SAHİH-İ MÜSLİM

BUYU’

 

5- CELEB (BAŞKA YERDEN GETİRİLEN MALLARI PAZARA GELMEDEN) KARŞILAMANIN HARAM KILINDIĞI BABI

 

3798-14/1- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize İbn Ebu Zaide tahdis etti, (H.) Bize İbnu'l-Müsenna da tahdis etti, bize Yahya -yani b. Said- de tahdis etti (H.) Bize İbn Numeyr de tahdis etti, bize babam tahdis etti, hepsi Ubeydullah'dan, o Nafi'den, o İbn Ömer'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) pazarlara gelmeden önce malların karşılanmasını yasakladı.

 

Bu İbn Numeyr'in lafzıdır. Diğer ikisi ise: "Şüphesiz Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşılamayı yasakladı" şeklindedir.

 

Diğer tahric: Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve İbn Numeyr'in hadisini yalnız Müslim rivayet etmiştir İbnu'l-Müsenna'nın rivayetini, Nesai, 4510

 

 

 

3799- .. ./2- Bana Muhammed b. Hatim ve İshak b. Mansur birlikte İbn Mehdi’DEN tahdis etti, o Malik'den, o Nafi'den, o İbn Ömer’DEN o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) 'den İbn Numeyr'in Ubeydullah'dan hadisi rivayet ettiği gibi rivayet etti.

 

 

 

3800-15/3- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti. .. Abdullah (radıyallahu anh)'dan rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) satılacak malları karşılamayı nehyetti. 

 

Diğer tahric: Buhari, 2149 -uzunca-, 2164; Tirmizi, 1220; İbn Mace, 2180;

 

 

 

3801-16/4- Bize Yahya b. Yahya tahdis etti... Ebu Hureyre dedi ki:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) celeb (başka yerden getirilen malları) karşılamayı yasakladı.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

3802-17/5- Bize İbn Ebu Ömer tahdis etti. .. İbn Strin dedi ki: Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Celebi (başka yerden mal getirenleri) karşılamayın. Kim onu karşılayıp ondan satın alırsa sonra o malın sahibi pazara gelirse omuhayyerdir. "

 

 

Diğer tahric: Nesai, 4513

 

AÇIKLAMA:          (3798) "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) pazarlara varmadan getirilen malların karşılanmasını yasakladı." Diğer rivayette: "karşılamayı yasakladı"; bir diğer rivayette (3800) "satış için getirilen malların karşılanmasını yasakladı" başka bir rivayette (3801) "celebin karşılanmasını. .. " bir diğer rivayette (3802) "celebi (dışarıdan mal getirenleri) karşılamayın. Kim onu karşılayıp ondan bir şey satın alırsa sonra da o malın sahibi pazara gelirse o muhayyerdir" (daha sonra gelecek) bir rivayette (3804) "mal getiren kafilelerin karşılanmasını yasakladığı" belirtilmektedir.

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Seyyiduhu" buyruğundan kastı malın sahibi olan satıcısıdır.

 

Bu hadis-i şerifler, celeb denilen başka yerden mal getirenleri (pazardan önce) karşılamanın haram olduğunu ifade etmektedir. Bu Şafii, Malik ve cumhurun görüşüdür. Ebu Hanife ve Evzai ise eğer insanlara zarar vermeyecekse onları karşılamak caizdir. Eğer zarar verecekse mekruhdur demişlerdir. Ama sahih olan açık nehy (yasak) sebebi ile birinci görüşdür.

Mezhep alimlerimiz der ki: Haram olmasının şartı, karşılamanın yasaklanmış olduğunu bilmesidir. Şayet karşılamak kastı ile değil de bir iş için dışarı çıkmış ve bu şekilde mal getiren kimseden bir şey satın almışsa bunun haram olup olmadığı hususunda mezhep alimlerimizin de iki görüşü vardır; Maliki mezhebine mensup alimlerin de iki görüşü vardır. Bizim mezhep alimlerimize göre iki görüşün daha sahih olanı aynı nitelik bulunduğundan ötürü haram olduğudur. Şayet mal getirenleri dışarıda karşılayıp kendisi onlara bir şeyler satacak olursa bunun da haram olduğu hususunda iki görüş vardır. Haram olduğu hükmünü verecek olursak ama kendisi onlardan satın alırsa akit sahih olur.

 

İlim adamlarının dediklerine göre haram kılmanın sebebi dışarıdan mal getirenin zarara uğramasını önlemek ve kendisini aldatacaklara karşı onu korumaktır. İmam Ebu Abdullah el-Mazeri dedi ki: Eğer şehirde ikamet edenin köylü adına satış yapma yasağının sebebi şehirlilere şefkattir ve ayrıca böyle bir alışverişte köylünün aldanma ihtimali vardır. Celebi (mal getireni) karşılamanın yasaklanışında kasıt ise köylünün aldatılmamasıdır. Bundan dolayı Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sahibi pazara geldikten sonra muhayyerdir" buyurmuştur denilecek olursa cevap şudur: Şeriat bu gibi meselelerde insanların maslahatını göz önünde bulundurur. Maslahat ise tek kişi aleyhine olacak olsa bile bir kişinin bir diğerine karşı değil de toplumun bir kişiye karşı maslahatına bakmayı gerektirir. Dışarıdan gelen (köylü) bizzat satacak olursa bütün pazar ahalisi yararlanır ve ucuz mal satın alırlar. Böylelikle bütün belde sakinleri bundan fayda sağlar. İşte şeriat belde ahalisinin dışarıdan gelene karşı maslahatını göz önünde bulundurmuştur.

 

Mal getirenin şehir dışında karşılanmasında ise özellikle karşılanan kişi yararlandığından ve bu da bir kişiye karşılık bir kişinin maslahatı şeklinde ortaya çıktığından karşılamayı mübah kılmakta bir maslahat kalmamaktadır. Özellikle de buna ikinci bir sebep daha eklenir ki bu da karşılayan kimsenin tek başına ucuz alması sureti ile ve malın pazara gelmesini önlemesi dolayısı ile bütün pazar ahalisine zarar verir. Pazar ahalisi ise sayıca karşılayandan daha çoktur. Bundan dolayı şeriat bu tek kişiye karşı onların maslahatını göz önünde bulundurmuştur. Dolayısı ile her iki mesele arasında bir çelişki yoktur. Aksine hikmet ve maslahat noktasında birbiri ile uyum halindedirler. Allah en iyi bilendir.

 

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in (3802) "sahibi pazara geldiği taktirde muhayyerdir" buyruğu hakkında mezhep alimlerimiz der ki: Satıcının . pazara gelip fiyatı bilmeden önce muhayyerlik hakkı yoktur. Pazara geldiği vakit eğer malı sattığı fiyat şehirdeki fiyattan daha ucuz ise onu karşılayan kişi ister yalan söyleyerek ona fiyatı haber vermiş olsun ister vermesin onun lehine muhayyerlik hakkı sabit olur. Şayet sattığı fiyat şehrin fiyatı ile aynı ya da daha fazla ise bu hususta iki görüş vardır. Daha sahih olan görüşe göre böyle bir muhayyerlik hakkının -aldatına olmadığından ötürü- bulunmadığıdır. İkinci görüşe göre ise hadiste ifade mutlak olduğundan ötürü böyle bir hak sabittir. Allah en iyi bilendir.

 

(Hadisi İbn Sırin’DEN rivayet eden) "Hişam el-Kurdusl" kaf harfi ötreli, re harfi sakin olmak üzere okunur, bilinen bir kabile olan "el-Karadis"e mensubtur, Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

6- ŞEHİRLİNİN KÖYLÜ ADINA SATIŞ YAPMASININ HARAM OLDUĞU BABI