SAHİH-İ MÜSLİM |
CİHAD VE SİYER |
40/42- NEBİ (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'İN
DUASI VE MÜNAFIKLARIN EZİYETLERİNE SABRETMESİ HAKKINDA BİR BAB
4635-116/1- Bize İshak b. İbrahim el-Hanzali,
Muhammed b. Raft' ve Abd b.
Humeyd -lafız İbn Rafi'e ait olmak üzere- tahdis
etti. İbn Raft' bize Abdurrezzak tahdis etti, dedi., diğer ikisi haber verdi, dedi. Bize Ma'mer,
Zühri'den haber verdi, o Urve'den
rivayet ettiğine göre Üsfune b. Zeyd
kendisine şunu haber verdi: Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) üzerinde semer bulunan bir eşeğe binmişti.
Altında da Fedek işi bir kadife vardı. Arkasına da Üsameyi'de bindirmişti. El-Haric
b. Hazrecoğulları yurdundaki Sa'd
b. Ubade'yi ziyarete gitmişti. Bu ise Bedir vakıasındarı önce olmuştu. Yolda giderken Müslümanların,
putlara tapan müşriklerin ve Yahudilerin karışık oturduğu bir meclise de
uğradı. Bunlar arasında Abdullah b. Ubey'de vardı.
Yine mecliste Abdullah b. Revaha'da vardı. Bineğin
çıkardığı toz meclisin üzerine gelince Abdullah b. Ubey
ridası ile burnunu örttü sonra da: Üzerimize toz
çıkarmayın, dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara selam verdikten sonra durdu ve indi.
Kendilerini Allah'a davet etti, onlara Kur'arı okudu.
Bunun üzerine Abdullah b. Ubeyy: Eyadam!
Eğer bu söylediklerin gerçekse bundan daha güzel bir şey olamaz. Ama sen
meclislerimizde bizi rahatsız etme. Kendi evine dön. Bizden sana gelen olursa
ona anlat, dedi. Bu sefer Abdullah b. Revaha:
Meclislerimizde yanımıza gel, biz bunu severiz, dedi. (Üsame),
dedi ki: Bunun üzerine Müslümanlar, müşrikler ve yahudiler
birbirlerine sövmeye koyuldular. Hatta birbirlerinin üzerine hücum etmeyle dahi
kalkıştılar. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları teskin edip durdu. Sonra bine ği ne binip gitti. Sa'd b. 'Ubade'nin yanına içeri girdi ve: Ey Sa'd!
Ebu Hubab'ın -Abdullah b. Ubey'i kastediyor- neler söylediğini duymadın mı? O şöyle şöyle dedi." buyurdu. Sa'd:
Onu affet ey Allah'ın Rasulü! Onu bağışla. Allah'a
yemin olsun ki Allah sana bu verdiğini verdiğinde bu şehir halkı ona taç
giydirmek ve başına sank sarmak üzere birbirleri ile
anlaşmışlardı. Allah'ın sana vermiş olduğu o hak ile bunu geri çevirince bundan
dolayı hevesi de kursağında kaldı. İşte o gördüğünü yapmasının sebebi budur,
dedi.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'de
onu affetti.
Diğer tahric: Buhari, 2987 -muhtasar-,
4566, 5663, 5964 -muhtasar-, 6207, 6254;
4636- .. ./2- Bana
Muhammed b. Rafi' tahdis
etti, bize Huceyn -yani b. el-Müsenna-
tahdis etti, bize Leys, Ukayl’den tahdis etti, o İbn Şihab’dan bu isnad ile aynısını rivayet etti ve: Bu, Abdullah Müslüman
olmadan önce olmuştu, dedi.
4637-117/3- Bize
Muhammed b. Abdu'I-A'la.
el-Kaysi tahdis etti, bize elMu'temir babasından tahdis
etti, o Enes b. Malik'den şöyle dediğini rivayet
etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e:
Abdullah b. Ubey'in yanına gitsen denildi. O da onun
yanına gitmek üzere kalktı ve bir eşeğe bindi. Müslümanlar da yola koyuldu.
Orası çorak bir arazi idi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yanına gelince: Benden uzak dur. Allah'a
yemin ederim ki senin eşeğini n kötü kokusu beni rahatsız etti, dedi. (Enes),
dedi ki: Bunun üzerine ensardan bir adam: Allah'a
yemin ederimki Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
eşeğinin kokusu senin kokundan daha güzeldir, dedi. (Enes devamla), dedi ki: Bu
sefer kavminden bir adam Abdullah adına öfkelendi. Derken her birisi adına
arkadaşları öfkelendi ve aralarında hurma dalları ile ayakkabılarla, ellerle
vuruşma dahi cereyan etti. (Enes devamla), dedi ki: Bize ulaştığına göre şu:
"Eğer müminlerden iki taife birbiri ile savaşacak olurlarsa aralarını
bulup düzeltin" (Hucurat, 9) ayeti onlar
hakkında nazil 0lmuştur.
Diğer tahric: Buhari, 2691
AÇIKLAMA: (4635)
"Üzerinde semer bulunan bir eşeğe bindi. Altında da Fedek
işi bir kadife vardı." Hemzenin kesreli okunuşu ile ikaf:
semer "vikaf" olarak da söylenir. Kadife
ise havlı bir örtüdür. Çoğulu kataif ve kutuf diye gelir. Fedekiye: Fedek'e mensup (Fedek işi)
demektir. Fedek ise Medine'den iki ya da üç merhale
uzaklıkta bilinen bir yerdir.
"Arkasına Üsame'yi bindirdi. Sa'd b. Ubade'yi ziyarete gidiyordu." Buradan;
1. Eşek ve benzeri
bineklere gücü yetiyorsa başkasını da bindirmenin caiz olduğu
2. Hasta ziyaretine
binerek gitmenin caiz olduğu
3. Eşeğe binmek büyük
zatlar için bir eksiklik olmadığı anlaşılmaktadır. "Eşeğin çıkardığı
toz" yani eşeğin toynaklarının yükselen tozu demektir. "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
onlara selam verdi."
4. Buradan, aralarında
Müslüman ve kafirlerin bulunduğu bir topluluğa önce selam vermenin caiz olduğu
anlaşılmaktadır. Bu da icma ile kabul olunmuş bir
husustur.
"Ey kişi. .. bundan
güzeli yok" diyarımızdaki bütün nüshalarda bu şekilde "la: yok"
ve: Ahsen: daha güzeli şeklinde kaydedilmiştir. Yani bu söylediğinden daha
güzeli olamaz. Kadı Iyaz da Müslim ravilerinin büyük çoğunluğundan böylece nakletmiş olmakla
birlikte şunları da söylemiştir: Ama Kadı Ebu Ali
bunu ellisiz olarak: "elbette bundan güzeldir" diye kaydetmiştir.
Kadı Iyaz, dedi ki: Bu bana göre anlamı daha açık bir
ifadedir. Bunun da taktiri şu olur: Ama bundan da güzeli senin evinde oturman
ve yanımıza gelmemendir demekolur.
"Onları teskin edip
durdu." Onları sakinleştirmeye ve aralarındaki işi kolaylaştırmaya çalıştı
demektir ..
"Bu şehir halkı ...
anlaşmıŞtı." Buhayra:
be harfi ötreli olarak küçültme ismidir. Kadı Iyaz,
dedi ki: Biz Müslim'den başka kaynaklarda bunu büyütme ismi olarak "bahira" diye rivayet etmiş bulunmaktayız. Her ikisi de
aynı manadadır. Asıl anlamı kariye (kasaba) demektir. Burada ondan kasıt ise
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
şehridir.
"Bu şehir halkı ona
taç giydirmek ve sarık sarmak üzere anlaşmışlardı."
Yani onlar onu
kendilerine kral yapmak üzere ittifak etmişlerdi. Bir kimseyi hükümdarlık
makamına getirdiler mi onu taçlandırıp sarık sarmak adetleri idi.
"Hevesi kursağında
kaldı." Re harfi kesreli olarak şerika: lokmanın
boğaza tıkanması demektir. Bu da Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'i kıskandığı anlamına gelir. Böyle
yapmasının sebebi ise onun münafıklığı idi. Kerim olan Allah bize afiyet ihsan huyursun.
(4636) "Bu Abdullah
Müslüman olmadan önce idi." Yani Müslüman olduğunu açıklamasından önce
olmuştu. Yoksa o münafıklığı apaçık münafık bir kafir idi.
(4637) "O çorak bir
arazi idi." Sebeha: sin ve be harfleri fethalı
olup tuzlu olduğundan dolayı bitkisi olmayan yere denilir.
5. Bu hadiste ayrıca
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
ne kadar halim, affedici ve yüce Allah yolunda eziyetlere ne kadar sabırlı,
yüce Allah'a ne kadar çok dua edip onların kalplerini ne kadar çok ısındırmaya çalıştığı
da anlaşılmaktadır. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
41/43- EBU
CEHİL'İN ÖLDÜRÜLMESİ BABI