SAHİH-İ MÜSLİM

BUYU’

 

14- ARAYA SATIŞI DIŞINDA TAZE HURMANIN KURU HURMA İLE SATILMASININ HARAM KILINDIĞI BABi

 

3855-59/1- Bana Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Huceyn b. el-Müsenna tahdis etti, bize Leys, Ukayl'den tahdis etti, o İbn Şihab'dan, o Said b. el-Müseyyeb 'den rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müzabene ve muhakele satışlarını yasakladı. Müzabene, taze hurmanın kuru hurmaya karşılık satılması, muhakele ise tarladaki ekinin buğday karşılığında satılması ve arazinin buğday ile kiralanmasıdır.

 

(Said) dedi ki: Bana Salim b. Abdullah da Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Sizler olgunlaştığı ortaya çıkmadıkça taze meyveyi satın almayın ve taze hurmayı da kuru hurma ile satın almayın" buyurduğunu haber verdi.

 

Salim de dedi ki: Bana Abdullah, Zeyd b. Sabit'den haber verdi, o Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den, bundan sonra ariye satışında taze ya da kuru hurma ile ruhsat verdi, bundan başkasına ruhsat vermedi.

 

Diğer tahric: Buhari, 2183, 2184, 2188, 2192, 2380; Tirmizi, 1300 -uzunca-, 1302; Nesai, 4546, 4550, 4552, 4553, 4554 -uzunca-; İbn Mace, 2268, 2269

 

 

 

3856-60/2- Bize Yahya b. Yahya da tahdis edip dedi ki: Malik'e Nafi'den rivayetini okudum, o İbn Ömer'den, o Zeyd b. Sabit'den rivayetine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ariye sahibine tahminen ondan çıkacak kuru hurma mukabilinde satılmasına ruhsat verdi.

 

 

 

3857-61/3- Bize Yahya b. Yahya da tahdis etti, bize Süleyman b. Bilal, Yahya b. Said'den haber verdi, bana Nafi'in haber verdiğine göre o Abdullah b. Ömer'i şu hadisi naklederken dinlemiştir: Zeyd b. Sabit'in kendisine tahdis ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir ev halkının kuru hurma miktarı tahmini ile taze hurma yemek üzere ariye satışına ruhsat vermiştir.

 

 

 

3858- .. ./4- Bunu bize Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Abdülvehhab tahdis edip dedi ki: Yahya b. Said'i şöyle derken dinledim: Bana Nafi' bu isnad ile haber verdi deyip aynısını rivayet etti.

 

 

 

3859-62/5- Bize Yahya b. Yahya da tahdis etti, bize Huşeym, Yahya b.

Said’DEN bu isnad ile haber verdi ancak o şöyle dedi: Ariye bir hurma ağacının birilerine verilmesi onlar da onu (taze meyvesini) tahminen kuru hurma karşılığında satmalarıdır dedi.

 

 

 

3860-63/6- Bize Muhammed b. Rumh b. el-Muhacir de tahdis etti, bize Leys, Yahya b. Said'den tahdis etti, o Nafi'den, o Abdullah b. Ömer'den rivayet etti. Bana Zeyd b. Sabit'in tahdis ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tahmini kuru hurma miktarı karşılığında ariye satışına ruhsat verdi.

 

Yahya dedi ki: Ariye bir kimsenin aile halkına taze hurma yedirmek üzere birkaç hurma ağacının taze meyvesini, tahmini kuru hurma miktarı karşılığında satın almasıdır.

 

 

AÇIKLAMA:          Bu babta İbn Ömer (r.a.)'nın (3855) "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kuru hurmanın kuru hurma karşılığında satılmasını yasakladı ama araya satışına ruhsat verdi." Bir rivayetinde ariye satışında taze hurma ve kuru hurma karşılığında ruhsat verdi ama bundan başkasına ruhsat vermedi." Bir rivayette (3856) "ariye sahibine tahminen vereceği kuru hurma karşılığında satmasına ruhsat verdi." Şeklindeki hadisler yer almaktadır. Babtaki diğer rivayetler de bu manadadır.

 

Bu hadislerde muhakele, muzabene ve arazinin kiraya verilmesi de sözkonusu edilmektedir. Buna dair açıklamaları ilgili babında yapacağız.

 

Bu babtaki lafızlara gelince: "Taze hurmanın kuru hurma karşılığında satılmasını" bir diğer rivayette ise taze hurmayı kuru hurma karşılığında satmayın" denilmektedir. Her iki rivayette de birinci lafız (semer: taze hurma) olup üç noktalı peltek se iledir. İkincisi ise iki noktalı te ile olup "temr: kuru hurma"dır. Yani taze hurmayı kuru hurma ile satmayın. Yoksa kasıt (semerin asıl anlamı olan) bütün meyveler değildir. Çünkü sair meyvelerin temr (kuru ;.. urma) karşılığında satılmaları caizdir.

 

"Ariye satışında (mahsulü) kuru hurma olarak tahmin edilen miktarı ile satılmasına ruhsat verdi." Hars, hı harfi fethalı olarak da söylenir. (hırs şeklinde) kesreli olarak da söylenir, fethalı söyleyiş daha meşhurdur. Bu da mahsulü kuru hurma haline geldikden sonraki miktarı karşılığında satılması demektir. Bu kelimeyi fethalı söylersek mastar olur. Yani fiilin adı olur. Kesreli okuyanlara göre ise bu da tahmin edilen şeyin adı olur.

 

 

 

 

3861-64/7 - Bize İbn Numeyr de tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Ubeydullah tahdis etti, bana Nafi', İbn Ömer'den tahdis etti, o Zeyd b. Sabit’DEN rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in araya da ölçek olarak tahmin edilen miktarı karşılığında satılmasına ruhsat verdi.

 

 

 

3862-65/8- Bunu bize İbnu'l-Müsenna da tahdis etti, bize Yahya b. Said, Ubeydullah'dan bu isnad ile tahdis etti ve: Tahmin edilen miktarı karşılığında alınmasını dedi.

 

 

 

3863-66/9- Bize Ebu Rabi' ve Ebu Kamil tahdis edip dedi ki: Bize Hammad tahdis etti (H.) Bunu bana Ali b. Hucr da tahdis etti, bize İsmail tahdis etti, ikisi Eyyub'dan, o Nafi’DEN bu isnad ile rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mahsul miktarı tahmini karşılığında araya satışına ruhsat verdi.

 

 

 

3864-67/10- Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebı de tahdis etti, bize Süleyman -yani b. Bilal- Yahya b. Said'den tahdis etti, o Buşeyr b. Yesar'dan, o birileri Sehl b. Ebu Hasme olan kaldıkları mahalle ahalisinden Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından bazılarından rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) taze hurmanın kuru hurma karşılığında satışını yasakladı ve: "Bu ribadır, bu müzabenedir" buyurdu. Yalnız bir ve iki hurma ağacını bir aile halkının tahminen vereceği kuru hurma mukabilinde taze hurma olarak mahsulünü yemeleri için satın almaları şeklindeki ariye satışına ruhsat verdi.

 

Diğer tahric: Buhari, 2191, 2384; Ebu Davud, 3363; Tirmizi, 1303; Nesai, 4556, 4557, 4558

 

AÇIKLAMA:          "Buşeyr b. Yesar'dan ... birileri Sehl b. Ebu Hasme olmak üzere ... " Burada "Buşeyr" be harfi ötreli, şin harfi fethalıdır. Yesar isminin ilk harfi ye de sonra sin'dir. Kendisi Buşeyr b. Yesar el-Medeni olup Ensar'dan ve Haris oğullarının mevlası (azadlısıdır). Yahya b. Main dedi ki: O Süleyman b. Yesar'ın kardeşi değildir. Muhammed b. Sa'd dedi ki: O yaşlı bir şeyh idi. Fakihdi, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabının hepsine yetişmişli. Bununla birlikte az hadis rivayet etmiştir.

 

"Kendi mahalleleri ahalisinden" kastettiği ise Harise oğullarıdır. Burada dar’dan kasıt mahalledir.

 

"Rasuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın ashabının bazısından" yani onlardan bir topluluktan rivayet etti demektir. Sonra onların bazılarını zikretti ve onlardan birisi de Sehl b. Ebu Hasme'dir dedi.

 

Ba'z {ı) lafzı, az hakkında da çok hakkında da kullanılır.

"Hasme" ismi ha harfi fethalı, se harfi sakindir. Ebu Hasme'nin adı da Abdullah b. Saide'dir. Amir b. Saide olduğu da söylenmiştir. Künyesi Sehl Ebu Yahya'dır. Ebu Muhammed olduğu da söylenir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde kendisi sekiz yaşında idi.

 

Bu isnadda "bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebi tahdis etti, bize Süleyman -yani b. Bilal- Yahya -ki o b. Said'dir- dan tahdis etti, o Buşeyr b. Yesar’DAN ... "

Bu isnadta, isnad ilmi ve isnad yollarını bilmek bakımından çeşitli hususlar yer almaktadır:

 

1. Bu bütün ravileri Medine'li olan bir isnaddır. Böyle bir durum Müslim'in Sahihi'nde, Kufelilerle Basrahların aksine oldukça nadirdir. Çünkü Kufeli ve Basrah isnadlar çoktur ve biz bunları bu kitabın baş taraflarından itibaren ve ondan sonra da değişik yerlerde kaydetmiş bulunuyoruz.

 

2. Bu isnadda üçü de Ensar'dan ve Medine'li olan birbirinden rivayet nakleden ravi vardır. Bu da oldukça nadirdir. Bunlar da Yahya b. Said elEnsari, Buşeyr ve Sehl'dir.

 

3. Müslim bu isnadda "Selman -yani b. Bilal-" ve "Yahya -ki o b. Said'dir-" ifadelerini kullanmaktadır. Daha önce kitabın baş taraflarındaki fasıllarda ve daha sonra bizler onun "yani" ile "ki o" demesinin faydasını açıklamış ve bundan maksadın şu olduğunu söylemiştik: Müslim'in aldığı rivayette bu ravilerin nesebleri zikredilmemiştir. Aksine rivayeti nakleden kişi sadece Süleyman ve Yahya demekle yetinmiş, Müslim ise buna açıklık getirmek istemiştir. Fakat kendiliğinden Süleyman b. Bilal demesi caiz değildir. Çünkü o taktirde üstadından dinlediklerine fazlalık katmış olur. Bundan dolayı "yani b. Bilal" diyerek üstadına nisbet ettiği bir fazlalık olmaksızın gerekli açıklama da gerçekleşmiş olmaktadır.

 

4. İsim ve neseblerin zaptı ile ilgili olan hususlar: Buşeyr b. Yesar'ın nasıl okunacağını açıkladık. el-Ka'nebi ise dedesi olan Abdullah b. Mesleme b. Ka'nebe mensubdur.

 

5. Bu senette bir tabiinin bir diğer tabiinden rivayeti yer almaktadır. Bu da Yahya'nın Buşeyr'den rivayetidir. Hadiste bunun benzerleri pek çok ise de bu onların bilinen meşhurları arasında görülür.

 

6. Aralarında Sehl b. Ebu Hasme'nin olduğu Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından bazıları ifadesi yer almaktadır. Bundan da bir kimse eğer hepsi sika olan bir toplulukdan hadis dinlemiş ise onların bir kısmının adını söylemeyerek bazılarından rivayet etmesinin caiz olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Bunun açıklaması da ve ilgili tafsilatı da daha önceki fasıllare; genişçe yer almıştır. Allah en iyi bilendir.

 

 

 

 

3865-68/11- Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Leys tahdis etti. (H.) Bize İbn Rumh da tahdis etti, bize Leys, Yahya b. Said'den haber verdi, o Buşeyr b. Yesar'dan, o Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın ashabından şöyle dediklerini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kuru hurma tahmini ile ariye satışına ruhsat verdi. 

 

 

 

3866-69/12- Bize Muhammed b. el-Müsenna, İshak b. İbrahim ve İbn Ebu Ömer de birlikte es-Sakafi'den şöyle dediğini tahdis etti. Yahya b. Said'i şöyle derken dinledim: Bana Buşeyr b. Yesar kendi mahalle halkından olan Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından bazısından rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nehyetti deyip Süleyman b. Bilal'in Yahya’DAN diye rivayet ettiği hadisin aynısını zikretti. Ancak İshak ve İbnu'l-Müsenna "riba" yerine zebn lafzını kullandılar.

 

ibn Ebu Ömer ise riba demiştir.

 

 

AÇIKLAMA:          "Süleyman b. Bilal'in hadisinin aynısını zikretti." Zikreden kişi Süleyman b. Bilal'in derecesinde olan es-Sakafi'dir. Her ne kadar böyle olduğu açık ise de bunu zikretmemin sebebi bazan bunda hata edilme ihtimalinden dolayıdır. Hatta hata edilmiştir bile.

 

"Ancak İshak ve İbnu'l-Müsenna "riba" yerine "zebn" lafzını kullandılar.

 

İbn Ebu Ömer ise riba dedi." Yani İshak'ın ve İbnu'l-Müsenna'nın arkadaşı olan İbn Ebu Ömer rivayetinde -daha önce Süleyman b. Bilal'in rivayetinde geçtiği gibi- "bu ribadır" demiştir. İshak ve İbnu'l-Müsenna ise: "Bu zebn'dir" demişlerdir. Zebn'in asıl anlamı ise def etmek demektir. Bu akde müzabene denilmesi ise onların her biri garar ve riskin çokluğu sebebi ile davalaşmakta birbirleri ile itişmeleri, birinin diğerini def etmesinden dolayıdır.

 

 

 

3867- ... ;13- Bunu bize Amr en-Nakid ve İbn Numeyr de tahdis edip dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne, Yahya b. Said'den tahdis etti, o Buşeyr b. Yesar'dan, o Sehl b. Ebu Hasme'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den onların hadislerine yakın olarak rivayet etti. 

 

 

 

3868-70/14- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Hasan el-Hülvani tahdis edip dediler ki: Bize Ebu Üsame, el-Velid b. Kesir'den tahdis etti, bana Harise oğullarının azadlısı Buşeyr b. Yesar'ın tahdis ettiğine göre Rafi' b. Hadic ve Sehl b. Ebi Hasme kendisine tahdis ettiler ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müzabene ile taze hurmanın kuru hurma karşılığında satılmasını yasakladı. Ancak araya sahiplerini müstesna etti. Onlara izin verdi.

 

 

 

3869-71/15- Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb tahdis etti, bize Malik tahdis etti, (H.) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona ait olmak üzere- tahdis edip dedi ki: Malik'e dedim ki: Sana Davud b. el-Husayn, İbn Ebu'l-Ca'd'ın azadlısı Ebu Süfyan'dan tahdis etti, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beş vesk altında yahut da beş vesklik miktarda -şüphe eden Davud'dur, o beş ve sk yahut beş ve sk’DEN daha az deditahmini olarak araya satışına ruhsat verdi. (Malik) evet dedi.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 2190, 2382; Ebu Davud, 3364; Tirmizi, 1301; Nesai, 4555

 

AÇIKLAMA:          "İbn Ebu Ahmed'in azadlısı Ebu Süfyan" Hakim dedi ki: Burada geçen Ebu Ahmed Ebu Süfyan adı bilinmeyen kimselerdendir. Ona Ebu Ahmed'in azadlısı denilir. İbn Ebu Ahmed ise Abdül Eşhel oğullarının azadlısıdır. Denildiğine göre o her şeyi ile adeta İbn Ebu Ahmed b. Cahş ile birlikte idi. Bundan dolayı vela olarak kendilerine nisbet edilmiştir. O Medine'li sika bir ravidir.

 

"Beş vesk" veskin çoğulu "evsuk" olarak gelir. Vesk'in vav harfi kesreli, visk diye de söylenir ise de fethalı (vesk) söyleyişi daha fasihtir. Yine çoğulu evsak ve vusuk olarak da gelir. el-Herevi dedi ki: Taşınan her şeye "vesk" denilir. Başkası ise: Vesk bir şeyi birbirine katmak demektir demiştir.

 

Veskin miktarı altmış sa' dır. Bir sa' beş tam bir bölü Bağdadi rıtıldır. Araya'nın tekili ise ye harfi şeddeli olarak "ariyye" olarak gelir. Matiyyenin çoğulu mataya, dahiyyenin çoğulunun dahaya gelmesi gibi. Kelime soyutlanmak demek olan "tearri"den türemiştir. Çünkü ariyye bağın diğer bahçelerinin hükmünden soyutlanmış (tearri etmiş)dir. el-Ezheri ve cumhur dedi ki: Ariyye fa'ile anlamında "faile" veznindedir. el-Herevi ve başkaları ise mefule anlamında fa'ile veznindedir. Bir yere gidip oraya gidiş gelişini tekrarlamayı anlatmak üzere kullanılan 'ara-ya'rU fiilinden gelir. Çünkü ariye sahibi o şekildeki ağaçların yanına gidip gelir. Buna bu şekildeki ağaç sahibinin diğer hurma ağaçları arasında o ağaçtan tehalli ettiği (ayrı kaldığı) için bu ismin verildiği de söylenmiştir. Başka açıklamalar da yapılmıştır. Allah en "yi bilendir.

 

"Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) taze hurmanın kuru hurma karşılığında satılmasını yasakladı ve tahmini olarak (kuru hurma karşılığında) araya satışına ruhsat verdi." Bu hadiste taze hurmanın kuru hurma karşılığında satılması haram kılınmaktadır. Bu da hadiste açıklandığı gibi müzabene diye fiilnen alışveriştir.

 

Müzabene davalaşma ve birbirini itme, defetme demek olan "zebn" den türemiştir. İlim adamlarının ittifakı ile arayiltsatışı dışında taze hurmayı kuru hurmaya mukabil satmanın haram ve bunun faiz olduğu üzerinde ittifak etmişlerdir. Aynı şekilde taze üzümün kuru üzüm ile satılmasının da haram olduğunu, başağındaki buğdayın, katıksız buğday ile satılmasının da haram olduğunu icma ile kabul etmişlerdir. Bu ise tarla ve ekin yeri demek olan "hakl" den alınmıştır. İlim adamlarının çoğunluğuna göre taze hurmanın ve üzümün dalında olması ile koparılmış olması arasında bir fark yoktur. Ama Ebu Hanife der ki: Eğer dalından koparılmış ise misli ile kurusu ile satılması caiz olur.

 

Araya ise bir kimsenin bir kaç hurma ağacındaki yemişi tahmin ederek onun üzerindeki bu taze hurma kuruduğu taktirde ondan -mesela- üç vesk kuru hurma gelir deyip sahibinin de bunu herhangi bir kimseye üç vesk kuru hurmaya satması ve mecliste her ikisinin de satın aldığını kabzetmesi, müşterinin kuru hurmayı teslim edip satıcının da kişiyi ağaçtan taze hurmayı toplamaya serbest bırakmak sureti ile taze hurmayı teslim etmesi ile gerçekleşir. Böyle bir alışveriş beş vesk’DEN aşağısında caiz, beş veskden fazlasında caiz değildir.

 

Fazlasız ve eksiksiz olarak tam olarak beş veskde caiz olup olmadığı hususunda Şafii'nin iki görüşü vardır. Daha sahih olanına göre caiz değildir. Çünkü asl olan kuru hurmanın taze hurma karşılığında satılmasının haram olduğudur. Araya satışı ise bir ruhsattır. Ravi de beş vesk yahud daha aşağısında şüphe etmiştir. O halde kesin olanı almak icap eder. Bu da beş veskden daha aşağı miktardadır. Geriye tam beş veskin esasa uygun olarak haram olması kalmaktadır. Ama daha sahih olan bunun fakirler ve zenginler için caiz olduğudur ve meyve türünden taze hurma ve üzüm dışındakilerde caiz olmadığıdır. Bu hususta bunun fakirlere özel bir ruhsat olduğu şeklinde zayıf bir görüş ile bunun taze hurma ile üzüme özel olmadığına dair bir görüş de bulunmaktadır.

 

Ariye satışı ile ilgili Şafii mezhebinin tafsilatı bu şekildedir. Ahmed ve başkaları da böyle demişlerdir. Malik ve Ebu Hanife ise bunu başka şekilde açıklamışlardır. Ama hadislerin zahir ifadeleri onların bu açıklamalarını reddetmektedir.

 

(3855) "Ariyenin taze hurma yahut kuru hurma ile satışına ruhsat verdi.

 

Bundan başkasına da ruhsat vermedi" ibaresinde de mezhep alimlerimizin bu hususdaki görüşlerinden birisine delil vardır. Buna göre hurma dalındaki taze hurmanın yerde (toplanmış) taze hurma karşılığında satışı caizdir. Ama onların çoğunluğuna göre bu batıldır. Bu rivayeti de buradaki "ev: yahut" lafzını muhayyerlik ve mübahlık anlamında değil şüphe ve tereddüdden dolayı kullanıldığını söylerler.

 

Buna göre manası: Bu iki türden birisi karşılığında satılmasına ruhsat verdi. Ama bu hususta ravi şüphe ettiğinden ötürü diğer rivayetlerin açıkça ifade ettikleri gibi "kuru hurma"nın kastedildiği şeklinde yorumlanır.

 

 

 

 

3870-72/16- Bize Yahya b. Yahya et-Temimı tahdis edip dedi ki: Malik'e Nafi’DEN rivayetini okudum, o İbn Ömer’DEN rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müzabeneyi yasakladı. Müzabene ise taze hurmanın kuru hurma mukabilinde ölçülerek satılması, taze üzümün kuru üzüm karşılığında ölçek ile satılması demektir.

 

Diğer tahric: Buhari, 2171, 2175; Nesai, 4548

 

 

 

3871-73/17- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Abdullah b.

Numeyr tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Bişr tahdis etti, bize Ubeydullah, Nafi’DEN tahdis ettiğine göre Abdullah kendisine şunu haber verdi:

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müzabeneyi yani hurma ağacının taze meyvesini ölçekle kuru hurma karşılığında satmayı ve taze üzümü kuru üzüm karşılığında ölçekle satmayı biçilmemiş ekini, buğday ile ölçekle satmayı yasakladı.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

3872- .. ./18- Bunu bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize İbn Ebu Zaide, Ubeydullah’DAN bu isnad ile aynen tahdis etti.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 3361

 

 

 

3873-74/19- Bana Yahya b. Main, Harun b. Abdullah ve Hüseyn b.

İsa tahdis edip dediler ki: Bize Ebu Üsame tahdis etti, bize Ubeydullah, Nafi’DEN tahdis etti, o İbn Ömer’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müzabeneyi yasakladı. Müzabene ise hurma ağaçlarının taze meyvesini ölçekle kuru hurma ile; kuru üzümü ise ölçekle taze üzüm ile satmaktır. Ayrıca her bir taze meyveyi tahmini olarak satmayı da (yasakladı).

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

3874-75/20- BanaAli b. Hucr es-Sa'dİ ve Zuheyr b. Harb da tahdis edip dedi ki: Bize İsmail -ki o b. İbrahim'dir- Eyyub'dan tahdis etti, o Nafi'den, o İbn Ömer’DEN rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müzabeneyi yasakladı. Müzabene ise hurma ağaçlarının dallarında bulunan taze mahsullü kuru hurma olarak belli bir ölçek ile -fazla gelirse bana ait, eksik gelirse tamamlarım diyerek- satılmasıdır.

 

Diğer tahric: Buhari, 2172; Nesai, 4547

 

 

 

3875- .. ./21- Bunu bize Ebu Rabi' ve Ebu Kamil de tahdis edip-dedi ki: Bize Hammad tahdis etti, bize Eyyub, bu isnad ile buna yakın olarak tahdis etti.

 

 

 

3876-76/22- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Leys tahdis etti, (H.) Bana Muhammed b. Rumh da tahdis etti, bize Leys, Nafi'den haber verdi, o Abdullah'tan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müzabeneyi eğer bahçesi hurma ağaçları ise bahçesinin taze meyvesini ölçek ile kuru hurmayla satması; eğer üzüm bağı ise (taze üzümü) ölçekle kuru üzüm karşılığında satması ve eğer ekin ise (taze mahsulü) ölçekle buğday karşılığında satmasıdır. Bütün bunları yasakladı.

 

Kuteybe'nin rivayetinde ise "yahut ekin ise" demektedir.

 

Diğer tahric: Buhari, 2205; Nesai, 4563; İbn Mace, 2265;

 

 

 

3877- .. ./23- Bunu bana Ebu't-Tahir de tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus tahdis etti, (H.) Bunu bize İbn Rafi'de tahdis etti, bize İbn Ebu Fudeyk tahdis etti, bana Dahhak haber verdi, (H.) Bunu bana Süveyd b. Said de tahdis etti, bize Hafs b. Meysere tahdis etti, bize Musa b. Ukbe tahdis etti, hepsi Nafi’DEN bu isnad ile onların hadisine yakın olarak rivayet etti.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

15- DALINDA MEYVE BULUNDUĞU HALDE HURMA AĞAÇLARINI SATAN KİMSE BABI