SAHİH-İ MÜSLİM

MUSAKAT

 

4 - باب استحباب الوضع من الدين.

4/25- BORCUN BİR KISMININ DÜŞÜLMESİNİN MÜSTEHAP OLDUĞU BABI

 

18 - (1556) حدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا ليث عن بكير، عن عياض ابن عبدالله، عن أبي سعيد الخدري قال : أصيب رجل في عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم في ثمار ابتاعها. فكثر دينه. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم (تصدقوا عليه). فتصدق الناس عليه. فلم يبلغ ذلك وفاء دينه. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لغرمائه (خذوا ما وجدتم. وليس لكم إلا ذلك).

 

3958-18/1- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti ... Ebu Said el-Hudri dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir adam sattığı / satın aldığı mahsullerde afete maruz kaldı. Bundan dolayı borcu çoğaldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona tasadduk edin" buyurdu. İnsanlar ona sadaka verdi ama bu verdikleri borcunu ödemeye yetmedi. Bu sefer Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) alacaklılarına: "Bulduğunuzu alın ve sizin bundan başka hakkınız yok" buyurdu. 

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 3469; Tirmizi, 655; Nesai, 4543, 4692; İbn Mace, 2356

 

 

(1556) - حدثني يونس بن عبدالأعلى. أخبرنا عبدالله بن وهب. أخبرني عمرو بن الحارث عن بكير ابن الأشج، بهذا الإسناد، مثله.

 

3959- .. ./2- Bana Yunus b. Abdu'I-A'la tahdis etti, bize Abdullah b. Vehb haber verdi, bana Amr b. el-Haris, Bukeyr b. el-Eşec'den bu isnad ile aynısını haber verdi. 326

 

 

19 - (1557) وحدثني غير واحد من أصحابنا قالوا: حدثنا إسماعيل بن أبي أويس. حدثني أخي عن سليمان (وهو ابن بلال)، عن يحيى بن سعيد، عن أبي الرحال محمد بن عبدالرحمن؛ أن أمه عمرة بنت عبدالرحمن قالت: سمعت عائشة تقول:

 سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم صوت خصوم بالباب. عالية أصواتهما. وإذا أحدهما يستوضع الآخر ويسترفقه في شيء. وهو يقول: والله! لا أفعل. فخرج رسول الله صلى الله عليه وسلم عليهما. فقال (أين المتألي على الله لا يفعل المعروف؟) قال: أنا، يا رسول الله! فله أي ذلك أحب.

 

3960-19/3- Bana arkadaşlarımızdan birden çok kişi tahdis edip dedi ki: Bize İsmail b. Ebu Uveys tahdis etti, bana kardeşim Süleyman'dan -ki o b. Bilal'dir- tahdis etti, o Yahya b. Said'den, o Ebu Rical, Muhammed b. Abdurrahman’DAN rivayet ettiğine göre annesi Abdurrahman kızı Amre dedi ki: Aişe'yi şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kapıda yüksek sesle tartışan hAsımların sesini işitti. Bir de baktık ki onlardan biri diğerinden bir şey hakkında kendisine indirim yapmasını ve kendisine karşı yumuşak davranmasını istiyor, diğeri ise, Allah'a yemin olsun ki hayır yapmam, "diyordu.

 

Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanlarına çıkıp: "İyilik yapmayacağına dair Allah adına yemin eden kişi nerede?" buyurdu. Adam: Benim ey Allah'ın Rasulü! Hangisini istiyorsa ben de onu kabul ediyorum, dedi.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 2705

 

AÇIKLAMA:          "Bana arkadaşlarımızdan birden çok kişi de tahdis edip dediler ki: Bize İsmail b. Ebu Uveys tahdis etti, bana kardeşim tahdis etti." Hafızlardan bir topluluk dedi ki: Bu Müslim'deki maktu hadislerden birisidir. Hepsi on iki hadis olup bunlara dair açıklamalar bu Şerhin mukaddimesinde kaydettiğımız fasıllarda açıklanmıştır. Çünkü Müslim bu hadisi dinlediği kimselerden tanımadığı (münker) bir hadis olarak değerlendirmemiştir.

 

Kadı Iyaz dedi ki: Ravi eğer bana birden çok kişi tahdis etti yahut sika birisi tahdis etti ya da arkadaşlarımızdan bazısı tahdis etti diyecek olursa bu hadis bu ilim ehlinin kanaatine göre maktu da mürsel de mu'dal da değildir.

 

Aksine bu hadis meçhul kimseden rivayet nakletmek kabilindendir.

 

Kadı Iyaz'ın bu söyledikleri doğrunun kendisidir ama nasıl olursa olsun Eğer hadis başka bir yoldan sabit olmazsa bu rivayetin bu metni delil olmaz. Ama hadis bir başka yoldan da sabit olmuştur. Bunu Buhari Sahihi'nde, İsmail b. Ebu Uveys'den diye rivayet etmiştir. Muhtemelen Müslim de "birden çok kişi" sözü ile Buhari ve başkalarını kastetmiş olabilir. Çünkü Müslim burada adı geçen İsmail'den Hacc Kitabı'nda ve Cihad kitabının sonlarında arada bir vasıta bulunmaksızın hadis nakletmiş bulunmaktadır. Yine Müslim, Ahmed b. Yunus el-Ezdi'den o İsmail'den diye Li'an Kitabında ve Fezail Kitabında da rivayet kaydetmiştir. Allah en iyi bilendir.

 

 

 

20 - (1558) حدثنا حرملة بن يحيى. أخبرنا عبدالله بن وهب. أخبرني يونس عن ابن شهاب. حدثني عبدالله بن كعب عن مالك. أخبره عن أبيه؛

 أنه تقاضى ابن أبي حدرد دينا كان له عليه، في عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم، في المسجد. فارتفعت أصواتهما. حتى سمعها رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو في بيته. فخرج إليهما رسول الله صلى الله عليه وسلم حتى كشف سجف حجرته. ونادى كعب بن مالك. فقال (يا كعب!) فقال: لبيك! يا رسول الله! فأشار إليه بيده أن ضع الشطر من دينك. قال كعب: قد فعلت، يا رسول الله! قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (قم فاقضه).

 

3961-20/4- Bana Harmele b. Yahya tahdis etti, bize Abdullah b. Vehb haber verdi, bana Yunus, İbn Şihab'dan haber verdi, bana Abdullah b. Ka'b b. Malik tahdis etti, Abdullah ona (İbn Şihab'a) babasından haber verdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında mescitte İbn Ebu Hadred’DEN bir alacağını ödemesini istedi. Bu arada ikisinin de sesleri yükseldi. Hatta Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evinde olduğu halde seslerini işitti. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de yanlarına Çıktı. Odasının üzerindeki perdeyi açtı ve Ka'b b. Malik'e seslenerek: "Ey Ka'b!" buyurdu. Ka'b: Buyur ey Allah'ın Rasulü dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona eli ile alacağının yarısını in diye işaret buyurdu. Ka'b: Emrini yerine getirdim ey Allah'ın Rasulü dedi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de İbn Ebu Hadred'e: "Kalk da ona borcunu öde" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 457, 471, 2418, 2424, 2706, 2710; Ebu Davud, 3595; Nesai, 5423, 5429; İbn Mace, 2429

 

 

21 - (1558) وحدثناه إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا عثمان بن عمر. أخبرنا يونس عن الزهري، عن عبدالله بن كعب بن مالك؛ أن كعب بن مالك أخبره؛ أنه تقاضى دين له على ابن أبي حدرد. بمثل حديث ابن وهب.

 

3962-21/5- Bunu bize İshak b. İbrahim de tahdis etti, bana Osman b. Ömer haber verdi, bize Yunus, ez-Zühr'i'den haber verdi, o Abdullah b. Ka'b b. Malik'den rivayet ettiğine göre Ka'b b. Malik kendisine şunu haber verdi: İbn Ebu Hadreb de ki bir alacağını ödemesini istedi deyip İbn Vehb'in hadisi ile aynı şekilde rivayet etti.

 

 

(1558) - قال مسلم: وروى الليث بن سعد: حدثني جعفر بن ربيعة عن عبدالرحمن بن هرمز، عن عبدالله بن كعب بن مالك، عن كعب ابن مالك؛

 أنه كان له مال على عبدالله بن أبي حدرد الأسلمي. فلقيه فلزمه. فتكلما حتى ارتفعت أصواتهما. فمر بهما رسول الله صلى الله عليه وسلم. فقال: يا كعب! فأشار بيده. كأنه يقول النصف. فأخذ نصفا مما عليه. وترك نصفا.

 

Müslim dedi ki: Bunu el-leys b. Sa'd da rivayet etti: Bana Cafer b. Rabia, Abdurrahman b. Hürmüz'den tahdis etti, o Abdullah b. Ka'b b. Malik'den, o Ka'b b. Malik'den rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ebu Hadred el-Eslemi'de bir miktar mal alacağı vardı. Onunla karşılaştı ve ondan alacağını ödemesini istedi. Her ikisi de birbirleri ile konuştular. Sonunda sesleriyükseldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanlarından geçince "Ey Ka'b!" buyurup eli ile yarısı derecesine işaret etti. O da ondaki alacağının yarısını aldı, geri kalanını ise bıraktı.

 

 

AÇIKLAMA:          (3962) Bu babta: "Müslim b. el-Haccac dedi ki: leys b. Sa'd rivayet edip dedi ki bana Cafer b. Rabia tahdis etti." Bu da Müslim'in sahihindeki matlu hadislerden birisidir. Buna muallak da denilir. Teyemmüm bahsinde bunun gibi bu isnad ile bir rivayet geçmiş idi. Burada zikredilen hadis ise Leys'den itibaren muttasıldır. Bunu Buhari Sahihi'nde, Yahya b. Bukeyr'den, o Leys'den, o Cafer b. Rabia’DAN burada zikredilen senedi ile rivayet etmiştir. Nesai de bunu er-Rabi b. Süleyman'dan, o Şuayb b. Leys'den, o babasından, o Cafer b. Rabia'dan diye rivayet etmiştir.

 

(3960) "Bir de baktık ki onların biri diğerinden indirim yapmasını ve yumuşak davranmasını istiyor." Yani ondan borcunun bir kısmından vazgeçmesini, borcunu istemek ve ödemekte ona yumuşak davranmasını istiyor.

 

Bu hadis bunun gibi uygulamalarda bir sakınca olmadığına delildir. Ancak ısrar derecesine kendisini küçük düşürme noktasına yahut da eziyete ve buna benzer hale zorunluluk yoksa ulaşmaması da şarttır. Allah en iyi bilendir.

 

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "İyilik yapmayacağına dair Allah adına yemin eden nerede ... " yani o yemin eden kişi hangisini daha çok seviyor?

 

Muteelli yemin eden demektir. "el-ye" yemin demektir.

 

Buradan hayır yapmamaya dair yeminin mekruh olduğu ve buna karşı çıkılması gerektiği, bir hayır işlemeyeceğine dair yemin eden bir kimsenin yeminini bozması ve yemininin kefaretinde bulunmasının müstehap olduğu, aynı şekilde hak sahibleri nezdinde şefaatte bulunmanın (iltimas etmenin) ve hayırlı hususlarda yapılan şefaati (iltiması) kabul etmenin uygun olacağı hükmü de anlaşılmaktadır.

 

(3965) "İbn Ebu Hadred’DEN bir alacağını istedi ... " Burada "tekada: alacağını istedi, alacağını ödemesini istedi" demektir.

 

Hadred, ha ve ra harfleri fethalıdır.

 

Bu hadiste de mescitte alacak istemenin caiz olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Aynı zamanda hak sahibi nezdinde şefaatte (iltimasta) bulunabileceği ve hAsımların arasını düzeltmenin, aralarında güzel bir şekilde aracılık yapmanın caiz olduğu ve masiyet olmayan hususlarda iltimasın kabul edilebileceğini işaret etmenin caiz olduğu ve ona dayanılabileceği de anlaşılmaktadır. Çünkü: "ona yarısından vazgeç diye işaret etti" denilmektedir. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

5/26- SATTIĞI MALIN İFLAS ETMİŞ MÜŞTERİNİN YANINDA OLDUĞUNU YETİŞİP BULAN KİMSENİN O MALDA RÜCU (GERİ ALMAK) HAKKINA SAHİP OLDUĞU BABI