SAHİH-İ MÜSLİM

VASİYET

 

باب وصول ثواب الصدقات إلى الميت

2/3- VERİLEN SADAKALARIN SEVABININ ÖLÜYE ULAŞTIĞI BABI

 

11 - (1630) حدثنا يحيى بن أيوب وقتيبة بن سعيد وعلي بن حجر. قالوا: حدثنا إسماعيل (وهو ابن جعفر) عن العلاء، عن أبيه، عن أبي هريرة؛

 أن رجلا قال للنبي صلى الله عليه وسلم: إن أبي مات وترك مالا ولم يوص. فهل يكفر عنه أن أتصدق عنه؟ قال (نعم(.

 

4195-11/1- Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe b. Said ve Ali b. Hucr tahdis edip, dediler ki: Bize İsmail -ki o b. Cafer'dir- el-Ala’DEN haber verdi. O babasından, o Ebu Hureyre’DEN rivayet ettiğine göre bir adam Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: Babam geride bir mal bıraktığı halde vasiyette bulunmadan öldü. Benim onun adına sadaka vermem onun günahlarına keffaret olur mu, dedi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" buyurdu. 

 

Diğer tahric: Nesai, 3654

 

 

12 - (1004) وحدثنا زهير بن حرب. حدثنا يحيى بن سعيد عن هشام بن عروة. أخبرني أبي عن عائشة؛

 أن رجلا قال للنبي صلى الله عليه وسلم: إن أمي افتلتت نفسها. وإني أظنها لو تكلمت تصدقت. فلي أجر أن أتصدق عنها؟ قال (نعم).

 

4196-12/2- Bize Zuheyr b. Harb tahdis etti. Bize Yahya b. Said, Hişam b. Urve’DEN tahdis etti, bana babam Aişe’DEN haber verdiğine göre bir adam Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: Annem beklenmedik bir zamanda ansızın ölüverdi ve zannederim eğer konuşsaydı tasaddukta bulunacaktı. Onun yerine tasaddukta bulunacak olursam benim için de ecir var mıdır, dedi. Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" buyurdu.

 

 

(1004) - حدثنا محمد بن عبدالله بن نمير. حدثنا محمد بن بشر. حدثنا هشام عن أبيه، عن عائشة؛ أن رجلا أتى النبي صلى الله عليه وسلم فقال: يا رسول الله! إن أمي افتلتت نفسها. ولم توص. وأظنها لو تكلمت تصدقت. أفلها أجر إن تصدقت عنها؟ قال (نعم).

 

4197- .. ./3- Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr tahdis etti, bize Muhammed b. Bişr tahdis etti, bize Hişam, babasından tahdis etti, o Aişe (radıyallahu anha)'dan rivayet ettiğine göre bir adam Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Ey Allah'ın Resulü! Annem ansızın ruhunu teslim etti ve vasiyette bulunamadı. Zannederim konuşabilseydi tasadduk edecekti. Benim onun adına tasadduk etmem halinde ona ecir var mı, dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" buyurdu.

 

 

13 - (1004) وحدثناه أبو كريب. حدثنا أبو أسامة. ح وحدثني الحكم ابن موسى. حدثنا شعيب بن إسحاق. ح وحدثني أمية بن بسطام. حدثنا يزيد (يعني ابن زريع). حدثنا روح (وهو ابن القاسم). ح وحدثنا أبو بكر ابن أبي شيبة. حدثنا جعفر بن عون. كلهم عن هشام بن عروة، بهذا الإسناد. أما أبو أسامة وروح ففي حديثهما: فهل لي أجر؟ كما قال يحيى ابن سعيد. وأما شعيب وجعفر ففي حديثهما: أفلها أجر؟ كرواية ابن بشر.

 

4198-13/4- Bunu bize Ebu Kureyb de tahdis etti, bize Ebu Üsame tahdis etti (H.) Bana el-Hakem b. Musa da tahdis etti, bize Şuayb b. İshak tahdis etti. (H.) Bana Umeyye b. Bistam da tahdis etti, bize Yezid -yani b. Zure'tahdis etti. Bize Ravh -ki b. el-Kasım'dır- tahdis etti (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Cafer b. Avn tahdis etti, hepsi Hişam b. Urve'den bu isnad ile hadisi rivayet etti. Ebu Üsame ve Ravh ise hadisi rivayetlerinde Yahya b. Said'in, dediği gibi: Benim için ecir var mı diye rivayet ettiler. Şuayb ve Cafer'in hadisi rivayetlerinde İbn Bişr'in rivayeti gibi: Onun için ecir var mı, dediler.

 

 

Diğer tahric: Ebu Kureyb'in rivayetinin kaynakları daha önce 2324 numaralı hadiste gösterildi; elHakem b. Musa'nın kaynakları 2324'de gösterildi; Umeyye b. Bistam ile Ebu Bekr b. Ebu Şeybe'nin rivayetini Müslim yalnız başına rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (4195) "Babam vasiyet etmeden ve geriye mal bırakarak öldü ... evet buyurdu." Bir diğer rivayette (4196) "Annem ansızın öldü. Zannederim konuşsaydı tasadduk edecekti. Onun adına ben tasadduk edersem bana ecir var mı, dedi. Allah Resulü: Evet buyurdu." Burada "uftulitet" ansızın ve beklenmedik bir zamanda öldü demektir. Çünkü felte ve iftilat ansızın ve beklenmedik bir vakitte olan şeyler hakkında kullanılır.

 

"Zannederim konuşsaydı tasadduk ederdi." Bu da onun annesinin hayır işlemekteki aşırı istek ve arzusunu bildiği yahut da onun vasiyette bulunma arzusunu bildiği anlamına gelir.

 

Hadisten ölmüş kimse adına sadaka vermenin caiz ve müstehap olduğu, sevabının ölüye ulaşıp ona faydalı olacağı aynı şekilde tasadduk eden kişinin de bundan yararlanacağı anlaşılmaktadır. Bütün bunlar üzerinde müslümanlar icma etmişlerdir. Bu mesele bu şerhin baş taraflarında Müslim'in Sahihi'nin Mukaddimesi şerhedilirken geçmiş bulunmaktadır. Bu hadis-i şerifler yüce Allah'ın: "Ve insan için çalışıp çabaladığından başkası yoktur." (Necm, 39) buyruğunun genelini (umumunu) tahsis etmektedir. Müslümanların icma ettikleri üzere mirasçı olan kimsenin ölüsü adına nafile olarak tasaddukta bulunması vacip değildir. Aksine böyle bir tasadduk müstehaptır. Ölü hakkında sabit mali haklara gelince şayet ölünün bıraktığı bir terike varsa o hakların o bıraktığı maldan ödenmesi icap eder. Ölü bunların ödenmesini ister vasiyet etmiş olsun ister etmemiş olsun. Bu hakların ödenmesi de ana malından yapılır. Bunlar ister zekat, hacc, adak, keffaret, oruç fidyesi ve buna benzer yüce Allah'ın hakları olsun isterse de Ademoğluna borç olsun farketmez. Şayet ölenin geriye bıraktığı bir terikesi yoksa mirasçısının onun borcunu ödeme yükümlülÜğü yoktur. Bununla birlikte hem onun hem de başkasının ölenin borcunu ödemesi de müstehaptır.

 

(4195) "Onun adına tasadduk edersem ona keffaret olur mu?" Yani benim onun adına vereceğim sadaka onun günahlarına keffaret olur mu? Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

3/4- VEFATTAN SONRA İNSANA ULAŞAN SEVAP BABI