SAHİH-İ MÜSLİM |
HUDUD |
1/12- HIRSIZLIĞIN HADDİ
VE NİSABI BABI
Kadı Iyaz, dedi ki: Yüce
Allah hırsızın elinin kesilmesini farz kılmakla malları koruma altına almıştır.
İhtilas, talan ve gasb gibi hırsızlık dışındaki hallerde ise böyle bir cezayı
öngörmemiştir. Çünkü bunlar hırsızlığa nisbetle az yapılan işlerdir. Ayrıca
ululemre dava etmek sureti ile bu tür yollarla alınanları geri alma imkanı
vardır. Bunlar hakkında delil ortaya koymak da kolaydır. Halbuki hırsızlık
böyle değildir. Buna dair delil ortaya koymak nadir görülür. Bundan dolayı
hırsızlığın durumu daha büyüktür, cezası da daha ağırdır. Böylelikle ondan
vazgeçirmek daha ileri derecede olsun. Müslümanlar bu hususta fer'i bir takım
meseleler hakkında ihtilaf etmiş olmakla birlikte genel olarak hırsızın elinin
kesileceğini icma ile kabul etmişlerdir.
4374-111- Bize Yahya b.
Yahya, İshak b. İbrahim ve İbn Ebu Ömer -lafız Yahya'ya ait olmak üzere- tahdis
etti. İbn Ebu Ömer, bize Süfyan b. Uyeyne, Hadesfm’DEN tahdis etti derken diğer
ikisi haber verdi, dedi. O Amre'den, o Aişe'den: Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) hırsızın elini çeyrek dinar ve daha yukarısı için keserdi,
dedi.
Diğer tahric: Buhari,
6789; Ebu Davud, 4383; Tirmizi, 1445; Nesai, 4931, 4933, 4934, 4935 -muvkuf
olarak-, 4936; İbn Mace, 2585
4375- .. ./2- Bize İshak
b. İbrahim ve Abd b. Humeyd de tahdis edip, dedi ki: Bize Abdurrezzak haber
verdi, bize Ma'mer haber verdi. (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti,
bize Yezid b. Harun tahdis etti, bize Süleyman b. Kesir ve İbrahim b. Sa'd
haber verdi, hepsi Zühri'den bu isnad ile aynısını rivayet etti.
4376-2/3- Bana
Ebu't-Tahir ve Harmele b. Yahya da tahdis etti, bize elVelid b. Şüca'da -Iafız
Velid ve Harmele'ye ait olmak üzere- tahdis edip, dediler ki: Bize İbn Vehb
tahdis etti, bana Yunus, İbn Şihab'dan haber verdi, o Urve ve Amre'den, onlar
Aişe'den, o Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Hırsızın eli
ancak çeyrek dinar ve daha fazlası sebebi ile kesilir" buyurduğunu rivayet
etti.
Diğer tahric: Buhari,
6790; Ebu Davud, 4384; Nesai, 4930, 4932
4377-3/4- Bana
Ebu't-Tahir, Harun b. Said el-Eyl! ve Ahmed b. İsa -lafız ve Harun ve Ahmed'e
ait olmak üzere- tahdis etti. Ebu't-Tahir, bize İbn Vehb haber verdi derken
diğer ikisi tahdis etti, dedi. (İbn Vehb), dedi ki: Bana Mahreme babasından
haber verdi, o Süleyman b. Yesar'dan, o Amre'den rivayet ettiğine göre Aişe
(radıyallahu anha) şunu tahdis ederken dinledi: O Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'i: "el ancak çeyrek dinar ve daha yukansı sebebi ile
kesilir" buyururken dinledi.
Diğer tahric: Nesai,
4950, 4951, 4954, 4955
4378-4/5- Bana Bişr b.
el-Hakem el-Abdi tahdis etti ... Amre'den, o Aişe’DEN rivayet ettiğine göre
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "Hırsızın eli ancak çeyrek dinar ve
yukansı sebebi ile kesitir" buyururken dinledi.
Diğer tahric: Nesai,
4943, 4944, 4945 -mevkuf olarak-
4379- .. ./6- Bize İshak
b. İbrahim, Muhammed b. el-Müsenna ve İshak b. Mansur birlikte Ebu Amir
el-Akadi'den tahdis etti, bize el-Misver b. Mahreme'nin çocuktanndan Abdullah
b. Cafer tahdis etti, o Yezid b. Abdullah b. el-Had’DAN bu isnad ile aynısını
rivayet etti.
4380-517- Bize Muhammed
b. Abdullah b. Numeyr de tahdis etti ... Hişam b. Urve babasından, o Aişe
(radıyallahu anha)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) zamanında bir hırsızın eli, deriden yahut çelikten yapılmış
-ki ikisi de değerli idi- bir kalkan değerinden daha azı sebebi ile
kesilmemiştir, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
6792 -muallak olarak-
4381- .. ./8- Bize Osman
b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Abde b. Süleyman ve Humeyd b. Abdurrahman
haber verdi. (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Abdurrahim b.
Süleyman tahdis etti. (H.) Bize Ebu Kureyb de tahdis etti, bize Ebu Üsame
tahdis etti, hepsi Hişam'dan bu isnad ile tahdis ettiler. İbn Numeyr'in, Humeyd
b. Abdurrahman er-Ruasi'nin hadisine yakın olarak rivayet etti. Abdurrahim ve
Ebu Üsame'nin hadisinde: "O (kalkan) o gün için değerli idi"
şeklindedir.
Diğer tahric: Osman b.
Ebu Şeybe'nin hadisini Buhari, 6792; Ebu Bekr b. Ebu Şeybe'nin hadisini yalnız
Müslim rivayet etmiştir; Ebu Kureyb'in Hadisini, Buhari, 6794;
4382-6/9- Bize Yahya b.
Yahya tahdis edip, dedi ki: Malik'e Nafi'den rivayetini okudum, o İbn Ömer’DEN
rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hırsızın üç
dirhem değerindeki bir kalkan dolayısı ile elini kesti.
Diğer tahric: Buhari,
6795; Ebu Davud, 4385; Nesai, 4923
4383- .. ./10- Bize
Kuteybe b. Said ve İbn Rumh, Leys b. Sa'd'dan tahdis etti. (H.) Bize Zuheyr b.
Harb ve İbnu'l-Müsenna da tahdis edip, dedi ki: Bize Yahya -ki o el-Kattan'dır-
tahdis etti. (H.) bize İbn Numeyr de tahdis etti, bize babam tahdis etti. (H.)
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Ali b. Mushir tahdis etti,
hepsi Ubeydullah'dan rivayet etti. (H.) Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti,
bize İsmail -yani b. Uleyye- tahdis etti. (H.) Bize Ebu Rabi' ve Ebu Kamil de
tahdis edip, dediler ki: Bize Hammad tahdis etti. (H.) Bana Muhammed b. Rafi'de
tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Süfyan, Eyyub es-Sahtiyani’DEN
ve Eyyub b. Musa ile İsmail b. Umeyye’DEN haber verdi. (H.) Bana Abdullah b.
Abdurrahman ed-Darimi de tahdis etti, bize Ebu Nuaym haber verdi, bana Süfyan,
Eyyub ve İsmail b. Uleyye ile Ubeydullah ve Musa b. Ukbe'den tahdis etti. (H.)
Bize Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize İbn
Cureyc haber verdi, bana İsmail b. Umeyye haber verdi. (H.) Bana Ebu't-Tahir de
tahdis etti, bize İbn Vehb, Hanzala b. Ebu Süfyan el-Cumahi, Ubeydullah b.
Ömer, Malik b. Enes ve Üsame b. Zeyd el-Leysi'den haber verdi. Hepsi Nafi'den o
İbn Ömer'den o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den Yahya'nın Malik'den diye rivayet
ettiği hadisin aynısını rivayet etti. Ancak bazıları: "Kıymeti"
derken bazıları "değeri üç dirhem idi" demişlerdir.
Diğer tahric: Kuteybe
b. Said'in hadisini Buhari, 6798 -muallak olarak- Tirmizi, 1446; Zuheyr b.
Harb'in hadisini Buhari, 6797; İbn Numeyr'in hadisini Yalnız Müslim rivayet
etmiştir; Ebu Bekr b. Ebu Şeybe'nin hadisini Ebu Davud, 2584; Zuheyr b. Harb'in
İsmail'den hadisi ile Ebu Rabi'in, Muhammed b. Rafi'nin, Abdullah b.
Abdurrahman edDarimi'nin, Muhammed b. Rafi'nin Ahdurrezzak'dan, o İbn
Cureyc'den hadisi ile Ebu't-Tahir'in ıbn Vehb'den hadisini Ebu Davud, 4386;
Nesai, 4924, 4925;
4384-7/11- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb tahdis edip, dedi ki: ... Ebu Hureyre, dedi ki:
RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah hırsıza lanet etsin. O
yumurtayı çalar da eli kesilir, ipi çalar da eli kesilir" buyurdu.
Diğer tahric: Nesai,
4888;, İbn Mace, 2583
4385- .. ./2- Bize
Amren-Nakid, İshak b. İbrahim ve Ali b. Haşrem tahdis etti, hepsi İsa b.
Yunus'dan, o A'meş'den bu isnad ile aynısını rivayet etti, ancak o rivayetinde:
"Bir ip çalar yahut bir yumurta çalarsa" dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (4374)
"Aişe (r.anha), dedi ki: RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
Hırsızın elini ... keserdi" bir rivayette (4376) "RasUlullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hırsızın eli ... kesilmez buyurdu." Bir
diğer rivayette (4377) "Hırsızın eli ancak ... kesilir." Başka bir
rivayette (4380) "RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında hırsızın
eli. .. kesilmezdi." İbn Ömer (radıyallabu anh) rivayetinde (4382), dedi
ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç dirhem değerindeki bir kalkan sebebi
ile bir hırsızın elini kesti." Ebu Hureyre'nin zikrettiği rivayette (4384)
"RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Allah hırsıza lanet etsin ...
buyurdu."
Az önce geçtiğigibi ilim
adamları hırsızın elinin kesileceği üzerinde icma etmiş olmakla birlikte
nisabın şart olup olmadığı ve miktarı hususunda ihtilaf etmişlerdir. Zahiri
mezhebi alimleri: Nisab şaTİL yoktur, aksine az çok ne çalınırsa ondan dolayı
el kesilir demişlerdir. Bizim Şafii mezhebimize mensup Şafii'nin kızının oğlu
da böyle demiştir. Kadı Iyaz bu kanaati aynı zamanda Hasan-ı Basri'den,
haricilerden ve Zahiri alimlerinden rivayet etmişlerdir. Bunlar Yüce Allah'ın:
"Hırsızlık yapan erkek ile hırsızlık yapan kadının ellerini kesiniz"
(Maide, 38) buyruğunun genel ifadesini delil göstermişler ve ayeti herhangi
birşekilde tashih etmemişlerdir.
ilim adamlarının büyük
çoğunluğu ise şöyle demiştir: Bu sahih hadisler sebebi ile el ancak bir nisab
dolayısı ile kesilebilir. Ama diğer taraftan nisabın miktarı hususunda ihtilaf
etmişlerdir. Şafii, nisab albn çeyrek dinar yahut çeyrek dinarın değeridir.
Bunun dirhem olarak değeri üç dirhem daha az ya da daha çok olması arasında
fark yoktur. Ama bundan daha aşağısında el kesilmez. Pek çok kimse yahut da
çoğunluk böyle demiştir. Bu Aişe, Ömer b. Abdulaziz, Evzai, Leys, Ebu Sevr,
İshak ve İbrahim'in de görüşüdür. Aynı zamanda Davud (ez-Zahiri)den de rivayet
edilmiştir.
Malik, Ahmed ve bir
rivayette İshak ise: Çeyrek dinar yahut üç dirhem ya da bunlardan birisi
değerinde herhangi bir malın çalınması sebebi ile el kesilir fakat bundan daha
aşağısında el kesilmez demişlerdir.
Süleyman b. Yesar, İbn
Şubrume, İbn Ebu Leyla ve kendisinden gelen bir rivayete göre de Hasan ancak
beş dirhem değerinde bir şeyin çalınması halinde el kesilir demişlerdir. Bu
Ömer el-Hattab’DAN da rivayet edilmiştir.
Ebu Hanife ve onun
mezhebine mensup ilim adamları der ki: Ancak on dirhem ve onun değeri sebebi
ile el kesilir demişlerdir. Kadı Iyaz bazı ashab-ı kirama göre nisabın dört
dirhem olduğunu da nakletmiş bulunuyor. Osman el-Betti’DEN ise nisabın bir
dirhem olduğu, Hasan-ı Basri’DEN de iki dirhem olduğu, Nehai’DEN kırk dirhem
yahut dört dinar olduğu görüşü rivayet edilmiştir.
Sahih (doğru) olan ise
Şafii ve ona muvafakat edenlerin görüşüdür. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bu hadis-i şeriflerde kendi sözleri ile nisabın çeyrek dinar olduğunu
beyan etmiş bulunmaktadır. Diğer miktarlar ise kabul edilemez, bunların bu
hadis-i şeriflerin açık ifadelerine aykırı olmakla birlikte bir asli
dayanakları da yoktur.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in üç dirhem değerinde bir kalkan çaldığı için bir hırsızın
elini kestiğine dair rivayete gelince; bu rivayet de bu miktarın çeyrek dinar
ve daha yukarısına eşit olduğu şeklinde yorumlanır. Ayrıca bu muayyen belli bir
meseledir. Bunun genel olma vasfı yoktur. Dolayısı ile bu ihtimalli rivayet
sebebi ile nisabın sınırlandırılması hususunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in açık sözlerini terk etmek caiz değildir. Aksine bu özel rivayeti
onun lafzına uygun bir şekilde yorumlamak gerekir.
Hırsızın elinin kalkan
değerinden daha azında kesilmediğini ifade eden diğer rivayet de aynı şekilde
değerinin çeyrek dinar olduğu şeklinde yorumlanır. Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in açık ifadeleri ile tespit ettiği miktara uygun düşmesi
için böyle bir tevilde bulunulması da kaçınılmazdır.
Bazı Hanefi alimleri ile
başkalarının delil diye gösterdikleri on dirhem değerindeki -bir rivayette de
beş dirhemdir- bir kalkandan ötürü el kestiği şeklindeki rivayete gelince bu
tek başına olması halinde kendisi ile amel edilmeyecek zayıf bir rivayettir.
Nisabı çeyrek dinar olarak belirleyen sahih ve açık hadislerdeki açık ifadelere
muhalif iken ve ayrıca o kalkan değerinin on dirhem olmasının bir raslantı
olduğu, yoksa hırsızın elinin kesilmesi için şart olmadığı şeklinde de
yorumlanması diğer taraftan bu rivayetin lafzında nisabın miktarının bu
olduğuna dair delil olacak bir açıklama yokken bununla nasıl amel olunabilir?
''Allah hırsıza lanet
etsin ki bir yumurta yahut bir ip çalar da eli kesilir" rivayeti ile
ilgili olarak da bir topluluk şöyle demiştir: Bundan kasıt demir yumurta
(miğfer) ve gemi halatıdır. Bunların her birisi ise çeyrek dinardan daha
değerlidir. Ancak muhakkikler bunu kabul etmeyip zayıf bulmuşlar ve şöyle
demişlerdir: Demir yumurta (miğfer) ile gemi halatının açıkça bir değerleri
vardır. Burada bağlam bunların kullanılmasına elverişli değildir. Hatta
belağatli söz söylemek bunu kaldırmaz. Diğer taraftan değerli bir şey sebebi
ile elini tehlikeye sokan adeten kınanmaz ama değeri olmayan bir şeyden ötürü
elini böyle bir tehlikeye sokan yerilir. İşte burası değeri çok olan bir şeyden
değil, az olan bir şeyden söz edilecek bir yerdir. Doğrusu burada böyle bir
kişinin kaybettiğinin büyüklüğüne dikkat çekilmesinin istendiğidir. O da
değersiz bir mal olan çeyrek dinar karşılığında elini tehlikeye sokmaktır.
Çünkü çeyrek dinar bir yumurta ve bir ip gibi değersiz olmakta ortak bir
nitelik taşır. Yahut da cins olarak yumurtayı ve ipleri kastetmiş ya da yumurta
çaldığı taktirde eli kesilmeyecek olursa bu hal onu ondan daha fazlasını
çalmaya sürükler ve neticede eli kesilir. Sonunda yumurta çalması elinin
kesilmesine sebep teşkil eder. Ya da maksat onun yumurtayı ya da ipi çalması
neticesinde şer'an caiz olan bir el kesme olarak değil de siyaseten bazı
yöneticilerin onun elini kesebileceği hal kastedilmiş olabilir. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu sözü ayet-i kerimenin nisab açıklaması
sözkonusu olmaksızın mücmel olarak nazil olduğu sırada söylediği şeklinde de
açıklanmıştır. O bunu lafzın zahirine binaen söylemiştir. Allah en iyi
bilendir.
(4380) "Deriden
yahut çelikten yapılmış -ki her ikisi de değerli idi- bir kalkanın
değeri." Mim harfi kesreli cim harfi fethalı olarak "micenn"
arkasına saklanılan ve gizlenilen her bir şeyin adıdır. "Cahafe" ise
bildiğimiz kalkandır.
"Her ikisi de
değerli idi" sözleri el kesmenin daha aşağısında olmayacağına aksine
bilinen belli bir değeri bulunan şeyler dolayısı ile olacağına işarettir ki bu
da rivayetlerde açıkça ifade edildiği gibi çeyrek dinardır.
(4384) Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Allah hırsıza lanet etsin" hadisi muayyen
olmayan isyankar kimselere lanet okumanın caiz olduğuna delildir. Çünkü bu
belli bir kimse için değil cins için lanet okumadır. Tür hakkında lanet okumak
ise caizdir. Nitekim yüce Allah: "Dikkat edin, Allah'ın laneti zalimlerin
üzerinedir." (Hud, 18) buyurmaktadır. Belli bir kimseye ise lanet okumak
caiz değildir.
Kadı Iyaz, dedi ki:
Bazıları haddi gerektiren bir suç işlemekle birlikte had uygulanmadığı sürece
belli kimseye lanet okumak da caizdir. O kişiye had uygulandıktan sonra ona
lanet okumak caiz olmaz. Çünkü hadler uygulandığı kimselerin günahları için
kefaretlider.
Kadı Iyaz devamla, dedi
ki: böyle bir tevil ise laneti yasaklayan sahih hadisler dolayısı ile
geçersizdir. O halde yasağın belli kişi hakkında yorumlanması gerekir.
Böylelikle hadislerin arası tevil edilmiş olur. Allah en iyi bilendir.
ilim adamları der ki:
Hirz (malın korunması, cezanın uygulanması için) şart koşulmuştur. Dolayısı ile
ancak hirz’DEN çalınan mal sebebi ile el kesme cezası uygulanır. Bunda muteber
olan ise örftür. Bu işi bilenler çalınan o şey için korumayı hirz kabul ederse
o hal için bir hirz'dir, değilse değildir. Ama Davud, ilim adamlarına muhalefet
ederek hirz şarbnı koşmamıştır. Yine ilim adamlarının, dediklerine göre
hırsızın çalınan mal hakkında bir şüphesinin (o malda meşru bir hakkının
bulunma ihtimalinin) bulunmamasını da şart koşmuşlardır. Eğer böyle bir şüphe
varsa eli kesilmez. Malı çalınanın hırsızdan o malı istemesi de şarttır. ilim
adamlarının icma etliklerine göre ilk defa çalacak olursa sağ eli kesilir.
Şafii, Malik, Medine'li alimler, Hadesan, Ahmed, Ebu Sevr ve başkaları da:
ikinci defa çalacak olursa sol ayağı kesilir. Üçüncü defa çalarsa sol eli
kesilir. Dördüncü olarak çalarsa sağ ayağı kesilir. Bundan sonra çalarsa tazir
edilir. Her çaldıkça tazir edilir demişlerdir.
Şafii, Ebu Hanife, Malik
ve büyük çoğunluk da el bilekten kesilir. Bilek ise el ayası ve kol arasındaki
eklemdir. Ayak da bacak ile ayak arasındaki eklemden kesilir. Ali (radıyallahu
anh): Ayak, ayağın orta tarafından kesilir demiştir. Ahmed ve Ebu Sevr de böyle
demiştir. Seleften kimisi de elin dirsekten kesileceğini söylemiş, bazıları ise
omuzdan kesileceğini söylemiştir. Allah en iyi bilendir .
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: