SAHİH-İ MÜSLİM |
CİHAD VE SİYER |
11 - باب
تحليل
الغنائم لهذه
الأمة خاصة
11/13- GANİMETLERİN ÖZEL
OLARAK BU ÜMMETE HELAL KILINDIĞI BABI
32 - (1747) وحدثنا
أبو كريب محمد
بن العلاء.
حدثنا ابن المبارك
عن معمر. ح
وحدثنا محمد
بن رافع
(واللفظ له).
حدثنا
عبدالرزاق.
أخبرنا معمر
عن همام بن منبه.
قال: هذا ما
حدثنا أبو
هريرة عن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فذكر أحاديث
منها:
وقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (غزا نبي
من الأنبياء
فقال لقومه:
لا يتبعني رجل
ملك بضع
امرأة، وهو
يريد أن يبني
بها، ولما
يبن. ولا
آخر قد بنى
بنيانا، ولما
يرفع سقفها.
ولا
آخر قد اشترى
غنما أو
خلفات، وهو
منتظر ولا
دها. قال: فغزا.
فأدنى للقرية
حين صلاة
العصر. أو
قريبا من ذلك.
فقال للشمس:
أنت مأمورة
وأنا مأمور.
اللهم! احبسها
على شيئا.
فحبست عليه
حتى فتح الله
عليه. قال:
فجمعوا ما
غنموا. فأقبلت
النار لتأكله.
فأبت أن
تطعمه. فقال:
فيكم غلول.
فليبايعني من
كل قبيلة رجل.
فبايعوه.
فلصقت يد رجل
بيده. فقال: فيكم
الغلول.
فلتبايعني
قبيلتك.
فبايعته. قال:
فلصقت بيد
رجلين أو
ثلاثة. فقال: فيكم
الغلول. أنتم
غللتم. قال:
فأخرجوا له
مثل رأس بقرة
من ذهب. قال:
فوضعوه في
المال وهو بالصعيد.
فأقبلت النار
فأكلته. فلم
تحل الغنائم لأحد
من قبلنا. ذلك
بأن الله
تبارك وتعالى
رأى ضعفنا
وعجزنا،
فطيبها لنا).
4530-32/1- Bize Ebu
Kureyb Muhammed b. el-Ala da tahdis etti, bize İbnü'l-Mübarek Ma'mer'den tahdis
etti. (H.) Bize Muhammed b. Rafi' -lafız ona ait olmak üzere- da tahdis etti,
bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Hemmam b. Münebbih'den şöyle
dediğini haber verdi: Bu Ebu Hureyre'nin Rasıilullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)’DEN diye bize tahdis ettikleridir. Bunlar arasında şu hadisin de
bulunduğu çeşitli hadisleri zikretti. Ayrıca RasıiluIlah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "Nebilerden bir nebi bir gazaya Çıktı. Kavmine: Bir
kadını nikahlamış olup da onunla gerdeğe girmek istediği halde henüz gerdeğe
girmemiş olan hiçbir adam bir bina yapmış da henüz tavanını yükseltmemiş bir
kimse ve birkaç koyun ve gebe develer satın almış ve onların doğumlarını
bekleyen bir diğer kimse benim arkamdan gelmesin. Sonra bu Nebi gazaya Çıktı.
İkindi vakti yahut ona yakın bir zamanda (savaşacağı) kasabaya yaklaştı.
Güneşe: Sen de emir kulusun ben de emir kuluyum. Allah'ım benim için bunu bir
süre geciktir, dedi. Allah ona zafer verinceye kadar güneş alıkonuldu. Sonra
aldıkları ganimeti topladılar. Ateş o ganimeti yakmak için gelince ona bir
türlü ilişmedi. Bunun üzerine nebi: Aranızda ganimetten çalan var. Her bir
kabileden bir adam bana beyat etsin, dedi. Ona beyat ettiler. Bir adamın eli
onun eline yapışınca nebi: ganimetten çalan sizin aranızdadır. Bu sebeple senin
kabilen bana beyat etsin, dedi. Onun kabilesi o nebiye beyat edince eli iki ya
da ÜÇ adamın eline yapıştı. Bu sefer ganimetten çalan sizlersiniz, siz çaldınız,
dedi. Bunun üzerine ona inek başını andıran altından bir parça çıkardılar. Onu
da yerde duran ganimet malları arasına bıraktılar. Sonra ateş gelip o malı
yedi. İşte ganimetler bizdf;!n önce kimseye helal olmadı. Çünkü şanı mübarek ve
yüce Allah, bizim zayıf ve aciz olduğumuzu gördüğü için ganimetleri bize helal
kıldı. "
Diğer tahric: Buhari,
1324, 5157 -muhtasar-; Muhammed b. Rafi'nin rivayetini yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: RasıiluIlah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Nebilerden bir nebi (hepsine
selam olsun) gazaya çıktı ve kavmine, dedi ki: ... " Hadiste geçen
"bud' (bir kadını nikahlamak)" aslında kadının ferci demektir.
Halifat: Gebe develer lafzında hı harfi fethalı lam harfi kesrelidir.
Bu hadisten şu hükümler anlaşılmaktadır:
1. Önemli işlerin ancak
kesin kararlılık sahibi olan kimselere havale edilmesi ve bu işlere
kalkışanların başka bir endişe bulunmaksızın bütün kalpleri ile ona
yönelebilecek kararlı kimselere havale edilmesi, kalbi başka şeylerle alakalı
olanlara da verilmemesi gerektiği anlaşılmaktadır. Çünkü bu o işlere kalkışacak
olanın azmini zayıflatır. Bütün çaba ve gayretini ona verme imkanını ortadan
kaldırır.
Hadisteki "gazaya
Çıktı, ikindi namazı zamanında kasabaya yaklaştı" bütün nüshalarda bu
şekilde "edna: yaklaştı" lafzı kat hemzesi ile kaydedilmiştir. Kadı
Iyaz, dedi ki: Bu bütün nüshalarda bu şekilde rubai (bir harf ziyadesi ile
dörtlü harf) ile "edna" şeklindedir. Bu da ya yaklaştı anlamındaki
"dena"in geçişli halidir. Bu durumda askerlerini ve beraberindeki
toplulukları kasabaya yaklaştırdı demek olur. Yahut da o kasabanın fethinin
yaklaşması anlamında kullanılmış olabilir. Bu da Arapların doğumu yaklaştığı
zaman: "ednet ennaka: dişi devenin doğumu yaklaştı" ifadelerinden alınmıştır.
Ama bunu dişi deveden başkası hakkında da kullanmazlar.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Güneşe: Sen de emir kulusun ben de emir kuluyum ...
, dedi. Güneş de ... kadar batmadı." Kadı Iyaz, dedi ki:
Burada sözü geçen güneşin
alıkonulmasının mahiyeti hakkında ihtilaf edilmiştir. Gerisin geri gittiği
söylendiği gibi geri gitmeyerek olduğu yerde durduğu yahut da hareketinin
ağırlaştırıldığı da söylenmiştir. Bütün bunlar ise nebevi mucizelerdendir.
(Kadı Iyaz) devamla, dedi ki: Kendisi için güneşin bu şekilde alıkonulduğu
zatın Yuşa b. Nun olduğu söylenir.
Kadı Iyaz, dedi ki:
Rivayete göre nebimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için de güneş iki defa
alıkonulmuştur. Birisi ikindi namazını güneş batıncaya kadar meşguliyetleri
sebebi ile kılamadıkları Hendek günü idi. Yüce Allah ikindi namazını kılıncaya
kadar güneşi geri çevirdi. Bunu Tahavi sözkonusu etmiş ve ravileri sikadırlar
demiştir. İkincisi ise güneşin doğuşu ile birlikte varacağını haber verdiği
kervanı beklediği zaman olan İsra gecesi sabahıdır. Bunu da Yunus b. Bukeyr,
İbn İshak'ın sıretine ziyadelerine sözkonusu etmiştir.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Aldıkları ganimetleri topladılar ... ganimetten
çalan sizdendir, dedi." Bu nebilerin -Allah'ın salat ve selamı onlara-
ganimetlerle ilgili ibadetleri idi. Ganimetleri topluyorlar sonra semadan gelen
bir ateş o ganimetleri yakıyordu. Böylelikle bu ganimetin kabul edildiğinin ve
ganimetten çalan kimsenin bulunmadığının alameti olurdu. Bu sefer ateş gelince
ganimetleri yakmadı. Böylelikle aralarında ganimetten çalan birisinin olduğu
anlaşılmış oldu. O çalınan ganimetler arasına geri iade edilince ateş de gelip
ganimeti yedi.
Aynı şekilde
kurbanlarında da durum böyle idi. Kurbanları kabul edilirse semadan bir ateş
gelip onu yerdi.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: