SAHİH-İ MÜSLİM |
FERAİZ |
باب من
ترك مالا
فلورثته.
5- "GERİYE BİR MAL
BIRAKAN KİMSENİN O MALI MİRASÇILARINA AİTTİR" BABI
14 - (1619) وحدثني
زهير بن حرب.
حدثنا أبو
صفوان الأموي
عن يونس
الأيلي. ح
وحدثني حرملة
بن يحيى
(واللفظ له).
قال: أخبرنا
عبدالله بن
وهب. أخبرني
يونس عن ابن
شهاب، عن أبي
سلمة بن
عبدالرحمن،
عن أبي هريرة؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم كان يؤتى
بالرجل
الميت، عليه
الدين. فيسأل
(هل ترك لدينه
من قضاء؟) فإن
حدث أنه ترك
وفاء صلى عليه.
وإلا قال
(صلوا على
صاحبكم). فلما
فتح الله عليه
الفتوح قال
(أنا أولى
بالمؤمنين من
أنفسهم. فمن
توفى وعليه
دين فعلي
قضاؤه. ومن
ترك مالا فهو
لورثته(.
4133- 14/1 - Bana Zuheyr
b. Harb da tahdis etti, bize Ebu Saffan el-Umevi, Yunus el-Eyli'den tahdis etti
(H.) Bana Harmele b. Yahya da -Iafız kendisine ait olmak üzere- tahdis edip,
dedi ki: Bize Abdullah b. Vehb haber verdi, bana Yunus, İbn Şihab’DAN haber
verdi, o Ebu Seleme b. Abdurrahman'dan, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e borçlu olarak ölmüş birisi
getirildiğinde "borcunu ödeyecek bir şey bıraktı mı" diye sorardı.
Eğer borcunu ödeyecek bir şeyler bıraktığı ona söylenecek olursa onun namazını
kıldırırdı. Aksi taktirde: ''Arkadaşınızın namazını siz kılın" derdi.
Allah ona fetihleri nasip edince: "Ben müminlere kendi öz canlarından daha
yakımm. Her kim borçlu olarak vefat edecek olursa onu ödemek bana aittir. Kim
de geriye bir mal bırakacak olursa o da mirasçılarınındır" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
6731 -muhtasar-
(1619) - حدثنا
عبدالملك بن
شعيب بن
الليث. حدثني
أبي عن جدي.
حدثني عقيل. ح
وحدثني زهير
بن حرب. حدثنا
يعقوب بن إبراهيم.
حدثنا ابن أخي
ابن شهاب. ح
وحدثنا ابن
نمير. حدثنا
أبي. حدثنا
ابن أبي ذئب.
كلهم عن الزهري،
بهذا
الإسناد، هذا
الحديث.
4134- .. ./2- Bize
Abdulmelik b. Şuayb b. el-leys tahdis etti, bana babam dedemden tahdis etti,
bana Ukayl tahdis etti, (H.) Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize Yakub b.
İbrahim tahdis etti, bize İbn Şihab'ın kardeşinin oğlu tahdis etti. (H.) Bize
İbn Numeyr de tahdis etti, bana babam tahdis etti, bana İbn Ebu Zi'b tahdis
etti, hepsi Hadesan’DEN bu isnad ile bu hadisi rivayet etti.
Diğer tahric:
Abdulmelik'in rivayetini Buhari, 2298, 5371; Tirmizi, 1070 Zuheyr b. Harb'ın
rivayetini Yalnız Müslim rivayet etmiştir; İbn Numeyr'in rivayetini, Nesai,
1962; İbn Mace, 2415;
AÇIKLAMA: Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) önceleri borcunu ödeyecek bir şeyleri olmayan bir
cenazenin namazını kılmazdı. Onun namazını kılmayış sebebi ise insanların
hayatta iken borçlarını ödemeye teşvik etmek ve böylelikle o borçlardan
kurtulma neticesine ulaşmaktı. Böylelikle cenaze namazlarını Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in kıldırma fırsatını kaçırmamış olacaklardı.
Yüce Allah ona çeşitli
fetihleri nasip ettikten sonra tekrar onların namazlarını kılıp geriye borcunu
ödeyecek bir şeyler bırakmayan kimselerin de borçlarını ödeme cihetine gitti.
"Arkadaşınızın
namazını kılınız" buyruğu cenaze namazının emredildiğini ihtiva etmektedir
ki, cenaze namazını kılmak farz-ı kifayedir.
"Ben müminlere
kendi öz canlarından daha yakınım. Her kim borçlu ölürse ... " Bu borcu
müslümanların maslahatlarına ayrılmış maldan ödediği söylendiği gibi kendi öz
malından ödediği de söylenmiştir. Onun (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu
borçları ödemesi üzerine vacipti. Söylendiği gibi Onun bunu teberru (bağış)
olarak yaptığı da söylenmiştir. Bu görüş ayrılıkları hem bizim mezhep
alimlerimizin hem de başkalarının bu husustaki iki ayrı görüşüdür.
Mezhep alimlerimiz
borçlu ölen kimsenin borcunun ödenmesi hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bu borcun
beytülmalden ödenmesi gerekir denildiği gibi gerekmez de denilmiştir. Bu
hadisin anlamına gelince Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuş
olmaktadır: Ben her biriniz hayatta iken de ölüm halinde iken de maslahatınıza
olan işleri yapan birisiyim. Her iki durumda da ben herbirinizin velisiyim (en
yakını işlerini görüp gözeticisiyim). Dolayısı ile herhangi birinizin bir borcu
varsa eğer geriye ödeyecek bir şey bırakmamış ise ben onu kendi kesemden
öderim. Şayet onun bir malı varsa o da mirasçıların aittir. O maldan hiçbir şey
almam. Geriye bakacak kimseleri bulunmayan muhtaç çoluk çocuk bırakacak olursa
onlar da bana gelsinler. Onların nafakalarını ve ihtiyaçlarını karşılamak bana
aittir.
15 - (1619) حدثني
محمد بن رافع.
حدثنا شبابة.
قال: حدثني ورقاء
عن أبي
الزناد، عن
الأعرج، عن
أبي هريرة،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم، قال
(والذي نفس محمد
بيده! إن على
الأرض من مؤمن
إلا أنا أولى الناس
به. فأيكم ما
ترك دينا أو
ضياعا فأنا مولاه.
وأيكم ترك
مالا فإلى
العصبة من كان).
4135-15/3- Bana Muhammed
b. Rafi' tahdis etti, bize Şebabe tahdis edip, dedi ki: Bana Verka, Ebu
Zinad'dan tahdis etti, o A'rec'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den: "Muhammed'in nefsi elinde olana yemin olsun ki,
yeryüzündeki bütün mü'minlere mutlaka ben bütün insanlar arasında en yakın
olanım. Sizden herhangi bir kimse şayet geriye bir borç yahut bakıma muhtaç
çoluk çocuk bırakacak olursa şüphesiz onun velisi benim ve sizden her kim
geriye bir mal bırakacak olursa o malı kim olursa olsun asabesine aittir"
buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
16 - (1619) حدثنا
محمد بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق.
أخبرنا معمر
عن همام بن
منبه. قال: هذا
ما حدثنا أبو
هريرة عن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فذكر أحاديث
منها : وقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (أنا
أولى الناس
بالمؤمنين في
كتاب الله عز
وجل. فأيكم ما
ترك دينا أو
ضيعة فادعوني.
فأنا وليه.
وأيكم ما ترك
مالا فليؤثر
بماله عصبته.
من كان).
4136-16/4- Bize Muhammed
b. Rafi' tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Hemmam b.
Münebbih'den şöyle dediğini haberverdi: Bu (nlar) Ebu Hureyre'nin Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bize naklettiği hadislerdir. Sonra aralarında
şu hadisin de bulunduğu çeşitli hadisler zikretti:
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ayrıca şöyle buyurdu: 'fuiz ve celil Allah'ın kitabındaki
hüküm gereğince ben müminlere insanlar arasında en yakın olanım. Sizden biriniz
eğer herhangi bir borç yahut bakıma muhtaç çoluk çocuk bırakacak olursa beni
çağırın. Çünkü ben onun velisiyim ve sizden herhangi bir kimse geriye bir mal
bırakacak olursa kim olursa olsun o malını asabesi olan akrabalarına öncelikle
versin"
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
17 - (1619) حدثنا
عبيدالله بن
معاذ العنبري.
حدثنا أبي. حدثنا
شعبة عن عدي؛
أنه سمع أبا
حازم عن أبي
هريرة،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم؛ أنه قال
(من ترك مالا
فللورثة. ومن
ترك كلا
فإلينا).
4137-17/5- Bize Ubeydullah
b. Muaz el-Anberi tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Şu'be, Adiyy'den
tahdis ettiğine göre o Ebu Hazim'i, Ebu Hureyre’DEN rivayet naklederken
dinlemiştir. Ebu Hureyre de Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Her
kim geriye bir mal bırakırsa o mirasçılarına aittir. Kim de bakıma muhtaç
birilerini bırakacak olursa onlar(a bakmak) da bize aittir" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
2398, 6763; Ebu Davud, 2955;
(1619) - وحدثنيه
أبو بكر عن
نافع. حدثنا
غندر. ح وحدثني
زهير بن حرب.
حدثنا
عبدالرحمن
(يعني ابن مهدي).
قالا: حدثنا
شعبة، بهذا
الإسناد. غير
أن في حديث
غندر: من ترك
كلا وليته.
4138- .. ./6- Bunu bana
Ebu Bekr b. Nafi'de tahdis etti, bize Gunder tahdis etti, (H.) Bana Zuheyr b.
Harb da tahdis etti, bize Abdurrahman -yani b. Mehdi- tahdis edip, dedi ki:
Bize Şu'be bu isnad ile tahdis etti ancak Gunder'in hadisi rivayetinde:
"Geriye her kim bakıma muhtaç birilerini bırakırsa ben onun velisi
olurum" demiştir.
AÇIKLAMA: (4135)
"Sizden her kim bir borç yahut bakıma muhtaç birilerini bırakacak olursa
ben onun velisiyim ve sizden her kim geriye bir mal bırakırsa o da kim olursa
olsun asabesine aittir." Bir rivayette- de (4136) "Bir borç yahut
bakıma muhtaç kimseler" diğer rivayette (4137) "Kim bakıma muhtaç
birilerini bırakırsa o (na bakmak) bize aittir" şeklindedir. Hadiste geçen
daya ve day'a (bakıma muhtaç kimseler) kelimesinde dat harfleri fethalıdır.
Maksat bakıma muhtaç ve bakılmaması halinde zayi olacak çoluk çocuk demektir.
Hattabı, dedi ki: Bu
lafız burada ölenin mirasçılarının mastar olan kelimelerle nitelendirilmesi
manasınadır. Yani her kim hiçbir şeyleri bulunmayan ve kaybolacak durumda
çocuklar yahut aile halkı bırakacak olursa demektir. Daya asıl itibari ile
daa{nın mastarı)dır. Sonra da kaybolmakla karşı karşıya kalan her bir şeyin
ismi kabul edilmiştir.
Kaf harfi fethalı
olarak: el-kell: bakıma muhtaç" lafzı kaf harfi fethalı olup Hattabi ve
başkaları şöyle demiştir: Burada maksat aile halkıdır. Asıl anlamı ise ağırlık
demektir. Ben onun mevlası (velisi)yim ise onun velisi, dost ve yardımcısıyım
demektir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: