SAHİH-İ MÜSLİM |
ADAK - YEMİN |
18- MÜDEBBER KÖLEYİ
SATMANIN CAİZ OLDUĞU BABI
4314-58/1- Bize Ebu
Rabi', Süleyman b. Davud el-Ateki tahdis etti, bize Hammad -yani b. Zeyd-
tahdis etti, o Amr b. Dinar'dan o Cabir b. Abdullah'tan rivayet ettiğine göre Ensar'dan
bir adam kölesinin ölümünden sonra hür olduğunu söyledi. Ondan başka bir malı
da yoktu. Bu husus Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ulaşınca: "Bunu
benden kim satın alır" buyurdu. O köleyi Nuaym b. Abdullah sekizyüz
dirheme satın aldı ve bu meblağı ona ödedi.
Abd, dedi ki: Cabir b.
Abdullah'ı: Bu Kıpti bir köle idi, geçen sene vefat etti derken dinledim.
Diğer tahric: Buhari,
6716, 6947
4315-59/2- Bunu bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim de İbn Uyeyne'den tahdis etti, Ebu Bekr,
dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne tahdis edip, dedi ki: Amr, Cabir'i şöyle derken
dinledi: Ensardan bir adam başka hiçbir malı bulunmadığı halde bir kölesini
ölümünden sonra hür olmak şartı ile azad etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'de onu sattı.
Cabir, dedi ki: O köleyi
İbnü Nehham satın aldı. O İbn Zubeyr'in emirliği sırasında geçen sene vefat
etmiş Kıpti bir köle idi.
Diğer tahric: Buhari,
2231 -muhtasar-; Tirmizi, 1219; İbn Mace, 2513
AÇIKLAMA: (4314)
"Ensardan bir adam ölümünden sonra hür olmak üzere bir kölesini azad etti
... " Hadisteki ölümünden sonra onu azad etti ifadesinin anlamı kölesine:
Benim ölümümden sonra sen hürsün demesi ile olur. Böyle demeye
"tedbir" adı verilir. Çünkü o köle hakkında özgürlük hayatın akabinde
gerçekleşir. Ensardan olan bu zatın adı Ebu Mezkur, ölümden sonra hürriyetine
kavuşturulan bu kölenin adı da Yakub olduğu söylenir.
Bu hadis-i şerifte
Şafii'nin ve ona muvafakat edenlerin müdebber kölenin efendisinin ölümünden
sonra satılması -bu hadis dolayısı ile- caizdir diyenlerin görüşlerinin lehine
ve azad edilmesi vasiyet edilen köleye kıyas olmak üzere bir delalet
bulunmaktadır. Çünkü bu şekilde vasiyet edilen bir kölenin satılması icma ile
caizdir. Bunu caiz kabul edenler arasında Aişe, Tavus, Ata, Hasen, Mücahid,
Ahmed, İshak, Ebu Sevr ve Davud (radıyallahu anhum) da bulunmaktadır. Ebu
Hanife ve Malik -Allah ikisinden de razı olsun- ve ilim adamlarının ve Hicaz,
Şam ve Kufeli selefin büyük çoğunluğu ise -yüce Allah'ın rahmeti onlara-
müdebber kölenin satılması caiz değildir demişlerdir. Bunların açıklamalarına
göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu köleyi efendisinin ödemekle yükümlü
olduğu bir borcu karşılığında satmış idi. Nitekim Nesai ve Darakutni'nin
kaydettikleri bir rivayette: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) O zata:
Sen bunun (bedeli) ile borcunu öde" buyurmuştur. Bu kanaatte olanlar
derler ki: O kölenin bedelini sahibine onunla borcunu ödemesi için vermiştir.
Bazı Maliki alimleri ise Ensar’DAN olan o zatın bundan başka bir malı
bulunmadığından ötürü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun bu
tasarrufunu reddetmiştir diye yorumlamışlardır. Bu yorumu yapan kişi de şunları
eklemektedir: İşte malının tamamını tasadduk eden kimsenin tasarrufu bu şekilde
geri çevrilir. Ama bu yorum zayıftır hatta batıldır. Doğrusu malının tamamını
tasadduk eden kimsenin tasarrufunun geçerli olduğudur.
Kadı Iyaz -yüce Allah'ın
rahmeti ona-, dedi ki: Benim kanaatime göre doğruya daha yakın olan Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu işi onun halini gözetmek maksadı ile
yaptığıdır. Çünkü kendisine geride hiçbir mal bırakmamışt!.
Doğru olan ise bizim az
önce kaydettiğimiz şekilde hadisin zahirine göre anlaşılması ve efendi hayatta
bulunduğu sürece müdebber kölenin her durumda satılmasının caiz olduğudur.
Allah en iyi bilendir.
Müslümanlar tedbir
(denilen köleyi ölümden sonra şartına bağlı olarak) azad etmenin sahih olduğunu
icma ile kabul etmişlerdir. Şafii, Malik ve cumhurun görüşüne göre ise bu
durumdaki bir kölenin hürriyetine kavuşturulması terikenin üçte birinden hesap
edilir. Leys ve Züfer -yüce Allah'ın rahmeti onlara- şöyle demişlerdir: Bu, ana
malın tamamından azad edilir.
Bu hadis-i şeriften
imamın yönetimi altındakileri maslahat ve menfaatlerine olanı dikkate alması
gerektiğine ve onlara kendileri için daha kolay gelen hususları emredeceğine,
fesh edilmesi mümkün olan kendilerine zararlı olan tasarrufları iptal edip,
geçersiz kılacağına delil bulunduğu gibi müdebber kölenin satılmasının caiz
olduğuna da delil bulunmaktadır. Şu an için bu husus üzerinde icma gerçekleşmiş
bulunmaktadır. Daha önceleri ise seleften bazılarının zayıf bir görüş
ayrılıkları vardı.
"Onu Nuaym b.
Abdullah satın aldı." Diğer rivayette (4315) onu İbn Nahham satın
aldı" şeklindedir. "en-Nehham" nun harfi fethalı ve ha harfi
şeddelidir. Bütün nüshalarda İbn Nehhan olarak kaydedilmiştir. İlim adamları
ise: Bu bir yanlışlıktır. Doğrusu onu satın alanın en-Nehhan olduğudur. Çünkü
satın alan kişi Nuaym'dir, o da en-Nehhan'ın kendisidir. Ona bu adın veriliş
sebebi ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Ben cennete girdim de
orada Nuaym'in nahmesini duydum" dediğinden dolayıdır. Nahme ise ses
demektir. Bunun öksürük demek olduğu, boğazını temizlerken çıkartılan sesin
olduğu da söylenmiştir. Allah en iyi bilendir ..
4316- .. ./3- Bize
Kuteybe b. Said ve İbn Ruhm, Leys b. Sa'd'dan tahdis etti, o Ebu Zubeyr'den, o
Cabir'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den müdebber köle hakkında
Hammad'ın Amr b. Dinar'dan diye rivayet ettiği hadisine yakın olarak rivayet
etti.
4317- .. ./4- Bize
Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Muğire -yani el-HizamiAbdülmecid b.
Suheyl'den tahdis etti, o Ata b. Ebu Rebah'dan, o Cabir b. Abdullah'tan rivayet
etti. (H.) Bana Abdullah b. Haşim de tahdis etti, bize Yahya -yani b. Said-
el-Huseyn b. Zekkam el-Muhaylim'den tahdis etti, bana Ata Cabir'den tahdis etti
(H.) Bana Ebu Gassan el-Mismai de tahdis etti, bize Muaz tahdis etti, bana
babam Matar'dan tahdis etti, o Ata b. Ebu Rebah, Ebu Zubeyr ve Amr b. Dinar'dan
tahdis ettiğine göre Cabir b. Abdullah, müdebber hakkında hadis rivayet etti.
Bütün bunlar rivayetlerinde ise: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den deyip
Hammad ve İbn Uyeyne'nin, Amr'dan, onun Cabir’DEN rivayet ettiği hadis ile aynı
manada rivayeti nakletti.
Diğer tahric: Kuteybe
b. Said'in ve Ebu Gassan el-Mismai'nin hadis rivayetlerini yalnızca Müslim
zikretmiştir; Abdullah b. Haşim'in hadisi rivayetini Buhari, 2141,2403;
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: