SAHİH-İ MÜSLİM |
BUYU’ |
16 - باب
النهي عن
المحاقلة
والمزابنة،
وعن المخابرة
وبيع الثمرة
قبل بدو
صلاحها، وعن
بيع المعاومة
وهو بيع
السنين
16-
MUHAKELE VE MÜZABENENİN, MUHABERENİN VE OLGUNLAŞTIĞI BELLİ OLMADAN ÖNCE
MAHSÜLÜN SATIŞININ, MUAVEME DENİLEN YILLAR BOYUNCA SATIŞIN YASAKLANDIĞI BABI
Muhakele, muzabene,
olgunlaştığı belli olmadan mahsulün satılması ile ilgili açıklamalar bundan
önceki babta geçti.
Muhabere ise müzaraa ile
yakın anlamdadır. Her ikisi ise yetişmiş ekinin bir bölümü karşılığında arazi
üzerinde yapılan bir muameledir. Üçte bir, dörtte bir ve buna benzer belli ürün
miktarı üzerinde anlaşmak gibi. Fakat müzaraa akdinde tohum, arazi sahibi
tarafından verilir, muhaberede ise tohum çalışan (amil) tarafından karşılanır.
Mezhep alimlerimizin cumhuru bunu böyle açıklamışlardır. Şafii'nin açık
ifadelerinin zahiri de budur.
Bazı mezhep alimlerimiz
dil bilginlerinden bir grup ve başkaları ise her ikisi aynı manadadır demişler
ve şu açıklamayı yapmışlardır: Muhabere "habir"den türemiştir. Bu da
çiftçi demektir. Cumhurun görüşü budur. Bunun "habar" den türediği de
söylenmiştir ki bu da yumuşak arazi demektir. Payanlamına gelen "hubre"
den türediği de söylenmiştir.
el-Cevheri dedi ki: Ebu
Ubeyd'in dediğine göre bu balık ya da etten düşen pay anlamındadır. Mesela bir
koyun satın alıp, kesip etini kendi aralarında paylaştıranların bu yaptıklarını
anlatmak için: "tehabberu" denilir. İbnu'l-Arabi dedi ki: Bu kelime
"habır"den alınmıştır. Çünkü yapılan ilkmuamele onun hakkında
olmuştur.
Müzaraa ve muhaberenin
sıhhati hususunda selefin meşhur görüş ayrılığı vardır. Bunu yüce Allah'ın izni
ile bundan sonraki bir babta açıklayacağız.
Muaveme denilen yıllar
boyunca satışın yasaklanışına gelince: Bir kimse iki, üç ya da daha fazla
yıllığına ağacın mahsulünü satmasıdır. Buna muaveme satışı ve sinin satışı
denilir. İcma ile batıldır. Bu hususta icma bulunduğunu bu hadisler dolayısı
ile İbnu'l-Munzir ve başkaları nakletmiş bulunmaktadır. Ayrıca bu bir garar
satışıdır. Çünkü olmayan, bilinmeyen, teslim edilemeyen, akdi yapanın
mülkiyetinde bulunmayan şeylerin satışıdır. Allah en iyi bilendir.
81 - (1536) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
ومحمد بن
عبدالله بن
نمير وزهير بن
حرب. قالوا
جميعا: حدثنا
سفيان بن
عيينة عن ابن
جريج، عن
عطاء، عن جابر
بن عبدالله.
قال : نهى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن المحاقلة
والمزابنة
والمخابرة.
وعن بيع الثمر
حتى يبدو
صلاحه. ولا يباع
إلا بالدينار
والدرهم. إلا
العرايا.
3885-81/1- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Abdullah b. Numeyr ve Zuheyr b. Harb da tahdis edip
hepsi dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne, İbn Cureyc’DEN tahdis etti, o Ata'dan, o
Cabir b. Abdullah'tan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) muhakele, muzabene ve muhabereyi olgunlaştığı görülmedikçe
taze meyveyi satmayı ve araya dışındakilerin dinar ve dirhemden başka bedel
karşılığında da satılmasını yasakladı.
Diğer tahric: Buhari,
2189, 2381; Nesai, 3888, 4536, 4537, 4564
AÇIKLAMA: "Olgunlaştığı
görülmeden taze meyvenin satılmasını ve -araya dışında dinar ve dirhemden
başkası ile de satılmasını yasakladı." Yani taze hurma olgunlaştığı
görüldükten sonra kuru hurma karşılığında satılamaz. Dinar, dirhem ve başka
bedellere mukabil satılır. Yasak olan satış ancak kuru hurma karşılığında
satılmasıdır. Araya ise müstesnadır. Afaya olarak satılan ağaçların taze
meyveleri -ilgili babında belirtilen şart çerçevesinde- kuru hurma karşılığında
satılabilir.
(1536) - وحدثنا
عبد بن حميد.
أخبرنا أبو
عاصم. أخبرنا ابن
جريج عن عطاء
وأبي الزبير؛
أنهما سمعا جابر
بن عبدالله
يقول: نهى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فذكر
بمثله.
3886- .. ./2- Bize Abd
b. Humeyd de tahdis etti, bize Ebu Asım haber verdi, bize İbn Cureyc, Ata ve
Ebu Zubeyr’DEN haber verdiğine göre ikisi Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken
dinlemiştir: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yasakladı dedi ve
aynısını rivayet etti.
Diğer tahric: Ata'nın
rivayet ettiği hadisin kaynakları 3885'de gösterildi; Ebu Zubeyr'in hadisini
yalnız Müslim rivayet etmiştir
82 - (1536) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم
الحنظلي.
أخبرنا مخلد
بن يزيد
الجزرى. حدثنا
ابن جريج.
أخبرني عطاء
عن جابر بن
عبدالله؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى عن
المخابرة
والمحاقلة
والمزابنة.
وعن بيع
الثمرة حتى
تطعم. ولا تباع
إلا بالدراهم
والدنانير.
إلا العرايا.
قال
عطاء: فسر لنا
جابر قال: أما
المخابرة
فالأرض البيضاء
يدفعها الرجل
الى الرجل
فينفق فيها،
ثم يأخذ من
الثمر. وزعم
أن المزابنة
بيع الرطب في
النخل بالتمر
كيلا.
والمحاقلة في
الزرع على نحو
ذلك. يبيع
الزرع القائم
بالحب كيلا.
3887-82/3- Bize İshak b.
İbrahim el-Hanzali tahdis etti, bize Mahled b.
Yezid el Cezeri haber
verdi, bize İbn Cureyc haber verdi, bana Ata, Cabir b. Abdullah'tan haber
verdiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) muhabere, muhakele ve
müzabeneyi bir de yenilir hale gelmeden önce taze hurmayı satmayı, dirhem ve
dinardan başka bir şey karşılığında -araya dışında- satılmasını nehyetti.
Ata dedi ki: Cabir bize
açıklama yaparak dedi ki: Muhabere ekin bulunmayan tarlayı bir kimsenin bir
diğerine vermesidir. O da bu tarlaya harcamalarını yapar sonra mahsulden bir
miktar alır. Müzabene, hurma ağaçlarındaki taze hurmanın ölçek ile kuru hurma
karşılığında satılmasıdır, muhakele ise ziraatte bunun gibi olup mevcut ekini
ölçekle tane ile satmasıdır.
AÇIKLAMA: "Yenilebilir
hale gelmeden taze hurmayı satmayı yasakladı." Maksat olgunlaştığının
görülmesi ve artık hoş bir şekilde yenilebilecek bir hale gelmesidir.
83 - (1536) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم
ومحمد بن أحمد
بن أبي خلف.
كلاهما عن
زكريا. قال
ابن أبي خلف:
حدثنا زكريا
بن عدي.
أخبرنا
عبيدالله عن
زيد بن أنيسة.
حدثنا أبو
الوليد المكي
(وهو جالس عند
عطاء بن أبي
رباح) عن جابر
بن عبدالله؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى عن
المحاقلة
والمزابنة
والمخابرة.
وأن تشتري
النخل حتى
تشقه.
(والإشقاء أن يحمر
أو يصفر أو
يؤكل منه شيء)
والمحاقلة أن
يباع الحقل
بكيل من
الطعام معلوم.
والمزابنة أن
يباع النخل
بأوساق من
التمر.
والمخابرة
الثلث والربع
وأشباه
ذلك.
قال
زيد: قلت لعطاء
بن أبي رباح:
أسمعت جابر بن
عبدالله يذكر
هذا عن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم؟
قال: نعم.
3888-83/4- Bize İshak b.
İbrahim ve Muhammed b. Ahmed b. Ebu Halef birlikte Zekeriyya’DAN tahdis etti.
İbn Ebu Halef dedi ki: Bize Zekeriyya b. Adiyy tahdis etti, bize Ubeydullah,
Zeyd b. Ebu Uneyse'den haber verdi, bize Ebu'I-Velid el-Mekki -Ata b. Ebi
Rebah'ın yanında oturuyorken- Cabir b. Abdullah'tan diye tahdis ettiğine göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) muhakele, muzabene ve muharebeyi
ayrıca hurmalığın işgahtan önce satın alınmasını yasakladı. İşgah ise hurmanın
kızarması yahut sararması ve ondan yenilebilmesi halidir. Muhakele ise tarlanın
belli bir miktarda ölçek buğday karşılığında satılmasıdır. Müzabene ise hurma
ağaçlarının meyvesinin vesklerle kuru hurma karşılığında satılmasıdır. Muhabere
ise üçte bir, dörtte bir ve bunun benzerleri {miktarlar)dır.
Zeyd dedi ki: Ata b. Ebu
Rebah'a: Sen Cabir b. Abdullah'ı bunu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den diye zikrederken dinledin mi? dedim. O: Evet dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
84 - (1536) وحدثنا
عبدالله بن
هاشم. حدثنا
بهز. حدثنا
سليم بن حيان.
حدثنا سعيد بن
ميناء عن جابر
بن عبدالله.
قال:
نهى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن
المزابنة
والمحاقلة
والمخابرة.
وعن بيع
الثمرة حتى
تشقح.
قال
قلت لسعيد: ما
تشقح؟ قال:
تحمار وتصفار
ويؤكل منها.
3889-84/5- Bize Abdullah
b. Haşim de tahdis etti, bize Behz tahdis etti, bize Selim b. Hayyam tahdis
etti, bize Said b. Mina, Cabir b. Abdullah'tan şöyle dediğini tahdis etti:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müzabene, muhakele ve muharebeyi bir
de işkah olmadıkça taze hurmayı satmayı yasakladı.
(Selim) dedi ki: Said'e:
İşkah ne demektir? dedim. O: Kızarması, sararması ve ondan yenilebilir
olmasıdır dedi.
Diğer tahric: Buhari,
2196; Ebu Davud, 3370, 3375 -muhtasar-; İbn Mace, 2218
AÇIKLAMA: (3888)
"İşgahtan önce hurma ağacı (meyvesi)nin satın alınmasını yasakladı. İşgah
ise kızarması yahut sararmasıdır. Diğer rivayette ise "tuşkiha"
denilmektedir ki te harfi ötreli ve şin harfi sakindir.
Ravi işkah'ı kızarmak ve
sararmak diye açıklamışhr. Dil bilginleri ise bu hususta gerçek manada sararmak
ya da kızarmak şart değildir. Aksine azıcık kırmızıya ya da sarıya çalacak
şekilde değişirse ona böyle denilebilir, demişlerdir.
Hattabi dedi ki: Şukha
halis olmayan kırmızılık ya da sanlıktır. Bunda matlık ile birlikte bu iki renge
doğru bir değişme sözkonusudur.
"Selim b.
Hayyan" isminde Selim'in sin harfi fethalıdır. Said b. Mina isminde
Mina'nın sonu medli de kasrlı da okunur.
85 - (1536) حدثنا
عبيدالله بن
عمر
القواريري
ومحمد بن عبيد
الغبري
(واللفظ
لعبيدالله)
قالا: حدثنا
حماد بن زيد.
حدثنا أيوب عن
أبي الزبير
وسعيد بن ميناء،
عن جابر بن
عبدالله. قال
: نهى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن
المحاقلة
والمزابنة
والمعاومة
والمخابرة
(قال أحدهما:
بيع السنين هي
المعاومة) وعن
الثنيا ورخص في
العرايا.
3890-85/6- Bize
Ubeydullah b. Ömer el-Kavariri, Muhammed b. Ubeyd el-Guberi -lafız Ubeydullah'a
ait olmak üzere- tahdis edip dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd tahdis etti, bize
Eyyub, Ebu Zubeyr ve Said b. Mina'dan tahdis etti, o Cabir b. Abdullah'tan
şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) muhakele,
müzabene ve muavemeyi (birkaç yılın mahsulünü satmayı) ve muhabereyi yasakladı.
-İkisinden biri: yılların mahsulünü yatmak muavemedir dedi.- Ayrıca sünya
(istisna yapma)yı da yasakladı ama arayaya ruhsat verdi.
AÇIKLAMA: "Sünyayı
yasakladı". Sünya, istisna yapmak demektir. Kasıt ise alışverişte
istisnadır. Tirmizi ve başkalarının rivayetinde sahih bir senet ile:
"Bilinmesi hali müstesna olmak üzere sünyayı yasakladıl; şeklindedir. O
halde alışverişi iptal eden, geçersiz kılan sünya (istisna) kişinin ben sana şu
yığını bir kısmı hariç sattım demesidir. Ya da şu ağaçları, şu koyunları, şu
elbiseleri ve benzeri şeyleri onların bir kısmı müstesna sattı m demesidir. Bu
gibi alışverişler sahih değildir. Çünkü istisna edilen miktar meçhuldür. Fakat:
Ben sana bu ağaçları, şu ağaç dışında yahut da şu ağacı onun dörtte biri
dışında yahut da şu yığını üçte biri dışında sattım ya da ben sana bunları bir
eksiği ile bin dirheme sattım ve buna benzer belli istisnalar yapacak olursa
ilim adamlarının ittifakı ile bu sahih olur.
Şayet yığını ondan bir
sa müstesna ederek satacak olursa Şafii ve Ebu Hanife'ye göre satış batıldır.
Malik ise üçte birini aşmayacak miktarı istisna etmesinin sahih olacağını
söylemiştir. Ama birkaç hurma ağacının meyvesini satıp aralarından on sa'ın
satıcıya ait olacağını söyleyip istisna ederse Şafii, Ebu Hanife ve bütün ilim
adamlarının görüşüne göre satış batıldır. Malik ile Medine alimlerinden bir
topluluk ise mahsulün üçte bir miktarından fazla olmadığı sürece bu caizdir
demişlerdir.
(3888) "Bize
Ebu'l-Velid el-Mekki, Cabir'den tahdis etti" denilirken diğer bir
rivayette "Said b. Mina, Cabir'den" denilmektedir. İbn Ebu Hatim dedi
ki: Burada geçen Ebu'l-Velid'in adı Yesar'dır. Abdulgani dedi ki: Bu yanlıştır.
Onun adı diğer rivayette adı geçen Said b. Mina'dan başkası değildir. Buhari
Tarihi'nde bunu açıklamış bulunmaktadır.
(1536) - وحدثناه
أبو بكر بن
أبي شيبة وعلي
بن حجر. قالا:
حدثنا إسماعيل
(وهو ابن علية)
عن أيوب، عن
أبي الزبير،
عن جابر، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم، بمثله.
غير أنه لا
يذكر: بيع
السنين هي
المعاومة.
3891- .. ./7- Bunu bize
Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ali b. Hucr da tahilis edip dedi ki: Bize İsmail -ki o
b. Uleyye'dir- Eyyub'dan tahdis etti, o Ebu Zubeyr'den, o Cabir'den, o Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den aynısını rivayet etti. Ancak o "yılların mahsulünü
satmak muavemedir" ibaresini zikretmedi.
Diğer tahric: Said b.
Mina'nın hadisinin kaynakları 3889 numaralı hadis ile aynıdır; Ebu Zubeyr'in
hadisini Ebu Davud, 3404; Tirmizi, 1313; Nesai, 4648; İbn Mace, 2266
86 - (1536) وحدثني
إسحاق بن
منصور. حدثنا
عبيدالله بن
عبدالمجيد.
حدثنا رباح بن
أبي معروف.
قال: سمعت
عطاء عن جابر
بن عبدالله.
قال : نهى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن كراء
الأرض. وعن
بيعها السنين.
وعن بيع الثمر
حتى يطيب.
3892-86/8- Bana İshak b.
Mansur da tahdis etti, bize Ubeydullah b. Abdülmecid tahdis etti, bize Rebah b.
Ebu Maruf tahdis edip dedi ki: Ata'yı Cabir b. Abdullah'tan şöyle derken
dinledim: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) araziyi kiralamayı ve birkaç
yıllığına satmayı ayrıca olgunlaşmadan önce mahsulü (taze hurmayı) satmayı
yasakladı.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: