SAHİH-İ MÜSLİM

ADAK - YEMİN

 

4 - باب من نذر أن يمشي إلى الكعبة

4- KABE'YE VÜRÜYEREK GİTMEYİ ADAYAN KİMSE BABI

 

9 - (1642) حدثنا يحيى بن يحيى التميمي. أخبرنا يزيد بن زريع عن حميد، عن ثابت، عن أنس. ح وحدثنا ابن أبي عمر (واللفظ له). حدثنا مروان بن معاوية الفزاري. حدثنا حميد. حدثني ثابت عن أنس؛ أنس النبي صلى الله عليه وسلم رأى شيخا يهادى بين ابنيه. فقال (ما بال هذا؟) قالوا: نذر أن يمشي. قال (إن الله عن تعذيب هذا لغني) وأمره أن يركب.

 

4223-9/1- Bize Yahya b. Yahya et-Temimi de tahdis etti, bize Yezid b. Zurey', Humeyd'den haber verdi, o Sabit'den, o Enes'den rivayet etti (H.) Bize İbn Ebu Ömer de -lafız ona ait olmak üzere- tahdis etti, bize Mervan b. Muaviye el-Fezarıtahdis etti, bize Humeyd tahdis etti, bize Sabit'in Enes'den rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki oğlu arasında onlara tutunup yaslanarak götürülen yaşlıca bir adam gördü ve: "Bunun bu hali ne" buyurdu. Ona: Yürüyerek gitmeyi adadı, dediler. Allah Resulü; "Şüphesiz Allah bu kimsenin kendisine bu şekilde azap etmesine muhtaç değildir" buyurdu ve ona binmesini emretti. 

 

Diğer tahric: Buhari, 1865, 6701 -muhtasar-; Ebu Davud, 3301; Tirmizi, 1537; Nesai, 3861, 3862

 

 

10 - (1643) وحدثنا يحيى بن أيوب وقتيبة وابن حجر. قالوا: حدثنا إسماعيل (وهو ابن جعفر) عن عمرو (وهو ابن أبي عمرو)، عن عبدالرحمن الأعرج، عن أبي هريرة؛

 أن النبي صلى الله عليه وسلم أدرك شيخا يمشي بين ابنيه. يتوكأ عليهما. فقال النبي صلى الله عليه وسلم (ما شأن هذا؟) قال ابناه: يا رسول الله! كان عليه نذر. فقال النبي صلى الله عليه وسلم (اركب. أيها الشيخ! فإن الله غني عنك وعن نذرك) (واللفظ لقتيبة وابن حجر).

 

4224-10/2- Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr tahdis edip, dediler ki: Bize İsmail-ki o b. Cafer'dir- Amr'dan -ki o b. Ebu Amr'dır- tahdis etti. O Abdurrahman el-A'rec'den, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki oğlu arasında onlara dayanarak yürüyen yaşlı bir adama yetişti. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunun hali ne böyle" buyurdu. Oğulları: Ey Allah'ın Rasulü! Bunun bir adak borcu var, dediler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey yaşlı adam! Bin. Çünkü şüphesiz Allah'ın sana da senin adağına da ihtiyacı yoktur" buyurdu. Lafız Kuteybe ve İbn Hucr'a aittir. 

 

Diğer tahric: İbn Mace, 2135

 

 

(1643) - وحدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا عبدالعزيز (يعني الدراوردي) عن عمرو بن أبي عمرو، بهذا الإسناد، مثله.

 

4225- .. ./3- Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Abdulaziz -yani edDeraverdi- Amr b. Amr'dan bu isnad ile aynısını tahdis etti.

 

 

AÇIKLAMA:          (4223) "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki oğlu arasında onlara yaslanarak yürüyen yaşlı bir adam gördü ... " Bir diğer rivayette (4224) "İki oğlu arasında onlara yaslanarak yürüyen" denilmektedir ki bu da bir önceki hadiste geçen "onlara dayanarak aralarında yürüyen" anlamındaki "yuhada" lafzı ile aynı anlamdadır.

 

 

 

11 - (1644) وحدثنا زكرياء بن يحيى بن صالح المصري. حدثنا المفضل (يعني ابن فضالة) حدثني عبدالله بن عياش عن يزيد بن أبي حبيب، عن أبي الخير، عن عقبة بنت عامر؛ أنه قال : نذرت أختي أن تمشي إلى بيت الله حافية. فأمرتني أن أستفتي لها رسول الله صلى الله عليه وسلم. فاستفتيته. فقال (لتمش ولتركب).

 

4226-11/4- Bize Zekeriyya b. Yahya b. Salih el-Mısri de tahdis etti, bize el-Mufaddal -yani b. Fedale- tahdis etti, bana Abdullah b. Ayyaş, Yezid b. Ebu Habib'den tahdis etti, o Ebu'l-Hayr'den, o Ukbe b. Amir'den şöyle dediğini rivayet etti: Kızkardeşim yalın ayak Beytullah'a yürüyerek gitmeyi adadı. Bana kendisi adına Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’DEN fetva sormamı istedi. Ben de ondan fetva sorunca o: "Hem yürüsün hem binsin" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 1866; Ebu Davud, 3299; Nesai, 3823

 

 

12 - (1644) وحدثني محمد بن رافع. حدثنا عبدالرزاق. أخبرنا ابن جريج. أخبرنا سعيد بن أبي أيوب؛ أن يزيد بن أبي حبيب أخبره؛ أن أبا الخير حدثه عن عقبة بن عامر الجهني؛ أنه قال: نذرت أختي. فذكر بمثل حديث مفضل. ولم يذكر في الحديث: حافية. وزاد: وكان أبو الخير لا يفارق عقبة.

 

4227-12/5- Bana Muhammed b. Rafi'de tahdis etti. .. Yezid b. Ebu Habib'in haber verdiğine göre Ebu'l-Hayr kendisine Ukbe b. Amir kendisine el-Cuheni’DEN şöyle dediğini tahdis etti: Kızkardeşim adak adadı deyip Mufaddal'ın hadisinin aynısını zikretmekle birlikte hadiste "yalınayak" lafzını zikretmedi ve: Ebu'l-Hayr, Ukbe’DEN ayrılmazdı, ibaresini de ziyade etti.

 

 

(1644) - وحدثنيه محمد بن حاتم وابن أبي خلف. قالا: حدثنا روح بن عبادة. حدثنا ابن جريج. أخبرني يحيى بن أيوب؛ أن يزيد بن أبي حبيب أخبره، بهذا الإسناد، مثل حديث عبدالرزاق.

 

4228- .. ./6- Bunu bana Muhammed b. Hatim ve İbn Ebu Halef de tahdis edip, dediler ki: Bize Ravh b. Ubade tahdis etti, bize İbn Cureyc tahdis etti, bana Yahya b. Eyyub'un haber verdiğine göre Yezid b. Ebu Habib kendisine haber verdi, diye bu isnad ile Abdurrezzak'ın hadisini aynen rivayet etti.

 

 

AÇIKLAMA:          (4226) Ukbe b. Amir'in rivayet ettiği hadiste o şöyle dedi: "Kızkardeşim Allah'ın evine yalın ayak yürüyerek gitmeyi adadı. .. Hem yürüsün hem binsin buyurdu. " Bu birinci hadis yürümekten aciz olan kişi hakkında yorumlanır. Böyle bir kimse aynı zamanda binebilir ve bir kurban kesmesi gerekir.

 

Hadisin Ukbe'nin kızkardeşi ile alakah kısmına gelince. Bu da yürümeye gücünün yettiği zamanda yürümesi, yürüyemeyeceği zamanlarda yahut da açıktan açığa yorgun ve bitkin düştüğü hallerde binmesi anlamındadır. Bu durumda hem binerek yol ahr hem de bir kurban kesmesi gerekir.

 

Her iki durumda da kurban kesme gereğini sözkonusu etmemiz İmam Şafii'nin bu husustaki iki görüşünden tercih edilen kanaatidİr. Bir topluluk da bu kanaattedir. İkinci görüş ise kurban kesme yükümlülüğü olmayıp bunun müstehap olduğudur. Çıplak ayakla yürümeye gelince çıplak ayakla yürümek gerekmez. Aksine ayakkabı giyinebilir. Ebu Davud'un Süneni'nde Ukbe'nin kızkardeşi ile ilgili hadiste yürümekten acze düşmesi sebebi ile bindiği beyan edilmektedir. Ukbe şöyle demiştir: Kızkardeşim yürüyerek haccetmeyi adadı. Halbuki onun buna gücü yetmiyordu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şüphesiz Allah'ın senin kızkardeşinin yürümesine ihtiyacı yoktur, binsin ve bir deve kurban etsin" buyurdu.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

5- ADAK KEFFARETİ HAKKINDA BİR BAB