SAHİH-İ MÜSLİM

HUDUD

 

6 - باب رجم اليهود، أهل الذمة، في الزنى.

6/17- ZİMMET EHLİ OLAN YAHUDİLERİN ZİNA SEBEBİ İLE RECM EDİLMESİ BABI

 

26 - (1699) حدثني الحكم بن موسى أبو صالح. حدثنا شعيب بن إسحاق. أخبرنا عبيدالله عن نافع؛ أن عبدالله بن عمر أخبره؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أتى بيهودي ويهودية قد زنيا. فانطلق رسول الله صلى الله عليه وسلم حتى جاء يهود. فقال (ما تجدون في التوراة على من زنى؟) قالوا: نسود وجوهمما ونحملهما. ونخالف بين وجوههما. ويطاف بهما. قال (فأتوا بالتوراة. إن كنتم صادقين) فجاءوا بها فقرأوها. حتى إذا مروا بآية الرجم، وضع الفتى، الذي يقرأ، يده على آية الرجم. وقرأ ما بين يديها وما وراءها. فقال له عبدالله بن سلام، وهو مع رسول الله صلى الله عليه وسلم: مره فليرفع يده. فرفعها. فإذا تحتها آية الرجم. فأمر بهما رسول الله صلى الله عليه وسلم. فرجما.

قال عبدالله بن عمر: كنت فيمن رجمهما. فلقد رأيته يقيها من الحجارة بنفسه.

 

4412-26/1- Bana el-Hakem b. Musa Ebu Salih tahdis etti. Bize Şuayb b. İshak tahdis etti. Bize Ubeydullah'ın Nafi'den rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer kendisine şunu haberverdi: RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna zina etmiş Yahudi bir erkek ve Yahudi bir kadın getirildi. Bunun üzerine RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp Yahudilere gitti ve: "Tevrat'da zina edenlere verileceğini bulduğunuz ceza nedir" buyurdu. Onlar: yüzlerini siyaha boyar onları bindirir ve yüzlerini birbirine ters çevirerek dolaştırılırlar, dediler. RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer doğru söylüyorsanız o halde Tevrat'ı getirin" buyurdu. Tevrat'ı getirip okudular. Nihayet recm ayetine geldiklerinde okuyan o genç elini recm ayeti üzerine koydu ve öncesini ve sonrasını okudu. Bu sefer Abdullah b. Selam -ki RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte idi- ona: Ona elini kaldırmasını emret, dedi. O da elini kaldınnca ne görsün, altında recm ayeti var. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in emri ile o zina eden erkek ve kadın recm edildi.

 

Abdullah b. Ömer, dedi ki: Ben onları recm edenler arasında idim. Erkeğin kadını kendisıni siper ederek taşlardan koruduğunu gördüm.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

27 - (1699) وحدثنا زهير بن حرب. حدثنا إسماعيل (يعني ابن علية) عن أيوب. ح وحدثني أبو الطاهر. أخبرنا عبدالله بن وهب. أخبرني رجال من أهل العلم. منهم مالك بن أنس؛ أن نافعا أخبرهم عن ابن عمر؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم رجم في الزنى يهوديين. رجلا وامرأة زنيا. فأتت اليهود إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم بهما. وساقوا الحديث بنحوه.

 

4413-27/2- Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bana İsmail -yani b. Uleyye- Eyyub'dan tahdis etti. (H.) Bana Ebu't-Tahir de tahdis etti, bize Abdullah b. Vehb haber verdi, bana aralarında Malik b. Enes'in de bulunduğu ilim ehlinden bir takım kimselerin haber verdiğine göre Nafi'de kendilerine İbn Ömer’den şunu haber vermiştir: RasuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zina sebebi ile iki yahudiyi Yahudilerin Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e getirdiği zina etmiş bir erkek ve bir kadını recm etti deyip hadisi öncekine yakın olarak rivayet ettiler. 

 

Diğer tahric: Buhari, 3635, 6841; Ebu Davud, 4446; Tırmizi, 1436;

 

 

(1699) - وحدثنا أحمد بن يونس. حدثنا زهير. حدثنا موسى بن عقبة عن نافع، عن ابن عمر؛ أن اليهود جاءوا إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم برجل منهم وامرأة قد زنيا. وساق الحديث بنحو حديث عبيدالله عن نافع.

 

4414- .. ./3- Bize Ahmed b. Yunus da tahdis etti ... İbn Ömer’DEN rivayete göre Yahudiler Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e kendilerinden zina etmiş bir erkek ve bir kadın getirdiler deyip hadisi UbeyduIlah'ın Nafi'den rivayet ettiği hadise yakın olarak rivayet etti. 

 

 

Diğer tahric: Buhari, 1329,4556, 7332

 

AÇIKLAMA:          (4412) "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e zina etmiş Yahudi bir erkek ve Yahudi bir kadın getirildi. .. recm edildiler."

 

Bu hadiste şu hususlara delil vardır:

 

1. Kafire zina haddi uygulamak icap eder ve kafirin nikahı sahihtir. Çünka recm cezası ancak muhsan hakkında gereklidir. Eğer nikahı sahih olmasa onun muhsan olduğu da sabit olmaz ve recm edilmezdi.

 

2. Kafirler de şeriatın fer'i hükümleri ile muhataptırlar. Sahih olan da budur. Fer'i hükümlerle muhatap olmadıkları söylendiği gibi onların emirlerle değil yasaklarla muhatap oldukları da söylenmiştir.

 

3. Kafirler hüküm vermek üzere bize başvurdukları taktirde hakim aralarında bizim şeriatımızın hükmü ile hükmeder. Malik ise kafirin muhsan olması sahih değildir, onları recm etmiş olmasının sebebi kendilerinin zimmet ehli olmayışlarından dolayı idi demişse de bu batıl bir tevildir. Çünkü her ikisi de ahit sahibi (zımmi) kimselerdi. Ayrıca mutlak manada kadınların öldürülmesi caiz olmamakla birlikte o kadını recm etmiş bulunmaktadır.

 

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Tevrat'da ne buluyorsunuz" buyurdu. İlim adamları der ki: Bu soru ne onları taklit etmek içindir ne de onlardan hükmü öğrenmek içindir. Bu soru ancak onları kitaplarında bulunduğuna inandıkları hüküm ile bağlamak içindi. Ayrıca ona recmin ellerinde bulunan Tevrat'ta yer aldığını ve başka hususları değiştirdikleri gibi onu değiştirmemiş olduklarını vahyetmiş yahut da onlardan Müslüman olan kimseler bunu ona haber vermiş olabilir. Bundan dolayı onlar bu hükmü gizlediklerinde kendisine saklı kalmamıştı.

 

"Onların yüzlerini karartır ve bindiririz." Nüshaların bir çoğunda bu şekilde ha harfi ve lam ile "nuhAmmlluhuma" şeklindedir. Bazılarında ise cim harfi ile "nücemmiluhuma" bir kısmında da iki mim ile nuhAmmımuhuma" şeklindedir. Hepsinin de anlamı birbirine yakındır. Birincisi onları yük üzerine bindiririz. İkincisi her ikisini de bir deveye bindiririz. Üçüncüsü ise kömür ile onların yüzlerini siyaha boyarız anlamındadır. Bu üçüncü anlam zayıftır. Çünkü bundan önce zaten yüzlerini siyahlatırız demişti.

 

Şayet iki Yahudi beyyine ile mi yoksa ikrar ile mi recm edildi diye sorulacak olursa deriz ki: Zahir olan onları ikrar ile recm ettiğidir. Nitekim Ebu Davud'un Süneni'nde ve başka kaynaklardaki rivayete göre onlar hakkında dört kişi kendilerinin erkeğin zekerini kadının fercinde gördüklerine şahitlik etmişlerdir. Eğer bu rivayet sahih ise ve eğer bu şahitler Müslüman ise hükmün böyle olduğu açıktır. Şayet kafir iseler onların şahitliklerine itibar edilmez. O durumda her ikisinin de zina ettiklerini ikrar edip söyledikleri kaçınılmaz olur .

 

 

 

28 - (1700) حدثنا يحيى بن يحيى وأبو بكر بن أبي شيبة. كلاهما عن أبي معاوية. قال يحيى: أخبرنا أبو معاوية عن الأعمش، عن عبدالله بن مرة، عن البراء بن عازب. قال:

 مر على النبي صلى الله عليه وسلم بيهودي محمما مجلودا. فدعاهم صلى الله عليه وسلم فقا (هكذا تجدون حد الزاني في كتابكم؟) قالوا: نعم. فدعا رجلا من علمائهم. فقال (أنشدك بالله الذي أنزل التوراة على موسى أهكذا تجدون حد الزاني في كتابكم؟) قال: لا. ولولا أنك نشدتني بهذا لم أخبرك. نجده الرجم. ولكنه كثر في أشرافنا. فكنا، إذا أخذنا الشريف تركناه. وإذا أخذنا الضعيف أقمنا عليه الحد. قلنا: تعالوا فلنجتمع على شيء نقيمه على الشريف والوضيع. فجعلنا التحميم والجلد مكان الرجم. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم (اللهم! إني أول من أحيا أمرك إذا أماتوه). فأمر به فرجم. فأنزل الله عز وجل: {يا أيها الرسول لا يحزنك الذين يسارعون في الكفر. إلى قوله: إن أوتيتم هذا فخذوه} [5 /المائدة /41] يقول: ائتوا محمدا صلى الله عليه وسلم. فإن أمركم بالتحميم والجلد فخذوه. وإن أفتاكم بالرجم فاحذروا. فأنزل الله تعالى: {ومن لم يحكم بما أنزل الله فأولئك هم الكافرون} [5 /المائدة /44]. {ومن لم يحكم بما أنزل الله فأولئك هم الظالمون} [5 /المائدة /45]. {ومن لم يحكم بما أنزل الله فأولئك هم الفاسقون} [5 /المائدة /47]. في الكفار كلها.

 

4415-28/4- Bize Yahya b. Yahya ve Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti. Her ikisi Ebu Muaviye’DEN rivayet etti. Yahya, dedi ki: Bize Ebu Muaviye, A'meş’DEN haber verdi, o Abdullah b. Murre'den, o el-Bera b. Azib’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanından yüzü kömürle siyaha boyanmış ve celde vurulmuş bir Yahudi geçirildi. Bunun üzerine onları çağırdı ve: "Sizler kitabınızda zina edenin cezasını böyle mi buluyorsunuz" buyurdu. Onlar evet deyince, alimlerinden bir adamı çağırarak: "Tevrat'ı Musa'ya indiren Allah adına sana and veriyorum. Kitabınızda zina edenin cezasının böyle olduğunu mu buluyorsunuz" buyurdu. O kişi: Hayır. Eğer sen bana böyle bir ant vermemiş olsaydın sana bildirmeyecektim. Bizler cezanın recm olduğunu buluyoruz. Fakat şereflilerimiz arasında da zina çoğaldı. Bu sebeple şerefli birisini yakaladığımız zaman ona ilişmezdik. Buna karşılık zayıf birisini yakalarsak ona haddi uygulardık. Bunun üzerine: Gelin şerefli olanada olmayana da uygulayacağımız bir husus üzerinde ittifak edelim, dedik. Sonra da recm yerine yüzleri kömürle, siyaha boyamayı ve celde vurmayı koyduk, dedi.

 

Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ım, onların öldürmüş oldukları bir zamanda senin emrini ihya eden ilk kişi benim" buyurdu ve verdiği emir ile o erkek recm edildi. Bunun üzerine aziz ve celil Allah da: "Ey Resul! Küfür içinde koşuşup duranlar seni kederlendirmesin ... Eğer size şu verilirse onu alın şayet o verilmezse sakının derler." (Maide, 41) buyruğunu indirdi. Yani: Derler ki: Siz Muhammed'e gidin. Eğer size kömürle karartmayı ve celde vurmayı emrederse onu alın. Şayet size bunu söylemeyip recmi emrederse ondan sakının demektir. Bunun üzerine yüce Allah: ''Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir" (Maide, 44); ''Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir." (Maide, 45); ''Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir" (Maide, 47) buyruklarını indirdi. Bunların hepsi de kafirler hakkındadır.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 4447, 4448; İbn Mace, 2327 -muhtasar-, 2558

 

 

(1700) - حدثنا ابن نمير وأبو سعيد الأشج. قالا: حدثنا وكيع. حدثنا الأعمش، بهذا الإسناد، نحوه. إلى قوله: فأمر به النبي صلى الله عليه وسلم فرجم. ولم يذكر: ما بعده من نزول الآية.

 

4416- .. ./5- Bize İbn Numeyr ve Ebu Said el-Eşecc tahdis edip, dediler ki: Bize Veki' tahdis etti, bize A'meş bu isnad ile buna yakın olarak: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in emir vermesi üzerine recm edildi" sözüne kadar rivayet etti ve ondan sonra ayetin nüzulu ile ilgili bölümü sözkonusu etmedi.

 

 

28 م - (1701) وحدثني هارون بن عبدالله. حدثنا حجاج بن محمد. قال ابن جريج: أخبرني أبو الزبير؛ أنه سمع جابر بن عبدالله يقول: رجم النبي صلى الله عليه وسلم رجلا من أسلم، ورجلا من اليهود، وامرأته.

 

4417-28m/6- Bana Harun b. Abdullah da tahdis etti, bize Haccac b. Muhammed tahdis edip, dedi ki: İbn Cureyc, dedi ki: Bana Ebu Zubeyr'in haber verdiğine göre o Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken dinledi: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Eslem’DEN bir adamı ve yahudilerden bir adam ile onun (zina ettiği) kadınını recm etti.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 4455;

 

 

(1701) - حدثنا إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا روح بن عبادة. حدثنا ابن جريج، بهذا الإسناد، مثله. غير أنه قال: وامرأة.

 

4418- ... /7- Bize İshak b. İbrahim tahdis etti, bize Ravh b. Ubade haber verdi, bize İbn Cureyc bu isnad ile aynısını rivayet etti. Yalnız o: "Ve bir kadını" demiştir.

 

 

AÇIKLAMA:          "Yahudilerden bir erkeği ve onun kadınını recm etti" kastı onun zevcesi değil kendisi ile zina ettiği kadını recm etti şeklindedir. Sonraki rivayette ise "bir kadını" denilmektedir.

 

 

 

29 - (1702) وحدثنا أبو كامل الجحدري. حدثنا عبدالواحد. حدثنا سليمان الشيباني. قال: سألت عبدالله بن أبي أوفى. ح وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة (واللفظ له). حدثنا علي بن مسهر عن أبي إسحاق الشيباني. قال: سألت عبدالله بن أبي أوفى:

 هل رجم رسول الله صلى الله عليه وسلم؟ قال: نعم. قال قلت: بعد ما أنزلت سورة النور أم قبلها؟ قال: لا أدري.

 

4419-29/8- Bize Ebu Kamil el-Cahderi de tahdis etti, bize Abdulvahid tahdis etti, bize Süleyman eş-Şeybani tahdis edip, dedi ki: Abdullah b. Ebu Evffı'ya sordu. (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de -lafız ona ait olmak üzeretahdis etti, bize Ali b. Mushir, Ebu İshak eş-Şeybani’DEN şöyle dediğini tahdis etti: Ben Abdullah b. Ebu Evfa'ya Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) recm etti mi, dedim, o: Evet, dedi. Ben: Peki Nur sliresi indikten sonra mı yoksa ondan önce mi, dedim. O: Bilmiyorum, dedi.

 

Diğer tahric: Buhari, 6813, 6814

 

 

30 - (1703) وحدثني عيسى بن حماد المصري. أخبرنا الليث عن سعيد بن أبي سعيد، عن أبيه، عن أبي هريرة؛ أنه سمعه يقول : سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول (إذا زنت أمة أحدكم فتبين زناها، فليجلدها الحد. ولا  يثرب عليها. ثم إن زنت، فليجلدها الحد، ولا  يثرب عليها. ثم إن زنت الثالثة، فتبين زناها، فليبعها. ولو بحبل من شعر).

 

4420-30/9- Bana İsa b. Hammad el-Mısri de tahdis etti, bize Leys, Said b. Ebu Said'den haber verdi, o babasından, o Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinledi: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururhen dinledim: "Birinizin cariyesi zina edip de zina ettiği açıkça ortaya çıkarsa ona kendisi had vursun. Fakat yaptığını yüzüne vurup onu ayıplamasın. Sonra tekrar zina edecek olursa ona kendisi had vursun ve yaptığını yüzüne vurup ayıplamasın. Üçüncü defa zina edip de açıkça zina ettiği ortaya çıkarsa onu kıldan bir ipe dahi olsa satıversin"

 

 

Diğer tahric: Buhari, 2152, 2234, 6839

 

AÇIKLAMA:          (4420) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Birinizin cariyesi zina edip de zina ettiği açıkça ortaya çıkarsa ona celde haddini vursun ve yaptığını yüzüne vurupayıplamasın. " Hadisteki tesrib, işlenen günah dolayısı ile azarlayıp kınamak demektir. Zina ettiğinin açıkça ortaya çıkması ise ya beyyine (dört şahit) ile yahut ettiği görülmesi ya da hadlerde bilgiye dayanılarak hüküm vermeyi caiz kabul edenlere göre bunu yaptığı bilinmesi sureti ile açıkça ortaya çıkması demektir.

 

Hadis-i şerifte cariyelere ve kölelere zina haddini uygulamanın vacip olduğuna delil vardır. Ayrıca:

 

1. Efendi kölesine ve cariyesine haddi bizzat uygular. Bizim mezhebimize Malik'e ve Ahmed'e göre ashab ve tabiin ile onlardan sonra gelen ilim adamlarının büyük çoğunluğuna göre de hüküm budur. Ebu Hanife ise bir grup fukaha ile birlikte onun böyle bir yetkisi yoktur demişlerdir. Fakat bu hadis-i şerif, cumhurun lehine delaleti bakımından gayet açıktır.

 

2. Yine bu hadiste kölenin ve cariyenin ister evli olsunlar ister olmasınlar recm edilmeyeceklerine delil vardır. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona had olarak celde vursun" buyurmakta ve evli olanla olmayan arasında fark gözetmemektedir.

 

3. Zina eden kimse azarlanmaz aksine ona sadece had cezası uygulanır. "Zina ederse ona had olarak celde vursun ve yaptığını yüzüne vurup onu ayıplamasın ... Sonra üçüncü defa zina edip zina ettiği açıkça ortaya çıkarsa kıldan bir ip karşılığında dahi olsa onu satsın." Buradan da şu hükümler anlaşılmaktadır:

 

4. Zina eden bir kimseye had vurulduktan sonra ikinci bir defa daha zina ederse ona bir daha had uygulamak gerekir. Üçüncü defa zina ettiği taktirde yine ona haddi uygulamak gerekir. Haddin uygulanmasından sonra yine zina ederse yine ona bir daha had uygulamak gerekir. Bu ebediyyen böyle devam eder. Eğer defalarca zina etmiş olmakla birlikte onlardan hiçbirisinden ötürü had uygulanmamışsa hepsi için ona sadece bir had uygulamak yeterlidir.

 

5. Fasıklar ile ve masiyet ehli kimselerle oturup kalkmayı terk etmek ve onlardan ayrılmak gerekir.

 

Burada emrolunan satış bize göre de cumhura göre de vacip değil müstehaptır. Davud ve diğer Zahiri mezhebi alimleri vaciptir demişlerdir.

 

6. Değerli bir şeyi değersiz bir şeye satmak caizdir. Eğer satan bunun durumunu biliyorsa bu icma ile kabul olunmuş bir husustur. Eğer bilmiyorsa bize göre de cumhurun kanaatine göre de yine hüküm böyledir. Maliki mezhebi alimlerinin ise bu hususta görüş ayrılıkları vardır. Allah en iyi bilendir.

 

Emrolunan bu satışı yapan kimsenin cariyenin durumunu müşteriye açıklaması gerekir. Çünkü bu bir kusurdur. Satılanın kusurunu bildirmek de vaciptir. Şayet: Bir kişi kendisi için hoşgörmediği şeyi nasıl müslüman kardeşi için kabul edebilir diye sorulacak olursa buna şöyle cevap verilir: Belki o cariyeyi satın alan bizzat onun iffetini koruması sureti ile yahut da heybeti ile onu himaye etmesi ya da ona iyilikte bulunup, onun geçimini geniş tutması yahut evlendirmesi ya da bir başka yolla müşterinin yanında iffetini kazanması ihtimali vardır. Allah en iyi bilendir.

 

 

31 - (1703) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وإسحاق بن إبراهيم. جميعا عن ابن عيينة. ح وحدثنا عبد بن حميد. أخبرنا محمد بن بكر البرساني. أخبرنا هشام بن حسان. كلاهما عن أيوب بن موسى. ح وحدثنا أبو بكر ابن أبي شيبة. حدثنا أبو أسامة وابن نمير عن عبيدالله بن عمر. ح وحدثني هارون بن سعيد الأيلي. حدثنا ابن وهب. حدثني أسامة بن زيد. ح وحدثنا هناد بن السري وأبو كريب وإسحاق بن إبراهيم عن عبدة بن سليمان، عن محمد بن إسحاق. كل هؤلاء عن سعيد المقبري، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم. إلا أن ابن إسحاق قال في حديثه: عن سعيد، عن أبيه، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم، في جلد الأمة إذا زنت ثلاثا (ثم ليبعها في الرابعة(.

 

4421-31/10- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim birlikte İbn Uyeyne'den tahdis etti. (H.) Bize Abd b. Humeyd de tahdis etti, bize Muhammed b. Bekr el-Bursani haber verdi, bize Hişam b. Hassan haber verdi. İkisi Eyyub b. Musa'dan rivayet etti. (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Üsame ve İbn Numeyr, Ubeydullah b. Ömer'den tahdis etti. (H.) Bana Harun b. Said el-Eyl! de tahdis etti, bize İbn Vehb tahdis etti, bana Üsame b. Zeyd tahdis etti. (H.) Bize Hennad b. es-Serri, Ebu Kureyb ve İshak b. İbrahim, Abde b. Süleyman'dan tahdis etti, o Muhammed b. İshak'tan rivayet etti. Bunların hepsi Said el-Makburi'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye rivayet etti. Ancak İbn İshak hadisi rivayetinde: Said'den, o babasından, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den üç defa zina etmesi halinde cariyeye celde vurulması hakkında: "Sonra dördüncüsünde onu satsın" demektedir.

 

Diğer tahric: Ebu Bekr b. Ebu Şeybe'nin İbn Uyeyne'den hadisini yalnız Müslim rivayet etmiştir; Ebu Bekr b. Ebu Şeybe'nin Ebu Usame'den hadisini Ebu Davud, 4470; Harun b. Said el-Eyli'nin hadisini yalnız Müslim rivayet etmiştir; Hennad b. es-Serri'nin hadisini. Ebu Davud, 4471

 

 

32 - (1703) حدثنا عبدالله بن مسلمة القعنبي. حدثنا مالك. ح وحدثنا يحيى بن يحيى (واللفظ له) قال: قرأت على مالك عن ابن شهاب، عن عبيدالله بن عبدالله، عن أبي هريرة؛

 إن رسول الله صلى الله عليه وسلم سئل عن الأمة إذا زنت ولم تحصن؟ قال (إن زنت فاجلدوها. ثم إن زنت فاجلدوها. ثم إن زنت فاجلدوها. ثم بيعوها ولو بضفير(.

قال ابن شهاب: لا أدري، أبعد الثالثة أو الرابعة.

وقال القعنبي، في روايته: قال ابن شهاب: والضفير الحبل.

 

4422-32/11- Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebi tahdis etti, bize Malik tahdis etti. (H.) Bize Yahya b. Yahya da -lafız ona ait olmak üzere- tahdis edip, dedi ki: Malik'e İbn Şihab’DAN rivayetini okudum. O Ubeydullah b. Abdullah'tan, o Ebu Hureyre’DEN rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e muhsan olmayan cariyenin zina etmesi halinde hükmünün ne olacağına dair soru soruldu. o: "Zina ederse ona celde vurun. Sonra yine zina ederse ona celde vurun. Sonra yine zina ederse ona celde vurun. Sonra da bir ipe dahi olsa onu satın" buyurdu.

İbn Şihab: Üçüncüsünden sonra mı yoksa dördüncüsünden sonra mı (onu salın), dediğini bilmiyorum.

 

Ka'nebi rivayetinde, dedi ki: İbn Şihab, dedi ki: (Hadiste geçen) dafir: ip demektir.

 

Diğer tahric: Buhari, 2153, 2154, 2232, 2233, 6837, 6838, 2555,2556; Ebu Davud, 4469; Tirmizi, 1433; İbn Mace, 2565

 

 

33 - (1704) وحدثنا أبو الطاهر. أخبرنا ابن وهب. قال: سمعت مالكا يقول: حدثني ابن شهاب عن عبيدالله بن عبدالله بن عتبة، عن أبي هريرة وزيد بن خالد الجهني؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم سئل عن الأمة. بمثل حديثهما. ولم يذكر قول ابن شهاب: والضفير الحبل.

 

4423-33/12- Bize Ebu't-Tahir de tahdis etti, bize İbn Vehb haber verip, dedi ki: Malik'i şöyle derken dinledim: Bana İbn Şihab, Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe'den tahdis etti, o Ebu Hureyre ve Zeyd b. Halid el-Cuheni'den rivayet ettiğine göre RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e (zina eden) cariye hakkında soru soruldu deyip, ikisinin hadisinin aynısını rivayet etti fakat İbn. Şihab'ın: dafir iptir demedi.

 

 

(1704) - حدثني عمرو الناقد. حدثنا يعقوب بن إبراهيم بن سعد. حدثني أبي عن صالح. ح وحدثنا عبد بن حميد. أخبرنا عبدالرزاق. أخبرنا معمر. كلاهما عن الزهري، عن عبيدالله، عن أبي هريرة وزيد ابن خالد الجهني، عن النبي صلى الله عليه وسلم. بمثل حديث مالك. والشك في حديثهما جميعا، في بيعها في الثالثة أو الرابعة.

 

4424- .. ./13- Bana Amr en-Nakid tahdis etti, bize Yakub b. İbrahim b. Sa'd tahdis etti, bana babam Salim'den tahdis etti. (H.) Bize Abd b. Humeyd de tahdis etti, bize Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer haber verdi, ikisi Hadesan’DEN o Ubeydullah'dan, o Ebu Hureyre ve Zeyd b. Halid el-Cüheni'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den Malik'in hadisinin aynısını rivayet etti. Her ikisinin de hadisinde şüphe onun üçüncü yahut dördüncü defasında sablması hususundadır.51

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

7/18- LOĞUSA KADINA HADDİ UYGULAMANIN ERTELENMESİ BABI