SAHİH-İ MÜSLİM |
LUKATA |
2 - باب
تحريم حلب
الماشية بغير
إذن مالكها
2/3- SAHİBİNİN İZNİ
OLMADAN DAVARIN SÜTÜNÜ SAĞMANIN HARAM OLDUĞU BABI
13 - (1726) حدثنا
يحيى بن يحيى
التميمي. قال:
قرأت على مالك
بن أنس عن
نافع، عن ابن
عمر؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال (لا
يحلبن أحد
ماشية أحد إلا
بإذنه. أيحب
أحدكم أن تؤتى
مشربته،
فتكسر خزانته،
فينتقل
طعامه؟ إنما
تخزن لهم ضروع
مواشيهم أطعمتهم.
فلا يحلبن أحد
ماشية أحد إلا
بإذنه(.
4486-13/1- Bize Yahya b.
Yahya et-Temımı tahdis edip, dedi ki: Malik b. Enes'e Nafi'den rivayetini
okudum. O İbn Ömer'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Kimse kimsenin davannı onun izni olmadıkça sakın sağmasın. Sizden
biriniz (yiyecek ve ihtiyaçlarını) sakladığı kabının kınlıp yiyeceğinin alınıp
götürülmesini hoş karşılar mı? İşte davarların memeleri de sahipleri için
yiyeceklerini biriktirir. Bu sebeple sakın kimse bir başkasının davarını onun
izni olmadan sağmasın" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
2435; Ebu Davud, 2623
(1726) - وحدثناه
قتيبة بن سعيد
ومحمد بن رمح.
جميعا عن
الليث بن سعد.
ح وحدثناه أبو
بكر بن أبي
شيبة. حدثنا
علي بن مسهر. ح
وحدثنا ابن
نمير. حدثني
أبي. كلاهما
عن عبيدالله.
ح وحدثني أبو
الربيع وأبو
كامل. قالا:
حدثنا حماد. ح
وحدثني زهير
بن حرب. حدثنا
إسماعيل (يعني
ابن علية).
جميعا عن
أيوب. ح
وحدثنا ابن
أبي عمر. حدثنا
سفيان عن
إسماعيل بن
أمية. ح
وحدثنا محمد
بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق عن
معمر، عن
أيوب. وابن
جريج عن موسى.
كل هؤلاء عن
نافع، عن ابن
عمر، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم. نحو
حديث مالك.
غير أن في
حديثهم جميعا (فينتثل)
إلا الليث بن
سعد فإن في
حديثه (فينتقل
طعامه) كرواية
مالك.
4487- .. ./2- Bunu bize
Kuteybe b. Said ve Muhammed b. Rumh da birlikte Leys b. Sa'd'dan tahdis etti.
(H) Bunu bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Ali b. Mushir tahdis
etti. (H) Bize İbn Numeyr de tahdis etti, bana babam tahdis etti, ikisi
Ubeydullah'dan rivayet etti. (H) Bana Ebu Rabi' ve Ebu Kamil de tahdis edip,
dedi ki: Bize Hammad tahdis etti. (H.) Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize
İsmail -yani b. Uleyye- birlikte Eyyub'dan tahdis etti. (H) Bize İbn Ebu Ömer
de tahdis etti, bize Süfyan, İsmail b. Umeyye'den tahdis etti. (H.) Bize
Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak, Ma'mer'den tahdis etti, o
Eyyub ve İbn Cureyc'den ikisi Musa'dan rivayet etti. Bunların hepsi Nafi'den, o
İbn Ömer'den, o Nebi Sallallahu aleyhi ve Sellem)’DEN Malik'in hadisine yakın
olarak rivayet etti. Ancak
bunların hepsinin
hadisinde (alınıp götürülmesini yerine) etrafa saçılıp dağıtılmasını"
demişlerdir. Ancak Leys b. Sa'd'ın hadisinde Malik'in rivayetinde olduğu gibi
"yiyeceğinin alınıp götürülmesini" şeklindedir.
Diğer tahric: Kuteybe
ve Muhammed b. Rumh'un hadisini İbn Mace, 2302; Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, İbn
Numeyr, Ebu Rabi', Zuheyr b. Harb, İbn Ebu Ömer ve Muhammed b. Rafi'nin
hadislerini yalnız Müslim rivayet etmiştir
AÇIKLAMA: ResuluIlah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden biriniz izni ile olmadıkça kimsenin
davarını sakın sağmasın ... Bu sebeple sizden biriniz izni ile olmadan bir
kimsenin davarını sakın sağmasın." buyurmaktadır. Çeşitli rivayetlerde
"etrafa saçılıp dağıtılması" çeşitli rivayetlerde "feyuntekale:
alınıp götürülmesi" kelimesi yerine kaf harfinden bedel "peltek
se" ile "feyuntesele: saçılıp dağıtılması" şeklindedir. Bu da
tamamen dağıbbp etrafa ablması anlamındadır. Meşrube kelimesi re harfi ötreli
ve fethalı (meşrabe) diye söylenir. Bu ise yiyecek ve başka şeylerin içinde
depolandığı oda gibi yerlere (kiler) denilir.
Hadisin anlamı da şudur:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) memedeki sütü sahibinin izni olmadan alınması
bakımından kilerde koruma altında bulunan depolanmış yiyeceğe benzetmektedir.
Bu hadis-i şeriften
çeşitli hükümler anlaşılmaktadır:
1. Bir kimsenin malını
izni olmaksızın almak ondan yemek, onda tasarrufta bulunmak haram kılınmıştır.
Süt ve başka şeyler arasında bir fark yoktur. Kişinin muhtaç olup olmaması
arasında da bir fark yoktur. Ancak leş bulamayan ve başkasına ait bir yiyecek
de bulamayan çaresiz kalmış (zaruret halindeki kişi, muztar) müstesnadır. İşte
o taktirde böyle bir kimse zaruret dolayısı ile yemekten yiyebilir. Ama bize
göre de cumhura göre de onun sahibine bedelini ödemesi gerekir. Seleften
bazıları ile kimi muhaddisler böyle bir yükümlülüğü yoktur demişseler de bu
zayıf bir görüştür. Eğer hem meyte hem başkasına ait bir yiyecek bulursa bu
hususta ilim adamlarının meşhur bir görüş ayrılığı vardır. Bizim mezhebimize
göre bizce daha sahih olan görüş meyteyi yemesidir.
Muztar denilen çaresiz
kimse dışındakilerin ise eğer süt ya da daha başka yiyecek sahibi kimseye nazı
geçiyor ise ve onun iznini almaksızın bunu gönül hoşluğu ile karşılayacağını
biliyor yahut zannediyorsa onun iznini almaksızın yiyebilir. Bunu daha önce
defalarca açıkladık.
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ile Ebu Bekr (radıyallahu anh)'ın hicret esnasında Medine'ye
gittikleri vakit çobanın koyunlarının sütünden içmelerine gelince; bunun hangi
şekilde olduğunu daha önceden açıklamış ve her ikisinin bunu sahibine nazları
geçtiği için içmiş olmalarının ihtimal dahilinde olduğunu söylemiştik. Çünkü
onlar o çobanı tanıyorlardı. Yahut da çobana yanından geçenlere o sütten
içirmesi için izin verilmiş olabilir. Ya da ondan içmenin mübah olduğunu onlara
bildirmiş yahut da o emanı olmayan harbi birisinin malı da olabilirdi. Allah en
iyi bilendir .
2. Bu hadiste kıyasın
sabit olduğu ve meselelerin açıklanması esnasında temsil yapılacağı da
anlaşılmaktadır.
3. Süte yemek
denilebilir. Dolayısı ile bir kimse yemek yemeyeceğine dair yemin edecek olursa
sütü dışarıda tutan bir niyetinin bulunması hali dışında süt içerse yeminini
bozmuş olur.
4. Koyunun sütünü
memesinde süt bulunan bir koyun karşılığında satmak batıldır. Şafii, Malik ve
cumhur böyle demiş olmakla birlikte Evzai bunun caiz olduğunu söylemiştir.
Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
3/4- ZİYAFET
(MİSAFİRLİK) VE BENZERİ HUSUSLAR BABI