SAHİH-İ MÜSLİM |
CİHAD VE SİYER |
35 - باب
الوفاء
بالعهد
35/37- AHDE BAĞLILIK
BABI
98 - (1787) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا أبو
أسامة عن
الوليد ابن
جميع. حدثنا
أبو الطفيل.
حدثنا حذيفة
بن اليمان.
قال:
ما
معنى أن أشهد
بدرا إلا أني
خرجت أنا
وأبي، حسيل.
قال: فأخذنا
كفار قريش.
قالوا: إنكم
تريدون
محمدا؟ فقلنا:
ما نريده. ما
نريد إلا
المدينة.
فأخذوا منا
عهد الله
وميثاقه لننصرفن
إلى المدينة
ولا
نقاتل معه.
فأتينا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فأخبرناه الخبر.
فقال (انصرفا.
نفي بعهدهم،
ونستعين الله عليهم(.
4615-98/1- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Üsame, Velid b. Cumeyd'den tahdis etti,
bize Ebu Tufeyl tahdis etti, bize Huzeyfe b. el-Yeman tahdis edip, dedi ki:
Bedir'e kablmaktan beni alıkoyan tek husus şu olmuştu: Babam Huseyl ile
birlikte çıkmışbk. Kureyş kafirleri bizi yakaladılar ve: Siz Muhammed'e
katılmak istiyorsunuz, dediler. Biz, O'na kablmak istemiyoruz. Biz sadece
Medine'ye gitmek istiyoruz, dedik. Bunun üzerine bizden Medine'ye gideceğimize,
onunla birlikte savaşmayacağımıza dair Allah adına söz ve ant aldılar. Biz de
Rasulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gittik ve O'na durumu haber verince
O: "Geri dönünüz. Sizin için onlara verdiğiniz söze bağlı kalacağız,
onlara karşı Allah'ın yardımını isteyeceğiz" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: Huzeyfe b.
el-Yeman'dan: Babamla çıkmışbk ... " sözündeki "Huseyl'de he harfi ötrelidir.
Aynı şekilde ona ha harfi kesreli sin harfi sakin olarak hisil de denilir.
Huzeyfe'nin babasıdır. El-Yeman onun lakabıdır. Muhaddislerin kullanımında
meşhur olan sonuna ye getirmeksizin nun harfi ile "el-yeman"dır. Bu
ise az kullanılan bir söyleyiştir. Sahih olan sonuna ye getirmek sureti ile
"el-yemani" denilmesidir. Amr b. el-As'ı, Abdurrahman b.
Ebu'l-Mevani, Şeddad b. el-Hadi de böyledir. Ama muhaddislerin meşhur olan
kullanımı bunlardaki ye harfini hazf etmektir. Sahih olan ise ye harfinin sabit
olarak okunmasıdır.
"Kureyş kafirleri
bizi yakaladı ... Onlara karşı Allah'tan yardım dileriz." Bu hadisten şu
hükümler anlaşılmaktadır:
1. Savaşta yalan
söylemek caizdir. Bununla birlikte eğer savaşta üstü kapalı ifadeler kullanmak
mümkün olursa o daha uygundur. Bununla birlikte yine savaşta insanların arasını
düzeltmekte yalan caiz olduğu gibi kocainn hanımına sahih hadisin açıklamış
olduğu şekilde yalan söylemesi de caizdir.
2. Ahde bağlılık ve vefa
göstermek gerekir. İlim adamları kafirler ile kendilerinden kaçmayacağına dair
ahitleşen (yemin eden) esirin hükmü hakkında ihtilaf etmişlerdir. Şafii, Ebu
Hanife ve Kufeliler bu ahdine bağlı kalması gerekmez. Aksine ne zaman kaçma
imkanını bulursa kaçar demişlerdir. Malik ise bu ahdine bağlı kalması gerekir
demişlerdir. Bununla birlikte eğer onu zorlayarak kaçmayacağına dair yemin
edecek olursa yemininin onun için bağlayıcı olmadığını ittifakla kabul
etmişlerdir. Çünkü kişi bu durumda mükreh (zorlama altında)dır.
Huzeyfe'nin ve babasının
başından geçen bu olaya gelince, kafirler Bedir gazasında Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile birlikte savaşmayacaklarına dair onlara yemin ettirdiler.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'de kendilerine yeminlerine bağlı kalmalarını
emir buyurdu. Ama bu vacip kılmak için değildi. Çünkü imam ve onun vekili ile
birlikte cihadı terk etmek sureti ile ah de bağlı kalmak kap eden bir şey
değildir. Ama Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabının ahdi bozdukları
şayiasının yayılmasını istemediğinden böyle yapmıştır. Bu husus onlar için
bağlayıcı olmasa dahi. Çünkü onlar aleyhine böyle bir şayiayı yaygınlaştıran
bir kimse bu hususta herhangi bir yorumu sözkonusu etmez.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: