SAHİH-İ MÜSLİM |
HUDUD |
7 - باب
تأخير الحد عن
النفساء
7/18- LOĞUSA KADINA
HADDİ UYGULAMANIN ERTELENMESİ BABI
34 - (1705) حدثنا
محمد بن أبي
بكر المقدمي.
حدثنا سليمان أبو
داود. حدثنا
زائدة عن
السدي، عن سعد
بن عبيدة، عن
أبي
عبدالرحمن.
قال: خطب علي
فقال : يا
أيها الناس!
أقيموا على
أرقائكم الحد.
من أحصن منهم
ومن لم يحص.
فإن أمة لرسول
الله صلى الله
عليه وسلم
زنت. فأمرني
أن أجلدها.
فإذا هي حديث
عهد بنفاس.
فخشيت، إن أنا
جلدتها، أن
أقتلها. فذكرت
ذلك للنبي صلى
الله عليه وسلم.
فقال (أحسنت).
4425-34/1- Bize Muhammed
b. Ebu Bekr el-Mukaddemi tahdis etti, bize Süleyman Ebu Davud tahdis etti, bize
Zaide, Süddi’DEN tahdis etti, o Sa'd b. Ubeyde'den, o Ebu Abdurrahman'dan şöyle
dediğini rivayet etti: Ali (radıyallahu anh) hutbe verip, dedi ki: Ey İnsanlar!
Köleleriniz arasından muhsan olanına da muhsan olmayanına da haddi uygulayın.
Çünkü Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bir cariyesi zina etmişti de
bana o cariyeye celde vurmamı emir buyurdu. Bir de baktım ki o henüz yeni
lohusa olmuş. Ona celde vuracak olursam onu öldüreceğimden korktum. Bu hususu
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e söylediM. O: "İyi yaptın"
buyurdu.
Diğer tahric: Tirmizi,
1441;
(1705) - وحدثناه
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا يحيى
بن آدم. حدثنا
إسرائيل عن
السدي، بهذا
الإسناد. ولم
يذكر: من أحصن
منهم ومن لم
يحصن. وزاد في الحديث:
(اتركها حتى
تماثل).
4426- .. ./2- Bunu bize İshak
b. İbrahim de tahdis etti, bize Yahya b. Adem haber verdi, bize İsrail,
Süddi’DEN bu isnad ile tahdis etti fakat: "Aralarından muhsan olana da
olmayana da" ibaresini zikretmemekle birlikte hadiste fazladan:
"İyileşinceye kadar ona ilişme" ibaresini ziyade eyledi.
AÇIKLAMA: (4422)
"Malik'e İbn Şihab'dan rivayetini okudum ... Zina ederse ona celde
vurun." Diğer hadiste de (4425) "Ali (radıyallahu anh) hutbe verip,
dedi ki: ... kölelerinize haddi uygulayın."
Tahavi, dedi ki: İlk
rivayette Malik dışında hiçbir ravi " (muhsan olsun) muhsan olmasın"
lafzını zikretmemiştir. Bu sözleri ile bu lafzın zayıf olduğuna işaret
etmektedir. Ama hadis hafızları Tahavinin bu söylediğini kabul etmeyip: Hayır
bu lafzı aynı şekilde İbn Uyeyne ve Yahya b. Said de İbn Şihab'dan Malik'in,
dediği gibi rivayet etmişlerdir. Böylelikle bu lafzın sahih olduğu ve bunda
muhalif bir hüküm olmadığı ortaya çıkmaktadır. Çünkü cariyeye hür kadına
vurulan celde cezasının yarısı vurulur. Cariye ister evlenmek sureti ile muhsan
olsun ister olmasın fark yoktur. Ayrıca hadis-i şerifte muhsan olmayanın durumu
da beyan edilmiş olmaktadır. Yüce Allah'ın:
"Şayet evlendikten
sonra fuhuş işlerlerse onlara evli ve hür kadınlara verilen cezanın yansı
verilir." (Nisa, 25) buyruğunda ise muhsan olan cariyenin hükmü beyan
edilmiş olmaktadır. Böylelikle ayet-i kerime ile hadis-i şeriften evlenmek
sureti ile muhsan cariyenin de muhsan olmayan cariyenin de celde ile
cezalandırılacağı anlaşılmaktadır. İşte Ali (radıyallahu anh)'ın sözünün ve
insanlara verdiği bu hutbesinin anlamı budur. Şayet cariye muhsan olsun ya da
olmasın hür kadına vurulan celde cezasının yarısı vurulacağına göre yüce
Allah'ın buyruğunda: "Muhsan iseler" buyruğundaki bu kaydın hikmeti
nedir diye sorulursa buna şöyle cevap verilir:
Ayet-i kerime cariyenin
evli dahi olsa ona ancak hür kadına vurulan celdenin yarısının vurulmasının
gerektiğine dikkat çekmektedir. Çünkü yarısı uygulanabilen ceza odur. Recm
cezasının ise yarısının uygulanması sözkonusu değildir. O halde ayet-i kerimede
onun kastedilmediğinde de şüphe yoktur. O halde nikah akdi içerisinde kendisi
ile ilişki kurulmuş evli cariye hakkında nikah akdi ile kendisi ile cima
olunmuş hür kadının hükmü aynı değildir. Ayet-i kerime bunu beyan ederek
evlenmiş cariyenin recm olunacağı yanlış kanaatinin uyanmaması içindir. İlim
adamları da cariyenin recm olunmayacağı üzerinde icma etmişlerdir.
Evli olmayana gelince
sahih hadisler ile biz evli olana vurulan celde cezasının yarısının
uygulanacağını öğrenmiş bulunuyoruz. Malik'in rivayet ettiği bu hadis ile
"birinizin cariyesi zina edecek olursa ona celde vursun" şeklindeki
diğer mutlak rivayetler sözü geçen bu sahih hadisler arasındadır. Bu gibi
hadisler ise evli olanı da olmayanı da kapsar. Ama bizim ister evli olsun ister
olmasın cariyeye celde cezasının yarısının uygulanması gerektiğine dair sözünü
ettiğimiz husus Şafii, Malik, Ebu Hanife, Ahmed ve ümmet alimlerinin büyük
çoğunluğunun görüşüdür. Selefden bir cemaat ise evli olmayan cariye ve kölelere
had uygulanmaz demişlerdir. Bu kanaat sahipleri arasında İbn Abbas, Tavus, Ata,
İbn Cureyc ve Ebu Ubeyde de vardır.
"Ali, dedi ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ait bir cariye zina etmişti... İyi
yaptın buyurdu." Bu hadisten anlaşıldığı üzere zina eden cariyeye celde
cezası uygulanmak gerekir, lahusa, hasta kadın ve benzer durumda olanların
cezası ise iyileşinceye kadar ertelenir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: