SAHİH-İ MÜSLİM |
BUYU’ |
14 - باب
تحريم بيع
الرطب بالتمر
إلا في
العرايا.
14- ARAYA SATIŞI DIŞINDA
TAZE HURMANIN KURU HURMA İLE SATILMASININ HARAM KILINDIĞI BABi
59 - (1539) وحدثني
محمد بن رافع.
حدثنا حجين بن
المثنى. حدثنا
الليث عن
عقيل، عن ابن
شهاب، عن سعيد
بن المسيب؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى عن
بيع المزابنة
والمحاقلة.
والمزانبة أن
يباع ثمر النخل
بالتمر.
والمحاقلة أن
يباع الزرع
بالقمح. واستكراء
الأرض بالقمح
.قال:
وأخبرني سالم
بن عبدالله عن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أنه قال:
لا تبتاعوا
الثمر حتى
يبدو صلاحه.
ولا
تبتاعوا
الثمر بالتمر.
وقال
سالم: أخبرني
عبدالله عن
زيد بن ثابت،
عن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم؛ أنه رخص
بعد ذلك في
بيع العرية
بالرطب أو
بالتمر. ولم
يرخص في غير
ذلك.
3855-59/1- Bana Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Huceyn b. el-Müsenna tahdis etti, bize Leys, Ukayl'den tahdis etti, o İbn Şihab'dan, o Said b. el-Müseyyeb 'den rivayet ettiğine göre Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
müzabene ve muhakele
satışlarını yasakladı. Müzabene, taze hurmanın kuru
hurmaya karşılık satılması, muhakele ise tarladaki
ekinin buğday karşılığında satılması ve arazinin buğday ile kiralanmasıdır.
(Said)
dedi ki: Bana Salim b. Abdullah da Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den:
"Sizler olgunlaştığı ortaya çıkmadıkça taze meyveyi satın almayın ve taze
hurmayı da kuru hurma ile satın almayın" buyurduğunu haber verdi.
Salim de dedi ki: Bana
Abdullah, Zeyd b. Sabit'den
haber verdi, o Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den, bundan sonra ariye satışında
taze ya da kuru hurma ile ruhsat verdi, bundan başkasına ruhsat vermedi.
Diğer tahric: Buhari, 2183, 2184, 2188,
2192, 2380; Tirmizi, 1300 -uzunca-, 1302; Nesai, 4546, 4550, 4552, 4553, 4554 -uzunca-; İbn Mace, 2268, 2269
60 - (1539) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن نافع،
عن ابن عمر،
عن زيد بن
ثابت؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم رخص
لصاحب العرية
أن يبيعها
بخرصها من
الثمر.
3856-60/2- Bize Yahya b.
Yahya da tahdis edip dedi ki: Malik'e Nafi'den rivayetini okudum, o İbn
Ömer'den, o Zeyd b. Sabit'den
rivayetine göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ariye sahibine tahminen ondan
çıkacak kuru hurma mukabilinde satılmasına ruhsat verdi.
61 - (1539) وحدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا
سليمان عن
بلال عن يحيى
بن سعيد.
أخبرني نافع؛
أنه سمع
عبدالله بن
عمر يحدث: أن
زيد ابن ثابت
حدثه:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم رخص في
العرية
يأخذها أهل
البيت بخرصها
تمرا.
يأكلونها رطبا.
3857-61/3- Bize Yahya b.
Yahya da tahdis etti, bize Süleyman b. Bilal, Yahya
b. Said'den haber verdi, bana Nafi'in
haber verdiğine göre o Abdullah b. Ömer'i şu hadisi naklederken dinlemiştir: Zeyd b. Sabit'in kendisine tahdis
ettiğine göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bir ev halkının kuru hurma miktarı
tahmini ile taze hurma yemek üzere ariye satışına ruhsat vermiştir.
(1539) - وحدثناه
محمد بن
المثنى. حدثنا
عبدالوهاب. قال:
سمعت يحيى بن
سعيد يقول:
أخبرني نافع،
بهذا الإسناد،
مثله.
3858- .. ./4- Bunu bize
Muhammed b. el-Müsenna da tahdis
etti, bize Abdülvehhab tahdis
edip dedi ki: Yahya b. Said'i şöyle derken dinledim:
Bana Nafi' bu isnad ile
haber verdi deyip aynısını rivayet etti.
62 - (1539) وحدثناه
يحيى بن يحيى.
أخبرنا هشيم
عن يحيى بن
سعيد، بهذا الإسناد.
غير أنه قال:
والعرية
النخلة تجعل
للقوم
فيبيعونها
بخرصها ثمرا.
3859-62/5- Bize Yahya b. Yahya da tahdis
etti, bize Huşeym, Yahya b. Said’den
bu isnad ile haber verdi ancak o şöyle dedi: Ariye
bir hurma ağacının birilerine verilmesi onlar da onu (taze meyvesini) tahminen
kuru hurma karşılığında satmalarıdır dedi.
63 - (1539) وحدثنا
محمح بن رمح
بن المهاجر.
حدثنا الليث عن
يحيى بن سعيد،
عن نافع، عن
عبدالله بن
عمر. حدثني
زيد بن ثابت؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم رخص في
بيع العرية
بخرصها تمرا.
قال
يحيى: العرية
أن يشتري
الرجل ثمر
النخلات لطعام
أهله رطبا،
بخرصها تمرا.
3860-63/6- Bize Muhammed
b. Rumh b. el-Muhacir de tahdis
etti, bize Leys, Yahya b. Said'den
tahdis etti, o Nafi'den, o
Abdullah b. Ömer'den rivayet etti. Bana Zeyd b.
Sabit'in tahdis ettiğine göre Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
tahmini kuru hurma miktarı karşılığında ariye satışına ruhsat verdi.
Yahya dedi ki: Ariye bir
kimsenin aile halkına taze hurma yedirmek üzere birkaç hurma ağacının taze
meyvesini, tahmini kuru hurma miktarı karşılığında satın almasıdır.
AÇIKLAMA: Bu babta İbn Ömer (r.a.)'nın (3855) "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kuru
hurmanın kuru hurma karşılığında satılmasını yasakladı ama araya satışına
ruhsat verdi." Bir rivayetinde ariye satışında taze hurma ve kuru hurma
karşılığında ruhsat verdi ama bundan başkasına ruhsat vermedi." Bir
rivayette (3856) "ariye sahibine tahminen vereceği kuru hurma karşılığında
satmasına ruhsat verdi." Şeklindeki hadisler yer almaktadır. Babtaki diğer rivayetler de bu manadadır.
Bu hadislerde muhakele, muzabene ve arazinin
kiraya verilmesi de sözkonusu edilmektedir. Buna dair
açıklamaları ilgili babında yapacağız.
Bu babtaki
lafızlara gelince: "Taze hurmanın kuru hurma karşılığında
satılmasını" bir diğer rivayette ise taze hurmayı kuru hurma karşılığında
satmayın" denilmektedir. Her iki rivayette de birinci lafız (semer: taze
hurma) olup üç noktalı peltek se iledir. İkincisi ise
iki noktalı te ile olup "temr:
kuru hurma"dır. Yani taze hurmayı kuru hurma ile satmayın. Yoksa kasıt
(semerin asıl anlamı olan) bütün meyveler değildir. Çünkü sair meyvelerin temr (kuru ;.. urma) karşılığında
satılmaları caizdir.
"Ariye satışında
(mahsulü) kuru hurma olarak tahmin edilen miktarı ile satılmasına ruhsat
verdi." Hars, hı harfi fethalı olarak da söylenir. (hırs şeklinde) kesreli
olarak da söylenir, fethalı söyleyiş daha meşhurdur. Bu da mahsulü kuru hurma
haline geldikden sonraki miktarı karşılığında
satılması demektir. Bu kelimeyi fethalı söylersek mastar olur. Yani fiilin adı
olur. Kesreli okuyanlara göre ise bu da tahmin edilen şeyin adı olur.
64 - (1539) وحدثنا
ابن نمير.
حدثنا أبي.
حدثنا
عبيدالله. حدثني
نافع عن ابن
عمر، عن زيد
بن ثابت؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم رخص في
العرايا أن
تباع بخرصها
كيلا.
3861-64/7 - Bize İbn Numeyr
de tahdis etti, bize babam tahdis
etti, bize Ubeydullah tahdis
etti, bana Nafi', İbn
Ömer'den tahdis etti, o Zeyd
b. Sabit’DEN rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in araya da ölçek olarak tahmin edilen miktarı
karşılığında satılmasına ruhsat verdi.
65 - (1539) وحدثناه
ابن المثنى.
حدثنا يحيى بن
سعيد عن عبيدالله،
بهذا الإسناد.
وقال: أن تؤخذ
بخرصها.
3862-65/8- Bunu bize İbnu'l-Müsenna da tahdis etti, bize Yahya b. Said, Ubeydullah'dan bu isnad ile tahdis etti ve: Tahmin edilen miktarı karşılığında
alınmasını dedi.
66 - (1539) وحدثنا
أبو الربيع
وأبو كامل.
قالا: حدثنا
حماد. ح
وحدثنيه علي
بن حجر. حدثنا
إسماعيل.
كلاهما عن
أيوب، عن
نافع، بهذا
الإسناد؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم رخص في
بيع العرايا
بخرصها.
3863-66/9- Bize Ebu Rabi' ve Ebu
Kamil tahdis edip dedi ki: Bize Hammad
tahdis etti (H.) Bunu bana Ali b. Hucr
da tahdis etti, bize İsmail tahdis
etti, ikisi Eyyub'dan, o Nafi’DEN
bu isnad ile rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mahsul miktarı tahmini karşılığında araya satışına
ruhsat verdi.
67 - (1540) وحدثنا
عبدالله بن
مسلمة
القعنبي.
حدثنا سليمان
(يعني ابن
بلال)، عن
يحيى (وهو ابن
سعيد)، عن بشير
بن يسار، عن
بعض أصحاب
الرسول صلى
الله عليه
وسلم من أهل
دارهم. منهم
سهل بن أبي
حثمة؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى عن
بيع الثمر
بالتمر. وقال
(ذلك الربا،
تلك
المزابنة). إلا
أنه رخص في
بيع العرية.
النخلة
والنخلتين يأخذها
أهل البيت
بخرصها تمرا.
يأكلونها
رطبا.
3864-67/10- Bize
Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebı
de tahdis etti, bize Süleyman -yani b. Bilal- Yahya
b. Said'den tahdis etti, o Buşeyr b. Yesar'dan, o birileri Sehl b. Ebu Hasme
olan kaldıkları mahalle ahalisinden Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
ashabından bazılarından rivayet ettiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
taze hurmanın kuru hurma karşılığında satışını yasakladı ve: "Bu ribadır, bu müzabenedir"
buyurdu. Yalnız bir ve iki hurma ağacını bir aile halkının tahminen vereceği
kuru hurma mukabilinde taze hurma olarak mahsulünü yemeleri için satın almaları
şeklindeki ariye satışına ruhsat verdi.
Diğer tahric: Buhari, 2191, 2384; Ebu Davud, 3363; Tirmizi, 1303; Nesai, 4556, 4557,
4558
AÇIKLAMA: "Buşeyr b. Yesar'dan ... birileri Sehl b. Ebu Hasme
olmak üzere ... " Burada "Buşeyr" be
harfi ötreli, şin harfi fethalıdır. Yesar isminin ilk harfi ye de sonra sin'dir. Kendisi Buşeyr b. Yesar el-Medeni olup Ensar'dan ve Haris oğullarının mevlası
(azadlısıdır). Yahya b. Main
dedi ki: O Süleyman b. Yesar'ın kardeşi değildir.
Muhammed b. Sa'd dedi ki: O yaşlı bir şeyh idi. Fakihdi, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
ashabının hepsine yetişmişli. Bununla birlikte az hadis rivayet etmiştir.
"Kendi mahalleleri
ahalisinden" kastettiği ise Harise oğullarıdır. Burada dar’dan kasıt
mahalledir.
"Rasuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın ashabının
bazısından" yani onlardan bir topluluktan rivayet etti demektir. Sonra
onların bazılarını zikretti ve onlardan birisi de Sehl
b. Ebu Hasme'dir dedi.
Ba'z {ı) lafzı, az hakkında da çok hakkında da kullanılır.
"Hasme" ismi ha harfi fethalı, se
harfi sakindir. Ebu Hasme'nin
adı da Abdullah b. Saide'dir. Amir b. Saide olduğu da söylenmiştir. Künyesi Sehl
Ebu Yahya'dır. Ebu Muhammed
olduğu da söylenir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde kendisi sekiz yaşında idi.
Bu isnadda
"bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebi
tahdis etti, bize Süleyman -yani b. Bilal- Yahya -ki
o b. Said'dir- dan tahdis
etti, o Buşeyr b. Yesar’DAN
... "
Bu isnadta,
isnad ilmi ve isnad
yollarını bilmek bakımından çeşitli hususlar yer almaktadır:
1. Bu bütün ravileri Medine'li olan bir isnaddır. Böyle bir durum Müslim'in Sahihi'nde, Kufelilerle Basrahların aksine
oldukça nadirdir. Çünkü Kufeli ve Basrah
isnadlar çoktur ve biz bunları bu kitabın baş
taraflarından itibaren ve ondan sonra da değişik yerlerde kaydetmiş
bulunuyoruz.
2. Bu isnadda üçü de Ensar'dan ve Medine'li olan birbirinden rivayet nakleden ravi vardır. Bu da oldukça nadirdir. Bunlar da Yahya b. Said elEnsari, Buşeyr ve Sehl'dir.
3. Müslim bu isnadda "Selman -yani b. Bilal-" ve "Yahya
-ki o b. Said'dir-" ifadelerini kullanmaktadır.
Daha önce kitabın baş taraflarındaki fasıllarda ve daha sonra bizler onun
"yani" ile "ki o" demesinin faydasını açıklamış ve bundan
maksadın şu olduğunu söylemiştik: Müslim'in aldığı rivayette bu ravilerin nesebleri
zikredilmemiştir. Aksine rivayeti nakleden kişi sadece Süleyman ve Yahya
demekle yetinmiş, Müslim ise buna açıklık getirmek istemiştir. Fakat
kendiliğinden Süleyman b. Bilal demesi caiz değildir. Çünkü o taktirde
üstadından dinlediklerine fazlalık katmış olur. Bundan dolayı "yani b.
Bilal" diyerek üstadına nisbet ettiği bir
fazlalık olmaksızın gerekli açıklama da gerçekleşmiş olmaktadır.
4. İsim ve neseblerin zaptı ile ilgili olan hususlar: Buşeyr b. Yesar'ın nasıl
okunacağını açıkladık. el-Ka'nebi ise dedesi olan
Abdullah b. Mesleme b. Ka'nebe
mensubdur.
5. Bu senette bir
tabiinin bir diğer tabiinden rivayeti yer almaktadır. Bu da Yahya'nın Buşeyr'den rivayetidir. Hadiste bunun benzerleri pek çok
ise de bu onların bilinen meşhurları arasında görülür.
6. Aralarında Sehl b. Ebu Hasme'nin
olduğu Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
ashabından bazıları ifadesi yer almaktadır. Bundan da bir kimse eğer hepsi sika
olan bir toplulukdan hadis dinlemiş ise onların bir
kısmının adını söylemeyerek bazılarından rivayet etmesinin caiz olduğu hükmü
anlaşılmaktadır. Bunun açıklaması da ve ilgili tafsilatı da daha önceki fasıllare; genişçe yer almıştır. Allah en iyi bilendir.
68 - (1540) وحدثنا
قتيبة. حدثنا
ليث. ح وحدثنا
ابن رمح. أخبرنا
الليث عن يحيى
ابن سعيد، عن
بشير بن يسار،
عن أصحاب رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
أنهم قالوا
: رخص
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في بيع
العرية
بخرصها ثمرا.
3865-68/11- Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Leys tahdis etti. (H.) Bize İbn Rumh da tahdis etti, bize Leys, Yahya b. Said'den haber
verdi, o Buşeyr b. Yesar'dan,
o Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'ın
ashabından şöyle dediklerini rivayet etti: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kuru hurma tahmini ile ariye satışına ruhsat verdi.
69 - (1540) وحدثنا
محمد بن
المثنى
وإسحاق بن
إبراهيم وابن
أبي عمر.
جميعا عن
الثقفي. قال:
سمعت يحيى بن سعيد
يقوب: أخبرني
بشير بن يسار
عن بعض أصحاب
الرسول صلى
الله عليه وسلم،
من أهل داره؛
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم نهى.
فذكر بمثل
حديث سليمان
ابن بلال عن
يحيى. غير أن
إسحاق وابن
المثنى جعلا
(مكان الربا)
الزبن. وقال
ابن أبي عمر:
الربا.
3866-69/12- Bize
Muhammed b. el-Müsenna, İshak b. İbrahim ve İbn Ebu Ömer de birlikte es-Sakafi'den şöyle dediğini tahdis
etti. Yahya b. Said'i şöyle derken dinledim: Bana Buşeyr b. Yesar kendi mahalle
halkından olan Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in ashabından bazısından rivayet
ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) nehyetti
deyip Süleyman b. Bilal'in Yahya’DAN diye rivayet
ettiği hadisin aynısını zikretti. Ancak İshak ve İbnu'l-Müsenna "riba" yerine zebn lafzını kullandılar.
ibn Ebu Ömer ise riba
demiştir.
AÇIKLAMA: "Süleyman
b. Bilal'in hadisinin aynısını zikretti." Zikreden
kişi Süleyman b. Bilal'in derecesinde olan es-Sakafi'dir. Her ne kadar böyle olduğu açık ise de bunu
zikretmemin sebebi bazan bunda hata edilme
ihtimalinden dolayıdır. Hatta hata edilmiştir bile.
"Ancak İshak ve İbnu'l-Müsenna "riba" yerine "zebn"
lafzını kullandılar.
İbn Ebu Ömer ise riba
dedi." Yani İshak'ın ve İbnu'l-Müsenna'nın arkadaşı olan İbn Ebu Ömer rivayetinde -daha önce Süleyman b. Bilal'in rivayetinde geçtiği gibi- "bu ribadır" demiştir. İshak ve İbnu'l-Müsenna ise: "Bu zebn'dir"
demişlerdir. Zebn'in asıl anlamı ise def etmek
demektir. Bu akde müzabene denilmesi ise onların her
biri garar ve riskin çokluğu sebebi ile davalaşmakta
birbirleri ile itişmeleri, birinin diğerini def etmesinden dolayıdır.
(1540) - وحدثناه
عمرو الناقد
وابن نمير.
قالا: حدثنا سفيان
بن عيينة عن
يحيى بن سعيد،
عن بشير بن يسار،
عن سهل بن أبي
حثمة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. نحو
حديثهم.
3867- ... ;13- Bunu bize
Amr en-Nakid ve İbn Numeyr de tahdis
edip dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne,
Yahya b. Said'den tahdis
etti, o Buşeyr b. Yesar'dan,
o Sehl b. Ebu Hasme'den, o Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den onların hadislerine yakın
olarak rivayet etti.
70 - (1540) حدثنا
أبو بكر بن أبي
شيبة وحسن
الحلواني.
قالا: حدثنا
أبو أسامة عن
الوليد ابن
كثير. حدثني
بشير بن يسار
مولى بني
حارثة؛ أن
رافع بن خديج
وسهل بن أبي
حثمة حدثاه:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى عن
المزابنة.
الثمر بالتمر.
إلا أصحاب
العرايا. فإنه
قد أذن لهم.
3868-70/14- Bize Ebu Bekr b. Ebu
Şeybe ve Hasan el-Hülvani tahdis edip dediler ki: Bize Ebu Üsame, el-Velid b. Kesir'den tahdis etti, bana Harise oğullarının azadlısı
Buşeyr b. Yesar'ın tahdis ettiğine göre Rafi' b. Hadic ve Sehl b. Ebi Hasme kendisine tahdis ettiler ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müzabene ile taze hurmanın kuru hurma karşılığında
satılmasını yasakladı. Ancak araya sahiplerini müstesna etti. Onlara izin
verdi.
71 - (1541) حدثنا
عبدالله بن
مسلمة بن
قعنب. حدثنا
مالك. ح وحدثنا
يحيى بن يحيى
(واللفظ له).
قال: قلت
لمالك: حدثك
داود بن
الحصين عن أبي
سفيان (مولى
ابن أبي أحمد).
عن أبي هريرة؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم رخص في
بيع العرايا
بخرصها فيما
دون خمسة أوسق
أو في خمسة (يشك
داود قال:
خمسة أو دون
خمسة) ؟ قال:
نعم.
3869-71/15- Bize
Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb
tahdis etti, bize Malik tahdis
etti, (H.) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona ait olmak üzere- tahdis
edip dedi ki: Malik'e dedim ki: Sana Davud b. el-Husayn, İbn Ebu'l-Ca'd'ın azadlısı Ebu Süfyan'dan tahdis etti, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
beş vesk altında yahut da beş vesklik
miktarda -şüphe eden Davud'dur, o beş ve sk yahut beş ve sk’DEN daha az deditahmini olarak araya satışına ruhsat verdi. (Malik)
evet dedi.
Diğer tahric: Buhari, 2190, 2382; Ebu Davud, 3364; Tirmizi, 1301; Nesai, 4555
AÇIKLAMA: "İbn Ebu Ahmed'in
azadlısı Ebu Süfyan" Hakim dedi ki: Burada geçen Ebu Ahmed Ebu
Süfyan adı bilinmeyen kimselerdendir. Ona Ebu Ahmed'in azadlısı
denilir. İbn Ebu Ahmed ise Abdül Eşhel oğullarının azadlısıdır.
Denildiğine göre o her şeyi ile adeta İbn Ebu Ahmed b. Cahş
ile birlikte idi. Bundan dolayı vela olarak
kendilerine nisbet edilmiştir. O Medine'li
sika bir ravidir.
"Beş vesk" veskin çoğulu "evsuk" olarak gelir. Vesk'in
vav harfi kesreli, visk
diye de söylenir ise de fethalı (vesk) söyleyişi daha
fasihtir. Yine çoğulu evsak ve vusuk
olarak da gelir. el-Herevi dedi ki: Taşınan her şeye
"vesk" denilir. Başkası ise: Vesk bir şeyi birbirine katmak demektir demiştir.
Veskin miktarı altmış sa' dır. Bir sa' beş tam bir bölü Bağdadi rıtıldır.
Araya'nın tekili ise ye harfi şeddeli olarak "ariyye" olarak gelir. Matiyyenin
çoğulu mataya, dahiyyenin
çoğulunun dahaya gelmesi gibi. Kelime soyutlanmak
demek olan "tearri"den türemiştir. Çünkü ariyye bağın diğer bahçelerinin hükmünden soyutlanmış (tearri etmiş)dir. el-Ezheri ve cumhur dedi ki: Ariyye fa'ile anlamında "faile" veznindedir. el-Herevi ve başkaları ise mefule anlamında fa'ile veznindedir. Bir yere gidip oraya gidiş gelişini
tekrarlamayı anlatmak üzere kullanılan 'ara-ya'rU
fiilinden gelir. Çünkü ariye sahibi o şekildeki ağaçların yanına gidip gelir.
Buna bu şekildeki ağaç sahibinin diğer hurma ağaçları arasında o ağaçtan tehalli ettiği (ayrı kaldığı) için bu ismin verildiği de
söylenmiştir. Başka açıklamalar da yapılmıştır. Allah en "yi bilendir.
"Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) taze hurmanın kuru hurma karşılığında satılmasını
yasakladı ve tahmini olarak (kuru hurma karşılığında) araya satışına ruhsat
verdi." Bu hadiste taze hurmanın kuru hurma karşılığında satılması haram kılınmaktadır.
Bu da hadiste açıklandığı gibi müzabene diye fiilnen alışveriştir.
Müzabene davalaşma ve birbirini itme, defetme demek olan "zebn" den türemiştir. İlim adamlarının ittifakı ile arayiltsatışı dışında taze hurmayı kuru hurmaya mukabil
satmanın haram ve bunun faiz olduğu üzerinde ittifak etmişlerdir. Aynı şekilde
taze üzümün kuru üzüm ile satılmasının da haram olduğunu, başağındaki buğdayın,
katıksız buğday ile satılmasının da haram olduğunu icma
ile kabul etmişlerdir. Bu ise tarla ve ekin yeri demek olan "hakl" den alınmıştır. İlim adamlarının çoğunluğuna
göre taze hurmanın ve üzümün dalında olması ile koparılmış olması arasında bir
fark yoktur. Ama Ebu Hanife der ki: Eğer dalından
koparılmış ise misli ile kurusu ile satılması caiz olur.
Araya ise bir kimsenin
bir kaç hurma ağacındaki yemişi tahmin ederek onun üzerindeki bu taze hurma
kuruduğu taktirde ondan -mesela- üç vesk kuru hurma
gelir deyip sahibinin de bunu herhangi bir kimseye üç vesk
kuru hurmaya satması ve mecliste her ikisinin de satın aldığını kabzetmesi,
müşterinin kuru hurmayı teslim edip satıcının da kişiyi ağaçtan taze hurmayı
toplamaya serbest bırakmak sureti ile taze hurmayı teslim etmesi ile
gerçekleşir. Böyle bir alışveriş beş vesk’DEN
aşağısında caiz, beş veskden fazlasında caiz
değildir.
Fazlasız ve eksiksiz
olarak tam olarak beş veskde caiz olup olmadığı
hususunda Şafii'nin iki görüşü vardır. Daha sahih olanına göre caiz değildir.
Çünkü asl olan kuru hurmanın taze hurma karşılığında
satılmasının haram olduğudur. Araya satışı ise bir ruhsattır. Ravi de beş vesk yahud daha aşağısında şüphe etmiştir. O halde kesin olanı
almak icap eder. Bu da beş veskden daha aşağı
miktardadır. Geriye tam beş veskin esasa uygun olarak
haram olması kalmaktadır. Ama daha sahih olan bunun fakirler ve zenginler için
caiz olduğudur ve meyve türünden taze hurma ve üzüm dışındakilerde caiz
olmadığıdır. Bu hususta bunun fakirlere özel bir ruhsat olduğu şeklinde zayıf
bir görüş ile bunun taze hurma ile üzüme özel olmadığına dair bir görüş de
bulunmaktadır.
Ariye satışı ile ilgili
Şafii mezhebinin tafsilatı bu şekildedir. Ahmed ve
başkaları da böyle demişlerdir. Malik ve Ebu Hanife
ise bunu başka şekilde açıklamışlardır. Ama hadislerin zahir ifadeleri onların
bu açıklamalarını reddetmektedir.
(3855) "Ariyenin taze hurma yahut kuru hurma ile satışına ruhsat
verdi.
Bundan başkasına da
ruhsat vermedi" ibaresinde de mezhep alimlerimizin bu hususdaki
görüşlerinden birisine delil vardır. Buna göre hurma dalındaki taze hurmanın
yerde (toplanmış) taze hurma karşılığında satışı caizdir. Ama onların
çoğunluğuna göre bu batıldır. Bu rivayeti de buradaki "ev: yahut"
lafzını muhayyerlik ve mübahlık anlamında değil şüphe
ve tereddüdden dolayı kullanıldığını söylerler.
Buna göre manası: Bu iki
türden birisi karşılığında satılmasına ruhsat verdi. Ama bu hususta ravi şüphe ettiğinden ötürü diğer rivayetlerin açıkça ifade
ettikleri gibi "kuru hurma"nın kastedildiği şeklinde yorumlanır.
72 - (1542) حدثنا
يحيى بن يحيى
التميمي. قال:
قرأت على مالك
عن نافع، عن
ابن عمر؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى عن
المزابنة.
والمزابنة
بيع الثمر
بالتمر كيلا.
وبيع الكرم
بالزبيب كيلا.
3870-72/16- Bize Yahya
b. Yahya et-Temimı tahdis
edip dedi ki: Malik'e Nafi’DEN rivayetini okudum, o İbn Ömer’DEN rivayet ettiğine göre Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
müzabeneyi yasakladı. Müzabene
ise taze hurmanın kuru hurma mukabilinde ölçülerek satılması, taze üzümün kuru
üzüm karşılığında ölçek ile satılması demektir.
Diğer tahric: Buhari, 2171, 2175; Nesai, 4548
73 - (1542) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
ومحمد بن
عبدالله بن
نمير. قالا:
حدثنا محمد بن
بشر. حدثنا
عبيدالله عن
نافع؛ أن
عبدالله
أخبره؛
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم نهى عن
المزابنة.
والمزابنة
بيع ثمر النخل
بالتمر كيلا،
وبيع العنب
بالزبيب
كيلا، وبيع
الزرع
بالحنطة كيلا.
3871-73/17- Bize Ebu Bekr b. Ebu
Şeybe ve Muhammed b. Abdullah b.
Numeyr tahdis edip dedi ki: Bize
Muhammed b. Bişr tahdis
etti, bize Ubeydullah, Nafi’DEN
tahdis ettiğine göre Abdullah kendisine şunu haber
verdi:
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müzabeneyi yani hurma ağacının taze meyvesini ölçekle kuru
hurma karşılığında satmayı ve taze üzümü kuru üzüm karşılığında ölçekle satmayı
biçilmemiş ekini, buğday ile ölçekle satmayı yasakladı.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
(1542) - وحدثناه
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثناه ابن
أبي زائدة عن
عبيدالله،
بهذا
الإسناد،
مثله.
3872- .. ./18- Bunu bize
Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis
etti, bize İbn Ebu Zaide, Ubeydullah’DAN bu isnad ile aynen
tahdis etti.
Diğer tahric: Ebu Davud,
3361
74 - (1542) حدثني
يحيى بن معين
وهارون بن
عبدالله
وحسين بن
عيسى. قالوا:
حدثنا أبو
أسامة. حدثنا
عبيدالله عن
نافع، عن ابن
عمر، قال : نهى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن
المزابنة.
والمزابنة بيع
ثمر النخل
بالتمر كيلا.
وبيع الزبيب
بالعنب كيلا.
وعن كل ثمر
بخرصه.
3873-74/19- Bana Yahya
b. Main, Harun b. Abdullah ve Hüseyn
b.
İsa tahdis
edip dediler ki: Bize Ebu Üsame
tahdis etti, bize Ubeydullah,
Nafi’DEN tahdis etti, o İbn Ömer’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müzabeneyi yasakladı. Müzabene ise hurma ağaçlarının taze meyvesini ölçekle kuru
hurma ile; kuru üzümü ise ölçekle taze üzüm ile satmaktır. Ayrıca her bir taze
meyveyi tahmini olarak satmayı da (yasakladı).
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
75 - (1542) حدثني
علي بن حجر
السعدي وزهير
بن حرب. قالا: حدثنا
إسماعيل (وهو
ابن إبراهيم)
عن أيوب، عن نافع،
عن ابن عمر؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى عن
المزابنة.
والمزابنة أن
يباع ما في
رؤوس النخل
بتمر، بكيل
مسمى. إن زاد
فلي، وإن نقص
فعلي.
3874-75/20- BanaAli b. Hucr es-Sa'dİ ve Zuheyr b. Harb da tahdis edip dedi ki: Bize
İsmail -ki o b. İbrahim'dir- Eyyub'dan tahdis etti, o Nafi'den, o İbn Ömer’DEN rivayet ettiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
müzabeneyi yasakladı. Müzabene
ise hurma ağaçlarının dallarında bulunan taze mahsullü kuru hurma olarak belli
bir ölçek ile -fazla gelirse bana ait, eksik gelirse tamamlarım diyerek-
satılmasıdır.
Diğer tahric: Buhari, 2172; Nesai, 4547
(1542) - وحدثنيه
أبو الربيع
وأبو كامل.
قالا: حدثنا
حماد، بهذا
الإسناد،
نحوه.
3875- .. ./21- Bunu bize
Ebu Rabi' ve Ebu Kamil de tahdis edip-dedi ki:
Bize Hammad tahdis etti,
bize Eyyub, bu isnad ile
buna yakın olarak tahdis etti.
76 - (1542) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
ليث. ح وحدثني
محمد بن رمح.
أخبرنا الليث
عن نافع، عن
عبدالله. قال:
نهى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن
المزابنة: أن
يبيع ثمر حائطه،
إن كانت نخلا،
بتمر كيلا.
وإن كان كرما،
أن يبيعه
بزبيب كيلا.
وإن كان زرعا،
أن يبيعه بكيل
طعام. نهى عن
ذلك كله.
وفي
رواية قتيبة.
أو كان زرعا.
3876-76/22- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Leys tahdis etti, (H.) Bana Muhammed b. Rumh
da tahdis etti, bize Leys, Nafi'den haber verdi, o Abdullah'tan şöyle dediğini rivayet
etti: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) müzabeneyi
eğer bahçesi hurma ağaçları ise bahçesinin taze meyvesini ölçek ile kuru
hurmayla satması; eğer üzüm bağı ise (taze üzümü) ölçekle kuru üzüm
karşılığında satması ve eğer ekin ise (taze mahsulü) ölçekle buğday
karşılığında satmasıdır. Bütün bunları yasakladı.
Kuteybe'nin rivayetinde ise "yahut ekin ise" demektedir.
Diğer tahric: Buhari, 2205; Nesai, 4563; İbn Mace, 2265;
(1542) - وحدثنيه
أبو الطاهر.
أخبرنا ابن
وهاب. حدثني يونس.
ح وحدثناه ابن
رافع. حدثنا
ابن أبي فديك.
أخبرني
الضحاك. ح
وحدثنيه سويد
بن سعيد.
حدثنا حفص بن
ميسرة. حدثني
موسى بن عقبة.
كلهم عن نافع،
بهذا
الإسناد، نحو
حديثهم.
3877- .. ./23- Bunu bana
Ebu't-Tahir de tahdis etti,
bize İbn Vehb haber verdi,
bana Yunus tahdis etti, (H.) Bunu bize İbn Rafi'de tahdis
etti, bize İbn Ebu Fudeyk tahdis etti, bana Dahhak haber verdi, (H.) Bunu bana Süveyd
b. Said de tahdis etti,
bize Hafs b. Meysere tahdis etti, bize Musa b. Ukbe tahdis
etti, hepsi Nafi’DEN bu isnad
ile onların hadisine yakın olarak rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
15- DALINDA MEYVE
BULUNDUĞU HALDE HURMA AĞAÇLARINI SATAN KİMSE BABI