektir" buyururken dinledim. Sonra insanların konuşmasından dolayı duyamadığim bir kelime söyledi. Babama: ne buyurdu, dedim. O: "Hepsi Kureyş'tendir" buyurdu, dedi.

 

 

AÇIKLAMA:          (4682) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu iş, hepsi de Kureyş'ten olan aralarında oniki halife geçmedikçe bitmeyecektir" bir diğer rivayette (4683) "insanların işi, hepsi Kureyş'ten olan oniki adam başlarına yönetici olduğu sürece muntazam devam edecektir" başka bir rivayette (4685) "Hepsi Kureyş'ten olan oniki halifeye kadar İslam aziz kalmaya devam edecektir" buyurmaktadır.

 

Kadı lyaz, dedi ki: Burada iki soru gündeme gelir: Bu iki sorudan birisi şudur: Bir başka hadiste: "Hilafet benden sonra otuz yıldır, sonra mülk (hükümdarlık) olacaktır" hadisidir. Bu ise oniki halife ile ilgili, hadise muhaliftir. Çünkü otuz yılda ancak dört. raşid halife ile kendisine bey'atte bulunulan dört aylık halifeliği döneminde el-Hasan b. Ali’den başkası gelmemiştir. Buna cevap şudur: Halifeliğin otuz yıl olduğunu bildiren hadis-i şerifte maksat nübüvvet hilafetidir. Nitekim bu bazı rivayetlerde tefsir edilmiş olarak (müfessel) gelmiş bulunmaktadır: "Benden sonra nübüvvet hilafeti otuz yıldır. Sonra bir mülk (hükümdarlık) olacaktır." Ama oniki kişiden böyle bir şart bulunmamaktadır.

 

İkinci soru da şudur. Bu sayıdan daha çok kişi yönetimin başına gelmiştir.

Ama bu batıl bir itirazdır. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oniki halifeden başkası yönetimin başına gelmeyecektir buyurmamıştır. O sadece gelecektir diye buyurmuş ve nitekim bu sayıda kişi yönetimin başına gelmiştir. Onlardan sonra başkalarının bulunmasının da bir zararı yoktur. Bu açıklama eğer bu lafızia kastedilenin her bir yönetici olması halinde sözkonusudur. Bununla birlikte halifeliği hak eden adaletli kimselerin kastedilmiş olma ihtimali de vardır. Bilinen kimseler bunlardan geçip gitmiştir. Kıyamet kopmadan önce de bu sayının tamamlanması bir zorunluluktur. Ayrıca bunun şu anlamda. olduğu da söylenmiştir: Bunlar aynı asırda bulunacaklardır. Bunların her birisine bir kesim uyacaktır.

 

Kadı Iyaz, dedi ki: Eğer tarih ve yakından izlenecek olursa bunun gerçekleşmiş olma ihtimali uzak değildir. Çünkü sadece Endülüs'de bile 430 yıl sonra bir asırda hepsi de halifelik iddiasında bulunan ve halifelik lakabı bulunan üç kişi bulunmuştur. Aynı zamanda bir başka yerde de bu böyle olmuştur. Abbasi cemaatinin halifesi ise Bağdat'da o zamanda yeryüzünün çeşitli bölgelerinde bu iddiada bulunanların dışında ayrı bir halife idi. Ayrıca bu yorumu Müslim'in kitabında bundan sonra gelen: "Pek çok halife olacak ve bunlar sayıca çoğalacaklardır" hadisi de bunu desteklemektedir. Ashab bunun üzerine bize ne emir buyurursun diye sormuş Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İlk olarak bey'at ettiğiniz kimsenin bey'atine bağlı kalın buyurmuştur. "

 

Bundan, zamanında İslamın güçlü ve aziz olup Müslümanların etrafında toplanacağı kimsenin kastedilmiş olma ihtimali de vardır. Nitekim Ebu Davud'un Süneni'nde belirtildiği gibi: "Hepsinin etrafında da ümmet toplanmış olacaktır" buyurulmaktadır. Bu ise Ümeyye oğullarının çalkantılı dönemlerinden ve Yezid b. el-Velid dönemindeki ihtilaf ile Abbas oğullarının ona baş kaldırmalarından önce ortaya çıkmış bir durumdur. Bunun başka anlamlara gelme ihtimali de vardır. Allah, Nebisinin maksadını en iyi bilendir.

 

(4687) "Sonra insanların konuşmasından dolayı işitemediğim bir söz söyledi." Yani çokça konuşulduğundan ötürü işitmemi engelleyecek şekilde adeta beni sağırlaştırdılar. Bazı nüshalarda bu kelimenin yerine ona dair soru sormama izin vermeyip susturdular anlamında "sammetenihannas" şeklindedir.

 

 

 

 

4688-10/11- Bize Kuteybe b. Said ve Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis edip, dedi ki: Bize Hatim -ki o b. İsmail'dir- el-Muhacir b. Mismar'dan tahdis etti, o Amir b. Sa'd b. Ebu Vakkas'dan şöyle dediğini rivayet etti: Kölem Nafi' ile birlikte Cabir b. Semura'ya şunu yazdım (ve gönderdim): Bana Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işitmiş olduğun bir şeyi haber ver. O da bana şunu yazdı: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i Eslemli zatın recm edildiği günü öğleden sonra Cuma gününde şöyle buyururken dinledim: "Din kıyamet kopuncaya kadar -yahut hepsi Kureyş'ten oniki halife başınıza geçinceye kadar- dimdik ayakta kalmaya devam edecektir" yine onu şöyle buyururken dinledim: "Müslümanlardan bir küçük topluluk beyaz sarayı, Kisranın -yahut Kisra hanedanının- sarayını fethedeceklerdir." Yine onu şöyle buyururken dinledim: "Kıyametten önce yalancılar ortaya çıkacaktır. Onlardan sakınınız." Yine onu şöyle buyururken dinledim: ''Allah birinize bir hayır verirse kendinden ve aile halkından başlasın." Yine onu: "Ben sizden önce havzın başına gideceğim" buyururken dinledim.

 

Diğer tahric: Müslim, 5958

 

 

 

4689- .. ./12- Bize Muhammed b. Rafi' tahdis etti, bize İbn Ebu Fudeyk tahdis etti, bize İbn Ebu Zi'b, Muhacir b. Mismar'dan tahdis etti, o Amir b. Sa'd'dan rivayet ettiğine göre İbn Semura el-Adevıyye: Bize Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işitmiş olduğun bazı hadisleri naklet diye mektup yazdı. O da: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim deyip Hakim'in hadisine yakın olarak hadisi rivayet etti,

 

 

AÇIKLAMA:          "Müslümanlardan bir topluluk beyaz sarayı, Kisranın sarayını fethedecekler." Bu Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in apaçık mucizelerindendir. Nitekim Allah'a hamd olsun ki Ömer b. el-Hattab (radıyallahu anh) zamanında orayı feth etmişlerdir. "Usaybe" topluluk demektir. Kisra ise kef harfi kesreli de fethalı da (Kesra) söylenir.

 

"Allah birinize bir hayır verirse önce kendisinden başlasın." Bu da: "Önce kendinden başla sonra geçindirmekle yükümlü olduğun kimselerden" hadisine benzer.

 

"Havza sizden önce varacağım." Yani oraya ben önce varacak ve sizin oradan içmeniz için bekleyeceğim demektir. Ferat ile tarit ise, bir topluluktan önce onlara gerek duyacakları şeyleri hazırlamak için suya giden kimse demektir.

 

(4689) Amir b. Sa'd dan rivayete göre o İbn Semura el-Adeviye mektup yazdı." Bütün nüshalarda bu şekilde "el-Adevi" nisbetlidir. Kadı Iyaz, dedi ki: Bu bir tashiftir. Çünkü o Adevi değil o Amiri olup Amir b. Sa'saa oğulları ndandır .. Adevi diye tashif edilerek yazılmıştır. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

2/55- HALİFENİN KENDİSİNDEN SONRAKİ HALİFEYİ GÖSTERMESİ (İSTİHLAF) VE BUNU YAPMAMAK BABI