SAHİH-İ MÜSLİM |
CİHAD VE SİYER |
46 - باب
قول الله
تعالى: {هو
الذي كف
أيديهم عنكم}.
الآية
46/48- YÜCE ALLAH'IN:
"SİZİN ELLERİNİZİ ONLARDAN ÇEKENDİ" (FETH, 24) AYETİ BABI
133 - (1808) حدثني
عمرو بن محمد
الناقد. حدثنا
يزيد بن هارون.
أخبرنا حماد
بن سلمة عن
ثابت، عن أنس
بن مالك؛
أن
ثمانين رجلا
من أهل مكة
هبطوا على
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم من جبل
التنعيم
متسلحين. يريدون
غرة النبي صلى
الله عليه
وسلم وأصحابه.
فأخذهم سلما.
فاستحياهم.
فأنزل الله عز
وجل: {وهو الذي
كف أيديهم
عنكم وأيديكم
عنهم ببطن مكة
من بعد أن
أظفركم عليهم}
[48 /الفتح /24].
4656-133/1- Bana Amr b.
Muhammed en-Nakid tahdis etti, bize Yezid b. Harun tahdis etti, bize Hammad b.
Seleme, Sabit'den haberverdi. O Enes b. Malik’DEN rivayet ettiğine göre
Mekkelilerden seksen adam Tenin dağından silahlı bir şekilde Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in üzerine indiler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ve ashabını gafi! avlamak istiyorlardı. O ise onları savaşmaksızın
yakaladı ve onları öldürmedi. Bunun üzerine yüce Allah: "O sizi
kendilerine karşı muzaffer kıldıktan sonra Mekke'de onların ellerini sizden,
sizin ellerinizi onlardan çekendi" (Feth, 24) buyruğunu indirdi.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 2688; Tirmizi, 3264
AÇIKLAMA: "Onu
gafil avlamak istiyorlardı." Gafi! olduğu bir halde iken ona baskın yapmak
istiyorlardı.
"Onları savaşsız
yakaladı." Buradaki (savaşsız anlamını verdiğimiz) "silmen"
lafzını iki şekilde zaptetmişlerdir. Birincisi sin ve lam harfleri fethalı,
ikincisi ise sin harfi kesreli, lam harfi hem sakin hem fethalı okunuşudur.
Humeydi, dedi ki: Bu barış yolu ile onları yakaladı demektir. Kadı Iyaz
elMeşarik adlı eserinde, dedi ki: Çoğunluk bunu bu şekilde zaptetmişlerdir. Hem
Meşarik de hem Şerhte. Ama birinci rivayet daha açıktır. Onları esir aldı
demektir. Çünkü selm esir almak demektir demiştir. Kadı Iyaz ise lam ve sin
harflerinin fethalı okunacağını (selemen şeklinde) kesin bir dille ifade etmiş
ve bundan kasıt onların teslimiyet gösterip boyun eğmeleri sureti ile yakaladı
demek olur. Yüce Allah'ın: "Ve onlar size teslimiyetlerini arz
ederlerse" (Nisa, 90) buyruğunda olduğu gibi. Burada da inkiyat ve itaat
demektir. Bu ise tekil ikil ve çoğul hakkında kullanılan bir mastardır. İbnu'l
Esir, dedi ki: Olaya daha uygun okuyuş budur. Çünkü onlar barış ya ltı ile
yakalanmadılar. Zorla ve yenik düşürülerek yakalandılar. Kendisi de
acizliklerinden teslim oldular. Ayrıca şunları söylemektedir: Diğer görüşün de
açıklanabilir bir tarafı vardır. O da onlarla savaşılmayınca baskın yapanlar da
kendilerini onlara karşı savunmaktan ve onlardan kurtulmaktan acze düşünce esir
olmaya razı oldular. Böylelikle onlarla bu hususta barış yapılmış gibi oldu.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
47/49- ERKEKLERLE
BİRLİKTE KADINLARIN DA GAZAYA ÇIKMASI BABI