SAHİH-İ MÜSLİM

CİHAD

 

28/1- CİHADIN VE ALLAH YOLUNDA (SAVAŞA) ÇIKMANIN FAZİLETİ BABI

 

4836-103/1- Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti. .. Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah, kendi yolunda (gazaya) çıkana şu şekilde teminat vermiştir. (O buyuruyor ki): Onu dışarıya çıkartan yalnız benim yolumda cihad, bana iman ve benim rasulümü tasdik etmesi ise, ben de ona kendisini ya cennete koymayı yahut da Çıktığı meskenine elde etmiş olduğu ecir ya da ganimet ile geri çevirmeyi taahhüt ediyorum. Muhammed'in canı elinde olana yemin ederim ki, (Allah yolunda cihad eden bir kimse) Allah yolunda herhangi bir yara alacak olursa mutlaka kıyamet gününde o yarayı aldığı zamanki hali ile gelecektir. Rengi kan rengi ama kokusu misk kokusu olacaktır. Muhammed'in canı elinde olana yemin ederim ki, eğer Müslümanlara meşakkat vermeyecek olsaydım ebediyen Allah yolunda gazaya çıkan bir seriyyenin arkasında kalıp oturmazdım. Ama ben onlara binek verecek imkanı bulamam, onlar da böyle bir imkan bulamazlar. O vakit de benden geri kalmak onlara ağır gelecektir. Muhammed'in canı elinde olana yemin ederim ki, Allah yolunda gazaya çıkıp öldürülmeyi, sonra yine gazaya çıkıp öldürülmeyi, sonra yine gazaya çıkıp öldürülmeyi candan arzu ederim. "

 

Diğer tahric: Buhari, 36; Nesai, 5045 -muhtasar-; İbn Mace, 2753;

 

 

 

4837- .. ./2- Bunu bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb de tahdis edip dediler ki: Bize İbn Fudayl, Umare'den bu isnad ile tahdis etti.

 

 

 

4838-104/3- Bize Yahya b. Yahya da tahdis etti, bize Muğıre b. Abdurrahman el-Hizami, Ebu'z-Zinad'dan haber verdi, o A'rec'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah, kendisini evinden Allah yolundan cihaddan ve onun kelimesini tasdik etmekten başka hiçbir şeyin çıkarmadığı, kendi yolunda cihad eden kimseye onu cennete koymayı yahut da Çıktığı meskenine elde ettiği ecir ya da ganimet ile geri döndürmeyi taahhüt buyurdu. "

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (4836) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Allah ... teminatını vermiştir" diğer rivayette (4838) ''Allah teminat altına almıştır" buyurmaktadır. Her ikisi de Şanı Yüce Allah, lütfu ve keremi ile böyle birisine cenneti vermeyi vacip kılmıştır demektir. Buradaki teminat ve garantilemek yüce Allah'ın: "Şüphesiz Allah, müminlerden kendilerine cenneti vermek karşılığında canlarını ve mallarını satın almıştır" (Tevbe, 111) buyruğuna uygundur.

Yüce Allah'ın: "Onu benim yolumda cihaddan başka bir şey ... çıkartmıyorsa. "Bütün nüshalarda bu şekilde "cihad" lafzı nasb ile zikredilmiştir. Aynı şekilde bundan sonra da "bana iman ederek ve tasdik ederek" anlamındaki buyruklar da böyledir. Mefulüne olarak nasb ile gelmişlerdir. İfadenin taktiri ise böyle bir kimseyi dışarı çıkartan ve harekete getiren husus ancak cihad etmek, iman ve tasdik etmek sebebidir. Ancak benim yolumda cihad, bana iman ve rasullerimi tasdik etmek sebebi ile çıkarsa." Yani onun çıkmasının tek sebebi katıksız imanı ve yüce Allah'a olan ihlasıdır.

 

Diğer rivayette (4838) 'hnun kelimesini tasdik"den maksat ise şehadet kelimelerini tasdikdir. Yüce Allah'ın mücahid kimseye vereceğini haber verdiği pek büyük sevap hususundaki kelamını tasdik etmek olduğu da söylenmiştir.

 

"Ona ... teminatını veriyorum." Burada geçen "teminat vermek"e dair iki açıklamayı sözkonusu etmişlerdir. Bunlardan birisi, bunun teminat altına alınmış olması anlamıdır. İkincisi ise teminatı olan anlamında olduğudur.

 

"Onu cennete koymayı" Kadı Iyaz dedi ki: Yüce Allah'ın şehitler hakkında söylediği "diridirler, rablerinin nezdinde rızıklanırlar" (Ali İmran, 169) buyruğunda olduğu gibi ölümü esnasında cennete girmesi ihtimal dahilindedir. Hadis-i şerifte de: "Şehitlerin ruhları cennettedir" buyurulmuştur. Aynı zamanda bundan maksat, onun cennete ileri geçenler (essabikun) ile mukarreblerin (el-mukarrebun) hesapsız, azabsız, herhangi bir günah sebebi ile sorgulanmadan cennete girecekleri vakit onun da girmesi olduğu da kast edilmiştir. Böylelikle şehitlik de sahih hadiste açıkça ifade edildiği gibi onun günahlarının bir kefareti olur.

 

"Ya da onu meskenine elde ettiği ya da ganimet ile geri döndüreceğimi. .. " ilim adamları der ki: Bunun anlamı şudur: Eğer ganimet almayacak olursa ganimetsiz olarak elde ettiği ecir ile yahut da ganimet alacak olurlarsa payına düşen ganimet ve ecir ile birlikte geri döndürürüm demektir. Bir diğer açıklamaya göre buradaki "ev: yahut" vav anlamındadır. Yani ecir ve ganimetle geri döndürürüm demek olur. Nitekim Ebu bavud'un rivayetinde "vav" ile gelmiştir. Müslim'de de bundan sonra gelen Yahya b. Yahya'nın rivayetinde de bu şekilde vav ile kaydedilmiştir. Hadisin anlamı da şudur:

 

Şanı yüce Allah, cihada çıkan kimsenin durum ne olursa olsun hayır elde etmesinin teminatını vermiştir. Ya şehid düşüp cennete girecektir yahut da ecir ile ya da hem ecir hem de ganimet ile geri dönecektir.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Muhammed'in canı elinde olana yemin ederim ki. .. kokusu da misk kokusudur" buyruğuna gelince; kaf harfi fethalı lam harfi sakin olarak "kelm" yara demektir. Bu hadiste şehit olanın kanının yıkanmak sureti ile ve başka bir yolla izale edilmeyeceğine delil bulunmaktadır. Kıyamet gününde bu şekli ile gelmesindeki hikmet ise bu halinin onun faziletine ve Allah'a itaat yolunda canını feda etmesine tanıklık etmesidir. Ayrıca bu hadiste kişinin nefsim elinde olana yemin olsun ve buna benzer yüce Allah'ın zatına delalet eden diğer yemin sigaları ile yapılan yeminin yemin olarak akd olacağına ve böyle yeminin de caiz olduğuna delil bulunmaktadır. Bu hususta görüş ayrılığı yoktur. Mezhep alimlerimiz der ki:

 

Yemin, yüce Allah'ın isimleri ile, sıfatları ile ya da onun zatına delalet eden lafızlarla yapılır. Kadı Iyaz dedi ki: Burada "el" kudret ve Malik olmak anlamındadır.

 

"Muhammed'in nefsi elinde olana yemin ederim ki, eğer Müslümanlara ağır gelmeyecek olsaydı. .. " yani hiçbir seriyyenin arkasından geri kalmaz, ondan sonra yerinde durmazdı.

 

Hadisten, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Müslümanlara ne kadar şefkatli ve merhametli olduğu anlaşılmaktadır. Aynı zamanda onun Müslümanlara şefkati dolayısı ile tercih ettiği bazı hususları da terk ettiği, diğer taraftan masIahatlar çatışacak olursa öncelikle daha önemli alanını yaptığı, aynı şekilde Müslümanlara yumuşak ve kolay gelene riayet edip onların hoşlanmadıkları hallerin ve zorluklarının giderilmesi için çaba ve gayret ettiği de anlaşılmaktadır.

 

"Allah yolunda gaza etmeyi. .. çok arzu ederim. " Hadisinden:

 

1. Gazaya çıkmanın ve şehadetin fazileti

2. Şehadetin ve hayrın temenni edilmesi

3. Adeten imkansız olan hayırlı şeylerin temenni edilebileceği

4. Cihadın farz-ı ayn olmayıp, farz-ı kifaye olduğu hükümleri de anlaşılmaktadır.

 

 

 

 

4839-105/4- Bize Amr en-Nakid ve Zuheyr b. Harb tahdis edip dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne, Ebu'z-Zinad'dan tahdis etti. O A'rec'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir kimse Allah yolunda yaralanıp da -ki Allah kendi yolunda kimin yaralandığını en iyi bilendir- mutlaka kıyamet gününde yarası kan fışkırarak gelecektir. Renk kan rengi, koku ise misk kokusu olacaktır. "

 

Diğer tahric: Nesai, 3147

 

 

 

4840-106/5- Bize Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Hemmam b. Münebbih’DEN şöyle dediğini tahdis etti:

Bunlar Ebu Hureyre'nin bize Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den tahdis ettikleridir. Sonra bir çok hadis zikretti. Onlardan birisi de şudur: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle de buyurdu: "Müslümanın Allah yolunda aldığı her bir yara daha sonra kıyamet gününde ilk yaralandığı hali ile kan fışkıracaktır. Renk kan rengi, koku ise misk kokusu olacaktır." Yine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Muhammed'in nefsi elinde olana yemin ederim ki, eğer müminlere zorluk vermeyecek olsaydım Allah yoluna gazaya çıkan hiçbir seriyyenin arkasında kalıp oturmazdım. Ama ben onları taşıyacak (binek vermek için) bir bolluk bulamadığım gibi onlar da bir bolluk bulup benim arkamdan gelemeyecekler, bununla birlikte benden sonra oturmak da hoşlarına gitmeyecektir. "

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

4841- .. ./6- Bize İbn Ebu Ömer de tahdis etti ... Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim: "Müminlere zorluk vermeyecek olsaydım hiçbir seriyyenin arkasından oturmazdım" diye öncekilerin hadisi ile aynen rivayet etti. Yine bu isnadla dedi ki: "Nefsim Elinde olana yemin ederim ki, Allah yolunda öldürülmeyi candan arzu ederdim. Sonra dirilmeyi. .. " diye Ebu Zür'a'nın Ebu Hureyre'den rivayet ettiği hadisin aynısını zikretti.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

4842- ... /7 - Bize Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Abdulvehhab -yani es-Sekafi- tahdis etti. (H.) bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Muaviye tahdis etti. (H.) Bize İbn Ebu Ömer de tahdis etti, bize Mervan b. Muaviye tahdis etti, hepsi Yahya b. Said’DEN o Ebu Salih'den, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer ümmetime zorluk vermeyecek olsaydım hiçbir seriyyeden geri kalmamayı çokça arzu ederdim" diye onların hadislerine yakın olarak hadisi rivayet etti.

 

Diğer tahric: Buhari, 2972; Müslim, 4853; Nesai, 3151;

 

 

 

4843-107/8- Bana Zuheyr b. Harb tahdis etti ... Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah kendi yolunda çıkan kimseye ... teminatını verdi" hadisini "yüce Allah'ın yolunda gazaya çıkan hiçbir seriyyeden geri kalmazdım" buyruğuna kadar rivayet etti.

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (4839) "Ki Allah, kendi yolunda kimin yaralandığını en iyi bilendir." Bu buyruk, gazada ihlasa ve burada sözü edilen sevabın ancak gazaya ihlasla çıkan ve yüce Allah'ın kelimesi en yüksek kelime olsun diye cihad eden kimse hakkında olduğuna dikkat çekilmektedir. İlim adamları der ki: Bu fazilet, hadisin zahirine göre ancak kafirlerle savaş hakkında sözkonusuolmakla birlikte Allah yolunda bağilerle yol kesicilerle savaşmak için iyiliği emredip münkerden alıkoymak ve buna benzer maksatlarla çıkan kimseler de bunun kapsamına girer. Allah en iyi bilendir.

 

"Kanı fışkırır" yesabu lafzi ye harfi ve ayn harfi fethalı üç noktalı peltek se harfi sakindir. Coşarak fışkırarak akması anlamındadır. Diğer rivayetteki (4840) "kan fışkırarak" ile aynı manadadır.

 

"Kıyamet gününde isabet aldığı şekilde olur" buradaki "şeklinde" zamiri yaraya aittir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

29/2- YÜCE ALLAH YOLUNDA ŞEHADETİN FAZİLETİ BABI