SAHİH-İ MÜSLİM |
CİHAD |
53 - باب
قوله صلى الله
عليه وسلم (لا
تزال ظائفة من
أمتي ظاهرين
على الحق لا
يضرهم من
خالفهم)
53/26.
RESULULLAH (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'İN "ÜMMETİMDEN BİR TAİFE, HAK
ÜZERE MUZAFFER KALMAYA DEVAM EDECEKTİR. ONLARA MUHALEFET EDENLERİN ONLARA
ZARARI OLMAYACAKTIR" BUYRUĞU BABI
170 - (1920) حدثنا
سعيد بن منصور
وأبو الربيع
العتكي وقتيبة
بن سعيد.
قالوا: حدثنا
حماد (وهو ابن
زيد) عن أيوب.
عن أبي قلابة،
عن أبي أسماء،
عن ثوبان. قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (لا تزال
طائفة من أمتي
ظاهرين على
الحق. لا
يضرهم من خذلهم.
حتى يأتي أمر
الله وهم
كذلك). وليس في
حديث قتيبة
(وهم كذلك(.
4927-170/1- Bize Said b.
Mansur, Ebu Rabi' el-Atekive Kuteybe b. Said de tahdis edip dediler ki: Bize
Hammad -ki b. Zeyd'dir- Eyyub'dan tahdis etti, o Ebu Kilabe'den, o Ebu
Esma'dan, o Sevban’DAN şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ümmetimden bir taife hak üzere muzaffer kalmaya devam
edecektir. Onlara yardım etmeyenin onlara zararı olmayacaktır. Onlar bu halleri
üzere Allah'ın emri gelinceye kadar devam edeceklerdir." Kuteybe'nin
hadisi rivayetinde "onlar bu şekilde" ibaresi yoktur.
Diğer tahric: Tirmizi,
2229; İbn Mace, 10
171 - (1921) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا وكيع. ح
وحدثنا ابن
نمير. حدثنا
وكيع وعبدة.
كلاهما عن
إسماعيل بن
أبي خالد. ح
وحدثنا ابن
أبي عمر
(واللفظ له). حدثنا
مروان (يعني
الفزاري) عن
إسماعيل، عن
قيس، عن
المغيرة. قال:
سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول (لن
يزال قوم من
أمتي ظاهرين
على الناس،
حتى يأتيهم
أمر الله، وهم
ظاهرون(.
4928-171/2- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Veki' tahdis etti. (H.) Bize İbn Numeyr
de tahdis etti, bize Veki' ve Abde tahdis etti, ikisi İsmail b. Ebu Halid'den
rivayet etti. (H.) Bize İbn Ebu Ömer de -lafız ona ait olmak üzere- tahdis
etti, bize Mervan -yani el-Fezari- İsmail’DEN tahdis etti, o Kays’DAN o
Muğire’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'i şöyle buyururken dinledim: "Ümmetimden bir topluluk insanlara
karşı üstün kaimaya devam edeceklerdir. Allah'ın emri kendilerine gelinceye
kadar da onlar üstün olmayı sürdüreceklerdir. "
Diğer tahric: Buhari,
7311, 7459;
(1921) - وحدثنيه
محمد بن رافع.
حدثنا أبو
أسامة. حدثني
إسماعيل عن
قيس. قال: سمعت
المغيرة بن
شعبة يقول:
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول. بمثل
حديث مروان.
سواء.
4929- ... /3- Bunu bana
Muhammed b. Rafi'de tahdis etti... Kays dedi ki: Muğire b. Şu'be'yi şöyle
derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken
dinledim deyip tamamen Mervan'ın hadisi ile aynı şekilde rivayet etti.
172 - (1922) وحدثنا
محمد بن المثنى
ومحمد بن
بشار. قالا:
حدثنا محمد بن
جعفر. حدثنا
شعبة عن سماك
بن حرب، عن
جابر بن سمرة،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم؛ أنه قال
(لن يبرح هذا
الدين قائما،
يقاتل عليه
عصابة من المسلمين،
حتى تقوم
الساعة(.
4930-172/4- Bize
Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar da tahdis edip dediler ki: ...
Simak b. Harb, Cabir b. Semura’DAN o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den:
"bu din, dimdik ayakta kalmaya devam edecektir. Müslümanlardan bir
topluluk, kıyamet kopuncaya kadar onun uğrunda savaşacaktır" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
173 - (1923) حدثني
هارون بن
عبدالله
وحجاج بن
الشاعر. قالا:
حدثنا حجاج بن
محمد. قال: قال
ابن جريج:
أخبرني أبو
الزبير؛ أنه
سمع جابر بن
عبدالله يقول
: سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول (لا
تزال طائفة من
أمتي يقاتلون
على الحق،
ظاهرين إلى
يوم القيامة(.
4931-173/5- Bana Harun
b. Abdullah ve Haccac b. eş-Şair de tahdis edip dedi ki: ... Ebu'z-Zubeyr Cabir
b. Abdullah'. şöyle derken dinlediğini haber vermiştir. Ben Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim: "Benim
ümmetimden bir taife, hak üzere muzaffer oldukları halde kıyamet gününe kadar
savaşmaya devam edeceklerdir. "
174 - (1037) حدثنا
منصور بن أبي
مزاحم. حدثنا
يحيى بن حمزة
عن عبدالرحمن
بن يزيد بن
جابر؛ أن عمير
بن هانئ حدثه.
قال: سمعت
معاوية على
المنبر يقول:
سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول (لا
تزال طائفة من
أمتي قائمة
بأمر الله، لا
يضرهم من
خذلهم أو
خالفهم، حتى
يأتي أمر الله
وهم ظاهرون
على الناس(.
4932-174/6- Bize Mansur
b. Ebu Muzahim tahdis etti ... Umeyr b. Hani tahdis edip dedi ki: Ben
Muaviye'yi minber üzerinde şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim: "Ümmetimden bir taife, Allah'ın
emri ile dimdik ayakta kalmaya devam edecektir. Onlara yardım etmeyen ya da
onlara muhalefet edenlerin onlara zararı olmayacaktır. Onlar, insanlara karşı
muzaffer oldukları halde Allah'ın emri gelinceye kadar bu halde devam
edeceklerdir."
Diğer tahric: Buhari,
3641, 7312
175 - (1037) وحدثني
إسحاق بن
منصور. أخبرنا
كثير بن هشام.
حدثنا جعفر
(وهو ابن
برقان) حدثنا
يزيد بن
الأصم. قال:
سمعت معاوية
ابن أبي سفيان
ذكر حديثا
رواه عن النبي
صلى الله عليه
وسلم. لم
أسمعه روى عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم على
منبره وحديثا
غيره. قال : قال
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
(من يرد الله
به خيرا يفقهه
في الدين. ولا تزال
عصابة من
المسلمين
يقاتلون على الحق
ظاهرين على من
ناوأهم، إلى
يوم القيامة(.
4933-175/7- Bana İshak
b. Mansur da tahdis etti. .. Bize Yezid b. el-Asam tahdis edip dedi ki: Muaviye
b. Ebu Süfyan'ı bir hadisi zikrederken dinledim. O bu hadisi Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den rivayet etti. Ben, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
onun minberi üzerinde bundan başka bir hadisi rivayet ettiğini de duymadım.
Dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah kimin hakkında hayır
murad ederse dinde onu fakih kılar. Müslümanlardan bir topluluk da kıyamet
gününde hak üzere savaşıp kendilerine düşmanlık edenlere karşı muzaffer olarak
varlıklarını devam ettireceklerdir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
176 - (1924) حدثني
أحمد بن
عبدالرحمن بن
وهب. حدثنا
عمي عبدالله
بن وهب. حدثنا
عمرو بن
الحارث. حدثني
يزيد أبي
حبيب. حدثني
عبدالرحمن بن
شماسة المهري.
قال:
كنت
عند مسلمة بن
مخلد، وعنده
عبدالله بن
عمرو بن
العاص. فقال
عبدالله: لا
تقوم الساعة
إلا على شرار
الخلق. هم شر
من أهل
الجاهلية. لا
يدعون الله
بشيء إلا رده
عليهم.
فبينما
هم على ذلك
أقبل عقبة بن
عامر. فقال له مسلمة:
يا عقبة! اسمع
ما يقول
عبدالله. فقال
عقبة: هو أعلم.
وأما أنا
فسمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول (لا تزال
عصابة من أمتي
يقاتلون على
أمر الله،
قاهرين
لعدوهم، لا
يضرهم من خالفهم،
حتى تأتيهم
الساعة، وهم
على ذلك). فقال عبدالله:
أجل. ثم يبعث
الله ريحا كريح
المسك. مسها
مس الحرير.
فلا تترك نفسا
في قلبه مثقال
حبة من
الإيمان إلا
قبضته. ثم
يبقى شرار
الناس، عليهم
تقوم الساعة.
4934-176/8- Bana Ahmed
b. Abdurrahman b. Vehb tahdis etti... Abdurrahman b. Şumase el-Mehri dedi ki:
Mesleme b. Muhalled'in yanında idim. Onun yanında Abdullah b. Amr b. el-As da
vardı. Abdullah: Kıyamet ancak yaralıImışların şerleri başına kopar. Onlar
cahiliye dönemi ehlinden de şerlidirler. Allah'a dua edip bir şey isterlerse
mutlaka onu onlara karşı geri çevirir.
Onlar bu hal üzere iken
Ukbe b. Amir geldi. Mesleme ona: Ey Ukbe!
Abdullah'ın
söylediklerini dinle dedi. Ukbe: O daha iyi bilir ama ben Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim dedi:
"Ümmetimden bir topluluk, düşmanlarını yenik düşürerek aziz ve celil
Allah'ın emri üzere savaşmaya devam edeceklerdir. Onlara muhalefet edenlerin
kendilerine bir zaran olmayacaktır. Onlara kıyamet gelinceye kadar onlar bu hal
üzere devam edeceklerdir. "
Bunun üzerine Abdullah:
Evet sonra Allah, kokusu misk kokusunu andıran, dokunuşu ipeğin dokunuşu gibi
olan bir rüzgar gönderecektir. Kalbinde iman namına bir tane ağırlığı kadar
bulunup da kabzetmedik hiçbir nefis bırakmayacaktır. Sonra da insanların şerıileri
kalacak, kıyamet de onların başına kopacaktır.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
177 - (1925) حدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا هشيم
عن داود بن أبي
هند، عن أبي
عثمان، عن سعد
بن أبي وقاص.
قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
(لا يزال أهل
الغرب ظاهرين
على الحق حتى
تقوم الساعة(.
4935- ı 77/9- Bize Yahya
b. Yahya tahdıs etti ... Sa'd b. Ebi Vakkas dedi ki: Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Garb ehli kıyamet kopuncaya kadar hak üzere üstün
gelmeye devam edeceklerdir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (4927)
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "ümmetimden bir taife ...
nihayet Allah'ın emri gelinceye kadar" bu hadisin şerhi benzerleri ile
birlikte İman Kitabı'nın son taraflarında geçti. Orada da bu anlamda varid
olmuş hadislerin bir arada nasıl telif edileceklerini de açıklamış bulunuyoruz.
Ayrıca yüce Allah'ın: ''Allah'ın esip de mümin erkek ve kadın herkesin ruhunu
alacağı o rüzgar gelinceye kadar" ile "kıyamet kopuncaya kadar"
diye rivayeti nakledenlerden maksadın da kıyametin yaklaşacağı zaman olduğu bu
da sözü edilen rüzgarın çıkış zamanı olduğu da belirtilmiş idi.
Bu taifenin kim
olduklarına gelince Buhari: Onlar ilim ehlidir demiştir.
Ahmed b. Hanbel de: Eğer
bunlar hadis ehli değilseler kim olduklarını bilemiyorum demiştir.
Kadı Iyaz dedi ki: Ahmed
ancak ehli vel cemaat ile hadis ehlinin mezhebi gibi itikad eden kimseler
olduklarını kastetmiştir.
Derim ki: Sözü geçen bu
taifenin müminlerin türleri arasında dağılmış olma ihtimali de vardır. Bunların
bir kısmı kahraman savaşçılar, bir kısmı fukaha, bir kısmı muhaddisun, bir
kısmı zahid kimseler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyankimseler, kimileri de
daha başka çeşitli hayır türleri işleyen kimselerdir. Ayrıca bunların birlikte
ve bir arada olmaları gerekmez. Aksine yeryüzünün çeşitli yerlerinde dağınık
halde bulunmaları da mümkündür.
Bu hadiste açık bir
mucize vardır. Çünkü bu niteleme yüce Allah'a hamdolsun ki Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) zamanından bu güne kadar hala devam etmektedir. Allah'ın
hadiste sözü geçen emri gelinceye kadar da devam edecektir. Ayrıca bu hadiste
icmaın hüccet oluşuna delil vardır. Bu da icma lehine hadisten delil
getirenlerin zikrettiklerinin en sahih olanıdır.
"Ümmetim dalalet
üzere birleşmez" hadisi ise zayıftır. Allah en iyi bilendir.
(4933) "Kendilerine
düşmanlık edenlere karşı üstünlük sağlayanlar olarak." Burada
"naveehum" vavdan sonra hemzeli' olup onlara düşmanlık edenler
demektir. Bu ifade nea ileyhi’den alınmış olup savaş için ona karşı çıktı
tabirinden alınmıştır.
(4934) "Mesleme b.
Muhalleb" isminde "Muhalleb" mim ötreİi ha fethalı ve lam
şeddelidir.
(4935) Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Garb ehli kıyamet kopuncaya kadar hak
üzere muzaffer kalmaya devam edecektir" buyruğu hakkında Ali b. Medini
dedi ki: Burada garb ehlinden kasıt Araplardır. Garb ile kastedilen de büyük
ovadır. Çünkü çoğunlukla bu özel olarak Araplara ait bir husustur. Başkaları
ise bundan maksat yeryüzünün garbı (batısı)dır demişlerdir. Muaz: onlar
Şam'dadır demiştir. Bir başka hadiste "onlar beytülmakdistedir"
denilmektedir. Bunların Şam ehli ve bunun arkasındakiler olduğu da
söylenmiştir. Kadı Iyaz dedi ki: Garb ehli ile güç-kuvvet, çaba ve gayret ehli
kimseler olduğu da söylenmiştir .. Ayrıca her bir şeyin garbı onun sınırı
demektir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
54/27- YÜRÜYÜŞTE
HAYVANLARIN MASLAHATINA RİAYET ETMEK VE YOL ÜZERİNDE MOLA VERMENİN YASAKLANIŞI
BABI