SAHİH-İ MÜSLİM |
HUDUD |
2/13- ŞEREFLİ OLANIN VE
OLMAYANIN ELİNİN KESİLMESİ VE HADLERDE ŞEFAATİN (İLTİMASIN) YASAK OLDUĞU BABI
4386-8/1- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Leys tahdis etti. (H.) Bize
Muhammed b. Rumh da tahdis
etti, bize Leys İbn Şihab'dan haber verdi, o Urve'den,
o Aişe’DEN rivayet ettiğine göre Kureyşliler
hırsızlık yapan Mahzunoğullarından olan kadının
durumu sebebi ile tasalandılar ve: Onun hakkında Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile kim konuşabilir, dediler. Sonra: Bu işe Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
çok sevdiği Üsame'den başka kim cesaret edebilir,
dediler. Üsame onunla konuşunca Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allah'ın hadlerinden bir had hakkında mı şefaat ediyorsun" buyurdu.
Sonra ayağa kalkıp hutbe verdi ve şunları söyledi: "Ey insanlar! Sizden
öncekileri helak eden, onların aralarında şerefli bir kimse hırsızlık yapınca
ona ilişmemeleri ama aralarındaki zayıf bir kimse hırsızlık yapınca ona haddi
uygulamaları olmuştu. Allah'a yemin ederim ki eğer Muhammed'in kızı Fatıma hırsızlık yaparsa şüphesiz onun da elini
keserim."
Hadisin İbn Rumh tarafından rivayetinde:
"Sizden öncekileri helak eden ancak. .. " denilmektedir.
Diğer tahric: Buhari, 3475, 3732
-muhtasar-, 6787 -muhtasar-, 6788; Ebu Davud, 4373; Tirmizi, 1430; Nesai, 4914; İbn Mace, 2547
4387-9/2- Bana Ebu't-Tahir ve Harmele b. Yahya
-lafız Harmele'ye ait olmak üzere- tahdis edip, dedi ki: Bize İbn Vehb haber verip, dedi ki: Bana Yunus b. Yezid, İbn Şihab'dan
şöyle dediğini haber verdi: Bana Urve b. ezZubeyr, Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in zevcesi Aişe
(radıyallahu anha)'dan haber verdiğine göre Kureyşliler Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) zamanında fetih gazasında hırsızlık
yapan kadının durumu sebebi ile telaşlandılar ve: Bu durumu Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile kim konuşabilir, dediler. Sonra:
Buna Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
sevdiği Üsame b. Zeyd'den
başka kim cesaret edebilir, dediler. Kadın Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
götürülünce Üsame b. Zeyd
de o kadın hakkında onunla konuştu. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
yüzünün rengi değişti ve: "Allah'ın hadlerinden bir had hakkında mı şefaat
ediyorsun" buyurdu. Bu sefer Üsame ona: Ey
Allah'ın Rasulü! Benim için mağfiret dile, dedi.
Yunus, dedi ki: İbn Şihab, dedi ki: Urve, dedi ki: Aişe (r.anha):
sonra o kadın güzel bir şekilde tevbesine bağlı kaldı
ve evlendi. Sonraları benim yanıma gelir, ben de onun ihtiyacını Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e arz ederdim, dedi.
Diğer tahric: Buhari, 2648 -muhtasar-;
4304, 6800 -muhtasar-; Ebu Davud,
4396 -buna yakın ve muhtasar-; Nesai, 4917, 4918
4388-10/3- Bize Abd b. Humeyd de tahdis etti... Urve, Aişe'den şöyle dediğini rivayet etti: Mahzumoğullarından
bir kadın iğreti (emanet) olarak eşya alır, sonra onu inkar ederdi. Bunun
üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elinin kesilmesini emir buyurdu. O kadının
yakınları Üsame b. Zeyd'e
gidip onunla konuştular. O da o kadın hakkında Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile konuştu sonra hadisi Leys ve Yunus'un hadisine
yakın olarak zikretti.
Diğer tahric: Ebu Davud,
4374
4389-11/4- Bana Seleme
b. Şebib de tahdis etti... Ebu Zubeyr'in Cabir'den rivayet
ettiğine göre Mahzumoğullarından bir kadın hırsızlık
yaptı. O kadın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e getirilince Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Um Seleme'ye
sığındı. Ama Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'a yemin ederim eğer bu işi yapan Fatıma olsaydı onun dahi elini keserdim" buyurdu ve
kadının eli kesildi.
Diğer tahric: Nesai, 4906
AÇIKLAMA: Müslim bu babta hadlerde şefaatte bulunmanın (iltimasın) yasaklandığı
ve bunun İsrailoğullarının helak olmasının sebebini
teşkil ettiğini ifade eden hadisleri zikretmektedir. İlim adamları bu hadisler
sebebi ile imama (İslam Devleti'nin yetkilisine) haddin ulaşmasından sonra
hadler hususunda şefaatte bulunmanın ve şefaatte bulunmak maksadı ile
başkalarını araya sokmaya kalkışmanın da haram olduğunu icma
ile kabul etmişlerdir. Haddin imama ulaşmasından önce ise ilim adamlarının çoğu
şefaati caiz görmüşlerdir. Ancak hakkında şefaatte bulunulan kimsenin şerli ve
insanlara eziyet eden birisi olmaması da şarttır. Eğer böyle olursa ona şefaat
edilmez. Haklarında haddin sözkonusu olmadığı ve
kendileri sebebi ile tazir (hafif ceza) gereken diğer
masiyetler hakkında ise şefaatte bulunmak da şefaatte
bulunmasını istemek de caizdir. İster imama ulaşmış olsun ister ulaşmasın.
Çünkü bunlar (haddi gerektirenlere göre) daha hafiftir. Diğer taraftan bu gibi masiyetler sebebi ile şefaatte bulunmak eğer hakkında
şefaat olunan kişi şerli ve eziyet veren ve buna benzer birisi değilse müstehaptır.
(4386) "Buna Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sevdiği Üsame'den başka
kim cesaret edebilir." Yani ancak Üsame
nazlanarak böylebir şeye cesaret edebilir. Bu ise Üsame (radıyallahu anh)'ın açık bir menkıbesidir:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Allah'a yemin ederim ki eğer Fatıma ... " buyruğu yemin teklif etmeden yemin
etmenin caiz olduğuna delildir. Eğer bu şekilde yemin etmek hadiste olduğu gibi
istenen bir işin önemini göstermek için yapılacak ise müstehaptır.
Bunun benzerleri hadis-i şerifte pek çoktur. Yeminler kitabında Allah'ın adı
ile yemin etme hakkındaki ilim adamlarının görüş ayrılığı da geçmiş
bulunmaktadır.
(4388) "Mahsumoğullarından bir kadın iğreti eşya alır ve inkar
ederdi..."
İlim adamları der ki:
Kasıt hırsızlık sebebi ile elinin kesildiğidir. Burada iğreti mal almasının sözkonusu edilmesi o kadını tanıtmak ve niteliğini anlatmak
içindir. Yoksa bunun elinin kesilmesinin sebebi olduğunu ifade etmek değildir.
Müslim, bu hadis-i
şerifi kadının hırsızlık yaptığı ve hırsızlık sebebi ile elinin kesildiğini
açıkça ifade eden diğer yollar arasında zikrettiği için bu rivayeti de
rivayetler arasını telif etmek maksadı ile ona göre yorumlamak bir
zorunluluktur. Çünkü bu tek bir olaydır. Bununla birlikte imamlardan bir
topluluk bu rivayet şazdır. Çünkü bu rivayet ravilerin
büyük çoğunluğuna muhaliftir. Şaz rivayetle de amel edilmez demişlerdir.
İlim adamları der ki: Bu
rivayette hırsızlığı sözkonusu etmeyişinin sebebi ravi tarafından bundan gözetilen maksadın hadler hakkında
şefaat yapılamayacağını sözkonusu etmektir. Yoksa
hırsızlığın durumunu haber vermek değildir.
İlim adamlarının ve
çeşitli bölge fukahasının büyük çoğunluğu da: Ariyet
aldığı bir malı inkar edenin eli kesilmez demişler ve hadisi az önce
zikrettiğim şekilde tevil etmişlerdir. Ahmed ve İshak
ise böyle bir durumda da elin kesilmesi gerekir demişlerdir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: