SAHİH-İ MÜSLİM |
CİHAD VE SİYER |
42 - باب
قتل كعب بن
الأشرف طاغوت
اليهود
42/44- YAHUDİLERİN
TAĞUTU, KA'B BİN EL-EŞREF'İN ÖLDÜRÜLMESİ BABI
119 - (1801) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم
الحنظلي،
وعبدالله بن
محمد ابن محمد
بن عبدالرحمن
بن المسور الزهري.
كلاهما عن ابن
عيينة (واللفظ
للزهري) حدثنا
سفيان عن عمرو.
سمعت جابرا
يقول:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (من لكعب
بن الأشرف؟
فإنه قد آذى
الله ورسوله)
فقال محمد بن
مسلمة: يا
رسول الله!
أتحب أن
أقتله؟ قال
(نعم) قال: ائذن
لي فلأقل. قال
(قل). فأتاه
فقال له وذكر ما
بينهما. وقال:
إن هذا الرجل
قد أراد صدقة.
وقد عنانا.
فلما سمعه قال:
وأيضا.
والله!
لتملنه. قال:
إنا قد
اتبعناه الآن.
ونكره أن ندعه
حتى ننظر إلى
أي شيء يصير
أمره. قال: وقد
أردت أن
تسلفني سلفا.
قال: فما
ترهنني؟ قال:
ما تريد. قال:
ترهنني
نساءكم. قال:
أنت أجمل العرب.
أنرهنك
نساءنا؟ قال
له: ترهنوني
أولادكم. قال:
يسب ابن
أحدنا. فيقال:
رهن في وسقين
من تمر. ولكن
نرهنك اللأمة
(يعني السلاح).
قال: فنعم.
وواعده أن
يأتيه بالحارث
وأبي عبس بن
جبر وعباد بن
بشر. قال:
فجاءوا فدعوه
ليلا. فنزل
إليهم. قال
سفيان: قال
غير عمرو:
قالت له
امرأته: إني
لأسمع صوتا
كأنه صوت دم.
قال: إنما هذا
محمد بن مسلمة
ورضيعه وأبو
نائلة. إن الكريم
لو دعي إلى
طعنة ليلا
لأجاب. قال
محمد: إني إذا
جاء فسوف أمد
يدي إلى رأسه.
فإذا استمكنت
منه فدونكم.
قال: فلما
نزل، نزل وهو
متوشح. فقالوا:
نجد منك ريح
الطيب. قال:
نعم. تحتي
فلانة. هي
أعطر نساء
العرب. قال:
فتأذن لي أن
أشم منه. قال:
نعم. فشم.
فتناول فشم.
ثم قال: أتأذن
لي أن أعود؟
قال: فاستمكن
من رأسه. ثم قال:
دونكم. قال:
فقتلوه.
4640-119/1-
Bize İshak b. İbrahim el-Hanzali ve Abdullah b. Muhammed b. Abdurrahman b. el-Misver
ez-Zühri ikisi İbn Uyeyne'den -lafız Zühri'ye ait olmak üzere- tahdis etti.
Bize Süfyan b. Amr tahdis etti, Cabir'i şöyle derken dinledim: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kab b. Eşref'in hakkından kim gelecek.
Çünkü o Allah'a ve Rasülü'ne eziyet etmiştir" buyurdu. Bunun üzerine
Muhammed b. Mesleme: Ey Allah'ın Rasulü! Onu öldürme mi arzu eder misin, dedi.
Allah Rasulü: "Evet" buyurunca. Muhammed: O halde uygun göreceğini
söylememe izin ver, dedi. Allah Rasulü: "Söyleyebilirsin" buyurdu. Bu
sefer Muhammed onun (Kab'ın) yanına gitti, ona söyleyeceklerini söyledi ve
aralarında olanı sözkonusu ederek: Bu adam sadaka istedi ve artık bizi zora
sokmaya başladı, dedi. Onun bu söylediklerini işitince daha da fazlası olacak.
Allah'a yemin olsun ki ondan bıkıp usanacaksınız, dedi.
(Muhammed): Şimdi
şüphesiz biz ona uymuş bulunuyoruz. Onu bırakmak da hoşumuza gitmez. Durumunun
nereye kadar varacağına hele bir bakalım, dedi. (Sonra da): Bana bir miktar
borç vermeni istiyorum deyince Ka'b: Bana rehin olarak ne vereceksin, dedi. O:
Ne istiyorsun, dedi. Ka'b: Bana kadınlarınızı rehin verin, dedi. Muhammed: Sen
Arapların en güzeli iken sana kadınlarımızı nasıl rehin veririz, dedi. Bu sefer
ona: Bana çocuklarınızı verin, dedi. Muhammed: Birimizin oğluna sövüleceği
zaman bir ölçek hurma karşılığında rehin verildi denilecek ama bunun yerine
sana silahlarımızı rehin bırakalım, dedi. Ka'b olur, dedi. ve daha sonra Haris,
Ebu Abs b. Cebr ve Abbad b. Bişr ile birlikte yanına gelmek üzere onunla
sözleşti.
Sonra hepsi gelip gece
vakti onu çağırdılar. O da onların yanına indi. Süfyan, dedi ki: Amr’DAN
başkası, dedi ki: Kansı ona: Ben sanki bir kan sesi gibi bir ses duyuyorum
gerçekten, dedi. Ka'b: Bu Muhammed b. Mesleme onun süt kardeşi ve Ebu
Naile'dir, dedi. Şüphesiz ki kerim bir adam geceleyin yaralanmaya çağıralacak
olsa dahi bu çağnyı kabul eder, dedi.
Muhammed, dedi ki: O
geleceği zaman ben elini başına uzatacağım.
Onu iyice yakaladım mı
siz de ona hücum edin.
Ka'b inince kılıcını
kuşanmış olarak indi. Onlar: Biz senden çok hoş bir koku alıyoruz, dediler. O:
Evet ben arap kadınlarının en hoş kokulusu olan filan kadın ile evlendim, dedi.
(Muhammed): Ondan koklamama izin verir misin, dedi. Ka'b evet, dedi. Kokladı.
Sonra elini uzalıp kokladı, sonra da tekrar koklamama izin verir misin, dedi.
ve başını sağlam bir şekilde yakaladıktan sonra haydi işinizi görün, dedi. Ve
böylece onu öldürdüler.
Diğer tahric: Buhari,
2510 -muhtasar-, 3031 -muhtasar-,. 3032 -muhtasar-, 4037; Ebu Davud, 2768
AÇIKLAMA: Müslim bu
başlıkta Muhammed b. Mesleme'nin Ka'b b. el-Eşref ile onun aldatmasının bir
şekli olarak sözkonusu ettiği hileli kıssasını zikretmektedir. İlim adamları
bunun sebebi ve buna verilecek cevap hususunda ihtilaf etmişlerdir. İmam
el-Mazeri, dedi ki: Ka'b'ı bu şekilde öldürmesinin sebebi Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile olan ahdini bozması, onu hicv edip ona dil uzatmasıdır.
Halbuki ona karşı kimseye yardım etmeyeceğine dair onunla ahitleşmişti. Sonra
savaşçılarla birlikte ona karşı yardım etmek üzere gelmişti. Bununla birlikte
bazıları onun bu şekilde öldürülmesini açıklamakta zorlanmış ve sözünü
ettiğimiz bu cevabı bilmemişlerdir.
Kadı Iyaz, dedi ki: Bu
cevap verildiği gibi şöyle de açıklanmışhr: Çünkü Muhammed b. Mesleme ona konuşmalarının
hiçbir yerinde açıkça herhangi bir emandan söz etmemiş, onunla sadece alışveriş
hususunda konuşmuş, ona şikayette bulunmuştu. Onun sözlerinde herhangi bir ahit
ve bir eman yoktu. Hiçbir kimsenin onu ahdini bozarak öldürdüğünü söylemesi
helal değildir. Birisi bunu Ali b. Ebu Talib'in meclisinde zikretmiş, Ali
(radıyallahu anh) verdiği emir ile boynu vurulmuştu. Verilen sözde durmamak
ancak var olan bir em andan sonra sözkonusu olur. Ka'b ise Nebi {Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e verdiği ahdini bozmuş, Muhammed b. Mesleme ve arkadaşları
ise ona bir em an vermemişti. Ama o onlarla ünsiyet sağladıktan sonra herhangi
bir ahit ve eman bulunmaksızın onu öldürme imkanını buldular.
Buhari'nin bu hadisin
başına savaşta suikastte bulunmak babı diye başlık açmasının anlamı savaş
değildir. Aksine suikasttir. Suikastise farkında olmadan gafil ve hileli bir
şekilde ve buna benzer bir yolla avlamak demektir.
Bazıları bu hadisi
davetin kendilerine ulaşmış olduğu kafirleri İslama davet etmeden suikastile
öldürmenin ve geceleyin ona baskın yapmanın caiz olduğuna delil
göstermişlerdir.
"Uygun göreceğimi
söylememe izin ver." Yani kendim hakkında ve senin hakkında uygun
göreceğim şekilde üstü kapalı ifadelerle (tariz) ve daha başka faydalı gördüğüm
şeyleri söylememe izin ver.
1. Bunda tarizin (üstü
kapalı ifadenin) caiz olduğuna delil vardır. Tariz ise iç tarafı doğru ve
muhatabın kendisinden başkasını anlayabileceği bir söz söylemek demektir. Böyle
bir konuşma tarzı şer'i bir hakkın engellenmesine sebep olmadığı sürece savaş
halinde ve başka durumlarda caizdir.
"Bizi çok da
yordu." Bu da caiz hatta müstehap tariz türündendir. Çünkü bunun iç anlamı
bizi yorgun bırakan şer'i edeblerle te'dib etti demektir. Ama bu yüce Allah'ın
razı olacağı bir yorgunluktur. Bu sebeple biz bunu severiz. Ama muhatabın
bundan anladığı ise sevilmeden isteksizce katlanılan yorgunluklardır.
"Allah'a yemin
olsun ki daha fazlası da olacak, bıkıp usanacaksınız." Yani bu sıkıntı ve
usanmanızdan daha fazla ondan sıkılacak ve usanacaksınız.
"Birimizin oğluna
sövülürken bir ölçek hurma karşılığında rehin verildi denilecek."
Müslim'in ve başkalarının bilinen rivayetleri bu şekilde "sövülecek"
anlamındaki fiil ye harfi ötreli sin harfi fethali olup "sebb:
sövmek" kökünden gelmektedir. Kadı Iyaz da Müslim'in Kitabı'nın
ravilerinin birisinin rivayetinde ye harfi fethalı ve kesreli şin ile
"yeşibbu: gençlik çağına kadar büyüyecek" diye rivayet etmiştir ki
doğrusu birincisidir. Vesk ise vav harfi fethalı da kesreli de söylenir. Asıl
anlamı (deve) yük(ü) demektir.
"elleme:
silah" hemzelidir. Kitapta bunu silah diye açıklamıştır., dediği gibidir.
"Onunla el-Haris'i,
Ebu Abs b. Cebr'i ve Abbad b. Bişr'i de getirmek üzere sözleşti." El-Haris
denilen kişi Sa-'d b. Ubade'nin kardeşinin oğlu el-Haris b. Evs'dir. Ebu Abs'ın
adı Abdurrahman'dır. Abdullah olduğu söylenmiş ise de doğrusu birincisidir.
Babasının adı kitapta da zikredildiği gibi cim harfi fethalı be sakin olmak
üzere cebr dir. Cabir olduğu da söylenir. Ensardan olup ashab-ı kiramın
büyüklerindendir. Bedir'de ve diğer gazalarda bulunmuştur. Cahiliye döneminde
adı Abduluzza idi. Nüshaların bir çoğunda da bu şekilde kaydedilmiştir. Vav
harfi ile Ebu Abs bazılarında ye harfi ile Ebi Abs şeklindedir. Bu açıktır.
Birincisi de sahihtir. Bu durumda "ona getireceği" fiilindeki zamire
atfedilmiş olur.
"Kan sesi
gibi" yani kana karşılık kan isteyen birisinin sesi yahut kan dökmek
isteyen birisinin sesi gibi demektir. Bunu böylece açıklamışlardır.
"O: Bu Muhammed
onun süt kardeşi ve Ebu Naile'dir, dedi." Bütün nüshalarda bu şekildedir.
Kadı lyaz -yüce Allah'ın rahmeti ona-, dedi ki: Bize üstadımız Kadı eş-Şehid,
dedi ki: Doğrusu: O Muhammed ve onun süt kardeşi Ebu Naile'dir denilmesidir.
Siyer bilginleri böylece zikretmişlerdir. Buna göre Ebu Naile, Muhammed b.
Mesleme'nin süt kardeşi idi. Buhari'nin Sahihi'nde ise: Benim süt kardeşim Ebu
Naile diye kaydedilmiştir. (Kadı Iyaz, dedi ki):
Eğer onun Muhammed'in
süt kardeşi olduğu sahih ise bana göre bunun da açıklanabilir bir tarafı
vardır. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: