SAHİH-İ MÜSLİM

CİHAD

 

29 - باب فضل الشهادة في سبيل الله تعالى

29/2- YÜCE ALLAH YOLUNDA ŞEHADETİN FAZİLETİ BABI

 

108 - (1877) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا أبو خالد الأحمر عن شعبة، عن قتادة؛ وحميد، عن أنس بن مالك،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم. قال (ما من نفس تموت. لها عند الله خير. يسرها أنها ترجع إلى الدنيا. ولا  أن لها الدنيا وما فيها. إلا الشهيد. فإن يتمنى أن يرجع فيقتل في الدنيا. لما يرى من فضل الشهادة(.

 

4844-108/1- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti. Bize Ebu Halid el-Ahmer, Şu'be’DEN tahdis etti. O, Katade ve Humeyd'den, o Enes b. Malik'ten rivayet ettiğine göre, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah yanında kendisi için bir hayır bulunup da ölen hiçbir nefis, kendisine dünya ve içindekiler verilse dahi dünyaya dönmekten memnun olmaz. Şehit bundan müstesnadır. Çünkü o şehit olmanın ne kadar faziletli olduğunu gördüğü için geri dönüp dünyada öldürülmeyi temenni eder. "

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

109 - (1877) وحدثنا محمد بن المثنى وابن بشار. قالا: حدثنا محمد ابن جعفر. حدثنا شعبة عن قتادة. قال:

 سمعت أنس بن مالك يحدث عن النبي صلى الله عليه وسلم قال (ما من أحد يدخل الجنة. يحب أن يرجع إلى الدنيا، وأن له ما على الأرض من شيء. غير الشهيد. فإنه يتمنى أن يرجع فيقل عشر مرات. لما يرى من الكرامة(.

 

4845-109/2- Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Katade’DEN şöyle dediğini tahdis etti: Enes b. Malik'i Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu diye tahdis ederken dinledim: "Cennete girip de dünyaya geri dönmeyi seven -yeryüzündeki her şey kendisinin olsa dahi- hiçbir kimse olmaz. Şehit müstesnadır. O gördüğü lütuf ve ikramlardan ötürü geri dönüp on defa öldürülmeyi temenni eder. "

 

Diğer tahric: Buhari, 2817; Tirmizi, 1662;

 

 

110 - (1878) حدثنا سعيد بن منصور. حدثنا خالد بن عبدالله الواسطي عن سهيل بن أبي صالح، عن أبيه، عن أبي هريرة. قال:

 قيل للنبي صلى الله عليه وسلم: ما يعدل الجهاد في سبيل الله عز وجل؟ قال (لا تستطيعوه) قال: فأعادوا عليه مرتين أو ثلاثا. كل ذلك يقول (لا تستطيعونه). وقال في الثالثة (مثل المجاهد في سبيل الله كمثل الصائم القائم القانت بآيات الله. لا يفتر من صيام وصلاة. حتى يرجع المجاهد في سبيل الله تعالى(.

 

4846-110/3- Bize Said b. Mansur tahdis etti. .. Ebu Hureyre dedi ki:

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: Aziz ve celil Allah'ın yolunda cihada denk nedir? diye soruldu O: "Ona gücünüz yetmez" buyurdu. (Ebu Hureyre) dedi ki:

O'na iki ya da üç defa tekrar ettikleri halde her seferinde 'bna güç yetiremezsiniz" buyurdu. Üçüncüsünde ise: "Allah yolunda cihad edenin misali yüce Allah yolunda cihad eden kimse geri dönünceye kadar oruç tutan, namaz kılan ve Allah'ın ayetleriyle ona itaat eden ve orucuna da namazına da ara vermeyip sürdüren kimsenin misali gibidir. "

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

(1878) - حدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا أبو عوانة. ح وحدثني زهير بن حرب. حدثنا جرير. ح وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا أبو معاوية. كلهم عن سهيل، بهذ الإسناد، نحوه.

 

4847- .. ./4- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Ebu Avane tahdis etti. (H.) bize Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize Cerir tahdis etti. (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Muaviye tahdis etti, hepsi Suheyl’DEN bu isnad ile buna yakın olarak hadisi rivayet etti.

 

 

Diğer tahric: Kuteybe'nin hadisini Tirmizi, 1619; Zuheyr b. Harb ile Ebu Bekr b. Ebu Şeybe'nin hadislerini Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (4844) "Bize Ebu Halid el-Ahver, Şu'be'den tahdis etti, o Katade'den ve Humeyd’DEN o Enes’DEN rivayet etti." Ebu Ali el-Gassani dedi ki: Bu hadisin Zahirinden anlaşıldığına göre Şu'be bu hadisi Katade ve Humeyd’DEN birlikte ikisi Enes'den rivayet ettikleri şeklindedir. Doğrusu ise Ebu Halid'in bu hadisi Humeyd'den, o Enes'den diye, Ebu Halid'in yine aynı şekilde bunu Şu'be'den, o Katade'den, o Enes'den diye rivayet ettiğidir. Nitekim Abdulgani b. Said de böyle demiştir.

 

Kadı Iyaz dedi ki: Bu durumda Humeyd ismi Katade'ye değil, Şu'be'ye atfedilmiş olur. Bu hadisi İbn Ebu Şeybe kendi kitabında Ebu Halid'den, o Humeyd ve Şu'be’DEN (ikisi) Katade’DEN o Enes’DEN diye rivayet ederek bunu açık bir şekilde zikretmiş olmaktadır. Senette her ne kadar böyle bir yanılgı doğuran bir tarz bulunmakta ise de bunun Zahiri Humeyd'in bu hadisi Katade’DEN rivayet ettiği şeklindedir. Ama maksat bu değildir. Maksat, Humeyd'in bu hadisi daha önce geçtiği gibi Enes'den rivayet ettiğidir.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in "kendisi için hayır bulunan hiçbir nefis ... şehit müstesna ... " hadisi, şehadetin faziletinin büyüklüğü hakkındaki açık delillerden birisidir. Bundan dolayı hamd ve şükür Allah'a mahsustur. Şehide bu ismin veriliş sebebi hakkında en-Nadr b. Şumeyl şunları söylemektedir: Çünkü o diridir. Onların ruhları Darusselama (cennete) tanık olmuş ve orada hazır bulunmuş olur. Başkalarının ruhları ise darusselama kıyamet gününde şahit olacaktır.

 

İbnu'l-Enbari dedi ki: Yüce Allah ve melekleri -salat ve selam onlaraonun cennetlik olduğuna şehadet ederler. Ruhunun çıkması ile birlikte Yüce Allah'ın kendisi için hazırlamış olduğu sevap ve lütuf ve ikramlara şahit olmasından ötürü ona şehit denildiği söylendiği gibi rahmet melekleri ona şahit olup, onun ruhunu alırlar diye de açıklanmıştır. Zahiri durumuna göre onun imanlı olduğuna ve son anının da hayırlı olduğuna şahit olunduğundan ötürü şehit denildiği söylendiği gibi kıyamet gününde onun üzerinde bir şahit bulunacaktır -ki o onun kanıdır- Bundan dolayı ona bu isim verilmiştir diye de açıklanmıştır. Ayrıca: O, rasullerin risaletlerini kavimlerine tebliğ ettiğine dair kıyamet gününde ümmetlere şahitlik edeceklerden birisidir diye de söylenmiştir. Bu görüşe göre bu nitelikte başkaları da onlarla ortak olur.

(4846) "Allah yolunda cihada denk nedir? O: Ona gücünüz yetmez buyurdu." Nüshaların pek çoğunda bu şekilde ''Ama gücünüz yetmez" anlamındaki lafız vav ile he arasında nun harfi gelmeden zikredilmiştir. Bazılarında ise vav ile he arasında nun harfi kaydedilmiştir. Bu da meşhur olan söyleyişe uygundur. Birincisi de sahihtir. Herhangi bir nasb ve cezm edadı olmaksızın nun harfinin hazfedilmesi de fasih bir söyleyiştir. Buna ve benzerlerine dair açıklamalar daha önce defalarca geçti.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Allah yolunda cihad edenin misali ... " buyruğu şu demektir: Burada kanıt: itaatkar kimse anlamındadır. Bu hadiste, cihadın faziletinin büyüklüğü ifade edilmektedir. Çünkü namaz, oruç, yüce Allah'ın ayetlerinin gereklerini yerine getirerek itaat etmek amellerin en faziletlisidir. Cihad eden kimseyi de bütün bunları bir an dahi olsun kesintiye uğratınadan yapan kimseye benzetıniştir. Bilindiği gibi böyle bir işi hiç kimse yapamaz. Bundan dolayı da Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona gücünüz yetmez" buyurmuştur. Allah en iyi bilendir.

 

 

 

111 - (1879) حدثني حسن بن علي الحلواني. حدثنا أبو توبة. حدثنا معاوية بن سلام عن زيد بن سلام؛ أنه سمع أبا سلام قال: حدثني النعمان بن بشير قال:

 كنت عند منبر رسول الله صلى الله عليه وسلم. فقال رجل: ما أبالي أن لا أعمل عملا بعد الإسلام. إلا أن أسقي الحاج. وقال آخر: ما أبالي أن لا أعمل عملا بعد الإسلام. إلا أن أعمر المسجد الحرام. وقال آخر: الجهاد في سبيل الله أفضل مما قلتم. فزجرهم عمر وقال: لا ترفعوا أصواتكم عند منبر رسول الله صلى الله عليه وسلم. وهو يوم الجمعة. ولكن إذا صليت الجمعة دخلت فاستفتيته فيما اختلفتم فيه. فأنزل الله عز وجل: {أجعلتم سقاية الحاج وعمارة المسجد الحرام كمن آمن بالله واليوم الآخر} [9 /التوبة /19] الآية إلى آخرها.

 

4848-111/5- Bana Hasan b. Ali el-Hulvani tahdis etti, bize Ebu Tevbe tahdis etti, bize Muaviye b. Sellam, Zeyd b. Sellam'dan tahdis ettiğine göre o Ebu Sellam'ı şöyle derken dinlemiştir. Bana en-Numan b. Beşir tahdis edip dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in minberinin yanında idim. Bir adam: Ben Müslüman olduktan sonra hacılara su vermenin dışında herhangi bir amel yapmasam da aldırmam dedi. Bir diğeri: Ben Müslüman olduktan sonra mescid-i haramı imar etmek dışında herhangi bir amel yapmasam da aldırmam dedi. Bir diğeri: Allah yolunda cihad söylediklerinizden daha faziletlidir dedi. Bunun üzerine Ömer (r.a.) onları azarlayarak:

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in minberi yanında sesinizi yükseltmeyin dedi. O gün Cuma günü idi. Ama ben, Cuma namazını kıldıktan sonra (huzuruna) girer ve hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz bu hususlarda ondan fetva isterim dedi. Bunun üzerine aziz ve celil Allah: "Siz hacılara su vermeyi ve mescid-i haram'ın tamirini Allah'a ve ahiret gününe inanan ... ile bir mi tuttunuz" (Tevbe, 19) ayetini sonuna kadar indirdi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

(1879) - وحدثنيه عبدالله بن عبدالرحمن الدرامي. حدثنا يحيى بن حسان. حدثنا معاوية. أخبرني زيد؛ أنه سمع أبا سلام قال: حدثني النعمان ابن بشير. قال: كنت عند منبر رسول الله صلى الله عليه وسلم. بمثل حديث أبي توبة.

 

4849- .. ./6- Bunu bana Abdulah b. Abdurrahman ed-Darimi de tahdis etti, bize Yahya b. Hassan tahdis etti, bize Muaviye tahdis etti, bana Zeyd'in haber verdiğine göre Ebu Sellam'ı şöyle derken dinledi: Bana en-Nu'man b. Beşir tahdis edip dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in minberinin yanında idim deyip Ebu Tevbe'nin hadisini aynen rivayet etti.

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          "Ömer (r.a.)'ın Cuma gününde minber yanında seslerini yükselten kimseleri azarlaması" ile ilgili hadisten anlaşıldığına göre Cuma günü ve başka günlerde mescitlerde sesi yükseltmek mekruhtur. Diğer taraftan insanların namaz için toplandıkları bir zamanda ilim ve başka bir sebeple de sesi yükseltmek sözkonusu olmaz. Çünkü böyle bir iş cemaatin, namaz kılanların ve Allah'ı zikredenlerin şaşırmalarına sebeptir. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

30/3- ALLAH YOLUNDA SABAH VE ÖĞLEDEN SONRA SEFERE ÇIKMANIN FAZİLETİ BABI