SAHİH-İ MÜSLİM |
ADAK - YEMİN |
1- ADAĞIN YERİNE
GETİRİLMESİNİ EMİR BABI
4211-1/1- Bize Yahya b. Yahya et-Temımı ve Muhammed b. Rumh
el-Muhacir tahdis edip, dedi ki: Bize Leys tahdis etti. (H.) Bize Kuteybe b.
Said de tahdis etti, bize Leys, İbn Şihab'dan tahdis etti, o Ubeydullah b.
Abdullah'tan, o İbn Abbas'dan şöyle dediğini rivayet etti: Sa'd b. Ubade
annesinin üzerine borç olan ve onu yerine getiremeden vefat eden annesinin bir
adağı hakkında fetva sordu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu
annenin yerine sen yerine getir" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
2761, 6698, 6959; Ebu Davud, 3307; Tirmizi, 1546; Nesai, 3661, 3662, 3664,
3665, 3826, 3827, 3828; İbn Mace, 2132
4212- .. ./2- Bize Yahya
b. Yahya da tahdis edip, dedi ki: Ben Malik'e okudum. (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebu
Şeybe, Amr en-Nakid ve ıshak b. ıbrahim de İbn Uyeyne'den tahdis etti (H.) Bana
Harmele b. Yahya da tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus haber
verdi (H.) Bize İshak b. İbrahim ve Abd b. Humeyd de tahdis edip, dedi ki: Bize
Abdurrezzak haber verdi bize Ma'mer haber verdi (H.) Bize Osman b. Ebu Şeybe de
tahdis etti, bize Abde b. Süleyman, Hişam b. Urve'den tahdis etti, o Bekr b.
Vail'den rivayet etti, hepsi Hadesan'den Leys'in isnadı ile ve onun hadisi rivayet
ettiği manada rivayet etti.
AÇIKLAMA: "Sa'd
b. Ubade annesinin borcu olan ve yerine getirmeden önce vefat ettiği bir adağı
hususunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’DEN fetva sordu. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'de: "Onun adağını onun yerine sen
getir" buyurdu.
Müslümanlar adakta
bulunmanın sahih olduğu ve eğer adak ile yerine getirilmesi adanan husus bir
itaat ise gereğini yerine getirmenin vacip olduğu üzerinde icma etmişlerdir.
Şayet masiyet olan bir hususu yahut da pazara girmek gibi mübah olan bir hususu
adayacak olursa böyle bir adak olmaz ve bize (Şafii mezhebine) göre bunun için
keffaret gerekmez. İlim adamlarının büyük çoğunluğu da böyle demiştir. Ahmed ve
bir grup ilim adamı ise bundan dolayı yemin keffareti gerekir demişlerdir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "O adağı onun yerine sen getir" buyurması ölen
kimsenin yerine getirmesi gereken (vacip) hakların yerine getirilmesi
gerektiğine bir delildir. Mali hakların yerine getirilmesi hususu üzerinde icma
vardır. Bedeni haklarda ise daha önce bu kitabın çeşitli yerlerinde açıklandığı
üzere görüş ayrılığı bulunmaktadır. Ayrıca Şafii ile bir kesimin kanaatine göre
ölü hakkında vacip (farz) olan zekat, keffaret ve adak gibi mali hakların
yerine getirilmesi icap eder. İster bunları vasiyet etmiş olsun, ister etmemiş
olsun, insanlara olan borç gibi. Malik, Ebu Hanife ve mezheplerine mensup ilim
adamları ise bunları vasiyet etmesi hali dışında bunların hiçbirisini yerine
getirmek gerekmemektedir. Maliki mezhebi alimleri ise eğer vasiyet etmemiş ise
zekat hususunda görüş ayrılıkları vardır demişlerdir. Allah en iyi bilendir.
Kadı Iyaz, dedi ki: İlim
adamları Sa'd'ın annesinin burada sözü geçen adağının ne olduğu hususunda
farklı kanaatlere sahiptir. Bunun mutlak bir adak olduğu söylendiği gibi bir
oruç olduğu, bir köle azad etmek olduğu, bir sadaka vermek olduğu dahi
söylenmiştir. Her bir görüşün sahibi, Sa'd'ın annesi olayı hakkında gelmiş
çeşitli hadisleri delil göstermişlerdir. Kadı Iyaz devamla, dedi ki: Bununla
birlikte adağının bu hadislerde sözü geçenlerden farklı olması ihtimali de
vardır. Daha güçlü görülen bu adağın ya mal ile ilgili ya da müphem (belirsiz)
bir adak olduğudur. Bunu ise Darakutni'nin rivayet ettiği Malik yoluyla gelen
hadis-i şerifdir. Bu hadise göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona:
''Annen adına su dağıt" buyurmuştur. Onun adına oruç tutma ile ilgili
hadisleri bu sanat erbabı olan kimseler senedinde ve metninde ravilerinin
ihtilafı ve çokça muzdarip olması dolayısı ile illetli kabul etmişlerdir.
"Onun adına köle
azad edeyim mi?" rivayetini nakledenlerin bu rivayeti de uygun bir
rivayettir. Çünkü köleyi hürriyetine kavuşturmak da mal ile ilgili bir adaktır.
Bununla beraber onun köle hürriyetine kavuşturmak yükümlülüğünün olduğuna dair
kesin bir ifade taşımamaktadır. Allah en iyi bilendir.
Şunu bilelim ki, hem
bizim mezhebimizin hem cumhurun görüşüne göre mirasçı kimsenin eğer mali bir
adak değil ise ölü üzerine vacip olan adağı yerine getirmek zorunda değildir.
Yine adağın mali bir adak olmakla birlikte geriye terikesi yoksa da yükümlü
değildir. Ama bunu yerine getirmesi onun için müstehap olur.
Zahiri mezhep alimleri
ise Sa'd (radıyallahu anh)'ın rivayet ettiği bu hadis dolayısı ile onu yerine
getirmesi gerekir. Bizim delilimiz mirasçı olan kimsenin böyle bir yükümlülüğü
üzerine almadığından dolayı bunun bağlayıcı olmayacağıdır. Diğer taraftan
Sa'd'ın hadisi onun bu adağı annesinin terikesinden yerine getirdiği yahut -da
kendisinin bir teberru (bağış) olmak üzere bunu ifa ettiği anlamına gelme
ihtimali de vardır. Diğer taraftan hadis-i şerifte onun bunu yerine getirmek
ile yükümlü tutulduğunu ortaya koyan açık bir ifade de bulunmamaktadır. Allah
en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
2- ADAĞIN
YASAKLANMASI VE ONUN HİÇBİR ŞEYİ GERİ ÇEVİRMEDİĞİ BABI