SAHİH-İ MÜSLİM |
DAVALAR |
6- HAKİM
İCTİHAD EDİP DE İSABET YA DA HATA ETSE KAZANACAĞI ECRİN BEYANI BABI
4462-15/1- Bize Yahya b.
Yahya et-Temımı tahdis
etti, bize Abdulaziz b. Muhammed, Yezid
b. Abdullah b. Üsfıme b. el-Hfıd'dan haber verdi, o
Muhammed b. İbrahim'den, o Busr b. Said'den, o Amr b. el-As'ın azadlısı Ebu Kays'dan,
o Amr b. el-As’DAN Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i
şöyle buyururken dinlediğini rivayet etmiştir: "Hakim hüküm verirken
içtihat edip sonra isabet ederse ona iki ecir vardır. Hakim hüküm verirken
içtihat ettikten sonra hata ederse onun için bir ecir vardır. "
Diğer tahric: Buhari, 4752 -muallak
olarak-; Ebu Davud., 3574; İbn Mace, 2314;
4463 -2/ ... -Bana İshak
b .İbrahim ve Muhammed b Ebi Ömer de tahdis etti .İkisi Abdulaziz b.
Muhammed'den bu isnad ile aynısını rivayet etti ve
hadisin akabinde şunları ekledi: Yezid dedi ki: Ben
bu hadisi Ebu Bekr b.
Muhammed b. Amr b. Hazm'a tahdis ettim o Ebu Seleme de Ebu Hureyre'den bana bu şekilde tahdis etti, dedi.
4464- .. ./3- Bana
Abdullah b. Abdurrahman ed-Darimi
de tahdis etti, bize Mervan
-b. Muhammed ed-Dimeşki- haber verdi, bize leys b. Sa'd tahdis
etti, bana Yezid b. Abdullah b. Üsame
b. el-Had el-leysi bu hadisi Abdulaziz b. Muhammed'in
rivayetinin aynısı ile -her iki isnad ile birlikte- tahdis etti.
AÇIKLAMA: (4462)
"Yezid b. Abdullah b. Üsame
b. el-Had'dan, o Muhammed b. İbrahim'den, o Busr b. Said'den, o Amr b. el-As'ın azadlısı Ebu Kays'dan,
o Amr b. el-As'dan." Bu, biri diğerinden rivayet
eden tabiundan dört kişinin bulunduğu bir isnaddır. Bunlar da Yezid ve
ondan sonra gelenlerdir.
"Hakim hüküm
verince içtihat ettikten sonra ... onun için bir edr
vardır. " ilim adamları der ki: Müslümanlar bu hadisin hüküm verme
ehliyetine sahip alim hakim hakkında olduğu üzerinde icma
etmişlerdir. işte böyle bir hakim verdiği bir hükümde isabet ederse biri
içtihadının ecri, diğeri isabet etmesinin ecri olmak üzere iki ecri vardır.
Eğer hata edecek olursa içtihadı sebebi ile onun için bir ecir vardır. Hadis-i
şerifte hazfedilmiş bir ifade vardır ki taktiri şudur: Hakim (hüküm vermek
isteyip) içtihat ederse demektir.
Yine ilim adamları der
ki: Hüküm vermeye ehil olmayan kimseye de hüküm vermek helal değildir. Şayet
hüküm verecek olursa onun bir ecri yoktur. Aksine o günahkardır ve hükmü
geçerlilik kazanmaz. Verdiği hüküm ister hakka uygun olsun ister olmasın. Çünkü
hükmünün isabetli olması gelişigüzel bir haldir. Şer'i bir dayanaktan
çıkmamaktadır. Ayrıca o vereceği bütün hükümlerde asi olur. Verdiği hükmü n
doğruya uygun olup olmaması da fark etmez. Bütün hükümleri de reddolunur ve
bunların hiçbirisinde mazur görülemez.
Sünenlerde yer alan bir
hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: "Hakimler
üç türlüdür. Bir hakim cennette, ikisi ateştedir. Bir hakim hakkı bilip
gereğince hüküm verirse o cennettedir. Bir hakim hakkı bilmekle birlikte ona
muhalif hüküm verecek olursa o cehennem ateşindedir. Bir hakim de bilgisizce
hüküm verecek olursa o da ateştedir. "
ilim adamları her
müçtehidin hükmünde isabet mi ettiği yoksa verdiği hükmü yüce Allah'ın nezdinde
ki hükme uygun düşen tek bir kişinin mi isabet ettiği ve diğerinin de hata eden
birisi olup mazereti sebebi ile de bir günah kazanmayan birisi mi olduğu
hususunda ihtilaf etmişlerdir. Şafii ve mezhebine mensup ilim adamları nezdinde
daha sahih olan isabet edenin bir kişi olduğudur. Her iki grup da bu hadisi
delil göstermişlerdir. Her müçtehidin isabet ettiğini söyleyen birinciler
müçtehide ecir sözkonusu edilmiştir. Eğer isabet
etmesi sözkonusu olmasaydı onun bir ecri olmazdı
derken diğerleri ise: Ona hata eden adını vermiştir. isabet etmiş olsaydı ona
hata eden demezdi demişlerdir. Ona ecir verilmesine gelince bu içtihadda yorulması sebebi ile elde ettiği bir şeydir.
Birinci görüşü
savunanlar ise: Ona hata eden adını vermiştir. Çünkü bu nassa
isabet ettirmeyip hata eden yahut da üzerinde icma
yapılmış bir husus ve benzerleri hakkında içtihat etmesi uygun olmayan hususlar
hakkında içtihat eden kimseler hakkında yorumlanır.
Bu görüş ayrılığı ancak
fer'i hususlardaki içtihat ile ilgilidir. Tevhidin esasları ile ilgili olarak
ise onlar da isabet eden kişi kendisine itibar edilenlerin icmaı
ile tek bir kişidir. Bu hususta yalnızca Abdullah b. Hasan el-Abteri ve Davud ez-Zahiri
muhalefet etmişlerdir. Onlar bu hususta içtihat edenlenn
de doğru olduğu kanaatindedirler. İlim adamları ise: Görünen şu ki her ikisi de
kafirlerin dışında kalan Müslüman müçtehidleri
kastetmişlerdir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
7- HAKİMİN KIZGIN
İKEN HÜKÜM VERMESİNİN MEKRUH OLDUĞU BABI