SAHİH-İ MÜSLİM

MUSAKAT

 

15 - باب الصرف وبيع الذهب بالورق نقدا.

15/36- SARF VE PEŞİN OLARAK ALTININ GÜMÜŞ İLE SATILMASI BABI

 

79 - (1586) حدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا ليث. ح وحدثنا محمد بن رمح. أخبرنا الليث عن ابن شهاب، عن مالك بن أوس بن الحدثان؛ أنه قال:

 أقبلت أقول: من يصطرف الدراهم؟ فقال طلحة بن عبيدالله (وهو عند عمر بن الخطاب): أرنا ذهبك. ثم ائتنا، إذا جاء خادمنا، نعطك ورقك. فقال عمر بن الخطاب: كلا، والله لتعطيه ورقه. أو لتردن إليه ذهبه. فإن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال (الورق بالذهب ربا إلا هاء وهاء. والبر بالبر ربا إلا هاء وهاء. والشعير بالشعير ربا إلا هاء وهاء. والتمر بالتمر ربا إلا هاء وهاء).

 

4035-79/1- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Leys tahdis etti (H.) Bize Muhammed b. Rumh da tahdis etti, bize Leys, İbn Şihab’DAN haber verdi, o Malik b. Evs b. el-Hadesan'dan şöyle dediğini rivayet etti: Ben: (AltINımı) kim gümüş dirhem ile sarf eder (alır) diyerek geldim. Bu sırada Ömer b. el-Hattab (r.a.)'ın yanında bulunan Talha b. Ubeydullah: Bize aItnını göster sonra hizmetçimiz geleceği vakit yanımıza gel biz de sana gümüşünü verelim" dedi. Bunun üzerine Ömer b. el-Hattab: Allah'a yemin olsun ki böyle olmaz. Ya derhal ona gümüşünü verirsin yahut da ona altınını iade edersin. Çünkü Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Altın karşılığında gümüş, peşin alınıp verilmedikçe faizdir. Buğday ile buğday peşin alınıp verilmedikçe faizdir. Arpa ile arpa peşin alınıp verilmedikçe faizdir. Hurma ile hurma peşin alınıp verilmedikçe faizdir" dedi.

 

 

(1586) - وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وزهير بن حرب وإسحاق عن ابن عيينة، عن الزهري، بهذا الإسناد.

 

4036- .. ./2- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Zuheyr b. Harb ve İshak b. Uyeyne de Hadesan’DEN bu isnad ile tahdis etti.

 

 

80 - (1587) حدثنا عبيدالله بن عمر القواريري. حدثنا حماد بن زيد عن أيوب، عن أبي قلابة، قال: كنت بالشام في حلقة فيها مسلم بن يسار. فجاء أبو الأشعث. قال: قالوا: أبو الأشعث، أبو الأشعث. فجلس فقلت له: حدث أخانا حديث عبادة بن الصامت. قال: نعم.

 غزونا غزاة. وعلى الناس معاوية. فغنمنا غنائم كثيرة. فكان، فيما غنمنا، آنية من فضة. فأمر معاوية رجلا أن يبيعها في أعطيات الناس. فتسارع الناس في ذلك. فبلغ عبادة بن الصامت فقام فقال: إني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم ينهى عن بيع الذهب بالذهب والفضة بالفضة والبر بالبر والشعير بالشعير والتمر بالتمر والملح بالملح إلا سواء بسواء. عينا بعين. فمن زاد أو ازداد فقد أربى. فرد الناس ما أخذوا. فبلغ ذلك معاوية فقام خطيبا فقال: ألا ما بال رجال يتحدثون عن رسول الله صلى الله عليه وسلم أحاديث. قد كنا نشهده ونصحبه فلم نسمعها منه. فقام عبادة بن الصامت فأعاد القصة. ثم قال: لنحدثن بما سمعنا من رسول الله صلى الله عليه وسلم وإن كره معاوية (أو قال: وإن رغم). ما أبالي أن لا أصحبه في جنده ليلة سوداء. قال حماد: هذا أو نحوه.

 

4037 -80/3- Bize Ubeydullah b. Ömer el-Kavariri tahdis etti, bize Hammad b. Zeyd, Eyyub'dan tahdis etti, o Ebu Kilabe'den şöyle dediğini rivayet etti. Şam'da aralarında Müslim b. Yesar'ın da bulunduğu bir halkada oturuyordum. Derken Ebu'l-Eş'as geldi. (Ebu Kilabe), dedi ki: (Halkada bulunanlar) Ebu'l-Eş'as, Ebu'l-Eş'as diye seslendiler. O da oturdu. Ona:

 

Kardeşimiz (bize) Ubade b. es-Samit'in hadisini naklet" dedim. O da: Evet, dedi. ve şunları anlattı: Bir gazaya çıkmıştık. Ordunun komutanı Muaviye idi. Çok miktarda ganimet aldık. Aldığımız ganimetler arasında gümüş kap kacak da vardı. Muaviye bir adama bunları insanlara verilen bağışlar arasında satmasını emretti. İnsanlar da bu hususta birbirleri ile yarışırcasına acele ettiler. Bu halleri Ubade b. es-Samit'e ulaşınca o da ayağa kalkıp şunları söyledi: Ben Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i birbirine eşit ve peşin olması hali dışında altının altın ile gümüşün gümüş ile buğdayın buğday ile arpanın arpa ile hurmanın hurma ile tuzun tuz ile satılmasını yasaklarken dinledim. Kim fazla verir yahut alırsa o kişi faiz alıp vermiş olur. Bunun üzerine insanlar aldıklarını geri verdiler. Bu durum Muaviye'ye ulaşınca o da hutbe vermek üzere ayağa kalkıp şunları söyledi: Bazı adamlara ne oluyor ki Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’DEN bir takım hadisler rivayet ediyorlar. Halbuki biz de onu görüyor, onun sohbetine katılıyorduk. Bununla birlikte bu hadisleri ondan işitmedik.

 

Bunun üzerine Ubade b. es-Samit ayağa kalktı ve aynı şeyleri tekrar söyledikten sonra şunları ekledi: Yemin olsun ki, Muaviye hoşlanmasa bile -ya da burnu sürtünse dahi, dedi.- Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işittiklerimizi tahdis edip nakledeceğiz. Onunla birlikte askerleri arasında kapkara bir gecede arkadaşlık etmemeye de aldırmam.

Hammad: Bunu yahut benzerini rivayet etti, dedi.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 3349 -muhtasar-, 3350; Tirmizi, 1240;

 

 

(1587) - حدثنا إسحاق بن إبراهيم وابن أبي عمر. جميعا عن عبدالوهاب الثقفي، عن أيوب، يهذا الإسناد، نحوه.

 

4038- .. ./4- Bize İshak b. İbrahim ve İbn Ebu Ömer birlikte Abdülvehhab es-Sakafi'den tahdis etti, o Eyyub'dan bu isnad ile hadisi buna yakın olarak rivayet etti.

 

 

81 - (1587) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة، وعمرو الناقد، وإسحاق بن إبراهيم (واللفظ لابن أبي شيبة) (قال إسحاق: أخبرنا. وقال الآخران: حدثنا وكيع). حدثنا سفيان عنخالد الحذاء، عن أبي قلابة، عن أبي الأشعث، عن عبادة بن الصامت. قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (الذهب بالذهب. والفضة بالفضة. والبر بالبر. والشعير بالشعير. والتمر بالتمر. والملح بالملح. مثلا بمثل. سواء بسواء. يدا بيد. فإذا اختلفت هذه الأصناف، فبيعوا كيف شئتم، إذا كان يدا بيد).

 

4039-81/5- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakid ve İshak b. İbrahim -lafız Ebu Şeybe'ye ait olmak üzere- tahdis etti. İshak bize Veki' haber verdi derken diğer ikisi tahdis etti, dedi. Bize Süfyan, Halid el-Hazza’DAN tahdis etti, o Ebu Kilabe'den, o Ebu'l-Eş'as'dan, o Ubade b. es-Samit'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Altın altın ile, gümüş gümüş ile, buğday buğday ile, arpa arpa ile, hurma hurma ile, tuz tuz ile misli misline birbirine eşit miktarlarda ve elden ele peşin olarak satılır. Eğer bu türler farklı olurlarsa elden ele (peşin) olması şartı ile istediğiniz gibi alıp satabilirsiniz. "

 

 

AÇIKLAMA:          "Peşin olmadıkça gümüşün altın ile satılması riba (faiz)dir." Peşin ve elden ele alıp vermek anlamındaki "haveha" lafızları med ile ve kasr ile iki söyleyiştir. Med ile söyleyiş daha fasih ve daha meşhurdur. Bunun aslı ise "hake" şeklinde olup med kaf harfinin yerine kullanılmıştır. Yani satıcı bunu al der, alıcı da onun aynısını söyler. Hattabı ve başkaları ise muhaddislerin bu lafzı kasır ile rivayetlerini hatalı bulmuş ve şunları söylemiştir. Doğrusu bu lafzın med ile ve fethalı (hae) söyleyişidir. Halbuki kasır ile söyleyiş de yanlış değildir. Aksine o söyleyiş de az kullanılsa bile belirttiğimiz gibi sahihtir. Kadı Iyaz, dedi ki: Bu lafzı med ile ve kaf ile birlikte "haeke" şeklinde bir başka söyleyişi daha vardır.

 

İlim adamları der ki: Bu tarafların karşılıklı kabzetmeleri anlamındadır.

Hadiste ribevi (faizin) sözkonusu olduğu bir malın yine aynı şekilde ribevi olan bir mal karşılığında riba (faiz) illetlerinin aynı olması halinde, karşılıklı kabzın şart olduğu hükmünü ihtiva etmektedir. Bunların türlerinin altının altın ile satılması halinde olduğu gibi aynı olması ile altının gümüş ile satılması halinde olduğu gibi farklı olması arasında bir fark bulunmamaktadır.

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu hadis-i şerifte, türün farklı olanını sözkonusu ederek aynı olanına da dikkat çekmiş olmaktadır. Maliki mezhebine mensup ilim adamları bunu akdin hemen akabinde karşılıklı kabz etmenin şart olduğuna delil göstermişlerdir. Öyle ki eğer kabz akd’den sonra gerçekleşecek olursa kabz aynı mecliste gerçekleşse dahi sahih olmaz. Bizim (Şafii) mezhebimizin görüşüne göre kabz, taraflar birbirlerinden ayrılmadıkları sürece akitten bir gün sonra yahut günlerce ya da daha fazla bir süre gecikecek dahi olsa mecliste gerçekleştiği taktirde sahihtir. Ebu Hanife ve başkaları da bu görüştedir. Bu hadiste Maliki mezhebi alimlerinin lehine delil olacak bir taraf yoktur.

 

Bu hadiste sözü geçen Talha b. Ubeydullah (radıyallahu anh)'ın altınını satmak isteyen kimse ile sarf akdi yapıp, altını alıp karşılığı olan dirhemleri hizmetçinin gelişine kadar ertelemesine gelince, o bu şekildeki sözlerini diğer alışverişler gibi caiz olduğunu zannettiği için söylemişti. Bu mesele ile alakalı hüküm kendisine henüz ulaşmadığı için hükmü ona Ömer (radıyallahu anh) bildirince, o da böyle bir sarf işlemi yapmaktan vazgeçti.

 

(4037) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Buğday buğday ile, arpa arpa ile, hurma hurma ile, tuz tuz ile misli misline birbirine eşit ve peşin olarak satılır. Bu türler farklı olurlarsa peşin olması şartı ile istediğiniz gibi alışveriş yapınız. " Bu buyruk, buğday ve arpanın iki farklı tür olduğuna dair açık bir delildir. Bu Şafii, Ebu Hanife, Sevri, muhaddislerin fukahası ve başkalarının da kabul ettiği görüşdür.

 

Malik, Leys, Evzai, mütekaddim Medine ve Şam alimlerinin çoğunluğu ise bunlar aynı türdür demişlerdir. Bu görüş aynı zamanda selef (radıyallahu anhum)'dan Ömer, Said ve başkalarından da nakledilmektedir. Bununla birlikte beyaz darının, bir tür mısırın bir tür pirincin ayrı bir tür olduğunu da ittifakla kabul etmişlerdir. Ancak Leys b. Sa'd ile İbn Vehb, bunların üçü de tek bir türdür demişlerdir.

 

"Kim fazla verir yahut fazla alırsa riba (faizli alişveriş) yapmış olur." Yani o taktirde haram olan riba yapmış olur. Buna göre fazlayı veren de alan da isyankardır ve faizcidir.

 

"Bunun üzerine insanlar aldıklarını geri verdiler." Bu da sözü geçen şekilde alışverişin batıl olduğuna delildir.

 

"Ubade b. es-Sam it, dedi ki... Muaviye hoşlanmasa bile -ya da burnu sürtünse bile-, dedi." Yani isterse o toprağa yapışmış bir kimse gibi alçalsa dahi bunu söyleyeceğim. Bu ifadeler birileri herhangi bir sebep dolayısı ile hoşlanmayacak olsa dahi sünnetleri tebliğ edip, ilmi yaymaya gereken ihtimamı göstermenin gerektiği anlaşılmaktadır.

 

(4039) "Elden ele (peşin)" ifadesi türler farklı olsa dahi karşılıklı kabz etmenin vacip olduğu hususunda bütün ilim adamlarının lehine bir delildir. Ama İsmail b. Uleyye türlerin farklı olması halinde kabzdan önce ayrılmayı caiz görmüştür. Fakat hadisler ve icma ona karşı bir delildir. Bu hadis {lerlin ona ulaşmama ihtimali de vardır. Çünkü bu hadis, ona ulaşmış olsaydı ona muhalefet etmezdi.

 

 

 

82 - (1584) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا وكيع. حدثنا إسماعيل بن مسلم العبدي. حدثنا أبو المتوكل الناجي عن أبي سعيد الخدري، قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (الذهب بالذهب. والفضة بالفضة. والبر بالبر. والشعير بالشعير. والتمر بالتمر. والملح بالملح. مثلا بمثل. يدا بيد. فمن زاد أو استزاد فقد أربى. الآخذ والمعطي فيه سواء).

 

4040-82/6- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Veki' tahdis etti... Ebu Said el-Hudri, dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Altın altın ile, gümüş gümüş ile, buğday buğday ile, arpa arpa ile, hurma hurma ile, tuz tuz ile aynı miktarda ve elden ele (peşin) alınıp satılır. Kim fazla verir yahut fazlasını alırsa riM (faiz) yapmış olur. Bu hususta alan ile veren de birbirine eşittir" buyurdu.

 

Diğer tahric: Nesai, 4579;

 

 

(1584) - حدثنا عمرو الناقد. حدثنا يزيد بن هارون. أخبرنا سليمان الربعي. حدثنا أبو المتوكل الناجي عن أبي سعيد الخدري. قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (الذهب بالذهب مثلا بمثل). فذكر بمثله.

 

4041- .. ./7- Bana Amr en-Nakid tahdis etti, bize Yezid b. Harun tahdis etti, bize Süleyman er-Rabai haber verdi. Bize Ebu'l-Mütevekkil en-Naci, Ebu Said el-Hudri’DEN şöyle dediğini tahdis etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Altın altın ile birbirine eşit miktarda alınıp satılır" buyurdu ve hadisi aynen zikretti.

 

 

83 - (1588) حدثنا أبو كريب محمد بن العلاء وواصل بن عبدالأعلى. قالا: حدثنا ابن فضيل عن أبيه، عن أبي زرعة، عن أبي هريرة. قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (التمر بالتمر. والحنطة بالحنطة. والشعير بالشعير. والملح بالملح. مثلا بمثل. يدا بيد. فمن زاد أو استزاد فقد أربى إلا ما اختلفت ألوانه).

 

4042-83/8- Bize Ebu Kureyb Muhammed b. el-Ala ve Vasıl b. Abdu'l-Ala tahdis edip, dedi ki: Bize İbn Hudayl babasından tahdis etti, o Ebu Zur'a'dan, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hurma hurma ile, buğday buğday ile, arpa arpa ile, tuz tuz ile eşit miktarda elden ele (peşin olarak) alınır satılır. Kim fazla verir yahut fazla alırsa o -türleri değişik olması hali müstesna- faiz alıp vermiş olur" buyurdu. 

 

 

Diğer tahric: Nesai, 4573;

 

AÇIKLAMA:          (4041) Bize Süleyman er-Rab ai haber verdi" re ve be harfleri fethalı olup, Rabia oğullarına mensubtur.

 

(4042) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Türleri farklı olanlar müstesna" yani diğer hadislerde açıkça ifade edildiği gibi cinsleri (türleri) farklı olanlar müstesna demektir.

 

 

 

(1588) - وحدثنيه أبو سعيد الأشج. حدثنا المحاربي عن فضيل بن غزوان، بهذا الإسناد. ولم يذكر: (يدا بيد).

 

4043- .. ./9- Bize Ebu Said el-Eşecc tahdis etti, bize el-Muharibi, Fudayl b. Gazvan'dan bu isnad ile tahdis etti ama rivayetinde "elden ele (peşin)" ibaresini zikretmedi. 

 

 

84 - (1588) حدثنا أبو كريب وواصل بن عبدالأعلى. قالا: حدثنا ابن فضيل عن أبيه، عن ابن أبي نعم، عن أبي هريرة. قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (الذهب بالذهب وزنا بوزن. مثلا بمثل. والفضة بالفضة وزنا بوزن. مثلا بمثل. فمن زاد أو استزاد فهو ربا).

 

4044-84/10- Bize Ebu Kureyb ve Vasıl b. Abdu'l-Ala tahdis edip, dedi ki: ... Ebu Hureyre, dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Altın altın ile aynı tartıda ve misli misline, gümüş gümüş ile ve aynı tartıda ve misli misline alınıp satılır. Fazla veren yahut fazla alanın bu yaptığı ise riba olur" buyurdu.

 

Diğer tahric: Nesai, 4583; İbn Mace, 2255 -buna yakın-

 

 

85 - (1588) حدثنا عبدالله بن مسلمة القعنبي. حدثنا سليمان (يعني ابن بلال) عن موسى ابن أبي تميم، عن سعيد بن يسار، عن أبي هريرة؛

 أن رسول اله صلى الله عليه وسلم قال (الدينار بالدينار لا فضل بينهما. والدرهم بالدرهم لا فضل بينهما).

 

4045-85/11- Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb'i tahdis etti ... Ebu Hureyre'den rivayete göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dinar dinar ile aralarında bir fazlalık olmaksızın, dirhem dirhem ile aralarında bir fazlalık 9lmaksızın (alınır satılır)" buyurdu.

 

Diğer tahric: Nesai, 4581

 

 

(1588) - حدثنيه أبو الطاهر. أخبرنا عبدالله بن وهب. قال: سمعت مالك بن أنس يقول: حدثني موسى بن أبي تميم، بهذا الإسناد، مثله.

 

4046- .. ./12- Bunu bana Ebu't-Tahir de tahdis etti, bize Abdullah b. Vehb haber verdi, dedi ki: Malik b. Enes'i şöyle derken dinledim: Bana Musa b. Ebu Temim bu isnad ile aynısını tahdis etti.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

16/37- GÜMÜŞÜN ALTIN KARŞILIĞINDA VERESİYE SATILMASININ YASAK OLDUĞU BABI