SAHİH-İ MÜSLİM |
CİHAD |
36 - باب
من قتل كافرا
ثم سدد
36/9- BİR KAFİRİ ÖLDÜRÜP
SONRA DA DOĞRU YOLU TUTAN KİMSE BABI
130 - (1891) حدثنا
يحيى بن أيوب
وقتيبة وعلي
بن حجر. قالوا:
حدثنا
إسماعيل
(يعنون ابن
جعفر) عن
العلاء، عن
أبيه، عن أبي
هريرة؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال (لا
يجتمع كافر
وقاتله في
النار أبدا(.
4872-130/1- Bize Yahya
b. Eyyub, Kuteybe ve Ali b. Hucr tahdis edip dedi ki: Bize İsmail -b. Cafir'i
kast ediyorlar- Ala'dan, o babasından, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kafir ve onu öldüren kimse
ebediyyen cehennemde bir arada bulunmaz" buyurdu.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 2495
131 - (1891) حدثنا
عبدالله بن
عون الهلالي.
حدثنا أبو
إسحاق
الفزاري،
إبراهيم بن
محمد عن سهيل
بن أبي صالح،
عن أبيه، عن
أبي هريرة.
قال : قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (لا
يجتمعان في
النار
اجتماعا يضر
أحدهما الآخر)
قيل: من هم؟ يا
رسول الله!
قال (مؤمن قتل
كافرا ثم سدد(.
4873-141/2- Bize
Abdullah b. Amr el-Hilal! tahdis etti... Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her ikisi biri diğerine zarar verecek
şekilde bir arada bulunmaz" buyurdu. Onlar kimlerdir ey Allah'ın Rasulü!
diye sorulunca. O: "Kafiri öldüren sonra da doğru yolu tutan bir
mümindir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Kafir ve onu öldüren ebediyyen
cehennemde bir arada olmayacaktır" buyruğu ile diğer rivayetteki
"kesinlikle biri diğerine zarar verecek şekilde cehennemde birarada
olmayacaktır. Onlar kimlerdir ey Allah'ın Rasulü! diye sorulunca O: bir kafiri
öldüren sonra da doğru yolda yürüyen mümindir" buyurdu. Kadı Iyaz birinci
rivayet ile ilgili olarak şunları söylemektedir: Bunun cihad esnasında bir
kafiri öldüren kişi hakkında özel olma ihtimali vardır. Onun kafiri öldürmesi
günahlarına bir kefaret olur ve günahları dolayısı ile cezalandırılmaz. Ya da
özel bir niyet ya da özel bir durum ile alakalı olabilir. Onun cezasının Arafda
ilk olarak cennete girmekten alıkonulması şeklinde cehennem ateşinden başkası
ile cezalandırılması sureti ile olması ve böylece ateşe girmemesi yahut da
kafirlerin ceza gördükleri yerden başka bir yerde cehennemde azaba uğratılması
anlamında olma ihtimali de vardır. Böylelikle her ikisi de cehennemin alt
basamaklarında bir arada bulunmamış olurlar.
(Kadı Iyaz devamla) dedi
ki: İkinci rivayette: "biri diğerine zarar verecek şekilde bir arada
olmazlar" buyruğu da bu bir arada olmanın özel bir hal olduğuna delildir.
Bu anlam itibari ile müşkil (açıklanması zor) bir hadistir. Bununla ilgili
olarak en uygun açıklama daha önce işaret ettiğimiz gibi eğer cezayı hak etmiş
ise aynı anda cehennemde bir arada bulunmayacakları şeklindedir. Böylelikle
cehennemlik kişi mümin kişiyi kendisi ile birlikte cehenneme girdi ve imanı ve
kendisini öldürmesi ona fayda vermedi diye ayıplamayacaktır. Bunun gibi
ifadeler bazı hadislerde de gelmiş bulunmaktadır. Fakat bu hadiste "kafiri
öldüren sonra da doğru yolu tutan bir mümin" denilmesi müşkil
(açıklanması) zordur. Çünkü mümin en güzel doğru yol üzerinde istikamet ile
yürüyüp de başka amelleri karıştırmayacak olursa bir kafiri ister öldürsün
ister öldürmesin asla cehenneme girmeyecektir.
Kadı Iyaz devamla dedi
ki: Bana göre uygun açıklama Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in:
"sonra doğru yolu tutarsa" ifadesinin öldüren kafir hakkında olup, hadisin
de bundan önceki şanı yüce Allah biri diğerini öldüren ve her ikisi de cennete
giren hadis ile aynı anlamda olmasıdır. Bazılarının da kanaatine göre bu lafız
bazı raviler tarafından değişikliğe uğratılmış olup bunun doğrusu: Bir mümini
öldüren bir kafirin daha sonra doğru yolu tutması" şeklindedir. Bu durumda
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "biri diğerine zarar verecek
şekilde cehennem ateşinde bir araya gelmeyecekler" yani cezalandırılmak
için oraya girmeyecekler demek olur. Böylelikle bu cehenneme uğramak şeklindeki
bir araya gelişin ve cehennem köprüsü üzerindeki tartışmaların m bir istisnası
demektir. Kadı İyaz'ın açıklamaları burada sona ermektedir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
37/10- ALLAH YOLUNDA
SADAKANIN FAZİLETİ VE MÜKAFATININ KAT KAT ARTIRILMASI BABI