SAHİH-İ MÜSLİM |
YEMİN |
باب يمين
الحالف على
نية المستحلف
9- YEMİN EDENİN YEMİNİ
YEMİN ETTİRENİN NİYETİNE GÖREDİR BABI
20 - (1653) حدثنا
يحيى بن يحيى
وعمرو الناقد
(قال يحيى: أخبرنا
هشيم بن بشير
عن عبدالله بن
أبي صالح. وقال
عمرو: حدثنا
هشيم بن بشير.
أخبرنا
عبدالله بن
أبي صالح) عن
أبيه، عن أبي
هريرة. قال
: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (يمينك
على ما يصدقك
عليه صاحبك).
وقال عمرو
(يصدقك به صاحبك).
4259-20/1- Bize Yahya b.
Yahya ve Amr en-Nakid tahdis etti, Yahya, dedi ki: Bize Huşeym b. Beşir,
Abdullah b. Ebu Salih'den haber verdi, Amr da, dedi ki: Bize Huşaym b. Beşir
tahdis etti, bize Abdullah b. Ebu Salih haber verdi. O babasından, o Ebu
Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "Senin yeminin arkadaşının seni tasdik edeceği
husus üzeredir. " Amr ise: ''Arkadaşının kendisi ile seni tasdik edeceği
husus üzeredir" demiştir.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3255; Tirmizi, 1354; İbn Mace, 2120, 2121
21 - (1653) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا يزيد بن
هارون عن
هشيم، عن عباد
بن أبي صالح،
عن أبيه، عن
أبي هريرة.
قال : قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (اليمين
على نية
المستحلف).
4260-21/2- Bunu bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Yezid b. Harun, Huşeym’DEN tahdis etti,
o Abbad b. Ebu Salih'den, o babasından, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini
rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yemin, yemin
ettirenin niyeti üzeredir" buyurdu.
AÇIKLAMA: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Senin yeminin arkadaşının seni hakkında
tasdik edeceği şey üzeredir" diğer rivayette ise: "Yemin, yemin
ettirenin niyeti üzeredir" buyurmaktadır.
Bu hadis, hakimin yemin
ettirmesi sureti ile yapılan yemin hakkında yorumlanır. Buna göre bir kimse bir
diğeri üzerinde hakkının bulunduğunu iddia etse, hakim de ona yemin ettirip o
da yenÜn etse, yemin ederken tevriye yaparak hakimin niyetinden başkasını niyet
edecek olursa, onun yemini hakimin niyeti üzere yemin olur. Tevriye yapmasının
ona bir faydası olmaz. Bunun üzerinde icma bulunmaktadır. Delili de bu hadis ve
icmadır. Ama hakim kendisinden yemin etmesini istemeksizin yemin etse ve
tevriye yapsa bu tevriyenin ona faydası olur, yeminini bozmamış olur. İster
yemin teklif edilmeden kendiliğinden yemin etmiş olsun, ister hakimden ve bu
hususta onun vekilinden bir başkası ona yemin ettirmiş olsun fark etmez. Hakim
dışında yemin ettirenin niyetine itibar yoktur. Sonuç olarak yemin, hakim
tarafından yahut da onun vekili tarafından aleyhine yöneltilmiş bir dava
hakkında istenecek olursa, bütün hallerde yemin edenin niyeti yemin ettirenin
niyeti üzerine olur. Hadisin maksadı da budur.
Şayet hakimin huzurunda
bir dava sebebi ile hakim tarafından yemin etmesi istenmeden yemin edecek
olursa, o taktirde yemin edenin niyetine itibar edilir. Bütün bu hususlarda
Allah adına yemin de talak ve köle azad etmek hakkında da aynıdır. Ancak hakim
ona talak ya da kölelerinin azad edilmesi hususunda ona yemin ettirecek olursa,
o taktirde tevriye yapmasının ona faydası olur ve bu durumda yemin edenin
niyetine itibar edilir. Çünkü hakimin talak ve köleyi hürriyete kavuşturmak ile
yemin ettirmek yetkisi yoktur. O ancak yüce Allah adına yemin edilmesini teklif
edebilir.
Şunu da bilelim ki,
tevriye yaparak yemin etmesi halinde yemini bozulmasa dahi hak sahibi bir
kimsenin hakkının yerini bulmaması halinde bunu yapmak caiz değildir. Bu
hususta icma vardır. Şafii mezhebinin ve onun mezhebine mensup ilim adamlarının
bu husustaki etraflı görüşleri bu şekildedir. Kadı Iyaz ise İmam Malik’DEN ve
mezhebine mensup ilim adamlarından bu hususta çeşitli görüş ayrılıkları ve
tafsilat sözkonusu ederek şunları söylemektedir: Yemin etmesi teklif edilmeden
ve yemini ile herhangi bir hakkın ilgisinin bulunmadığı hallerde yemin eden
kimsenin niyetinin muteber olup, sözünün kabul edileceği hususunda ilim
adamları arasında görüş ayrılığı yoktur. Ama herhangi bir hak yahut da bir
vesika hakkında başkası için kendiliğinden yahut da hakimin aleyhindeki hükmü
sebebi ile yemin edecek olursa, yemininin zahirine göre hakkında hüküm
verileceğinde de görüş ayrılığı yoktur. isterse kendiliğinden yemin etsin,
ister yemin teklifi üzerine yemin etsin fark etmez. Yalnız kendisi ile yüce
Allah arasında yemininin kendisi için yemin edilenin niyetine göre yapılacağı
söylendiği gibi yemin edenin niyetine göre olduğu da söylenmiştir. Bir diğer
görüşe göre eğer kendisine yemin teklif edilmiş ise lehine yemin edilenin
niyetine göre yemin etmiş olur. Şayet kendisi kendiliğinden yemin etmiş ise o
taktirde yemin edenin niyetine itibar edilir. Bu Abdulmelik'in ve Suhnun'un
görüşüdür. Malik'in ve ibnu'l-Kasım'ın görüşünün zahiri de budur. Bunun aksi de
söylenmiştir. Bu da Yahya'nın ibnu'lKasım'dan naklettiği bir rivayettir.
Hakkında yemin etmesine dair
hüküm verilmediği hususlarda niyeti ona fayda sağlar da denilmiştir. Bu durumda
kendiliğinden yemin etmesi ile bunun dışında kalan hakkında verilen hüküm
gereği yemin etmesi arasında fark vardır. Bu da aynı şekilde ibnu'l-Kasım'dan
rivayet edilmiştir.
Yine Malik’DEN
nakledildiğine göre hile ve aldatmak maksadı ile yapılan yeminde bu yemini
yapan kişi günahkar olur ve yeminini de bozmuş olur. Ama mazeret tarzında
olursa bunda bir sakınca yoktur. İbn Habib de Malik’DEN şöyle dediğini
nakletmektedir. Hile ve aldatmak üzere yapılan yemin hususunda niyetine itibar
edilir. Hak ile ilgili hususlarda yapılan yeminlerde ise lehine yemin edilen
kimsenin niyeti muteberdir. Kadı lyaz, dedi ki: Yemin edenin yemini sebebi ile
başkasının hakkının kaybolması halinde günahkar olacağı hususunda -tevriye
yapsa dahi- görüş ayrılığı yoktur, Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
10- İSTİSNA YAPMAK
(YEMİN EDİP İNŞAALLAH DİYEREK) BABI