SAHİH-İ MÜSLİM |
CİHAD |
45 - باب
قوله صلى الله
عليه وسلم
(إنما الأعمال
بالنية) وأنه
يدخل فيه
الغزو وغيره
من الأعمال
45/18- RASULULLAH
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'İN: "AMELLER ANCAK NİYET İLEDİR"
BUYRUĞU İLE GAZA VE ONUN DIŞINDAKİ AMELLERİN DE KAPSAMINA GİRDİĞİ BABI
155 - (1907) حدثنا
عبدالله بن
مسلمة بن
قعنب. حدثنا
مالك عن يحيى
بن سعيد، عن
محمد بن
إبراهيم، عن
علقمة بن
وقاص، عن عمر
ابن الخطاب.
قال : قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (إنما
الأعمال
بالنية. وإنما
لامرئ ما نوى.
فمن كانت هجرته
إلى الله
ورسوله،
فهجرته إلى
الله ورسوله.
ومن كانت
هجرته لدنيا
يصيبها أو
أمرأة يتزوجها،
فهجرته إلى ما
هاجر إليه(.
4904-15511- Bize
Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb tahdis etti, bize Malik, Yahya b. Said'den tahdis
etti, o Muhammed b. İbrahim'den, o Alkame b. Vakkas'dan, o Ömer b. el-Hattab
(radıyallahu anh)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Ameller ancak niyet iledir. Her kişi için ancak niyet
ettiği şey vardır. Kimin hicreti Allah'a ve Rasulüne ise onun hicreti Allah'a
ve Rasulünedir. Kimin hicreti elde edeceği bir dünya(1lk} yahut evleneceği bir
kadın için olursa onun da hicreti hicret ettiği şey içindir" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
1 -muhtasar-, 54, 2529, 3898, 5070, 6689, 6953; Ebu Davud, 2201, Tirmizi, 1647;
Nesai, 75,3437,3803; İbn Mace, 4227
4905- .. ./2- Bize
Muhammed b. Rumh el-Muhacir de tahdis etti, bize Leys haber verdi. (H.) Bize
Ebu Rabi' el-Atekı de tahdis etti, bize Hammad b. Zeyd tahdis etti. (H.) Bize
Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Abdulvehhab -yani es-Sekafi- tahdis
etti. (H.) Bize İshak b. İbrahim de tahdis etti, bize Ebu Halid el-Ahmer,
Süleyman b. Hayyan haber verdi. (H.) Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr de
tahdis etti, bize Hafz -yani İnbi Gıyazve Yezid b. Harun tahdis etti. (H.) Bize
Muhammed b. el-Ala el-Hemdanı de tahdis etti, bize İbnu'l-Mübarek tahdis etti.
(H.) Bize İbn Ebu Ömer de tahdis etti, bize Süfyan tahdis etti, hepsi Yahya b.
Said'den Malik'in isnadı ile ve onun hadisi ile aynı manada tahdis etti.
Süfyan'ın hadisinde:
Ömer b. el-Hattab'ı minberin üzerinde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
haber verirken dinledim şeklindedir.
AÇIKLAMA: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Ameller ancak niyet iledir" hadisi ile
ilgili olarak yerinin pek büyük, faydalarının pek çok ve sahih olduğu üzerinde
bütün Müslümanlar icma etmişlerdir. Şafii ve başkaları bu hadis İslam'ın üçte
biridir demişlerdir. Şafii dedi ki: Bu hadisin kapsamına fıkhın yetmiş babı
girer. Başkaları ise bu İslam'ın dörtte biridir demişlerdir. Abdurrahman b.
Mehdi ve başkaları dedi ki: Bir kitap tasnif eden bir kimsenin o kitaba ilim
tahsil eden kimsenin niyetini tashih edip düzeltmesine dikkat çekmek üzere bu
hadis ile başlaması gerekir.
Hattabi bunu imamlardan
mutlak olarak nakletmiştir. Buhari ve başkaları da bunu böylece yapmış ve her
şeyden önce bu hadis ile başlamışlardır.
Bu hadisi Buhari,
kitabında yedi yerde zikretmiştir. Hadis hafızları dedi ki: Bu hadis Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den ancak Ömer b. el-Hattab'ın rivayeti ile,
Ömer'den de ancak Alkame b. Vakkas'ın rivayeti ile, Alkame'den ancak Muhammed
b. İbrahim et-Teymi'nin rivayeti ile, Muhammed'den ancak Yahya b. Said
el-Ensari'nin rivayeti ile sahih olarak gelmiştir. Hadis, Yahya’DAN yayılmış ve
ondan çoğunluğu imam olan ikiyüz kişiden daha fazla kişi rivayet etmiştir. Bu
sebeple hadis imamları bu her ne kadar özel ve genel herkes tarafından bilinen
meşhur bir hadis ise de mütevatir değildir. Çünkü bu hadis, senedinin başında
tevatür şartını taşımamaktadır demişlerdir. Bu hadiste hadis inceliklerinden bir
incelik bulunmaktadır. Çünkü bunu biri diğerinden tabiinden üç kişi rivayet
etmiştir. Bunlar Yahya, Muhammed ve Alkame'dir.
Arapça usül ve diğer
ilim mensubu ilim adamlarının bir çoğu dedi ki: "İnnema: Ancak"
kelimesi hasr için kullanılır. Bu kelime sözü edileni sabit olarak tespit
ederken onun dışında kalanları da nefy etmektedir. Buna göre bu hadisin taktiri
ameller niyet ile hesaba katılır, niyetsiz yapılırsa hesaba katılmaz
şeklindedir. Ayrıca bu hadiste taharetin yani abdest, gusül ve teyemmümün ancak
niyet ile sahih olduğuna delil vardır. Namaz, zekat, oruç, hacc, itikaf ve
diğer ibadetler de böyledir. Necasetin giderilmesine gelince mezhebimizde
meşhur olan kanaate göre bunun niyete ihtiyacı yoktur. Çünkü bu terk ile
gerçekleşen işler türündendir. Bir işin terkedilmesinin ise niyete ihtiyacı
yoktur. Bu hususta icma bulunduğunu nakletmişlerdir. Ama mezhep alimlerimizden
bazıları oldukça bir istisna teşkil ederek bunun vacip olduğunu söylemiş iseler
de bu görüş batıldır.
Niyet talak, köle azad
etmek ve kasf {denilen zina iftirası)e de müdahildir. Yani niyet kinayeli bir
lafız ile birlikte bulunursa sarih (açık) bir ifade gibi olur. Eğer sarih
olarak bir talak söylenip iki ya da üç talakı niyet etmiş ise niyet ettiği
husus gerçekleşir. Eğer sarih (açık) bir ifade ile onun muktezası olmayan bir
hususu niyet edecek olursa, hükmü kendisi ile yüce Allah arasındadır. Ama
zahiren onun bu iddiası kabul edilmez .
ResuluIlah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Her kişi için ancak niyet ettiği şey vardır."
İlim adamları der ki: Bunun "ameller ancak niyet iledir" buyruğundan
sonra söz edilmesinin faydası niyet olunan şeyin tayin edilmesinin şart
olduğunu açıklamaktır. Mesela bir insanın üzerinde namaz kaza borcu varsa
geçirdiği namazı niyet etmesi yeterli değildir. Bu namazın öğlen ya da başka
hangisi ise o namaz olduğunu niyet etmesi de şarttır. Şayet bu ikinci ibare
olmasaydı birincisi tayin sözkonusu olmadan niyetin sahih olmasını gerektirirdi
ya da böyle bir izlenim verirdi.
RasuluIlah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Kimin hicreti Allah'a ve Rasulüne ise onun hicreti
Allah'a ve Rasulüne'dir" buyruğu da şu demektir. Kim, hicreti ile Allah'ın
rızasını gözetmiş ise onun ecrini vermek Allah'a aittir. Kim yaptığı hicret ile
bir dünyayı ya da bir kadını maksat olarak gözetirse bu onun payı olur,
ahirette bu hicret sebebi ile herhangi bir payı bulunmaz.
Hicretin asıl anlamı
terk etmektir. Burada maksat ise vatanın terk edilmesidir.
Dünya ile birlikte
kadının da söz konusu edilmesinin iki ihtimali vardır:
Nakledildiğine göre bu
hadisin sebebi şudur: Bir kimse Ummu Kays denilen bir kadın ile evlenmek üzere
hicret etmişti. Bu adama bu sebeple Ummu Kays muhaciri denilmişti. İkinci
açıklamaya göre bu böyle bir işten ileri derecede sakındırmanın sözkonusu
olduğuna dikkat çekmek içindir. Bu da özelliğine dikkat çekmek için genelden
sonra özelin sözkonusu edilmesi türündendir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
46/19- YÜCE ALLAH YOLUNDA
ŞEHADETİ İSTEMENİN MÜSTEHAP OLDUĞU BABI