SAHİH-İ MÜSLİM |
DAVALAR |
5 - باب
النهي عن كثرة
المسائل من
غير حاجة.
والنهي عن منع
وهات، وهو
الامتناع من أداء
حق لزمه أو
طلب ما لا
يستحقه
5- GEREKSİZ YERE ÇOKÇA
SORU SORMANIN YASAK OLUŞU, YERİNE GETİRİLMESİ GEREKEN BİR HAKKI YAHUD DA HAK
ETMEDİĞİNİ İSTEMEK DEMEK OLAN ENGELLEMENİN VE VER, DEMENİN YASAK OLUŞU
10 - (1715) حدثني
زهير بن حرب.
حدثنا جرير عن
سهيل، عن
أبيه، عن أبي
هريرة. قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (إن الله
يرضى لكم
ويكره لكم
ثلاثا. فيرضى
لكم أن تعبدوه
ولا
تشركوا به
شيئا. وأن
تعتصموا بحبل الله
جميعا ولا تفرقوا.
ويكره لكم قيل
وقال. وكثرة
السؤال.
وإضاعة المال(.
بش
(يرضى لكم
ثلاثا ويكره
لكم ثلاثا)
قال العلماء:
الرضا والسخط
والكراهة من
الله تعالى،
المراد بها
أمره ونهيه،
أو ثوابه
وعقابه. أو
إرادته
الثواب لبعض
العباد والعقاب
لبعضهم.
(وأن
تعتصموا بحبل
الله جميعا)
الاعتصام
بحبل الله هو
التمسك بعهده.
وهو اتباع
كتابه العزيز
وحدوده،
والتأدب
بأدبه. والحبل
يطلق على
العهد وعلى
الأمان وعلى
الوصلة وعلى
السبب. وأصله
من استعمال
العرب الحبل في
مثل هذه
الأمور،
لاستمساكهم
بالحبل عند شدائد
أمورهم،
ويوصلون به
المتفرق.
فاستعير اسم
الحبل لهذه
الأمور.
(ولا
تفرقوا) بحذف
إحدى التاءين.
أي لا تتفرقوا.
وهو أمر بلزوم
جماعة
المسلمين
وتألف بعضهم
ببعض. وهذه
إحدى قواعد
الإسلام.
(قيل
وقال) هو
الخوض في
إخبار الناس
وحكايات ما لا
يعني من
أحوالهم
وتصرفاتهم.
واختلفوا في حقيقة
هذين اللفظين
على قولين:
أحدهما أنهما
فعلان. فقيل
مبني لما لم
يسم فاعله،
وقال فعل ماض.
والثاني
أنهما اسمان
مجروران
منونان. لأن
القيل والقال
والقول والقالة
كله بمعنى.
ومنه قوله
تعالى: {ومن
أصدق من الله
قيلا}. ومنه
قولهم: كثر
القيل والقال.
(وكثرة
السؤال) قيل:
المراد به
التنطع في
المسائل
والإكثار من
السؤال عما لم
يقع ولا
تدعو إليه
حاجة. وقد
تظاهرت
الأحاديث
الصحيحة بالنهي
عن ذلك. وقيل:
المراد به
سؤال الناس أموالهم
وما في
أيديهم. وقد
تظاهرت
الأحاديث الصحيحة
بالنهي عن
ذلك. قيل.
يحتمل أن
المراد كثرة
سؤال الإنسان
عن حاله
وتفاصيل
أمره، فيدخل
ذلك في سؤاله
عما لا يعنيه،
ويتضمن ذلك
حصول الحرج في
حق المسئول.
فإنه قد لا
يؤثر إخباره
بأحواله. فإن
أخبره شق
عليه، وإن
كذبه في
الإخبار أو
تكلف التعريض
لحقته المشقة.
وإن أهمل
جوابه ارتكب
سوء الأدب.
(وإضاعة
المال) هو
صرفه في غير
وجوهه
الشرعية وتعريضه
للتلف. وسبب
النهي أنه فسد
والله لا يحب
المفسدين.
ولأنه، إذا
ضاع ماله 0
تعرض لما في أيدي
الناس].
4456-10/1- Bize Zuheyr
b. Harb da tahdis etti, bize Cerir, Süheyl'den tahdis etti, o babasından, o Ebu
Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Şüphesiz Allah sizin için üç şeye razı olur ve sizin üç şeyi
yapmanızdan da hoşlanmaz. Sizin kendisine ibadet edip ona hiçbir şeyi
koşmamanıza, hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sanlıp dağılmamanıza razı
olur. Sizin, dedikodu yapmanızdan, çokça soru sormanızdan, malı boşu boşuna
kaybetmenizden de hoşlanmaz" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
11 - (1715) وحدثنا
شيبان بن
فروخ. أخبرنا
أبو عوانة عن
سهيل، بهذا
الإسناد،
مثله. غير أنه
قال: ويسخط لكم
ثلاثا. ولم
يذكر: ولا تفرقوا.
4457-11/2-
Bize Şeyban b. Ferruh da tahdis etti, bize Ebu Avane, Süheyl’DEN bu isnad ile
aynısını rivayet etti ancak o rivayetinde: Sizin üç şeyi yapmanıza gazap eder
demiş ve "ayrılmamanızı" lafzını zikretmemiştir.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
12 - (593) وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم
الحنظلي.
أخبرنا جرير
عن منصور، عن
الشعبي، عن
وارد مولى المغيرة
بن شعبة عن
المغيرة بن
شعبة،
عن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال (إن
الله عز وجل
حرم عليكم
عقوق الأمهات.
ووأد البنات. ومنعا
وهات. وكره
لكم ثلاثا:
قيل وقال.
وكثرة السؤال.
وإضاعة المال(.
4458-1213-
Bize İshak b. İbrahim el-Harızali de tahdis etti ... Muğire b. Şu'be,
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Şüphesiz aziz ve celil
Allah size annelere kötü davranmayı, kızçocuklarını diri diri gömmeyi (hak
olanı) vermemeyi, (hak olmayanı isteyerek) ver demeyi haram kıldı ve sizin için
üç hususu, dedikoduyu, çokça soru sormayı ve malı zayi etmeyi hoş
görmemiştir" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
1477,2408,5975
(593) - وحدثني
القاسم بن
زكرياء. حدثنا
عبيدالله بن موسى
عن شيبان، عن
منصور، بهذا
الإسناد، مثله.
غير أنه قال:
وحرم عليكم
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. ولم يقل:
إن الله حرم
عليكم.
4459-
.. ./4-Bana Kasım b. Zekeriyya da tahdis etti, bize Ubeydullah b. Musa,
Şeyban’dan tahdis etti, o Mansur’dan bu isnad ile aynısını rivayet etti. Ancak
o rivayetinde: Ve ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haram kıldı demekle
birlikte: Muhakkak Allah size haram kıldı demedi.
13 - (593) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا
إسماعيل بن علية
عن خالد
الحذاء. حدثني
ابن أشوع عن
الشعبي. حدثني
كاتب المغيرة
بن شعبة. قال:
كتب معاوية
إلى المغيرة:
اكتب إلي بشيء
سمعته من رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فكتب إليه:
أني
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول (إن الله
كره لكم
ثلاثا: قيل
وقال، وإضاعة
المال، وكثرة
السؤال).
4460-13/5-
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe tahdis etti. Bize İsmail b. Uleyye, Halid
el-Hazza’DAN tahdis etti. Bana İbn Eşva' Şa'biden tahdis etti. Bana Muğire b.
Şu'be'nin katibi tahdis edip, dedi ki: Muaviye, Muğire'ye: Bana ResuluIlah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den dinlemiş olduğun bir şey yaz, diye mektup
yazdı. Muğire de ona: Ben ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: ''Allah
sizin üç şeyi yapmanızdan hoşlanmaz: dedikodu, malı zayi etmek ve çokça soru
sormak" buyururken dinledim, diye yazdı.
14 - (593) حدثنا
ابن أبي عمر.
حدثنا مروان
بن معاوية الفزاري
عن محمد بن سوقة.
أخبرنا محمد
بن عبيدالله
الثقفي عن وارد.
قال: كتب
المغيرة إلى
معاوية: سلام
عليك. أما بعد.
فإني
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول (إن الله
حرم ثلاثا.
ونهى عن ثلاث:
حرم عقوق الوالد.
ووأد البنات.
ولا
وهات. ونهى
عن ثلاث: قيل
وقال. وكثرة
السؤال. وإضاعة
المال(.
4461-14/6-
Bize İbn Ebu Ömer tahdis etti ... Ven6ld, dedi ki: Muğire Muaviye'ye şunu
yazdı: Selam sana. İmdi ben ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i:
"Muhakkak Allah üç şeyi haram kıldı, üç şeyi yasakladı: Babaya karşı
gelmeyi, kız çocuklarını diridiri gömmeyi, hayır ve ver demeyi haram kıldı. Üç
şeyi yasakladı:, dedikoduyu, çokça soru sormayı ve malı zayi etmeyi"
buyururken dinledim.
AÇIKLAMA: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: (4456) "Allah sizin için üç şeye razı
olur ... ve malı zayi etmek." Diğer rivayette (4458) "Şüphesiz Allah
size annelere karşı gelmeyi... haram kıldı."
İlim adamları der ki:
Yüce Allah için hoşnutluk, gazap etmek ve hoşgörmemek ile kastedilen onun emri
nehyi (yasaklaması) sevabı ve cezasıdır. Ya da bazı kullan için sevap olanı
bazılan için de cezayı murad etmesidir. Allah'ın ipine sımsıkı sanImak ise
Allah'ın ahdine sıkı sıkı yapışmaktır. O da onun aziz kitabına uymak,
sınırlarına riayet etmek, onun edebi ile edeplenmektir. İp, ahit, antlaşma, eman,
bağlantı kurma ve sebep anlamlarında kullanılır. Bunun asıl anlamı ise
Arapların ipi bu gibi hususlar hakkında kullanmalarıdır. Çünkü onlar zorlu ve
sıkıntılı hallerinde ipe sımsıkı sarılırlar ve ip ile ayrılmış olanı birbirine
bağlarlar. Bundan dolayı ip bu hususlar hakkında istiare yolu ile
kullanılmıştır.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: ''Ayrılmayın" buyruğu müslüman cemaat ile birlikte
kalmayı ve onların birbirleri ile kaynaşmasını emretmektedir. Bu ise İslam'ın
temel dayanaklarından birisidir. Şunu bilelim ki Allah'ın razı olduğu üç
husustan birisi kendisine ibadet etmeleri, ikincisi ona hiçbir şeyi ortak
koşmamaları, üçüncüsü ise Allah'ın ipine sımsıkı sarılıp dağılmamalandır.
"Kilu kal:
dedikodu" ise insanlar ile ilgili haberlere ve onların hal ve tasarruflan
ile alakalı ilgilendirmeyen hikayelere dalmaktır. Bu iki lafzın hakikati
hususunda iki farklı görüş vardır: Birincisine göre bunlar iki fiildir. Buna
göre "kil" meçhul (edilgen) bir fiildir. Mazisi ise kale:, dedi. dir.
İkinci görüşe göre ise bunlar tenvinli iki mecrur isimdir. Çünkü (her birisinin
başına elif lam getirerek) kil, kal, kavl ve sonu yuvarlak te ile bitmek üzere
kale lafızlarının hepsi aynı anlamdadır. Yüce Allah'ın: "Sözü Allah'tan
daha doğru kim vardır" (Nisa, 122) buyruğunda da bu lafız kullanılmıştır.
Arapların: (Başlarına elif lam getirmek sureti ile" kilu kal: çoğaldı
sözleri de buradan gelmektedir.
"Çokça soru
sormak"a gelince. Bununla soru sormakta oldukça aşırı gidip ayrıntılara
kaçmak, meydana gelmemiş ve ihtiyaç olmayan hususlar hakkında çokça soru sormak
kastedildiği söylenmiştir. Bunları yasaklamaya dair sahih hadisler gerçekten
çoktur. Selef de bundan hoşlanmaz ve bunu yasak kılınmış kişinin kendisini
gereksiz yere zorlaması kabilinden görürlerdi. Sahih hadiste belirtildiği üzere
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çokça soru sormaktan hoşlanmamış ve
bunu ayıplamıştır.
Bundan kastın insanlara
mallarını ve ellerinde olanları istemek olduğu da söylenmiştir. Bunu da
yasaklayan sahih hadisler pek çoktur. Bir diğer görüş de şöyledir: Bundan
maksat insanlar ile ilgili haberler zamanın olaylan ve insanı ilgilendirmeyen
hususlara dair çokça soru sormaktır. Bu zayıf bir görüşdür. Çünkü bu zaten
kilukal (dedikodu)nun yasaklanmasından anlaşılan bir husustur. Bir diğer görüşe
göre bundan kasıt bir kimsenin durumu ve onun durumu ile ilgili tafsilatına
dair soru sormak kastedilmiş olabilir. Bu da ona kendisini ilgilendirmeyen
hususlara dair soru sormanın kapsamına girer. Böyle bir tutum ise durumu
soruşturulan kişinin sıkılması sonucunu da doğurur. Çünkü o durumlarını
nakletmekten hoşlanmayabilir. Ona bunları haber vermesi kendisine ağır
gelebilir. Şayet verdiği haberlerde ona yalan söyleyecek yahut da üstü kapalı
ifadelerle kendisini konuşmak için zorlayacak olursa sıkıntıya düşer. Ona cevap
vermeyecek olursa da edebe aykırı hareket etmiş olur.
Malı zayi etmeye
gelince; malı şer'i olmayan yollarda harcamak ve onu telef olmakla karşı
karşıya bırakmak demektir. Bu yasağın sebebi ise bunun bir fesat (bozgunculuk) olmasıdır.
Allah ise fes at çıkartanları sevmez. Ayrıca bir kimse malını zayi edecek
olursa insanların ellerinde olana muhtaç kalır.
(4458) Annelerin
haklarına riayet etmeyip onlara karşı gelmeye gelince; bu da haramdır ve ilim
adamlarının İcmaı ile büyük günahlardandır. Bunun büyük günahlardan sayılması
hususunda sahih hadisler pek çoktur. Aynı şekilde babalara karşı gelmek de
büyük günahlardandır. Burada sırf annelerin sözkonusu edilmesi ise onlara karşı
gelmenin haramlığını babalara karşı gelmenin haramlığından daha vurgulu
oluşundan dolayıdır. Bundan dolayı Nebi {Sallallahu aleyhi ve Sellemı'de
kendisine kime iyilik yapayım diye soru sorana: ':4nnen, sonra annen" diye
üç defa tekrarladıktan sonra dördüncüsünde "sonra baban" buyurmuştur.
Diğer taraftan karşı gelmek ve itaatsizlik çoğunlukla annelere karşı
gösterilir. Ve çocuklar bu hususta onlara daha çok karşı gelirler. Ukuk denilen
karşı gelmenin gerçek mahiyeti ve bununla alakalı diğer hususlara dair
açıklamalar İman Kitabı'nda geçmiş bulunmaktadır.
Kız çocukları diri diri
gömmeye gelince; bu onların hayatta iken toprağa gömülmeleri ve toprağın
altında ölmelerinin sağlanması demektir. Bu da helak edici büyük
günahlardandır. Çünkü bir canı haksızca öldürmektir. Ayrıca bu akrabalık bağını
koparmayı da ihtiva eden bir vebaldir. Yalnızca kız çocuklarının sözkonusu
edilmesi cahiliyenin yapmayı ihtiyat haline getirdiği davranışlardan birisi
olduğu içindir.
"(Hak olanı)
vermemeyi ve (hak olmayanı isteyerek) ver demeyi" diğer rivayette ise
"hayır ve ver" ibarelerine gelince; buradaki "hati: ver" te
harfi kesreli olarak söylenir. Hadisin anlamı ise bir kimsenin yerine getirmesi
gereken hakları engellemesi yahut da hak etmediği şeyi istemesinin
yasaklanmasıdır.
"Üç hususu haram
kıldı. .. üç hususu hoş görmedi." Bu da bu son üç husustaki hoşlanmayışın
haram kılmak için değil tenzih anlamında olduğuna delildir. Allah en iyi
bilendir.
(4461) Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Muhakkak Allah üç hususu haram üç
hususu da yasak kıldı ... " Bu hadis, yasak kılmanın (nehy) haram kılmayı
gerektirmediğini söyleyenlerin lehine bir delildir. Ama meşhur olan görüş bunun
haram kılmayı gerektirdiğidir. Daha sahih olan da budur. Bu hadisi ile ilgili
olarak da bunu bir başka delil ile kapsamın dışına çıkarıltığı şekilde cevap
verilir.
(4460) Bu hadisin
isnadında "Halid el-Hazza’DAN o İbn Eşva'dan o Şa'bi'den, o Muğire b.
Şu'be'nin katibinden o Muğire'den" şeklindeki isnada gelince, bu hadiste
tabiinden biri diğerinden rivayet nakleden dört kişi bulunmaktadır. Bunlar:
Halid, Said b. Amr b. Eşva' -ki o tabiinden olup sahabe olan Yezid b. Seleme
el-Cufi (r.a.)'dan hadis dinlemiştir, tabiinden olan üçüncü kişi olan Şa'bi,
dördüncüsü ise Muğire'nin katibi olan Verrad'dır.
"Muğire Muaviye'ye
mektup yazdı. .. " Buradan bu şekilde yazışmanın müstehap olduğu
anlaşılmaktadır. Önce sana selam diye başlar. Nitekim Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'de Herakliyus'e: "Selam hidayete tabi olanlara" diye
yazmıştır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
6- HAKİM İCTİHAD
EDİP DE İSABET YA DA HATA ETSE KAZANACAĞI ECRİN BEYANI BABI