SAHİH-İ MÜSLİM |
CİHAD |
51/24- ŞEHİTLERİN BEYANI
BABI
4917 -16411- Bize Yahya
b. Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e, Sümey’DEN rivayetini okudum. O Ebu
Salih'den, o Ebu Hureyre’DEN rivayet ettiğine göre Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bir adam bir yolda yürümekte iken yol üzerinde dikenli bir dal buldu. Onu
bir kenara itti. Allah onun bu amelini mükafatlandırarak
ona mağfiret buyurdu" buyurdu. Yine Allah Rasulü:
"Şehitler beştir: Taun hastalığına yakalanarak ölen, karın hastalığından
ölen, boğularak ölen, göçük altında kalan ile aziz ve celil Allah yolunda şehit
olandır" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari, 652, 24721.
Müslim, 6612; Tirmizi, 1958
4918-165/2- Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize Cerir, Suheyl'den tahdis etti, o babasından, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Siz aranızda kimi şehit sayıyorsunuz"
buyurdu. Ashab: Ey Allah'ın Rasulü!.
Allah yolunda öldürülen şehiddir dediler. O:
"Şüphesiz o taktirde ümmetimin şehitleri pek az olur. " O halde
kimlerdir onlar ey Allah'ın Rasulü diye sorulunca O:
''Allah yolunda öldürülen şehiddir, Allah yolunda
ölen şehiddir, taun hastalığından ölen şehiddir, karın hastalığından ölen şehiddir"
İbn Miksem dedi ki: Ben senin baban
hakkında şehadet ederim ki o bu hadisi rivayetinde:
Suda boğularak ölen de şehiddir" demişti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
4919- .. ./3- Bana Abdulhamit b. Beyan el-Vasiti de tahdis etti, bize Halid b. Suheyl bu isnad ile aynısını tahdis etti. Ancak onun hadisinde şöyle denilmektedir: Suheyl dedi ki: Ubeydullah b. Miksem dedi ki: Ben senin kardeşin hakkında onun bu hadiste
"suda boğulan da şehiddir" dediğine
şahitlik ederim.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
4920- .. ./4- Bana
Muhammed b. Hatim de tahdis etti, bize Behz tahdis etti, bize Vuheyl tahdis etti, bize Suheyl bu isnad ile tahdis etti. O hadisi rivayetinde: Bana Ubeydullah
b. Miksem, Ebu Salih'den haber verdi dedi ve hadisinde: "suda boğulan
da şehiddir" ibaresini ziyade eyledi. 563
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
4921-166/5- Bize Hamid b. Ömer el-Bekravi tahdis etti, bize Abdulvahid
-yani b. Ziyad- tahdis
etti, bize Asım, Sirin kızı Hafsa'dan
şöyle dediğini tahdis etti: Enes b. Malik bana: Yahya
b. Ebu Amre neden öldü
dedi. Ben: Taundan öldü dedim. (Hafsa) dedi ki: Bu
sefer Enes dedi ki: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Taun her müslüman
için birşehadettir" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari, 5732, 2830;
4922- .. ./6- Bunu bize
el-Velid b. Şüca'da tahdis etti, bize Ali b. Mushir,
Asım'dan bu isnad ile aynısını tahdis
etti.
AÇIKLAMA: (4917) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Bir adam bir yolda yürüyorken ... Allah
da ona mağfiret buyurdu." Hadiste, yolda rahatsızlık veren şeyleri yoldan
almanın fazileti anlaşılmaktadır. Yolda rahatsızlık veren her bir şeyi
kaldırmak daha önce hadiste geçtiği gibi imanın şubelerinin en alt
mertebesidir.
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Şehitler beştir ... Ve Allah yolunda
şehit" Malik'in Muvatta'da yer alan Cabir b.
Atik'in rivayet ettiği hadiste ise: Allah yolunda öldürülmenin dışında şehitler
yedidir denilmekte ve bu hadiste taun hastalığından ölen, karın hastalığından
ölen, suda boğularak ölen, göçük altında kalıp ölen, zatülcenb
hastalığından ölen, yangında ölen ve hamile iken ölen kadını saymaktadır.
Müslim'in bir rivayetinde de: ''Allah yolunda öldürülen şehiddir.
Allah yolunda ölen de şehiddir" denilmektedir.
Malik'in rivayet ettiği hadisin sahih olduğunda bir görüş ayrılığı yoktur. Buhari ve Müslim bunu tahric
etmeseler dahi.
Taun hastalığından ölen
kişi diğer rivayette "taun her bir Müslüman için bir şehadettir"
diye belirtildiği üzere taun hastalığına yakalanarak ölen kimsedir. Karın
hastalığı ise karında meydana gelen hastalığa yakalanan ve bundan ölen kişi
demektir ki bu da ishal (kolera gibi)dir.
Kadı Iyaz
dedi ki: Bunun istiska denilen ve karın şişkinliği
meydana getiren hastalık olduğu da söylenmiştir. Karnı bir şekilde hastalanan
kişi olduğu da söylenmiştir. Kayıtsız ve şartsız olarak karnındaki bir hastalık
sebebi ile ölen kişi olduğu da söylenmiştir.
Suda boğularak ölene
gelince bu, suda boğulup ölen kişidir. Göçük altında kalan kişi ise yıkıntı
altında kalarak ölene denilir.
Zatülcenb hastalığına yakalanan kişiye gelince bu, bilinen bir
hastalık olup böğrün iç tarafında meydana gelen bir yara (iltihap)dır.
Yangında ölen kişi ise
ateş yangını sonucu ölene denilir.
Hamile iken ölen kadına
gelince buradaki "cu'" lafzı cim harfi
ötreli fethalı ve kesreli söylenebiliyor ise de ötreli söyleyiş "cu" daha meşhurdur. Yavrusu karnında bulunduğu halde
gebe olarak kadın demek olduğu söylendiği gibi bakire iken ölen diye de
açıklanmıştır. Doğrusu birincisidir.
(4918) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Allah yolunda ölen de şehiddir"
buyruğu da hangi vasıfta ölürse ölsün şehiddir
anlamındadır. Açıklaması daha önce geçti. ilim adamları der ki: Bu ölüm
şekillerinin şehadet olması ise şanı yüce Allah'ın lütfu ile ve bu sebepleri n oldukça şiddetli ve verdikleri
acı ve ızdırabın çokluğu dolayısıyladır. Sahihteki
bir başka hadiste:
"Malı uğrunda
öldürülen şehiddir, ailesi uğrunda öldürülen şehiddir" buyurulmuştur.
iman Kitabı'nda bunun açıklaması geçti. Bir başka sahih hadiste de:
"Kılıcı uğrunda öldürülen de şehiddir" buyurulmaktadır. ilim adamları der ki: Allah yolunda
öldürülen dışındaki bütün bu suretlerde öldürülenlerin şehit olmalarından
maksat, onlara ahirette şehitlerin sevabının
verilmesi demektir. Dünyada ise bunlar yıkanırlar ve namazları kılınır. iman
Kitabı'nda buna dair açıklamalar geçmiş bulunmaktadır. Yine orada belirtildiği
üzere şehitler üç kısımdır: Dünya ve ahirette şehit:
Bu, kafirlerle savaş esnasında öldürülendir. Dünya hükümleri dışında yalnız ahiret hükümlerine göre şehit:
Bunlar da burada sözü
edilen şekilde ölenlerdir. Bir de ahirette değil de
sadece dünya hükümlerine göre şehit olan kişi vardır ki bu da ganimetten çalan
yahut da savaştan arkasını dönüp kaçarken öldürülen kişidir.
(4919) Abdulhamid b. Beyan'ın rivayet ettiği hadiste geçen
"Abdullah b. Miksem dedi ki: Ben senin kardeşine
onun bu hadiste: suda boğularak ölen de şehiddir
lafzını ziyade ettiğine şahitlik ederim" ifadesi ise bizim diyarımızdaki
nüshaların çoğunluğunda bu şekilde hı harfi ile "kardeşime şahitlik
ederim" anlamındadır. Bazı nüshalarda ise be harfi ile: (Babana şahitlik
ederim) şeklindedir. Doğru olan da budur.
Kadı Iyaz
dedi ki: İbn Mahan'ın
rivayetinde "babana" şeklindedir ki doğrusu budur. El-CuICıdt'nin rivayetinde ise "kardeşine" diye
kaydedilmiştir. Bu da yanlıştır. Doğrusu daha önce Zuheyr'in
rivayetinde geçtiği gibi "babana" ifadesidir. Ve İbn
Miksem bunu Suheyl b. Ebu Salih'e söylemiştir. Nitekim aynı şekilde bundan
sonraki rivayette de böylece zikretmiştir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: