SAHİH-İ MÜSLİM

LUKATA

 

1/2- HACILARIN LUKATASI HAKKINDA BİR BAB

 

4484-11/1- Bana Ebu't-Tahir ve Yunus b. Abdula'la tahdis edip, dedi ki: Bize Abdullah b. Vehb haber verdi bana Amr b. el-Haris, Bukeyr b. Abdullah b. el-Eşecc'den haber verdi, o Yahya b. Abdurrahman b. Hatim'den, o Abdurrahman b. Osman et-Teymi'den rivayet ettiğine göre RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hacıların lukatasını (almayı) yasakladı.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 1719

 

 

 

4485-12/2- Bana Ebu't-Tahir ve Yunus b. Abdula'la da tahdis edip, dedi ki: Bize Abdullah b. Vehb tahdis edip, dedi ki: Bana Amr b. el-Hans, Bekr b. Sevade'den haber verdi, o Ebu Salim el-Ceyşani'den, o Zeyd b. Halid el-Cüheni'den, o Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Her kim kaybolmuş bir hayvanı yanında banndıracak olursa onu tanıtmadığı sürece kendisi de dalalette olan birisidir" buyurdu.

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hacıların lukatasını nehy etti." Bundan kastı mülk edinmek maksadı ile onu almaktır. Yalnızca korumak maksadıyla onu almak ise yasak değildir. Nitekim bu hususu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir başka hadiste: "Onu ilan edecek kimse için müstesna. Onun lukatasını almak helal değildir" buyruğu ile bunu açıklamış bulunmaktadır. Esasen mesele Hac Kitabının sonlarında genişçe açıklanmış olarak geçti.

 

"Her kim kaybolmuş bir hayvanı banndırırsa onu tanıtmadığı sürece kendisi de dalalette birisidir." Bu ister onu mülk edinmek istesin isterse de sahibi adına onu korumak istesin lukatanın kayıtsız ve şartsız olarak alan kişi tarafından tanıtılmasının gerektiği şeklindeki tercih olunan görüşün lehine bir delildir. Sahih olan da budur, bu husustaki görüş ayrılığı daha önce geçti. Burada "kaybolmuş hayvan" dalle’DEN kasıt kaybolmuş deve ve buna benzer mülk edinmek maksadı ile alınması caiz olmayan kayıplardır. Aksine böyle kayıplar sahibi adına korumak için alınır. Buna göre hadisin anlamı şu olur: Kim kaybolmuş bir hayvanı barındıracak olursa onu tanıtmadığı sürece kendisi dalaletle olan birisidir ve asla onu mülk edinemez. Burada dalaletle olmaktan kasıt ise doğru olandan ayrı kalan ayrılan kimse demektir.

 

Bu babtaki hadislerin tamamında lukatanın alınıp mülk edinilmesinin ayrıca hakimin hükmüne de sultanın izin vermesine de ihtiyacının olmadığına bir delildir. Zaten bu hususta icma vardır. Aynı zamanda bu hadislerde bu hususta zengin ile fakir arasında fark olmadığına da delil bulunmaktadır. Bizim mezhebimizin görüşü de cumhurun kanaati de budur. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

2/3- SAHİBİNİN İZNİ OLMADAN DAVARIN SÜTÜNÜ SAĞMANIN HARAM OLDUĞU BABI