SAHİH-İ MÜSLİM |
CİHAD |
28 - باب
فضل الجهاد
والخروج في
سبيل الله
28/1- CİHADIN VE ALLAH
YOLUNDA (SAVAŞA) ÇIKMANIN FAZİLETİ BABI
103 - (1876) وحدثني
زهير بن حرب.
حدثنا جرير عن
عمارة (وهو ابن
القعقاع) عن
أبي زرعة، عن
أبي هريرة.
قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (تضمن
الله لمن خرج
في سبيله، لا
يخرجه إلا
جهادا في سبيلي،
وإيمانا بي،
وتصديقا برسلي.
فهو علي ضامن
أن أدخله
الجنة. أو
أرجعه إلى
مسكنه الذي
خرج منه.
نائلا ما نال
من أجر أو
غنيمة. والذي
نفس محمد
بيده! ما من
كلم يكلم في
سبيل الله،
إلا جاء يوم
القيامة
كهيئته حين كلم،
لونه لون دم
وريحه مسك.
والذي نفس
محمد بيده!
لولا أن يشق
على
المسلمين، ما
قعدت خلاف
سرية تغزو في
سبيل الله
أبدا. ولكن لا
أجد سعة
فأحلهم. ولا يجدون
سعة. ويشق
عليهم أن
يتخلفوا عني.
والذي نفس
محمد بيده! لوددت
أن أغزو في
سبيل الله
فأقتل. ثم
أغزو فأقتل.
ثم أغزو فأقتل).
4836-103/1- Bana Zuheyr
b. Harb da tahdis etti. .. Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah, kendi yolunda (gazaya) çıkana şu şekilde
teminat vermiştir. (O buyuruyor ki): Onu dışarıya çıkartan yalnız benim yolumda
cihad, bana iman ve benim rasulümü tasdik etmesi ise, ben de ona kendisini ya
cennete koymayı yahut da Çıktığı meskenine elde etmiş olduğu ecir ya da ganimet
ile geri çevirmeyi taahhüt ediyorum. Muhammed'in canı elinde olana yemin ederim
ki, (Allah yolunda cihad eden bir kimse) Allah yolunda herhangi bir yara alacak
olursa mutlaka kıyamet gününde o yarayı aldığı zamanki hali ile gelecektir.
Rengi kan rengi ama kokusu misk kokusu olacaktır. Muhammed'in canı elinde olana
yemin ederim ki, eğer Müslümanlara meşakkat vermeyecek olsaydım ebediyen Allah
yolunda gazaya çıkan bir seriyyenin arkasında kalıp oturmazdım. Ama ben onlara
binek verecek imkanı bulamam, onlar da böyle bir imkan bulamazlar. O vakit de
benden geri kalmak onlara ağır gelecektir. Muhammed'in canı elinde olana yemin
ederim ki, Allah yolunda gazaya çıkıp öldürülmeyi, sonra yine gazaya çıkıp
öldürülmeyi, sonra yine gazaya çıkıp öldürülmeyi candan arzu ederim. "
Diğer tahric: Buhari,
36; Nesai, 5045 -muhtasar-; İbn Mace, 2753;
(1876) - وحدثناه
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب قالا: حدثنا
ابن فضيل عن
عمارة، بهذا
الإسناد.
4837- .. ./2- Bunu bize
Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb de tahdis edip dediler ki: Bize İbn Fudayl,
Umare'den bu isnad ile tahdis etti.
104 - (1876) وحدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا
المغيرة بن
عبدالرحمن
الحزامي عن
أبي الزناد،
عن الأعرج، عن
أبي هريرة،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. قال
(تكفل الله لمن
جاهد في
سبيله. لا
يخرجه من بيته
إلا جهاد في
سبيله وتصديق
كلمته. بأن
يدخله الجنة.
أو يرجعه إلى
مسكنه الذي
خرج منه. مع ما
نال من أجر أو
غنيمة(.
4838-104/3- Bize Yahya
b. Yahya da tahdis etti, bize Muğıre b. Abdurrahman el-Hizami, Ebu'z-Zinad'dan
haber verdi, o A'rec'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah, kendisini evinden
Allah yolundan cihaddan ve onun kelimesini tasdik etmekten başka hiçbir şeyin
çıkarmadığı, kendi yolunda cihad eden kimseye onu cennete koymayı yahut da
Çıktığı meskenine elde ettiği ecir ya da ganimet ile geri döndürmeyi taahhüt
buyurdu. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (4836)
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Allah ... teminatını
vermiştir" diğer rivayette (4838) ''Allah teminat altına almıştır"
buyurmaktadır. Her ikisi de Şanı Yüce Allah, lütfu ve keremi ile böyle birisine
cenneti vermeyi vacip kılmıştır demektir. Buradaki teminat ve garantilemek yüce
Allah'ın: "Şüphesiz Allah, müminlerden kendilerine cenneti vermek
karşılığında canlarını ve mallarını satın almıştır" (Tevbe, 111) buyruğuna
uygundur.
Yüce Allah'ın: "Onu
benim yolumda cihaddan başka bir şey ... çıkartmıyorsa. "Bütün nüshalarda
bu şekilde "cihad" lafzı nasb ile zikredilmiştir. Aynı şekilde bundan
sonra da "bana iman ederek ve tasdik ederek" anlamındaki buyruklar da
böyledir. Mefulüne olarak nasb ile gelmişlerdir. İfadenin taktiri ise böyle bir
kimseyi dışarı çıkartan ve harekete getiren husus ancak cihad etmek, iman ve
tasdik etmek sebebidir. Ancak benim yolumda cihad, bana iman ve rasullerimi
tasdik etmek sebebi ile çıkarsa." Yani onun çıkmasının tek sebebi katıksız
imanı ve yüce Allah'a olan ihlasıdır.
Diğer rivayette (4838)
'hnun kelimesini tasdik"den maksat ise şehadet kelimelerini tasdikdir.
Yüce Allah'ın mücahid kimseye vereceğini haber verdiği pek büyük sevap
hususundaki kelamını tasdik etmek olduğu da söylenmiştir.
"Ona ... teminatını
veriyorum." Burada geçen "teminat vermek"e dair iki açıklamayı
sözkonusu etmişlerdir. Bunlardan birisi, bunun teminat altına alınmış olması
anlamıdır. İkincisi ise teminatı olan anlamında olduğudur.
"Onu cennete
koymayı" Kadı Iyaz dedi ki: Yüce Allah'ın şehitler hakkında söylediği
"diridirler, rablerinin nezdinde rızıklanırlar" (Ali İmran, 169)
buyruğunda olduğu gibi ölümü esnasında cennete girmesi ihtimal dahilindedir.
Hadis-i şerifte de: "Şehitlerin ruhları cennettedir" buyurulmuştur.
Aynı zamanda bundan maksat, onun cennete ileri geçenler (essabikun) ile
mukarreblerin (el-mukarrebun) hesapsız, azabsız, herhangi bir günah sebebi ile
sorgulanmadan cennete girecekleri vakit onun da girmesi olduğu da kast
edilmiştir. Böylelikle şehitlik de sahih hadiste açıkça ifade edildiği gibi
onun günahlarının bir kefareti olur.
"Ya da onu
meskenine elde ettiği ya da ganimet ile geri döndüreceğimi. .. " ilim
adamları der ki: Bunun anlamı şudur: Eğer ganimet almayacak olursa ganimetsiz
olarak elde ettiği ecir ile yahut da ganimet alacak olurlarsa payına düşen
ganimet ve ecir ile birlikte geri döndürürüm demektir. Bir diğer açıklamaya
göre buradaki "ev: yahut" vav anlamındadır. Yani ecir ve ganimetle
geri döndürürüm demek olur. Nitekim Ebu bavud'un rivayetinde "vav"
ile gelmiştir. Müslim'de de bundan sonra gelen Yahya b. Yahya'nın rivayetinde
de bu şekilde vav ile kaydedilmiştir. Hadisin anlamı da şudur:
Şanı yüce Allah, cihada
çıkan kimsenin durum ne olursa olsun hayır elde etmesinin teminatını vermiştir.
Ya şehid düşüp cennete girecektir yahut da ecir ile ya da hem ecir hem de
ganimet ile geri dönecektir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Muhammed'in canı elinde olana yemin ederim ki. ..
kokusu da misk kokusudur" buyruğuna gelince; kaf harfi fethalı lam harfi
sakin olarak "kelm" yara demektir. Bu hadiste şehit olanın kanının
yıkanmak sureti ile ve başka bir yolla izale edilmeyeceğine delil
bulunmaktadır. Kıyamet gününde bu şekli ile gelmesindeki hikmet ise bu halinin
onun faziletine ve Allah'a itaat yolunda canını feda etmesine tanıklık
etmesidir. Ayrıca bu hadiste kişinin nefsim elinde olana yemin olsun ve buna
benzer yüce Allah'ın zatına delalet eden diğer yemin sigaları ile yapılan
yeminin yemin olarak akd olacağına ve böyle yeminin de caiz olduğuna delil
bulunmaktadır. Bu hususta görüş ayrılığı yoktur. Mezhep alimlerimiz der ki:
Yemin, yüce Allah'ın
isimleri ile, sıfatları ile ya da onun zatına delalet eden lafızlarla yapılır.
Kadı Iyaz dedi ki: Burada "el" kudret ve Malik olmak anlamındadır.
"Muhammed'in nefsi
elinde olana yemin ederim ki, eğer Müslümanlara ağır gelmeyecek olsaydı. ..
" yani hiçbir seriyyenin arkasından geri kalmaz, ondan sonra yerinde
durmazdı.
Hadisten, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Müslümanlara ne kadar şefkatli ve merhametli
olduğu anlaşılmaktadır. Aynı zamanda onun Müslümanlara şefkati dolayısı ile
tercih ettiği bazı hususları da terk ettiği, diğer taraftan masIahatlar
çatışacak olursa öncelikle daha önemli alanını yaptığı, aynı şekilde
Müslümanlara yumuşak ve kolay gelene riayet edip onların hoşlanmadıkları
hallerin ve zorluklarının giderilmesi için çaba ve gayret ettiği de
anlaşılmaktadır.
"Allah yolunda gaza
etmeyi. .. çok arzu ederim. " Hadisinden:
1. Gazaya çıkmanın ve
şehadetin fazileti
2. Şehadetin ve hayrın
temenni edilmesi
3. Adeten imkansız olan
hayırlı şeylerin temenni edilebileceği
4. Cihadın farz-ı ayn
olmayıp, farz-ı kifaye olduğu hükümleri de anlaşılmaktadır.
105 - (1876) حدثنا
عمرو الناقد
وزهير بن حرب.
قالا: حدثنا سفيان
ابن عيينة عن
أبي الزناد عن
الأعرج، عن أبي
هريرة،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال (لا
يكلم أحد في
سبيسل الله،
والله أعلم
بمن يكلم في
سبيله، إلا
جاء يوم
القيامة
وجرحه يثعب،
اللون لون دم
والريح ريح
مسك(.
4839-105/4- Bize Amr
en-Nakid ve Zuheyr b. Harb tahdis edip dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne,
Ebu'z-Zinad'dan tahdis etti. O A'rec'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir kimse Allah
yolunda yaralanıp da -ki Allah kendi yolunda kimin yaralandığını en iyi
bilendir- mutlaka kıyamet gününde yarası kan fışkırarak gelecektir. Renk kan
rengi, koku ise misk kokusu olacaktır. "
Diğer tahric: Nesai,
3147
106 - (1876) وحدثنا
محمد بن رافع.
حدثنا عبدالرزاق.
حدثنا معمر عن
همام بن منبه.
قال: هذا ما حدثنا
أبو هريرة عن
رسول الله صلى
الله عليه وسلم.
فذكر أحاديث
منها:
وقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (كل كلم
يكلمه المسلم
في سبيل الله.
ثم تكون يوم
القيامة
كهيئتها إذ
طعنت تفجر
دما. اللون
لون دم والعرف
عرف المسك).
وقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
(والذي نفس
محمد بيده!
لولا أن أشق
على المؤمنين
ما قعدت خلف
سرية تغزو في
سبيل الله.
ولكن لا أجد سعة
فأحملهم. ولا يجدون
سعة فيتبعوني.
ولا
تطيب أنفسهم
أن يقعدوا
بعدي(.
4840-106/5- Bize
Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer,
Hemmam b. Münebbih’DEN şöyle dediğini tahdis etti:
Bunlar Ebu Hureyre'nin
bize Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den tahdis ettikleridir. Sonra
bir çok hadis zikretti. Onlardan birisi de şudur: Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şöyle de buyurdu: "Müslümanın Allah yolunda aldığı her bir yara
daha sonra kıyamet gününde ilk yaralandığı hali ile kan fışkıracaktır. Renk kan
rengi, koku ise misk kokusu olacaktır." Yine Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şöyle buyurdu: "Muhammed'in nefsi elinde olana yemin ederim ki,
eğer müminlere zorluk vermeyecek olsaydım Allah yoluna gazaya çıkan hiçbir
seriyyenin arkasında kalıp oturmazdım. Ama ben onları taşıyacak (binek vermek
için) bir bolluk bulamadığım gibi onlar da bir bolluk bulup benim arkamdan
gelemeyecekler, bununla birlikte benden sonra oturmak da hoşlarına
gitmeyecektir. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
(1876) - وحدثنا
ابن أبي عمر.
حدثنا سفيان
عن أبي الزناد،
عن الأعرج، عن
أبي هريرة.
قال:
سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول
(لولا أن أشق
على المؤمنين
ما قعدت خلاف
سرية) بمثل
حديثهم. وبهذا
الإسناد
(والذي نفسي
بيده! لوددت
أن أقتل في
سبيل الله. ثم
أحيى) بمثل
حديث أبي زرعة
عن أبي هريرة.
4841- .. ./6- Bize İbn
Ebu Ömer de tahdis etti ... Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim: "Müminlere zorluk vermeyecek
olsaydım hiçbir seriyyenin arkasından oturmazdım" diye öncekilerin hadisi
ile aynen rivayet etti. Yine bu isnadla dedi ki: "Nefsim Elinde olana
yemin ederim ki, Allah yolunda öldürülmeyi candan arzu ederdim. Sonra
dirilmeyi. .. " diye Ebu Zür'a'nın Ebu Hureyre'den rivayet ettiği hadisin
aynısını zikretti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
2 م - (1876)
وحدثنا محمد
بن المثنى.
حدثنا
عبدالوهاب (يعني
الثففي). ح
وحدثنا أبو
بكر بن أبي
شيبة. حدثنا
أبو معاوية. ح
وحدثنا ابن
أبي عمر.
حدثنا مروان
بن معاوية.
كلهم عن يحيى
بن سعيد، عن
أبي صالح، عن
أبي هريرة.
قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (لولا أن
أشق على أمتي
لأحببت أن لا
أتخلف خلف
سرية) نحو حديثهم.
4842- ... /7 - Bize
Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Abdulvehhab -yani es-Sekafi- tahdis
etti. (H.) bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Muaviye tahdis
etti. (H.) Bize İbn Ebu Ömer de tahdis etti, bize Mervan b. Muaviye tahdis
etti, hepsi Yahya b. Said’DEN o Ebu Salih'den, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini
rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer ümmetime
zorluk vermeyecek olsaydım hiçbir seriyyeden geri kalmamayı çokça arzu
ederdim" diye onların hadislerine yakın olarak hadisi rivayet etti.
Diğer tahric: Buhari,
2972; Müslim, 4853; Nesai, 3151;
107 - (1876) حدثني
زهير بن حرب.
حدثنا جرير عن
سهيل، عن أبيه،
عن أبي هريرة.
قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (تضمن
الله لمن خرج
في سبيله) إلى
قوله (ما
تخلفت خلاف
سرية تغزو في
سبيل الله
تعالى(.
4843-107/8- Bana Zuheyr
b. Harb tahdis etti ... Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Allah kendi yolunda çıkan kimseye ... teminatını verdi" hadisini
"yüce Allah'ın yolunda gazaya çıkan hiçbir seriyyeden geri kalmazdım"
buyruğuna kadar rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (4839)
"Ki Allah, kendi yolunda kimin yaralandığını en iyi bilendir." Bu buyruk,
gazada ihlasa ve burada sözü edilen sevabın ancak gazaya ihlasla çıkan ve yüce
Allah'ın kelimesi en yüksek kelime olsun diye cihad eden kimse hakkında
olduğuna dikkat çekilmektedir. İlim adamları der ki: Bu fazilet, hadisin
zahirine göre ancak kafirlerle savaş hakkında sözkonusuolmakla birlikte Allah
yolunda bağilerle yol kesicilerle savaşmak için iyiliği emredip münkerden
alıkoymak ve buna benzer maksatlarla çıkan kimseler de bunun kapsamına girer.
Allah en iyi bilendir.
"Kanı
fışkırır" yesabu lafzi ye harfi ve ayn harfi fethalı üç noktalı peltek se
harfi sakindir. Coşarak fışkırarak akması anlamındadır. Diğer rivayetteki
(4840) "kan fışkırarak" ile aynı manadadır.
"Kıyamet gününde
isabet aldığı şekilde olur" buradaki "şeklinde" zamiri yaraya aittir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
29/2- YÜCE ALLAH
YOLUNDA ŞEHADETİN FAZİLETİ BABI