SAHİH-İ MÜSLİM |
MUSAKAT |
15/36- SARF VE PEŞİN
OLARAK ALTININ GÜMÜŞ İLE SATILMASI BABI
4035-79/1- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Leys tahdis etti
(H.) Bize Muhammed b. Rumh da tahdis etti, bize Leys, İbn Şihab’DAN haber
verdi, o Malik b. Evs b. el-Hadesan'dan şöyle dediğini rivayet etti: Ben:
(AltINımı) kim gümüş dirhem ile sarf eder (alır) diyerek geldim. Bu sırada Ömer
b. el-Hattab (r.a.)'ın yanında bulunan Talha b. Ubeydullah: Bize aItnını göster
sonra hizmetçimiz geleceği vakit yanımıza gel biz de sana gümüşünü
verelim" dedi. Bunun üzerine Ömer b. el-Hattab: Allah'a yemin olsun ki
böyle olmaz. Ya derhal ona gümüşünü verirsin yahut da ona altınını iade
edersin. Çünkü Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Altın karşılığında gümüş, peşin alınıp verilmedikçe faizdir. Buğday ile
buğday peşin alınıp verilmedikçe faizdir. Arpa ile arpa peşin alınıp
verilmedikçe faizdir. Hurma ile hurma peşin alınıp verilmedikçe faizdir"
dedi.
4036- .. ./2- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe, Zuheyr b. Harb ve İshak b. Uyeyne de Hadesan’DEN bu isnad
ile tahdis etti.
4037 -80/3- Bize
Ubeydullah b. Ömer el-Kavariri tahdis etti, bize Hammad b. Zeyd, Eyyub'dan
tahdis etti, o Ebu Kilabe'den şöyle dediğini rivayet etti. Şam'da aralarında
Müslim b. Yesar'ın da bulunduğu bir halkada oturuyordum. Derken Ebu'l-Eş'as
geldi. (Ebu Kilabe), dedi ki: (Halkada bulunanlar) Ebu'l-Eş'as, Ebu'l-Eş'as
diye seslendiler. O da oturdu. Ona:
Kardeşimiz (bize) Ubade
b. es-Samit'in hadisini naklet" dedim. O da: Evet, dedi. ve şunları
anlattı: Bir gazaya çıkmıştık. Ordunun komutanı Muaviye idi. Çok miktarda
ganimet aldık. Aldığımız ganimetler arasında gümüş kap kacak da vardı. Muaviye
bir adama bunları insanlara verilen bağışlar arasında satmasını emretti.
İnsanlar da bu hususta birbirleri ile yarışırcasına acele ettiler. Bu halleri
Ubade b. es-Samit'e ulaşınca o da ayağa kalkıp şunları söyledi: Ben Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i birbirine eşit ve peşin olması hali dışında
altının altın ile gümüşün gümüş ile buğdayın buğday ile arpanın arpa ile
hurmanın hurma ile tuzun tuz ile satılmasını yasaklarken dinledim. Kim fazla
verir yahut alırsa o kişi faiz alıp vermiş olur. Bunun üzerine insanlar
aldıklarını geri verdiler. Bu durum Muaviye'ye ulaşınca o da hutbe vermek üzere
ayağa kalkıp şunları söyledi: Bazı adamlara ne oluyor ki Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)’DEN bir takım hadisler rivayet ediyorlar. Halbuki biz de onu
görüyor, onun sohbetine katılıyorduk. Bununla birlikte bu hadisleri ondan
işitmedik.
Bunun üzerine Ubade b.
es-Samit ayağa kalktı ve aynı şeyleri tekrar söyledikten sonra şunları ekledi:
Yemin olsun ki, Muaviye hoşlanmasa bile -ya da burnu sürtünse dahi, dedi.-
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işittiklerimizi tahdis edip
nakledeceğiz. Onunla birlikte askerleri arasında kapkara bir gecede arkadaşlık
etmemeye de aldırmam.
Hammad: Bunu yahut
benzerini rivayet etti, dedi.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3349 -muhtasar-, 3350; Tirmizi, 1240;
4038- .. ./4- Bize İshak
b. İbrahim ve İbn Ebu Ömer birlikte Abdülvehhab es-Sakafi'den tahdis etti, o
Eyyub'dan bu isnad ile hadisi buna yakın olarak rivayet etti.
4039-81/5- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakid ve İshak b. İbrahim -lafız Ebu Şeybe'ye ait olmak
üzere- tahdis etti. İshak bize Veki' haber verdi derken diğer ikisi tahdis
etti, dedi. Bize Süfyan, Halid el-Hazza’DAN tahdis etti, o Ebu Kilabe'den, o
Ebu'l-Eş'as'dan, o Ubade b. es-Samit'den şöyle dediğini rivayet etti:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Altın altın ile, gümüş gümüş ile,
buğday buğday ile, arpa arpa ile, hurma hurma ile, tuz tuz ile misli misline
birbirine eşit miktarlarda ve elden ele peşin olarak satılır. Eğer bu türler
farklı olurlarsa elden ele (peşin) olması şartı ile istediğiniz gibi alıp
satabilirsiniz. "
AÇIKLAMA: "Peşin
olmadıkça gümüşün altın ile satılması riba (faiz)dir." Peşin ve elden ele
alıp vermek anlamındaki "haveha" lafızları med ile ve kasr ile iki
söyleyiştir. Med ile söyleyiş daha fasih ve daha meşhurdur. Bunun aslı ise
"hake" şeklinde olup med kaf harfinin yerine kullanılmıştır. Yani
satıcı bunu al der, alıcı da onun aynısını söyler. Hattabı ve başkaları ise
muhaddislerin bu lafzı kasır ile rivayetlerini hatalı bulmuş ve şunları
söylemiştir. Doğrusu bu lafzın med ile ve fethalı (hae) söyleyişidir. Halbuki
kasır ile söyleyiş de yanlış değildir. Aksine o söyleyiş de az kullanılsa bile
belirttiğimiz gibi sahihtir. Kadı Iyaz, dedi ki: Bu lafzı med ile ve kaf ile
birlikte "haeke" şeklinde bir başka söyleyişi daha vardır.
İlim adamları der ki: Bu
tarafların karşılıklı kabzetmeleri anlamındadır.
Hadiste ribevi (faizin)
sözkonusu olduğu bir malın yine aynı şekilde ribevi olan bir mal karşılığında
riba (faiz) illetlerinin aynı olması halinde, karşılıklı kabzın şart olduğu
hükmünü ihtiva etmektedir. Bunların türlerinin altının altın ile satılması
halinde olduğu gibi aynı olması ile altının gümüş ile satılması halinde olduğu
gibi farklı olması arasında bir fark bulunmamaktadır.
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bu hadis-i şerifte, türün farklı olanını sözkonusu ederek aynı
olanına da dikkat çekmiş olmaktadır. Maliki mezhebine mensup ilim adamları bunu
akdin hemen akabinde karşılıklı kabz etmenin şart olduğuna delil
göstermişlerdir. Öyle ki eğer kabz akd’den sonra gerçekleşecek olursa kabz aynı
mecliste gerçekleşse dahi sahih olmaz. Bizim (Şafii) mezhebimizin görüşüne göre
kabz, taraflar birbirlerinden ayrılmadıkları sürece akitten bir gün sonra yahut
günlerce ya da daha fazla bir süre gecikecek dahi olsa mecliste gerçekleştiği
taktirde sahihtir. Ebu Hanife ve başkaları da bu görüştedir. Bu hadiste Maliki
mezhebi alimlerinin lehine delil olacak bir taraf yoktur.
Bu hadiste sözü geçen
Talha b. Ubeydullah (radıyallahu anh)'ın altınını satmak isteyen kimse ile sarf
akdi yapıp, altını alıp karşılığı olan dirhemleri hizmetçinin gelişine kadar
ertelemesine gelince, o bu şekildeki sözlerini diğer alışverişler gibi caiz
olduğunu zannettiği için söylemişti. Bu mesele ile alakalı hüküm kendisine
henüz ulaşmadığı için hükmü ona Ömer (radıyallahu anh) bildirince, o da böyle
bir sarf işlemi yapmaktan vazgeçti.
(4037) Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Buğday buğday ile, arpa arpa ile, hurma
hurma ile, tuz tuz ile misli misline birbirine eşit ve peşin olarak satılır. Bu
türler farklı olurlarsa peşin olması şartı ile istediğiniz gibi alışveriş
yapınız. " Bu buyruk, buğday ve arpanın iki farklı tür olduğuna dair açık
bir delildir. Bu Şafii, Ebu Hanife, Sevri, muhaddislerin fukahası ve
başkalarının da kabul ettiği görüşdür.
Malik, Leys, Evzai,
mütekaddim Medine ve Şam alimlerinin çoğunluğu ise bunlar aynı türdür
demişlerdir. Bu görüş aynı zamanda selef (radıyallahu anhum)'dan Ömer, Said ve
başkalarından da nakledilmektedir. Bununla birlikte beyaz darının, bir tür
mısırın bir tür pirincin ayrı bir tür olduğunu da ittifakla kabul etmişlerdir.
Ancak Leys b. Sa'd ile İbn Vehb, bunların üçü de tek bir türdür demişlerdir.
"Kim fazla verir
yahut fazla alırsa riba (faizli alişveriş) yapmış olur." Yani o taktirde
haram olan riba yapmış olur. Buna göre fazlayı veren de alan da isyankardır ve
faizcidir.
"Bunun üzerine
insanlar aldıklarını geri verdiler." Bu da sözü geçen şekilde alışverişin
batıl olduğuna delildir.
"Ubade b. es-Sam
it, dedi ki... Muaviye hoşlanmasa bile -ya da burnu sürtünse bile-, dedi."
Yani isterse o toprağa yapışmış bir kimse gibi alçalsa dahi bunu söyleyeceğim.
Bu ifadeler birileri herhangi bir sebep dolayısı ile hoşlanmayacak olsa dahi
sünnetleri tebliğ edip, ilmi yaymaya gereken ihtimamı göstermenin gerektiği
anlaşılmaktadır.
(4039) "Elden ele
(peşin)" ifadesi türler farklı olsa dahi karşılıklı kabz etmenin vacip
olduğu hususunda bütün ilim adamlarının lehine bir delildir. Ama İsmail b.
Uleyye türlerin farklı olması halinde kabzdan önce ayrılmayı caiz görmüştür.
Fakat hadisler ve icma ona karşı bir delildir. Bu hadis {lerlin ona ulaşmama
ihtimali de vardır. Çünkü bu hadis, ona ulaşmış olsaydı ona muhalefet etmezdi.
4040-82/6- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Veki' tahdis etti... Ebu Said el-Hudri, dedi ki:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Altın altın ile, gümüş gümüş
ile, buğday buğday ile, arpa arpa ile, hurma hurma ile, tuz tuz ile aynı
miktarda ve elden ele (peşin) alınıp satılır. Kim fazla verir yahut fazlasını
alırsa riM (faiz) yapmış olur. Bu hususta alan ile veren de birbirine
eşittir" buyurdu.
Diğer tahric: Nesai,
4579;
4041- .. ./7- Bana Amr
en-Nakid tahdis etti, bize Yezid b. Harun tahdis etti, bize Süleyman er-Rabai
haber verdi. Bize Ebu'l-Mütevekkil en-Naci, Ebu Said el-Hudri’DEN şöyle
dediğini tahdis etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Altın altın
ile birbirine eşit miktarda alınıp satılır" buyurdu ve hadisi aynen
zikretti.
4042-83/8- Bize Ebu
Kureyb Muhammed b. el-Ala ve Vasıl b. Abdu'l-Ala tahdis edip, dedi ki: Bize İbn
Hudayl babasından tahdis etti, o Ebu Zur'a'dan, o Ebu Hureyre’DEN şöyle
dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hurma
hurma ile, buğday buğday ile, arpa arpa ile, tuz tuz ile eşit miktarda elden
ele (peşin olarak) alınır satılır. Kim fazla verir yahut fazla alırsa o
-türleri değişik olması hali müstesna- faiz alıp vermiş olur"
buyurdu.
Diğer tahric: Nesai,
4573;
AÇIKLAMA: (4041)
Bize Süleyman er-Rab ai haber verdi" re ve be harfleri fethalı olup, Rabia
oğullarına mensubtur.
(4042) Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Türleri farklı olanlar müstesna"
yani diğer hadislerde açıkça ifade edildiği gibi cinsleri (türleri) farklı
olanlar müstesna demektir.
4043- .. ./9- Bize Ebu
Said el-Eşecc tahdis etti, bize el-Muharibi, Fudayl b. Gazvan'dan bu isnad ile
tahdis etti ama rivayetinde "elden ele (peşin)" ibaresini
zikretmedi.
4044-84/10- Bize Ebu
Kureyb ve Vasıl b. Abdu'l-Ala tahdis edip, dedi ki: ... Ebu Hureyre, dedi ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Altın altın ile aynı tartıda ve
misli misline, gümüş gümüş ile ve aynı tartıda ve misli misline alınıp satılır.
Fazla veren yahut fazla alanın bu yaptığı ise riba olur" buyurdu.
Diğer tahric: Nesai,
4583; İbn Mace, 2255 -buna yakın-
4045-85/11- Bize
Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb'i tahdis etti ... Ebu Hureyre'den rivayete göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dinar dinar ile aralarında bir
fazlalık olmaksızın, dirhem dirhem ile aralarında bir fazlalık 9lmaksızın
(alınır satılır)" buyurdu.
Diğer tahric: Nesai,
4581
4046- .. ./12- Bunu bana
Ebu't-Tahir de tahdis etti, bize Abdullah b. Vehb haber verdi, dedi ki: Malik
b. Enes'i şöyle derken dinledim: Bana Musa b. Ebu Temim bu isnad ile aynısını
tahdis etti.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
16/37- GÜMÜŞÜN
ALTIN KARŞILIĞINDA VERESİYE SATILMASININ YASAK OLDUĞU BABI