SAHİH-İ MÜSLİM |
DAVALAR |
9- ŞAHİTLERİN HAYIRLI
OLANLARINI BEYAN BABI
4469-19/1- Bize Yahya b.
Yahya da tahdis edip, dedi ki: Malik'e Abdullah b. Ebu Bekir'den rivayetini
okudum. O babasından, o Abdullah b. Amr b. Osman'dan, o İbn Ebu Amre el-Ensari'den,
o Zeyd b. Halid el-Cüheni'den rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Dikkat edin! Size şahitlerin en hayırlısını haber vereyim. O
şahitlik etmesi kendisinden istenmeden önce şahitlik edendir" buyurdu.
Diğer tahric: Tirmizi,
2295-2297; Ebu Davud, 3596; İbn Mace, 2364
AÇIKLAMA: Babtaki
hadisin isnadında "bize Yahya b. Yahya da tahdis edip, dedi ki ... Zeyd b.
Halid el-Cüheni'den rivayet etti." Bu hadiste biri diğerinden rivayet
nakleden tabiinden dört kişi vardır. Bunlar da Abdullah, onun babası, Abdullah
b. Amr b. Osman ve İbn Ebu Amre'dir. İbn Ebu Amre'nin adı ise Abdurrahman b.
Amr b. Muhsan el-Ensan'dir.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Dikkat edin! Size şahitlerin en hayırlısını haber
vereyim ... " bu hadisten maksadın ne olduğu hususunda iki yorum
yapılmıştır. Bunlardan daha sahih ve meşhur olanı Malik ve Şafii mezhebi
alimlerinin yorumudur. Buna göre hadis, bir insanın bir hakkının bulunduğu ve o
insanın kendisinin bunun şahiti olduğunu bilmemesi hali ile ilgilidir. Bu
durumda gidip ona kendisinin bu hakkının olduğuna şahit olduğunu haber verir.
İkinci yoruma göre ise bu hisbe şahitliği hakkında yorumlanır. Bu da insanların
yalnız kendilerini ilgilendiren hakların dışındaki haklardır. Hisbe şahitliği denilen
şahitlik talak, köle azad etmek, vakıf, genel vasiyet, hadler ve benzeri
hususlardır. Her kim bu türden bir şeyler bilirse bu bilgisini hakime iletip
bunu ona bildirip şahitlik etmesi icap eder. Nitekim yüce Allah: "Allah
için şahitfiği dosdoğru yapın." (Talak, 2) buyurmaktadır. İşte birinci
türden olanlarda da bir kimsenin lehine şahitlik yapacağı bir bilgi bulunmakla
birlikte o kişi bunu bilmiyorsa ona bunu bildirmesi gerekir. Çünkü bu onun
lehine, onun yanında bulunan bir emanettir.
Bu hususta üçüncü bir
yorum daha nakledilmiştir ki, buna göre bu şahitlik etmesi istenmeden önce
değil de istendikten sonra şahitlik yapmakta mübalağa etmek için mecazi bir
ifadedir. Nitekim cömert, dediğin kendisinden istenmeden önce verir
denilmiştir. Yani o kendisinden istenmesinin akabinde hiç durmadan hızlıca
verir demektir.
ilim adamları der ki: Bu
hadis-i şerif Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in:
"Şahitlik etmeleri
istenmeden şahitlik ederler" buyruğunda dile getirilen şahitlik etmesi
istenmeden önce şahitlik yapan kimselerin yerildiği diğer hadis ile
çelişmemektedir. ilim adamları bunu da çeşitli şekillerde yorumlamışlardır.
Bunların en sahih olanı ise mezhep alimlerimizin yorumudur. Buna göre bu hadis,
bir insanın lehine onun da bildiği bir şahitliği bulunup kendisinden şahitlik
etmesi istenmeden gidip de şahitlik eden kişi hakkında yorumlanır.
ikinci yoruma göre
yalancı şahitlik yapan hakkında yorumlanır. Böyle bir kimse şahitlik etmesi
istenmediği halde asılsız bir şahitlik yapar.
Üçüncü yoruma göre bu,
şahitlik etme ehliyetine sahip kimselerden olmamakla birlikte şahitliğe
kalkışan kimse hakkında yorumlanır.
Dördüncüsüne göre bu, bu
hususta hiç duraksamaksızın bir takım kimselerin cennetlik olduklarına ya da
cehennemlik olduklarına şahitlik yapan kimse hakkında yorumlanır. Ama bu zayıf
bir yorumdur. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
10- MÜÇTEHİTLERİN
iHTiLAF ETMESİNİN BEYANI BABI