SAHİH-İ MÜSLİM |
CİHAD |
29/2- YÜCE ALLAH YOLUNDA
ŞEHADETİN FAZİLETİ BABI
4844-108/1- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti. Bize Ebu Halid el-Ahmer, Şu'be’DEN tahdis
etti. O, Katade ve Humeyd'den, o Enes b. Malik'ten rivayet ettiğine göre, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah yanında kendisi için
bir hayır bulunup da ölen hiçbir nefis, kendisine dünya ve içindekiler verilse
dahi dünyaya dönmekten memnun olmaz. Şehit bundan müstesnadır. Çünkü o şehit
olmanın ne kadar faziletli olduğunu gördüğü için geri dönüp dünyada öldürülmeyi
temenni eder. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
4845-109/2- Bize
Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b.
Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Katade’DEN şöyle dediğini tahdis etti: Enes b.
Malik'i Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu diye tahdis ederken
dinledim: "Cennete girip de dünyaya geri dönmeyi seven -yeryüzündeki her
şey kendisinin olsa dahi- hiçbir kimse olmaz. Şehit müstesnadır. O gördüğü
lütuf ve ikramlardan ötürü geri dönüp on defa öldürülmeyi temenni eder. "
Diğer tahric: Buhari,
2817; Tirmizi, 1662;
4846-110/3- Bize Said b.
Mansur tahdis etti. .. Ebu Hureyre dedi ki:
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'e: Aziz ve celil Allah'ın yolunda cihada denk nedir? diye soruldu O:
"Ona gücünüz yetmez" buyurdu. (Ebu Hureyre) dedi ki:
O'na iki ya da üç defa
tekrar ettikleri halde her seferinde 'bna güç yetiremezsiniz" buyurdu.
Üçüncüsünde ise: "Allah yolunda cihad edenin misali yüce Allah yolunda
cihad eden kimse geri dönünceye kadar oruç tutan, namaz kılan ve Allah'ın
ayetleriyle ona itaat eden ve orucuna da namazına da ara vermeyip sürdüren
kimsenin misali gibidir. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
4847- .. ./4- Bize
Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Ebu Avane tahdis etti. (H.) bize Zuheyr b.
Harb da tahdis etti, bize Cerir tahdis etti. (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de
tahdis etti, bize Ebu Muaviye tahdis etti, hepsi Suheyl’DEN bu isnad ile buna
yakın olarak hadisi rivayet etti.
Diğer tahric:
Kuteybe'nin hadisini Tirmizi, 1619; Zuheyr b. Harb ile Ebu Bekr b. Ebu
Şeybe'nin hadislerini Yalnız Müslim rivayet etmiştir
AÇIKLAMA: (4844)
"Bize Ebu Halid el-Ahver, Şu'be'den tahdis etti, o Katade'den ve
Humeyd’DEN o Enes’DEN rivayet etti." Ebu Ali el-Gassani dedi ki: Bu
hadisin Zahirinden anlaşıldığına göre Şu'be bu hadisi Katade ve Humeyd’DEN
birlikte ikisi Enes'den rivayet ettikleri şeklindedir. Doğrusu ise Ebu Halid'in
bu hadisi Humeyd'den, o Enes'den diye, Ebu Halid'in yine aynı şekilde bunu
Şu'be'den, o Katade'den, o Enes'den diye rivayet ettiğidir. Nitekim Abdulgani
b. Said de böyle demiştir.
Kadı Iyaz dedi ki: Bu
durumda Humeyd ismi Katade'ye değil, Şu'be'ye atfedilmiş olur. Bu hadisi İbn
Ebu Şeybe kendi kitabında Ebu Halid'den, o Humeyd ve Şu'be’DEN (ikisi)
Katade’DEN o Enes’DEN diye rivayet ederek bunu açık bir şekilde zikretmiş
olmaktadır. Senette her ne kadar böyle bir yanılgı doğuran bir tarz bulunmakta
ise de bunun Zahiri Humeyd'in bu hadisi Katade’DEN rivayet ettiği şeklindedir.
Ama maksat bu değildir. Maksat, Humeyd'in bu hadisi daha önce geçtiği gibi
Enes'den rivayet ettiğidir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in "kendisi için hayır bulunan hiçbir nefis ... şehit
müstesna ... " hadisi, şehadetin faziletinin büyüklüğü hakkındaki açık
delillerden birisidir. Bundan dolayı hamd ve şükür Allah'a mahsustur. Şehide bu
ismin veriliş sebebi hakkında en-Nadr b. Şumeyl şunları söylemektedir: Çünkü o
diridir. Onların ruhları Darusselama (cennete) tanık olmuş ve orada hazır
bulunmuş olur. Başkalarının ruhları ise darusselama kıyamet gününde şahit
olacaktır.
İbnu'l-Enbari dedi ki:
Yüce Allah ve melekleri -salat ve selam onlaraonun cennetlik olduğuna şehadet
ederler. Ruhunun çıkması ile birlikte Yüce Allah'ın kendisi için hazırlamış
olduğu sevap ve lütuf ve ikramlara şahit olmasından ötürü ona şehit denildiği
söylendiği gibi rahmet melekleri ona şahit olup, onun ruhunu alırlar diye de
açıklanmıştır. Zahiri durumuna göre onun imanlı olduğuna ve son anının da
hayırlı olduğuna şahit olunduğundan ötürü şehit denildiği söylendiği gibi
kıyamet gününde onun üzerinde bir şahit bulunacaktır -ki o onun kanıdır- Bundan
dolayı ona bu isim verilmiştir diye de açıklanmıştır. Ayrıca: O, rasullerin
risaletlerini kavimlerine tebliğ ettiğine dair kıyamet gününde ümmetlere
şahitlik edeceklerden birisidir diye de söylenmiştir. Bu görüşe göre bu
nitelikte başkaları da onlarla ortak olur.
(4846) "Allah
yolunda cihada denk nedir? O: Ona gücünüz yetmez buyurdu." Nüshaların pek
çoğunda bu şekilde ''Ama gücünüz yetmez" anlamındaki lafız vav ile he
arasında nun harfi gelmeden zikredilmiştir. Bazılarında ise vav ile he arasında
nun harfi kaydedilmiştir. Bu da meşhur olan söyleyişe uygundur. Birincisi de
sahihtir. Herhangi bir nasb ve cezm edadı olmaksızın nun harfinin hazfedilmesi
de fasih bir söyleyiştir. Buna ve benzerlerine dair açıklamalar daha önce
defalarca geçti.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Allah yolunda cihad edenin misali ... "
buyruğu şu demektir: Burada kanıt: itaatkar kimse anlamındadır. Bu hadiste,
cihadın faziletinin büyüklüğü ifade edilmektedir. Çünkü namaz, oruç, yüce
Allah'ın ayetlerinin gereklerini yerine getirerek itaat etmek amellerin en
faziletlisidir. Cihad eden kimseyi de bütün bunları bir an dahi olsun kesintiye
uğratınadan yapan kimseye benzetıniştir. Bilindiği gibi böyle bir işi hiç kimse
yapamaz. Bundan dolayı da Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona gücünüz
yetmez" buyurmuştur. Allah en iyi bilendir.
4848-111/5- Bana Hasan
b. Ali el-Hulvani tahdis etti, bize Ebu Tevbe tahdis etti, bize Muaviye b.
Sellam, Zeyd b. Sellam'dan tahdis ettiğine göre o Ebu Sellam'ı şöyle derken
dinlemiştir. Bana en-Numan b. Beşir tahdis edip dedi ki: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in minberinin yanında idim. Bir adam: Ben Müslüman olduktan
sonra hacılara su vermenin dışında herhangi bir amel yapmasam da aldırmam dedi.
Bir diğeri: Ben Müslüman olduktan sonra mescid-i haramı imar etmek dışında
herhangi bir amel yapmasam da aldırmam dedi. Bir diğeri: Allah yolunda cihad
söylediklerinizden daha faziletlidir dedi. Bunun üzerine Ömer (r.a.) onları
azarlayarak:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in minberi yanında sesinizi yükseltmeyin dedi. O gün Cuma
günü idi. Ama ben, Cuma namazını kıldıktan sonra (huzuruna) girer ve hakkında
anlaşmazlığa düştüğünüz bu hususlarda ondan fetva isterim dedi. Bunun üzerine
aziz ve celil Allah: "Siz hacılara su vermeyi ve mescid-i haram'ın
tamirini Allah'a ve ahiret gününe inanan ... ile bir mi tuttunuz" (Tevbe,
19) ayetini sonuna kadar indirdi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
4849- .. ./6- Bunu bana
Abdulah b. Abdurrahman ed-Darimi de tahdis etti, bize Yahya b. Hassan tahdis
etti, bize Muaviye tahdis etti, bana Zeyd'in haber verdiğine göre Ebu Sellam'ı
şöyle derken dinledi: Bana en-Nu'man b. Beşir tahdis edip dedi ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in minberinin yanında idim deyip Ebu Tevbe'nin
hadisini aynen rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Ömer
(r.a.)'ın Cuma gününde minber yanında seslerini yükselten kimseleri
azarlaması" ile ilgili hadisten anlaşıldığına göre Cuma günü ve başka
günlerde mescitlerde sesi yükseltmek mekruhtur. Diğer taraftan insanların namaz
için toplandıkları bir zamanda ilim ve başka bir sebeple de sesi yükseltmek
sözkonusu olmaz. Çünkü böyle bir iş cemaatin, namaz kılanların ve Allah'ı
zikredenlerin şaşırmalarına sebeptir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
30/3- ALLAH YOLUNDA
SABAH VE ÖĞLEDEN SONRA SEFERE ÇIKMANIN FAZİLETİ BABI