SAHİH-İ MÜSLİM

ADAK - YEMİN

 

9- YEMİN EDENİN YEMİNİ YEMİN ETTİRENİN NİYETİNE GÖREDİR BABI

 

4259-20/1- Bize Yahya b. Yahya ve Amr en-Nakid tahdis etti, Yahya, dedi ki: Bize Huşeym b. Beşir, Abdullah b. Ebu Salih'den haber verdi, Amr da, dedi ki: Bize Huşaym b. Beşir tahdis etti, bize Abdullah b. Ebu Salih haber verdi. O babasından, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Senin yeminin arkadaşının seni tasdik edeceği husus üzeredir. " Amr ise: ''Arkadaşının kendisi ile seni tasdik edeceği husus üzeredir" demiştir.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 3255; Tirmizi, 1354; İbn Mace, 2120, 2121

 

 

 

4260-21/2- Bunu bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Yezid b. Harun, Huşeym’DEN tahdis etti, o Abbad b. Ebu Salih'den, o babasından, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yemin, yemin ettirenin niyeti üzeredir" buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:          Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Senin yeminin arkadaşının seni hakkında tasdik edeceği şey üzeredir" diğer rivayette ise: "Yemin, yemin ettirenin niyeti üzeredir" buyurmaktadır.

 

Bu hadis, hakimin yemin ettirmesi sureti ile yapılan yemin hakkında yorumlanır. Buna göre bir kimse bir diğeri üzerinde hakkının bulunduğunu iddia etse, hakim de ona yemin ettirip o da yenÜn etse, yemin ederken tevriye yaparak hakimin niyetinden başkasını niyet edecek olursa, onun yemini hakimin niyeti üzere yemin olur. Tevriye yapmasının ona bir faydası olmaz. Bunun üzerinde icma bulunmaktadır. Delili de bu hadis ve icmadır. Ama hakim kendisinden yemin etmesini istemeksizin yemin etse ve tevriye yapsa bu tevriyenin ona faydası olur, yeminini bozmamış olur. İster yemin teklif edilmeden kendiliğinden yemin etmiş olsun, ister hakimden ve bu hususta onun vekilinden bir başkası ona yemin ettirmiş olsun fark etmez. Hakim dışında yemin ettirenin niyetine itibar yoktur. Sonuç olarak yemin, hakim tarafından yahut da onun vekili tarafından aleyhine yöneltilmiş bir dava hakkında istenecek olursa, bütün hallerde yemin edenin niyeti yemin ettirenin niyeti üzerine olur. Hadisin maksadı da budur.

 

Şayet hakimin huzurunda bir dava sebebi ile hakim tarafından yemin etmesi istenmeden yemin edecek olursa, o taktirde yemin edenin niyetine itibar edilir. Bütün bu hususlarda Allah adına yemin de talak ve köle azad etmek hakkında da aynıdır. Ancak hakim ona talak ya da kölelerinin azad edilmesi hususunda ona yemin ettirecek olursa, o taktirde tevriye yapmasının ona faydası olur ve bu durumda yemin edenin niyetine itibar edilir. Çünkü hakimin talak ve köleyi hürriyete kavuşturmak ile yemin ettirmek yetkisi yoktur. O ancak yüce Allah adına yemin edilmesini teklif edebilir.

 

Şunu da bilelim ki, tevriye yaparak yemin etmesi halinde yemini bozulmasa dahi hak sahibi bir kimsenin hakkının yerini bulmaması halinde bunu yapmak caiz değildir. Bu hususta icma vardır. Şafii mezhebinin ve onun mezhebine mensup ilim adamlarının bu husustaki etraflı görüşleri bu şekildedir. Kadı Iyaz ise İmam Malik’DEN ve mezhebine mensup ilim adamlarından bu hususta çeşitli görüş ayrılıkları ve tafsilat sözkonusu ederek şunları söylemektedir: Yemin etmesi teklif edilmeden ve yemini ile herhangi bir hakkın ilgisinin bulunmadığı hallerde yemin eden kimsenin niyetinin muteber olup, sözünün kabul edileceği hususunda ilim adamları arasında görüş ayrılığı yoktur. Ama herhangi bir hak yahut da bir vesika hakkında başkası için kendiliğinden yahut da hakimin aleyhindeki hükmü sebebi ile yemin edecek olursa, yemininin zahirine göre hakkında hüküm verileceğinde de görüş ayrılığı yoktur. isterse kendiliğinden yemin etsin, ister yemin teklifi üzerine yemin etsin fark etmez. Yalnız kendisi ile yüce Allah arasında yemininin kendisi için yemin edilenin niyetine göre yapılacağı söylendiği gibi yemin edenin niyetine göre olduğu da söylenmiştir. Bir diğer görüşe göre eğer kendisine yemin teklif edilmiş ise lehine yemin edilenin niyetine göre yemin etmiş olur. Şayet kendisi kendiliğinden yemin etmiş ise o taktirde yemin edenin niyetine itibar edilir. Bu Abdulmelik'in ve Suhnun'un görüşüdür. Malik'in ve ibnu'l-Kasım'ın görüşünün zahiri de budur. Bunun aksi de söylenmiştir. Bu da Yahya'nın ibnu'lKasım'dan naklettiği bir rivayettir.

 

Hakkında yemin etmesine dair hüküm verilmediği hususlarda niyeti ona fayda sağlar da denilmiştir. Bu durumda kendiliğinden yemin etmesi ile bunun dışında kalan hakkında verilen hüküm gereği yemin etmesi arasında fark vardır. Bu da aynı şekilde ibnu'l-Kasım'dan rivayet edilmiştir.

 

Yine Malik’DEN nakledildiğine göre hile ve aldatmak maksadı ile yapılan yeminde bu yemini yapan kişi günahkar olur ve yeminini de bozmuş olur. Ama mazeret tarzında olursa bunda bir sakınca yoktur. İbn Habib de Malik’DEN şöyle dediğini nakletmektedir. Hile ve aldatmak üzere yapılan yemin hususunda niyetine itibar edilir. Hak ile ilgili hususlarda yapılan yeminlerde ise lehine yemin edilen kimsenin niyeti muteberdir. Kadı lyaz, dedi ki: Yemin edenin yemini sebebi ile başkasının hakkının kaybolması halinde günahkar olacağı hususunda -tevriye yapsa dahi- görüş ayrılığı yoktur, Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

10- İSTİSNA YAPMAK (YEMİN EDİP İNŞAALLAH DİYEREK) BABI