SAHİH-İ MÜSLİM |
DAVALAR |
5- GEREKSİZ YERE ÇOKÇA
SORU SORMANIN YASAK OLUŞU, YERİNE GETİRİLMESİ GEREKEN BİR HAKKI YAHUD DA HAK
ETMEDİĞİNİ İSTEMEK DEMEK OLAN ENGELLEMENİN VE VER, DEMENİN YASAK OLUŞU
4456-10/1- Bize Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize Cerir, Süheyl'den tahdis etti, o
babasından, o Ebu Hureyre’DEN
şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Şüphesiz Allah sizin için üç şeye razı olur ve sizin üç şeyi yapmanızdan
da hoşlanmaz. Sizin kendisine ibadet edip ona hiçbir şeyi koşmamanıza, hep
birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sanlıp dağılmamanıza
razı olur. Sizin, dedikodu yapmanızdan, çokça soru sormanızdan, malı boşu
boşuna kaybetmenizden de hoşlanmaz" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
4457-11/2- Bize Şeyban b. Ferruh da tahdis etti, bize Ebu Avane, Süheyl’DEN bu isnad ile
aynısını rivayet etti ancak o rivayetinde: Sizin üç şeyi yapmanıza gazap eder
demiş ve "ayrılmamanızı" lafzını zikretmemiştir.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
4458-1213- Bize İshak b.
İbrahim el-Harızali de tahdis
etti ... Muğire b. Şu'be, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den:
"Şüphesiz aziz ve celil Allah size annelere kötü davranmayı, kızçocuklarını diri diri gömmeyi
(hak olanı) vermemeyi, (hak olmayanı isteyerek) ver demeyi haram kıldı ve sizin
için üç hususu, dedikoduyu, çokça soru sormayı ve malı zayi etmeyi hoş
görmemiştir" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari, 1477,2408,5975
4459- ..
./4-Bana Kasım b. Zekeriyya da tahdis
etti, bize Ubeydullah b. Musa, Şeyban’dan
tahdis etti, o Mansur’dan bu isnad
ile aynısını rivayet etti. Ancak o rivayetinde: Ve ResuluIlah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
haram kıldı demekle birlikte: Muhakkak Allah size haram kıldı demedi.
4460-13/5- Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe tahdis
etti. Bize İsmail b. Uleyye, Halid
el-Hazza’DAN tahdis etti.
Bana İbn Eşva' Şa'biden tahdis etti. Bana Muğire b. Şu'be'nin katibi tahdis edip, dedi ki: Muaviye, Muğire'ye: Bana ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den dinlemiş olduğun bir şey yaz, diye mektup
yazdı. Muğire de ona: Ben ResuluIlah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i:
''Allah sizin üç şeyi yapmanızdan hoşlanmaz: dedikodu, malı zayi etmek ve çokça
soru sormak" buyururken dinledim, diye yazdı.
4461-14/6- Bize İbn Ebu Ömer tahdis
etti ... Ven6ld, dedi ki: Muğire
Muaviye'ye şunu yazdı: Selam sana. İmdi ben ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "Muhakkak Allah üç şeyi haram kıldı, üç
şeyi yasakladı: Babaya karşı gelmeyi, kız çocuklarını diridiri
gömmeyi, hayır ve ver demeyi haram kıldı. Üç şeyi yasakladı:,
dedikoduyu, çokça soru sormayı ve malı zayi etmeyi" buyururken dinledim.
AÇIKLAMA: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in:
(4456) "Allah sizin için üç şeye razı olur ... ve malı zayi etmek." Diğer rivayette (4458)
"Şüphesiz Allah size annelere karşı gelmeyi... haram
kıldı."
İlim adamları der ki:
Yüce Allah için hoşnutluk, gazap etmek ve hoşgörmemek
ile kastedilen onun emri nehyi (yasaklaması) sevabı ve cezasıdır. Ya da bazı
kullan için sevap olanı bazılan için de cezayı murad etmesidir. Allah'ın ipine sımsıkı sanImak
ise Allah'ın ahdine sıkı sıkı yapışmaktır. O da onun
aziz kitabına uymak, sınırlarına riayet etmek, onun edebi ile edeplenmektir.
İp, ahit, antlaşma, eman, bağlantı kurma ve sebep
anlamlarında kullanılır. Bunun asıl anlamı ise Arapların ipi bu gibi hususlar
hakkında kullanmalarıdır. Çünkü onlar zorlu ve sıkıntılı hallerinde ipe sımsıkı
sarılırlar ve ip ile ayrılmış olanı birbirine bağlarlar. Bundan dolayı ip bu
hususlar hakkında istiare yolu ile kullanılmıştır.
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Ayrılmayın" buyruğu müslüman
cemaat ile birlikte kalmayı ve onların birbirleri ile kaynaşmasını
emretmektedir. Bu ise İslam'ın temel dayanaklarından birisidir. Şunu bilelim ki
Allah'ın razı olduğu üç husustan birisi kendisine ibadet etmeleri, ikincisi ona
hiçbir şeyi ortak koşmamaları, üçüncüsü ise Allah'ın ipine sımsıkı sarılıp dağılmamalandır.
"Kilu kal: dedikodu" ise insanlar ile ilgili haberlere
ve onların hal ve tasarruflan ile alakalı
ilgilendirmeyen hikayelere dalmaktır. Bu iki lafzın
hakikati hususunda iki farklı görüş vardır: Birincisine göre bunlar iki
fiildir. Buna göre "kil" meçhul (edilgen)
bir fiildir. Mazisi ise kale:, dedi. dir. İkinci görüşe göre ise bunlar tenvinli
iki mecrur isimdir. Çünkü (her birisinin başına elif
lam getirerek) kil, kal, kavl ve sonu yuvarlak te ile bitmek üzere kale lafızlarının hepsi aynı
anlamdadır. Yüce Allah'ın: "Sözü Allah'tan daha doğru kim vardır"
(Nisa, 122) buyruğunda da bu lafız kullanılmıştır. Arapların: (Başlarına elif lam getirmek sureti ile" kilu kal: çoğaldı sözleri de buradan gelmektedir.
"Çokça soru sormak"a gelince. Bununla soru sormakta oldukça aşırı
gidip ayrıntılara kaçmak, meydana gelmemiş ve ihtiyaç olmayan hususlar hakkında
çokça soru sormak kastedildiği söylenmiştir. Bunları yasaklamaya dair sahih
hadisler gerçekten çoktur. Selef de bundan hoşlanmaz ve bunu yasak kılınmış
kişinin kendisini gereksiz yere zorlaması kabilinden görürlerdi. Sahih hadiste
belirtildiği üzere Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) çokça soru sormaktan hoşlanmamış ve
bunu ayıplamıştır.
Bundan kastın insanlara
mallarını ve ellerinde olanları istemek olduğu da söylenmiştir. Bunu da
yasaklayan sahih hadisler pek çoktur. Bir diğer görüş de şöyledir: Bundan
maksat insanlar ile ilgili haberler zamanın olaylan
ve insanı ilgilendirmeyen hususlara dair çokça soru sormaktır. Bu zayıf bir görüşdür. Çünkü bu zaten kilukal
(dedikodu)nun yasaklanmasından anlaşılan bir
husustur. Bir diğer görüşe göre bundan kasıt bir kimsenin durumu ve onun durumu
ile ilgili tafsilatına dair soru sormak kastedilmiş olabilir. Bu da ona
kendisini ilgilendirmeyen hususlara dair soru sormanın kapsamına girer. Böyle
bir tutum ise durumu soruşturulan kişinin sıkılması sonucunu da doğurur. Çünkü
o durumlarını nakletmekten hoşlanmayabilir. Ona bunları haber vermesi kendisine
ağır gelebilir. Şayet verdiği haberlerde ona yalan söyleyecek yahut da üstü
kapalı ifadelerle kendisini konuşmak için zorlayacak olursa sıkıntıya düşer.
Ona cevap vermeyecek olursa da edebe aykırı hareket etmiş olur.
Malı zayi etmeye
gelince; malı şer'i olmayan yollarda harcamak ve onu telef olmakla karşı
karşıya bırakmak demektir. Bu yasağın sebebi ise bunun bir fesat (bozgunculuk)
olmasıdır. Allah ise fes at çıkartanları sevmez. Ayrıca bir kimse malını zayi edecek
olursa insanların ellerinde olana muhtaç kalır.
(4458) Annelerin
haklarına riayet etmeyip onlara karşı gelmeye gelince; bu da haramdır ve ilim
adamlarının İcmaı ile büyük günahlardandır. Bunun büyük
günahlardan sayılması hususunda sahih hadisler pek çoktur. Aynı şekilde
babalara karşı gelmek de büyük günahlardandır. Burada sırf annelerin sözkonusu edilmesi ise onlara karşı gelmenin haramlığını
babalara karşı gelmenin haramlığından daha vurgulu oluşundan dolayıdır. Bundan
dolayı Nebi {Sallallahu
aleyhi ve Sellemı'de kendisine kime iyilik yapayım
diye soru sorana: ':4nnen, sonra annen" diye üç defa tekrarladıktan sonra
dördüncüsünde "sonra baban" buyurmuştur. Diğer taraftan karşı gelmek
ve itaatsizlik çoğunlukla annelere karşı gösterilir. Ve çocuklar bu hususta
onlara daha çok karşı gelirler. Ukuk denilen karşı
gelmenin gerçek mahiyeti ve bununla alakalı diğer hususlara dair açıklamalar
İman Kitabı'nda geçmiş bulunmaktadır.
Kız çocukları diri diri gömmeye gelince; bu onların hayatta iken toprağa
gömülmeleri ve toprağın altında ölmelerinin sağlanması demektir. Bu da helak
edici büyük günahlardandır. Çünkü bir canı haksızca öldürmektir. Ayrıca bu
akrabalık bağını koparmayı da ihtiva eden bir vebaldir. Yalnızca kız
çocuklarının sözkonusu edilmesi cahiliyenin
yapmayı ihtiyat haline getirdiği davranışlardan birisi olduğu içindir.
"(Hak olanı)
vermemeyi ve (hak olmayanı isteyerek) ver demeyi" diğer rivayette ise
"hayır ve ver" ibarelerine gelince; buradaki "hati: ver" te harfi kesreli
olarak söylenir. Hadisin anlamı ise bir kimsenin yerine getirmesi gereken
hakları engellemesi yahut da hak etmediği şeyi istemesinin yasaklanmasıdır.
"Üç hususu haram
kıldı. .. üç hususu hoş
görmedi." Bu da bu son üç husustaki hoşlanmayışın haram kılmak için değil
tenzih anlamında olduğuna delildir. Allah en iyi bilendir.
(4461) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Muhakkak Allah üç hususu haram üç hususu
da yasak kıldı ... " Bu hadis, yasak kılmanın (nehy) haram kılmayı gerektirmediğini söyleyenlerin lehine
bir delildir. Ama meşhur olan görüş bunun haram kılmayı gerektirdiğidir. Daha
sahih olan da budur. Bu hadisi ile ilgili olarak da bunu bir başka delil ile
kapsamın dışına çıkarıltığı şekilde cevap verilir.
(4460) Bu hadisin
isnadında "Halid el-Hazza’DAN
o İbn Eşva'dan o Şa'bi'den, o Muğire b. Şu'be'nin katibinden o Muğire'den" şeklindeki isnada gelince, bu hadiste
tabiinden biri diğerinden rivayet nakleden dört kişi bulunmaktadır. Bunlar: Halid, Said b. Amr b. Eşva' -ki o tabiinden olup
sahabe olan Yezid b. Seleme el-Cufi
(r.a.)'dan hadis dinlemiştir, tabiinden olan üçüncü
kişi olan Şa'bi, dördüncüsü ise Muğire'nin
katibi olan Verrad'dır.
"Muğire Muaviye'ye mektup yazdı. .. " Buradan bu şekilde yazışmanın müstehap
olduğu anlaşılmaktadır. Önce sana selam diye başlar. Nitekim Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'de Herakliyus'e: "Selam hidayete tabi olanlara" diye
yazmıştır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
6- HAKİM İCTİHAD EDİP DE İSABET YA DA HATA ETSE KAZANACAĞI
ECRİN BEYANI BABI