SAHİH-İ MÜSLİM

MUSAKAT

 

22/43- BİR ŞEY BORÇ ALIP ONDAN DAHA HAYIRLISINI VEREREK BORCUNU ÖDEYEN KİMSE VE ''EN HAYIRLINIZ BORCUNU EN GÜZEL ŞEKİLDE ÖDEYENİNİZDİR'' BUYRUĞU BABI

 

4084-118/1- Bize Ebu't-Tahir Ahmed b. Amr b. Serh tahdis etti, bize İbn Vehb Malik b. Enes'den haber verdi, o Zeyd b. Eslem'den, o Ata b. Yesar'dan, o Ebu Rafi'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamdan ödünç genç bir deve almıştı. Zekat develerinden bir miktar deve ona gelince, Ebu Rafi'a o adama genç devesinin borcunu ödemesini emretti. Daha sonra Ebu Rafi' ona geri gelip ben bu develer arasında altı yaşında seçkin (güzel) bir deveden başkasını (vermeye) uygun bulamadım deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O deveyi ona ver. Şüphesiz insanların en hayırlıları borcunu en iyi şekilde ödeyenleridir" buyurdu.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 3346; Tirmizi, 1318; Nesai, 4631; İbn Mace, 2285

 

 

 

4085-119/2- Bize Ebu Kureyb tahdis etti, bize Halid b. Mahled, Muhammed b. Cahled'den tahdis etti: Zeyd b. Eslem'i (şöyle derken) dinledim: Bize Ata b. Yesar, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in azadlısı Ebu Rafi'den şöyle dediğini haber verdi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) genç bir deve borç almıştı deyip, hadisi aynen rivayet etti ancak bu rivayette: "Şüphesiz Allah'ın kullarının en hayırlı olanları borcunu en iyi şekilde ödeyenleridir" buyurdu.

 

 

 

4086- 120/3- Bize Muhammed b. Beşşar b. Osman el-Abdi tahdis etti, bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Seleme b. Süheyl'den tahdis etti, o Ebu Seleme'den, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Bir adamın Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in üzerinde bir hakkı (alacağı) vardı. Bu sebeple Ona kaba bazı sözler söyledi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabı da ona karşı çıkmak istediler. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şüphesiz hak sahibinin söz söyleme hakkı vardır" buyurdu. Sonra ashabına: "Bu adam için (uygun) yaşta bir deve satın alın ve o deveyi buna verin" buyurdu. Ashab: Biz ancak onun devesinin yaşından daha değerli yaşta bir deve bulabiliyoruz deyince Allah Rasulü: "O halde onu alın ve onu bu adama verin. Çünkü şüphesiz sizin en hayırlılarınızdan birisi -yahut en hayırlınız- de borcunu en iyi şekilde ödeyeninizdir" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 2305, 2306, 2390, 2392 -buna yakın-, 2393, 2606, 2609, 2401; Tirmizi, 1316 -muhtasar-, 1317; Nesai, 4632, 4707; İbn Mace, 2423;

 

 

 

4087-121/4- Bize Ebu Kureyb tahdis etti, bize Veki', Ali b. Sabit'den tahdis etti o, Seleme b. Kuheyl'den, o Ebu Seleme'den, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) belli yaşta bir deve borç aldı. Ondan yaşça daha büyük bir deve verip borcunu ödedi ve: "Sizin hayırlılarınız borcunu en iyi şekilde ödeyenlerinizdir" buyurdu.

 

 

 

4088-122/5- Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Süfyan, Seleme b. Kuheyl’DEN tahdis etti, o Ebu Seleme'den, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam gelip Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’DEN borç vermiş olduğu bir devesinin kendisine geri ödenmesini istedi. Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona Yaşça devesinden daha yukarda bir deve verin" buyurdu ve: "Sizin hayırlınız borcunu en iyi şekilde ödeyeninizdir" buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:          (4084) "Ebu Rafi'den rivayete göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamdan genç bir deve borç aldı. .. Allah Rasulü: O deveyi ona ver çünkü insanların en hayırlısı borcunu en iyi şekilde ödeyenleridir buyurdu." Ebu Hureyre'nin rivayetinde (4086) Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: "Onun için (belli) yaşta bir deve satın alın ve onu ona verin ... Şüphesiz sizin en hayırlılarınızdan -yahut en hayırlılarınız buyurdu- borcunu ödemesi en iyi olanınızdır" buyurdu. Yine Ebu Hureyre'nin bir başka rivayetinde (4087) "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) belli yaşta bir deve borç aldı. .. En hayırlı olanlarınız borcunu en iyi şekilde ödeyenlerinizdir buyurdu" şeklindedir.

 

Genç deve (anlamındaki bekr kelimesi) be harfi fethalı söylenir. Bu da Ademoğullarının küçük yaştaki erkek çocuğu durumundadır. Bunun dişisine bekre ve kalus denilir. Bu da küçük kız çocuğu konumundadır. Deve altı yaşını tamamlayıp, yedi yaşına girip, bir ön dişini düşürecek olursa ona raba' denilir. Dişisine de rabaiye denilir. Ona bir rabai (yedi yaşında bir deve) verdi.

 

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "en hayırlılarınız borcunu en iyi şekilde ödeyenlerinizdir" buyruğu ile ilgili olarak ilim adamları şöyle demişlerdir: Bu aslında iyilik sahibi güzel işler yapan kimseler anlamındadır. Bu şekilde iyilik yapanları bu nitelikle nitelendirmiştir.

 

Kadı lyaz, dedi ki: Burada "mehasin" lafzı mim harfi fethalı olmak üzere "mahsin"in çoğuludur. Ama bu anlamda çoğunlukla kullanılan lafız "ahsen"in çoğulu olan "ehasin" lafzıdır.

 

Hadis-i şeriften borç vermenin ve almanın caiz olduğu anlaşılmaktadır.

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ihtiyacı dolayısı ile borç almıştır. O borca batmaktan ve borçlanmaktan Allah'a sığınırdı. Yine bu hadis-i şeriften canlı hayvanı borç almanın caiz olduğu da anlaşılmaktadır.

 

Bu hususta üç ayrı görüş vardır:

 

1. Şafii, Malik ve selef ile haleften ilim adamlarının büyük çoğunluğunun kanaatine göre, bütün canlıların borç olarak verilmesi caizdir. Bundan tek istisna kendisi ile ilişki kurma mülkiyetine sahip kimse için cariyeyi borç vermektir. Onu borç vermesi caiz değildir. Ama onunla cima etme mülkiyetine sahip olmayan kimsenin -mahremleri, kadın ve hunsa gibi kimseler ona sahipse- borç vermesi caizdir .

 

2. İkinci görüş ise Muzeni, İbn Cerir ve Davud'un görüşü olup, buna göre Cariye'nin de diğer canlıların da herkes tarafından borç olarak verilmesi caizdir.

 

3. Ebu Hanife ve Kufelilerin görüşüne göre ise canlı hiçbir hayvanı borç vermek caiz değildir.

 

Bu hadisler ise onların görüşlerini reddetmekte ve herhangi bir delil olmadan bu husustaki nesh iddiaları da kabul edilemez.

 

Bu hadislere göre canlı hayvanın selem alışverişi caizdir. Selemin hükmü ile karzın (borcun hükmü) aynıdır. Yine bu hadislerden anlaşıldığına göre karz veya başka bir sebeple borçlu olan bir kimsenin borcundan daha iyisini geri ödemesi müstehaptır. Böyle bir ödeme sünnettendir ve üstün bir ahlaktır. Bu tür bir ödeme de arkasından bir fayda getiren bir borç türünden değildir. Böyle bir borç türü ise yasaklanmıştır. Çünkü yasaklanmış olan menfaat karz akdinde şart koşulandır.

 

Bizim mezhebimize göre kişinin borcundan fazlasını ödemesi müstehaptır. Alacaklının da bunu alması caizdir. Bu fazlalık ister nitelikte ister sayıda olsun fark etmez. Mesela on borç vermişse borçlu alacaklısına onbir verebilir. İmam Malik'in görüşüne göre sayıda fazlalık yasaktır. Mezhep alimlerimizin delili Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "En hayırlılarınız borcunu en iyi şekilde ödeyenlerinizdir" buyruğunun genel ifadesidir.

 

(4084) Ona zekat develeri geldi... " Bu açıklaması zor hususlardan birisidir. Çünkü zekat develerinden nasıl oldu da alacaklının hak ettiğinden daha iyisini ödedi? Halbuki zekat mallarından sorumlu olan bir kimsenin o zekat mallarından karşılıksız bağışta bulunması (teberruu) caiz değildir. Buna şu şekilde cevap verilir: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi adına borç almıştı. Zekat develeri gelince aralarında yedi yaşındaki bir deveyi o deveyi hak edenlerden satın aldı. Böylelikle Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bedelini ödeyerek ona malik oldu ve fazla olanı kendi malından bağış yapmış olarak borcunu ödemiş oldu.

 

Sözünü ettiğimiz bu açıklamaya kaydedilen Ebu Hureyre (r.a.)'ın rivayet ettiği Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona (belli) yaşta bir deve satın alın" buyurduğuna dair hadisidir. İşte esas alınan kabul olunan cevap budur.

 

Bu hususta daha başka cevaplar da verilmiştir. Bunlardan birisine göre borç almış olan kişi aslında ihtiyaç sahiplerinden fakir birisi idi. Bu kişi kendi adına borçlanmıştı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'de zekat develeri gelince ondan ona verdi ve borcunu ödemesini emir buyurdu.

 

(4086) "Bir adamın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in üzerinde bir alacağı vardı. Ona ağır sözler söyledi..." Buradan anlaşıldığı üzere alacaklı olan kimsenin alacağını istemesi halinde alışılmış olan bir takım sözlerine katlanılır. Burada söz konusu edilen ağır sözler alacağını istemekte ısrarcı olması şeklinde ve buna benzer bir surette yaralayıcı bir ifade ya da küfrü gerektiren bundan başka bir takım sözler sözkonusu olmaksızın söylediği şeklinde yorumlanır. Ayrıca alacaklı olan kişinin Yahudilerden ya da onların dışında kafir birisi olma ihtimali de vardır. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

23/44- BİR CANLININ KENDİ TÜRÜNDEN BİR CANLI İLE FAZLALIKLI OLARAK SATILMASININ CAİZ OLDUĞU