SAHİH-İ MÜSLİM |
MUSAKAT |
9/30- KÖPEĞİN BEDELİNİN,
KAHİNE VERİLEN ARMAĞANIN, FAHİŞENİN ÜCRETİNİN HARAM OLDUĞU VE KEDİ SATMANIN
YASAK OLDUĞU BABI
3985-39/1- Bize Yahya b.
Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e İbn Şihab'dan rivayetini okudum, o Ebu Bekir
b. Abdurrahman'dan, o Ebu Mesud el-Ensari’den rivayet ettiğine göre Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) köpeğin satış bedelini, fahişenin ücretini,
kahine verilen armağanı yasakladı.
Diğer tahric: Buhari,
2237, 2282, 3946, 5761; Ebu Davud, 3428, 3481; Tirmizi, 1133, 1276; Nesai,
4303; İbn Mace, 2159
3986- .. ./2- Bize
Kuteybe b. Said ve Muhammed b. Rumh da Leys b. Sa'd'dan tahdis etti, (H.) Bize
Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne tahdis etti, (Leys
ile) ikisi Zühri'den bu isnad ile aynısını rivayet etti.
Leys'in İbn Rumh'dan
rivayetinde de: O Ebu Mesud'u ... dinledi, denilmektedir.
3987-40/3- Bana Muhammed
b. Hatim de tahdis etti. .. es-Saib b. Yezid'in tahdis ettiğine göre Rafi b
Hadic dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim:
"En kötü kazanç fahişenin ücreti, köpeğin bedeli ve hacamatçının
kazancıdır."
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3421 -buna yakın-; Tirmizi, 1275 -buna yakın-; Nesai, 4305
3988-41/4- Bize İshak b.
İbrahim tahdis etti ... es-Saib b. Yezid dedi ki:
Bana Rafi' b. Hadic Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu tahdis etti: "Köpeğin
{satış} bedeli murdardır. Fahişeye ödenen ücret murdardır. Hacamatçının kazancı
murdardır."
3989- .. ./5- Bize İshak
b. İbrahim tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Yahya b. Ebu
Kesir'den bu isnad ile aynısını rivayet etti.
3990- .. ./6- Bize İshak
b. İbrahim de tahdis etti. Bize en-Nadr b. Şumeyl haber verdi, bize Hişam,
Yahya b. Ebu Kesir’DEN tahdis etti, bana İbrahim b. Abdullah, es-Saib b.
Yezid'den tahdis etti, bize Rafi' b. Hadic, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den aynısını tahdis etti.
3991-42/7- Bana Seleme
b. Şebib de tahdis etti ... Ebu Zubeyr dedi ki:
Cabir'e köpeğin ve
kedinin (satış) bedeli hakkında soru sordum. O: "Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bunları yasaklamıştı dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (3985)
"Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) köpeğin satış bedelini,
fahişenin ücretini, kahinin armağanını yasakladı." Diğer hadiste (3987)
"En şerli kazanç fahişeye ödenen ücret, köpeğin (satış) bedeli,
hacamatçının kazancıdır" başka bir rivayette (3988) "köpeğin (satış)
bedeli murdardır, fahişenin ücreti murdardır, hacamatçının kazancı
murdardır" diğer hadiste (3991) Cabir'e köpeğin ve kedinin (satış) bedeli
hakkında soru sordum. O: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu yasakladı
dedi."
Fahişe'nin mehri
(ücreti) zina eden kadının zina karşılığında aldığıdır.
Buna "mehir"
denilmesi şekle n ona benzemesinden dolayıdır. Müslümanların icmaı ile bu
haramdır.
Hulvanü'l-kahin (kahine
verilen armağan), kahinliği karşılığında ona verilen şeylerdir. El-Herevi ve
başkaları dedi ki: Bunun aslı halavet (tatlılık)dan gelmektedir. Külfetsiz,
kolay bir şekilde herhangi bir meşakket karşılığında olmaksızın aldığından
ötürü tatlı şeylere benzetilmiştir. Nitekim birisine tatlı yediren kişi bunu
anlatmak üzere "halevtuhu: ona tatlı yedirdim" der. Bal yedirmesi
halinde "aseltuhu: ona bal yedirdim" demek gibidir.
Ebu Ubeyd dedi ki:
Hulvan aynı zamanda bunun dışında başka şeyler hakkında da kullanılır. O da
babanın, kızının mehrini kendisi adına almasıdır. Bu ise kadınlar nazarında bir
ayıptır. Nitekim bir kadın kocasını meth ederken: "o kızlarımızın
hulvanını (mehrini) kendisi almaz" demektedir.
Mezhep alimlerimizden
Beğavi ile Kadı Iyaz dedi ki: Kahinin hulvanının (ona verilen ücretin,
armağanın) haram olduğu üzerinde Müslümanlar icma etmişlerdir. Çünkü bu esasen
haram olan bir işin bedeli olarak alınmaktadır. Diğer taraftan böyle bir şeyi
almak malı batıl bir yolla yemektir. Aynı şekilde ilim adamları şarkı söyleyen
kadının, şarkı karşılığında; ağıt yakan kadının da ağıdı karşılığında aldığı
ücretin haramlığını da icma ile kabul etmişlerdir.
Müslim'in Sahihi'nden
başka kaynaklarda sözü edilen "cariyelerin kazancının
yasaklanması"ndan kasıt ise zina ederek ve benzeri yollardan
kazandıklarıdır. Yoksa yün eğermek, dikmek ve benzeri kazançlar değildir.
Hattabi dedi ki: Arrata
verilen ücret ve bahşiş de aynı şekilde haramdır.
Kahin ile arrat
arasındaki fark da şudur: Kahin gelecek zamanda olacak şeyler ile ilgili
haberler verir. Sırları bildiğini de iddia eder. Arraf ise çalınan bir şeyi,
kaybedilen bir malın yerini ve benzeri hususları bildiğini iddia eden kimsedir.
Hattabi Meali Sünen adlı eserinin Buyu Kitabında bunu böylece açıklamıştır.
Daha sonra bu hususu kitabın sonlarında buradan daha geniş bir şekilde
açıklayarak şöyle söylemektedir: Kahin, gayb bilgisini bildiğini iddia ederek
insanlara olacak şeyleri haber veren kimsedir. Araplar arasında pek çok hususu
bildiklerini ileri süren kahinler vardır. Onların arasında cinlerden
arkadaşlarının olduğunu ve kendisine haberleri ulaştıran bir dişi cinin (tabia)
nın bulunduğunu ileri sürenler olduğu gibi kimileri de kendisine verilmiş bir
kavrayış ile işleri anlayıp idrak ettiğini iddia ederdi. Aralarından bazılarına
da arrat denilirdi. Bu ise ortaya çıkarılacak bazı hususları, önceden meydana
gelen bir takım mukaddimeleri bulundukları yerlere delil görmek suretiyle
bunları bildiğini iddia eden kişi demektir. Hırsızlıkta çaldığı zannolunan
kişiyi bilmesi, ith am altında şüpheli bulunan bir kadının kiminle itham
edildiğini bilmesi ve buna benzer hususları bilmesi gibi. Onlardan kimileri de müneccime
de kahin derdi.
KShinlerin yanına
gitmeyi yasaklayan hadis bütün bunlara gitmeyi yasaklamayı, onları tasdik
etmeyi, onların sözlerine müracaat etmeyi yasaklamayı da kapsamaktadır.
Kimileri de tabibe de kahin derdi. Bazen tabibe arrat dedikleri de olurdu.
Fakat bu yasağın kapsamına girmez. Hattabi'nin açıklamaları burada sona
ermektedir.
Mezhep alimlerimizden
İmam Ebu Hasan el-Maverdi, el-Ahkamus Sultaniye adlı eserinin sonlarında
şunları söylemr:!ktedir: Hisbe görevlisi kahinlik yaparak, boş oyalayıcı işler
ve gösteriler yaparak kazanç sağlayanları engeller, bunun için bir şeyler
vereni de alanı da te'dib eder. Allah en iyi bilendir.
Köpeğin bedeli ve bunun
kazancın en şerıisi olup murdar olmasına gelince: Bunlar köpeği satmanın haram
olduğuna ve bu satışın sahih olmadığına, alınan bedelin de helal olmadığına,
köpek ister eğitimli olsun, ister olmasın, ister barındırılması caiz olan bir
köpek olsun, ister öyle olmasın onu telef edenin değerini ödemekle yükümlü
olmadığına delildir.
İlim adamlarının büyük
çoğunluğu da bu görüştedir. Ebu Hureyre, Hasan-ı Basri, Rabia, Evzai, Hakem,
Hammad, Şafii, Ahmed, Davud, İbnu'lMunzir ve başkaları böyle diyenler
arasındadır.
Ebu Hanife dedi ki:
Kendilerinden yararlanılan köpeklerin satışı sahihtir ve bu gibi köpekleri
telef edenlerin değerini ödemesi kap eder.
İbnu'l-Munzir, Cabir,
Ata ve Nehai’DEN yalnızca av köpeğini satmanın caiz olduğunu söylediklerini
nakletmektedir. Malik’DEN ise bu hususta çeşitli rivayetler gelmiştir. Birisine
göre köpeğin satışı caiz değildir fakat onu telef edenin kıymetini ödemesi
gerekir. İkinci görüşe göre satışı sahihtir ve değerini ödemesi kap eder.
Üçüncüsü ise sahih değildir ve onu telef edene değerini ödemek de kap etmez.
Cumhurun delili bu hadisi şerifterdir.
Av köpeği -bir rivayette
ava alıştırılmış köpek- dışında köpeğin bedelini yasaklayan manada gelen
hadislere Osman (r.a.)'ın öldürdüğü bir köpeğin bedeli olmak üzere birisine
yirmi deve tazminat ödettirdiği, Abdullah b. Amr b. el-As'ın böyle bir köpeğin
telef edilmesi halinde tazminat ödettirileceği şeklindeki rivayetlere gelince:
Hepsi hadis imamlarının ittifakı ile zayıftır. Ben bunları Şerhul Muhezzeb'in
satışı caiz olan şeyler babında açıklamış bulunuyorum.
Hacamatçının kazancına
ve bu kazancın murdar ve en şerli kazanç olmasına gelince: Bu da bunun haram
olduğunu söyleyenlerin görüşlerine bir delildir. İlim adamları hacamatçının
kazancı hususunda ihtilaf etmişlerdir. Selef ve halefin çoğunluğu hacamatçının
kazancı haram değildir ve o kazancı yemek hür olana da köleye de haram değildir
demişlerdir. İmam Ahmed mezhebinin meşhur görüşü de budur. Ondan nakledilen bir
başka rivayet ise fakih muhaddislerin kabul ettiği görüş olup: Kahinin ücreti
hür kimseye haram, köleye değildir demiştir. Bu görüşlerine de bu hadisleri ve
benzerlerini dayanak almışlardır.
Cumhur İbn Abbas
(r.a.)'nın şu hadisini delil göstermişlerdir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hacamat yaptırdı ve hacamatçıya ücretini de verdi. Cumhur der ki: Haram
olsaydı ona ücret vermezdi. Bunu da Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir. Yasak
bildiren hadisleri de tenzihi yasak olarak ve aşağılık kabul edilen yollardan
kazanç sağlamaktan kendisini uzak tutmak, üstün ahlaki değerlere ve yüksek
işlere teşvik olarak yorumlamışlardır. Çünkü haram olsaydı bu hususta hür ile
köle arasında da fark olmazdı. Çünkü bir kimsenin kölesine helal olmayan bir
şey yedirmesi de caiz değildir.
Kedinin bedelinin
yasaklanışına gelince: Bu da faydalı olmayan kediler hakkında yahut da tenzihi manada
bir yasak olarak yorumlanmıştır. Ta ki insanlar bu gibi şeyleri hibe olarak
ödünç olarak vermeye ve bu hususta hoş görülü davranmaya alışkanlık elde etsin.
Nitekim çoğunlukla görülen de budur. Eğer kedi fayda sağlayan bir hayvan olup
bunu satacak olursa satış sahih olur bedeli de helal olur.
Bu hem bizim
mezhebimizin hem de genellikle ilim adamlarının görüşüdür. Ancak İbnu'l
Munzir'in Ebu Hureyre, Tavus, Mücahid ve Cabir b. Zeyd’DEN kediyi satmanın caiz
olmadığını rivayet etmektedir. Bunlar da bu hadisi delil göstermişlerdir.
Cumhur ise buna hadisin sözünü ettiğimiz şekle göre yorumlandığını söyleyerek
cevap vermişlerdir. İtimat olunan cevap budur. Hattabi'nin ve Ebu Ömer b.
Abdülberr'in zikrettiği bunu yasaklayan hadisin zayıf olduğunu söylemeye gelince
hadis dedikleri gibi değildir. Aksine hadis sahihtir. Bunu Müslim ve başkaları
rivayet etmiştir. İbnu'l Abdülberr'in bu hadisi Ebu Zubeyr'den, Hammad b.
Seleme'den başkası rivayet etmemiştir demesi de yine onun bir hatasıdır. Çünkü
Müslim bunu Sahihi'nde -gördüğünüz gibi- Makil b. Ubeydullah'dan, o Ebu
Zubeyr'den diye de rivayet etmiş bulunmaktadır. İşte bunlar hadisi Ebu
Zubeyr’DEN rivayet eden iki sika ravidir, kendisi de sikadır. Allah en iyi
bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: