SAHİH-İ MÜSLİM |
HUDUD |
2 - باب
قطع السارق
الشريف
وغيره،
والنهي عن الشفاعة
في الحدود
2/13- ŞEREFLİ OLANIN VE
OLMAYANIN ELİNİN KESİLMESİ VE HADLERDE ŞEFAATİN (İLTİMASIN) YASAK OLDUĞU BABI
8 - (1688) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
ليث. ح وحدثنا
محمد بن رمح.
أخبرنا الليث
عن ابن شهاب،
عن عروة، عن
عائشة؛
أن
قريشا أهمهم
شأن المرأة
المخزومية
التي سرقت.
فقالوا: من
يكلم فيها
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم؟ فقالوا:
ومن يجترئ
عليه إلا
أسامة، حب
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم؟ فكلمه
أسامة. فقال
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
(أتشفع في حد
من حدود
الله؟) ثم قام
فاختطب فقال
(أيها الناس!
إنما أهلك
الذين قبلكم،
أنهم كانوا
إذا سرق فيهم
الشريف،
تركوه. وإذا سرق
فيهم الضعيف،
أقاموا عليه
الحد. وايم
الله! لو أن
فاطمة بنت
محمد سرقت
لقطعت يدها(.
وفي
حديث رمح
(إنما هلك
الذين من
قبلكم(.
4386-8/1-
Bize Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Leys tahdis etti. (H.) Bize Muhammed b.
Rumh da tahdis etti, bize Leys İbn Şihab'dan haber verdi, o Urve'den, o
Aişe’DEN rivayet ettiğine göre Kureyşliler hırsızlık yapan Mahzunoğullarından
olan kadının durumu sebebi ile tasalandılar ve: Onun hakkında Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile kim konuşabilir, dediler. Sonra: Bu işe
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in çok sevdiği Üsame'den başka kim
cesaret edebilir, dediler. Üsame onunla konuşunca Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Allah'ın hadlerinden bir had hakkında mı şefaat
ediyorsun" buyurdu. Sonra ayağa kalkıp hutbe verdi ve şunları söyledi:
"Ey insanlar! Sizden öncekileri helak eden, onların aralarında şerefli bir
kimse hırsızlık yapınca ona ilişmemeleri ama aralarındaki zayıf bir kimse
hırsızlık yapınca ona haddi uygulamaları olmuştu. Allah'a yemin ederim ki eğer
Muhammed'in kızı Fatıma hırsızlık yaparsa şüphesiz onun da elini keserim."
Hadisin İbn Rumh
tarafından rivayetinde: "Sizden öncekileri helak eden ancak. .. "
denilmektedir.
Diğer tahric: Buhari,
3475, 3732 -muhtasar-, 6787 -muhtasar-, 6788; Ebu Davud, 4373; Tirmizi, 1430;
Nesai, 4914; İbn Mace, 2547
9 - (1688) وحدثني
أبو الطاهر
وحرملة بن
يحيى (واللفظ
لحرملة). قالا:
أخبرنا ابن
وهب. قال:
أخبرني يونس
بن يزيد عن
ابن شهاب. قال:
أخبرني عروة
بن الزبير عن
عائشة زوج النبي
صلى الله عليه
وسلم؛
أن
قريشا أهمهم
شأن المرأة
المخزومية
التي سرقت في
عهد النبي صلى
الله عليه
وسلم. في غزوة الفتح.
فقالوا: من
يكلم فيها
رسول الله صلى
الله عليه وسلم؟
فقالوا: ومن
يجترئ عليه
إلا أسامة بن
زيد، حب رسول
الله صلى الله
عليه وسلم؟
فأتى بها رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فكلمه فيها أسامة
بن زيد. فتلون
وجه رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. فقال
(أتشفع في حد
من حدود
الله؟) فقال له
أسامة: استغفر
لي. يا رسول
الله! فلما
كان العشي قام
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
فاختطب. فأثنى
على الله بما
هو أهله. ثم قال
(أما بعد.
فإنما أهلك
الذين من
قبلكم، أنهم كانوا
إذا سرق فيهم
الشريف،
تركوه. وإذا
سرق فيهم
الضعيف،
أقاموا عليه
الحد. وإني،
والذي نفسي
بيده! لو أن
فاطمة بنت
محمد سرقت
لقطعت يدها)
ثم أمر بتلك
المرأة التي
سرقت فقطعت
يدها.
قال
يونس: قال ابن
شهاب: قال
عروة: قالت
عائشة: فحسنت
توبتها بعد.
وتزوجت. وكانت
تأتيني بعد ذلك
فأرفع حاجتها
إلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم.
4387-9/2-
Bana Ebu't-Tahir ve Harmele b. Yahya -lafız Harmele'ye ait olmak üzere- tahdis
edip, dedi ki: Bize İbn Vehb haber verip, dedi ki: Bana Yunus b. Yezid, İbn
Şihab'dan şöyle dediğini haber verdi: Bana Urve b. ezZubeyr, Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Aişe (radıyallahu anha)'dan haber verdiğine göre
Kureyşliler Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında fetih gazasında
hırsızlık yapan kadının durumu sebebi ile telaşlandılar ve: Bu durumu
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile kim konuşabilir, dediler. Sonra:
Buna Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sevdiği Üsame b. Zeyd'den başka kim cesaret
edebilir, dediler. Kadın Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e götürülünce
Üsame b. Zeyd de o kadın hakkında onunla konuştu. Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in yüzünün rengi değişti ve: "Allah'ın hadlerinden bir had
hakkında mı şefaat ediyorsun" buyurdu. Bu sefer Üsame ona: Ey Allah'ın
Rasulü! Benim için mağfiret dile, dedi. Akşam olunca Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ayağa kalkarak hutbe verdi. Allah'a layık olduğu üzere övgüde
bulunduktan sonra, dedi ki: "İmdi sizden öncekileri helak eden onların
aralarında şerefli kabul ettikleri bir kimse hırsızlıkyaptımı ona ilişmemeleri
fakat aralarında zayıf buldukları bir kişi hırsızlık yaptımı ona haddi
uygulamaları olmuştur. Ben ise nefsim elinde olana yemin ederek söylüyorum ki
eğer Muhammed'in kızı Fatıma çalsa kesinlikle onun elini keserim" buyurdu.
Sonra emir vererek hırsızlık yapan o kadının eli kesildi.
Yunus, dedi ki: İbn
Şihab, dedi ki: Urve, dedi ki: Aişe (r.anha): sonra o kadın güzel bir şekilde
tevbesine bağlı kaldı ve evlendi. Sonraları benim yanıma gelir, ben de onun
ihtiyacını Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e arz ederdim, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
2648 -muhtasar-; 4304, 6800 -muhtasar-; Ebu Davud, 4396 -buna yakın ve
muhtasar-; Nesai, 4917, 4918
10 - (1688) وحدثنا
عبد بن حميد.
أخبرنا
عبدالرزاق.
أخبرنا معمر
عن الزهري، عن
عروة، عن
عائشة. قالت:
كانت امرأة
مخزومية
تستعير
المتاع
وتجحده. فأمر
النبي صلى
الله عليه
وسلم أن تقطع
يدها. فأتى
أهلها أسامة
بن زيد
فكلموه. فكلم رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فيها. ثم ذكر
نحو حديث
الليث ويونس.
4388-10/3- Bize Abd b.
Humeyd de tahdis etti... Urve, Aişe'den şöyle dediğini rivayet etti:
Mahzumoğullarından bir kadın iğreti (emanet) olarak eşya alır, sonra onu inkar
ederdi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elinin kesilmesini
emir buyurdu. O kadının yakınları Üsame b. Zeyd'e gidip onunla konuştular. O da
o kadın hakkında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile konuştu sonra
hadisi Leys ve Yunus'un hadisine yakın olarak zikretti.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 4374
11 - (1689) وحدثني
سلمة بن شبيب.
حدثنا الحسن
بن أعين. حدثنا
معقل عن أبي
الزبير، عن
جابر؛
أن
امرأة من بني
مخزوم سرقت،
فأتى بها
النبي صلى
الله عليه
وسلم. فعاذت
بأم سلمة زوج
النبي صلى
الله عليه
وسلم. فقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم (والله!
لو كانت فاطمة
لقطعت يدها)
فقطعت.
4389-11/4-
Bana Seleme b. Şebib de tahdis etti... Ebu Zubeyr'in Cabir'den rivayet ettiğine
göre Mahzumoğullarından bir kadın hırsızlık yaptı. O kadın Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e getirilince Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevcesi
Um Seleme'ye sığındı. Ama Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'a yemin
ederim eğer bu işi yapan Fatıma olsaydı onun dahi elini keserdim" buyurdu
ve kadının eli kesildi.
Diğer tahric: Nesai,
4906
AÇIKLAMA: Müslim bu
babta hadlerde şefaatte bulunmanın (iltimasın) yasaklandığı ve bunun
İsrailoğullarının helak olmasının sebebini teşkil ettiğini ifade eden hadisleri
zikretmektedir. İlim adamları bu hadisler sebebi ile imama (İslam Devleti'nin
yetkilisine) haddin ulaşmasından sonra hadler hususunda şefaatte bulunmanın ve
şefaatte bulunmak maksadı ile başkalarını araya sokmaya kalkışmanın da haram
olduğunu icma ile kabul etmişlerdir. Haddin imama ulaşmasından önce ise ilim
adamlarının çoğu şefaati caiz görmüşlerdir. Ancak hakkında şefaatte bulunulan
kimsenin şerli ve insanlara eziyet eden birisi olmaması da şarttır. Eğer böyle
olursa ona şefaat edilmez. Haklarında haddin sözkonusu olmadığı ve kendileri
sebebi ile tazir (hafif ceza) gereken diğer masiyetler hakkında ise şefaatte
bulunmak da şefaatte bulunmasını istemek de caizdir. İster imama ulaşmış olsun
ister ulaşmasın. Çünkü bunlar (haddi gerektirenlere göre) daha hafiftir. Diğer
taraftan bu gibi masiyetler sebebi ile şefaatte bulunmak eğer hakkında şefaat
olunan kişi şerli ve eziyet veren ve buna benzer birisi değilse müstehaptır.
(4386) "Buna
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sevdiği Üsame'den başka kim cesaret
edebilir." Yani ancak Üsame nazlanarak böylebir şeye cesaret edebilir. Bu
ise Üsame (radıyallahu anh)'ın açık bir menkıbesidir:
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: ''Allah'a yemin ederim ki eğer Fatıma ... " buyruğu
yemin teklif etmeden yemin etmenin caiz olduğuna delildir. Eğer bu şekilde
yemin etmek hadiste olduğu gibi istenen bir işin önemini göstermek için
yapılacak ise müstehaptır. Bunun benzerleri hadis-i şerifte pek çoktur.
Yeminler kitabında Allah'ın adı ile yemin etme hakkındaki ilim adamlarının görüş
ayrılığı da geçmiş bulunmaktadır.
(4388)
"Mahsumoğullarından bir kadın iğreti eşya alır ve inkar ederdi..."
İlim adamları der ki:
Kasıt hırsızlık sebebi ile elinin kesildiğidir. Burada iğreti mal almasının
sözkonusu edilmesi o kadını tanıtmak ve niteliğini anlatmak içindir. Yoksa
bunun elinin kesilmesinin sebebi olduğunu ifade etmek değildir.
Müslim, bu hadis-i
şerifi kadının hırsızlık yaptığı ve hırsızlık sebebi ile elinin kesildiğini
açıkça ifade eden diğer yollar arasında zikrettiği için bu rivayeti de
rivayetler arasını telif etmek maksadı ile ona göre yorumlamak bir
zorunluluktur. Çünkü bu tek bir olaydır. Bununla birlikte imamlardan bir
topluluk bu rivayet şazdır. Çünkü bu rivayet ravilerin büyük çoğunluğuna
muhaliftir. Şaz rivayetle de amel edilmez demişlerdir.
İlim adamları der ki: Bu
rivayette hırsızlığı sözkonusu etmeyişinin sebebi ravi tarafından bundan
gözetilen maksadın hadler hakkında şefaat yapılamayacağını sözkonusu etmektir.
Yoksa hırsızlığın durumunu haber vermek değildir.
İlim adamlarının ve
çeşitli bölge fukahasının büyük çoğunluğu da: Ariyet aldığı bir malı inkar
edenin eli kesilmez demişler ve hadisi az önce zikrettiğim şekilde tevil
etmişlerdir. Ahmed ve İshak ise böyle bir durumda da elin kesilmesi gerekir
demişlerdir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: