SAHİH-İ MÜSLİM |
BUYU’ |
4 - باب
تحريم بيع
الرجل على بيع
أخيه، وسومه
على سومه.
وتحريم النجش
وتحريم
التصرية.
4- ADAMIN KARDEŞİNİN ALIŞVERİŞİ
ÜZERİNE ALIŞVERİŞ YAPMASININ, PAZARLIĞI ÜZERİNE PAZARLIK YAPMASININ, MÜŞTERİ
KIZIŞTIRMANIN VE (SÜT VEREN HAYVANIN) MEMESİNDE SÜTÜ BİRİKTİRMENİN HARAM
KILINMASI BABI
7 - (1412) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال قرأت على
مالك عن نافع،
عن ابن عمر؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال (لا
يبع بعضكم على
بيع بعض).
3790-7/1- Bize Yahya b.
Yahya tahdis edip dedi ki: Ben Malik'e, Nafi'den rivayetini okudum, o İbn
Ömer’DEN rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Biriniz diğerinizin satışı üzerine satış yapmasın" buyurdu.
8 - (1412) حدثنا
زهير بن حرب
ومحمد بن
المثنى (واللفظ
لزهير) قالا:
حدثنا يحيى عن
عبيدالله.
أخبرني نافع
عن ابن عمر ، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال (لا
يبع الرجل على
بيع أخيه،
ولا
يخطب على
خطبة أخيه،
إلا أن يأذن
له).
3791-8/2- Bize Zuheyr b.
Harb ve Muhammed b. el-Müsenna -lafız Zuheyr'e ait olmak üzere- tahdis edip
dedi ki: Bize Yahya, Ubeydullah'dan tahdis etti, bize Nafi', İbn Ömer’DEN haber
verdi, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Bir kimse din kardeşinin
satışı üzerine satış yapmasın. Din kardeşinin talib olduğu kimseye ona izin
vermesi müstesna talib olmasın" buyurdu.
9 - (1515) حدثنا
يحيى بن ايوب
وقتيبة بن
سعيد وابن
حجر. قالوا:
حدثنا
إسماعيل (وهو
ابن جعفر) عن
العلاء، عن
أبيه، عن أبي
هريرة ؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال (لا
يسم المسلم
على سوم أخيه).
3792-9/3- Bize Yahya b.
Eyyub, Kuteybe b. Said ve İbn Hucr tahdis edip dedi ki: Ebu Hureyre'den
rivayete göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müslüman
müslümanın pazarlığı üzerine pazarlık yapmasın" buyurdu.
AÇIKLAMA: (3790)
"Biriniz bir diğerinizin satışı üzerine satış yapmasın." Diğer
rivayette (3791) "bir kimse kardeşinin satışı üzerine satış yapmasın. Onun
talib olduğu kıza -ona izin vermediği sürece- talib olmasın" bir diğer
rivayette (3792) "Müslüman başka bir müslümanın pazarlığı üzerine pazarlık
yapmasın" buyurulmaktadır.
Kişinin kardeşinin
satışı üzerine satışının misali şudur: Muhayyerlik süresi içerisinde bir şey
satın almış olan kimseye, sen bu satışı fesh et (boz, geri çevir) ben sana
aynısını ondan daha ucuza ya da ondan daha kalitelisini onun fiyatına satayım
ve benzeri şeyler söylemesidir. Bu ise haramdır. Aynı şekilde kardeşinin satın
aldığı şey üzerine satın almak da haramdır. Bu da muhayyerlik süresi içerisinde
satıcıya sen bu satışı fesh et, bu malı ben senden o fiyattan daha yükseğe
satın alırım ve benzeri şeyler söylemesi ile olur.
Kardeşinin pazarlığı
üzerine pazarlık yapmaya gelince, mal sahibi ile onu almak isteyenin satış
üzerinde ittifak etmekle birlikte henüz akdi tamamlamamış olması ile birlikte
bir diğerinin satıcıya onu ben satın alırım demesidir. Fiyatın belirlenmesinden
sonra bu haramdır. Fakat artırma yolu ile satılan bir mal için fiyat vermek
haram değildir.
Kardeşinin talib olduğu
kıza talib olmaya ve kadının kız kardeşinin boşanmasını istemeye gelince Nikah
Kitabı'nda bunlara dair geniş açıklamalar geçmiş bulunmaktadır.
Yine orada belirtildiği
üzere "La yebiu veLa yehtubu: satmaz ve talib olmaz" şeklinde nehy
maksadı ile haber kipinde merfu olarak geldikleri rivayet de geçmiş bulunmakta,
bunun anlatım bakımından daha beliğ olduğunu da zikretmiş bulunmaktayız.
İlim adamları icma ile
bir kimsenin kardeşinin satışı üzerine sabş yapmasının, alışı üzerine alışa
kalkışmasının, pazarlığı üzerine pazarlık yapmasının yasak olduğunu kabul
etmişlerdir. Şayet buna uymayıp akdi yapacak olursa günahkar olmakla birlikte
akit de yapılmış olur. Şafii, Ebu Hanife ve başkalarının görüşü budur. Davud
ise bu akid gerçekleşmez demiştir. Malik’DEN ise bu iki mezhep (görüş) gibi iki
rivayet nakledilmiştir. Fukaha'nın cumhuru artırma sureti ile alış verişin
mübah olduğunu kabul etmişlerdir. Şafii ise: Seleften bazıları bunu mekruh
görmüşlerdir demişlerdir.
10 - (1515) وحدثنيه
أحمد بن
إبراهيم
الدورقي.
حدثني عبدالصمد.
حدثنا شعبة عن
العلاء وسهيل
عن أبيهما، عن
أبي هريرة عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. ح وحدثناه
محمد بن
المثني. حدثنا
عبدالصمد.
حدثنا شعبة عن
الأعمش، عن
أبي صالح، عن أبي
هريرة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. ح وحدثنا
عبيدالله بن
معاذ. حدثنا
أبي. حدثنا
شعبة عن عدي
(وهو ابن
ثابت)، عن أبي
حازم، عن أبي
هريرة؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى أن
يستام الرجل
على سوم أخيه.
وفي رواية
الدورقي؛ على
سيمة أخيه.
3793-10/4- Bunu bana
İbrahim ed-Devraki de tahdis etti, bana Abdüssamet tahdis etti, bize Şu'be
el-Ala ve Suheyl’den tahdis etti, ikisi babasından, babaları Ebu Hureyre
(r.a.)'dan, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den (rivayet etti). (H.) Bunu
bize Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Abdüssamed tahdis etti, bize
Şu'be, A'meş'den tahdis etti, o Ebu Salih'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den (H.) Bize Ubeydullah b. Muaz da tahdis etti,
bize babam tahdis etti, bize Şu'be, Adiy -ki o b. Sabit'dir- den tahdis etti, o
Ebu Hazim'den, o Ebu Hureyre (radıyallahu anh)’DAN rivayet ettiğine göre
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kimsenin kardeşinin pazarlığı
üzerine pazarlık yapmasını yasaklamıştır. Ed-Devraki'nin rivayetinde ise:
(sevm: pazarlık) lafzı yerine "sımeh" lafzını kullanmıştır.
Diğer tahric: Ahmed b.
İbrahim ed-Devraki'nin hadisini yalnız Müslim rivayet etmiştir; Muhammed b.
el-Müsenna'nın hadisinin kaynakları ise 3448 numaralı hadisin kaynaklarıdır.
AÇIKLAMA: "Bize
Şu'be el-Ala ve Suheyl’DEN tahdis etti. Onlar babalarından, babaları Ebu
Hureyre'den rivayet etti." Bu ibare bütün nüshalarda bu şekilde "an
ebıhima: babalarından" şeklindedir. Bu ise açıklanması gereken bir
ifadedir. Çünkü el-Ala, Abdurrahman'ın oğlu, Süheyl ise İbn Ebu Salih'in
oğludur. Onun kardeşi değildir. O halde be harfi kesreli olarak "an
ebıhima" denilmez. Aksine bunun yeri doğru olarak: "an ebeveyhime:
her biri kendi babasından" demesi gerekirdi. Nüshalarda mevcut olanın da
be harfi fethalı olarak "ebeyhima" şeklinde kabul edilmesi gerekir.
Bu durumda "hazani ebani ve raeytu ebeyni: bunlar iki babadır, ben iki
baba gördüm" diyenlerin söyleyişine göre "eb: baba" lafzının
tesniyesi olur. Bu durumda eb kelimesi elif ve nun ile ayrıca ye ve nun ile
tesniye yapılmış olur. Bunun bir benzeri daha önce Nikah Kitabı'nda da geçmiş
olup orada da bunu açıklamıştık.
Kadı Iyaz dedi ki: Bu
hadiste bütün üstadlarımız nezdinde rivayet be harfi kesreli olarak
nakledilmiştir. Fakat bu doğru değildir. Çünkü her ikisi kardeş değildir. Fakat
bazı rivayetlerde "an ebeveyhima: her biri kendi babasından" şeklinde
kaydedilmiştir ki doğrusu da budur. Bazıları ise birincisinde bunun be harfi
fethalı olarak "an ebeyhima" olması ihtimali de vardır, demişlerdir.
"Ed-Devraki'nin
rivayetinde ise: (sevm: pazarlık) lafzı yerine "sımeh" lafzını
kullanmıştır." Bu da sin harfi kesreli, ye harfi sakin (harekesiz med
harfi) iledir. Bu ise sevm (denilen pazarlık}ın bir söyleyişidir. Bunu
el-Cevheri ve başka dil bilginleri zikretmiştir. El-Cevheri dedi ki: Ayrıca:
İnnehu leğali'ssıme: şüphesiz ki onun pazarlık fiyatı yüksektir, denilir.
11 - (1515) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك بن أبي الزناد،
عن الأعرج عن
أبي هريرة؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال (لا
يتلقى
الركبان لبيع.
ولا
يبع بعضكم
على بيع بعض.
ولا
تناجشوا.
ولا
يبع حاضر
لباد. ولا تصروا
الإبل والغنم.
فمن ابتاعها
بعد ذلك فهو
بخير
النظرين، بعد
أن يحلبها.
فأن رضيها
أمسكها. وإن
سخطها ردها
وصاعا من تمر).
3794-11/5- Bize Yahya b.
Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e, Ebu Zinad'dan rivayetini okudum. O
A'rec'den, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Satış maksadı ile gelen kafileler
karşılanmaz. Birinizin satışı üzerine diğeriniz satış yapmasın. Müşteri
kızıştırmayın. Şehirli köylü adına satış yapmasın. Develerin ve koyunların
memelerinde sütü hapsedip biriktirmeyin. Kim bu halden sonra satın alacak
olursa o hayvanı sağdıktan sonra iki görüşten birini tercih etmekte serbesttir.
Ona razı olursa alıkoyar, beğenmezse bir sa hurma ile birlikte geri verir.
"
Diğer tahric: Buhari, 2150
-uzunca-; Ebu Davud, 3443; Nesai, 4508
AÇIKLAMA: "Develerle
koyunların memelerinde sütü hapsedip biriktirmeyin." Buradaki
"hapsedip biriktirmeyin" anlamındaki fiilin te harfi ötreli, sad
harfi fethalı olarak "vela tusarru" şeklinde olup develer anlamındaki
"el-İbl" lafzı da nasb ile okunur. Burada fiil toplamak anlamına
gelen "tasriye" den alınmaktadır. Bu şekilde sütleri memelerinde
toplananlara "musarraf'' denilir.
Kadı İyaz dedi ki: Biz
bu lafzı Müslim'in Sahihi'nden başka kaynaklarda bazılarından te harfi fethalı,
sad harfi ötreli olarak "la tesurro." şeklinde rivayet etmekle
birlikte bazılarından ise te harfi fethalı olarak meçhul (edilgen) bir fiil
olmak üzere "tusar" diye rivayet ettik. Bu ise devenin meme uçlarını
bağlamak demektir. Ama doğru ve meşhur olan birincisidir. Bu da: Müşteri bol
süt vermek bu hayvanın sürekli özelliği olduğunu sansın diye memesinin büyük
görünmesi için o hayvanı satmak istediğiniz zaman memesinde sütün toplanmasını
sağlamaya kalkışmayın, demektir. Arapların: "Saraytülma: suyu
topladım" ifadesi de buradan gelmektedir. Saralmae fi zahrihi ise:
-Evlenmedi anlamında- suyunu sırtında hapsetti, demektir.
Hattabi dedi ki: İlim
adamları ve dil bilginleri sütü memesinde hapsedilmiş olan anlamındaki
"musarraf'' lafzının açıklaması ve türediği kökü hakkında ihtilaf
etmişlerdir. Şafii dedi ki: Bu, dişi devenin yahut koyunun meme uçlarını
bağlayıp o hayvanı süt toplansın diye iki üç gün sağmayı terk etmek demektir.
Böylelikle onu satın alacak kişi bol süt vermek bu hayvanın adetidir diye
zannedeceğinden ona daha fazla para verir.
Ebu Ubeyd dedi ki: Bu
sütü hayvanın memesinde toplayıp biriktirmek anlamındaki "sara"
fiilinden gelmektedir. Bunun asıl anlamı ise suyu hapsetmek için kullanılır.
Ebu Ubeyd (devamla) dedi
ki: Eğer meme uçlarının bağlanmasından türeyen bir kelime olsaydı bu şekilde
uygulama yapılmış olan hayvana "masrura yahut musarrara" demek
gerekirdi.
Hattabi dedi ki: Ebu
Ubeyd'in bu açıklaması güzeldir, Şafii'nin görüşü de doğrudur. Çünkü Araplar
sütü sağılan hayvanların memelerini bağlarlar. Hattabi, Şafii'nin sözünün
doğruluğuna Arapların: "(.....): O güzel bir şekilde hücum etmeyi
beceremiyor, o ancak güzelce süt sağmayı ve hayvanların memelerini bağlamayı
beceriyor" demelerini delil göstermiştir. Ayrıca Malik b. Nuveyre'nin şu
beytini de delil gösterir:
"Ben kavmime, işte
bunlar sizin sadakalarınızdır dedim, meme uçları bağlanmış ve sağılmamış
oldukları halde".
Bununla birlikte
"musarra"nın aslının "masrure" olup iki re harfinden
birisinin yerine elif değiştirilmiş olma ihtimali de vardır. Yüce Allah'ın:
"Hdbe men desseha: onu kötülüklerle örten hüsrana, uğrar" (Şems, 10)
buyruğunda "dessaha"nın aslının "desseseha" olması gibi.
Burada aynı cinsten üç harfin bir araya gelmesini hoş görmediklerinden böyle
yapmışlardır.
Şunu da bilelim ki ister
devenin ister ineğin ister koyunun ister cariyenin ister atın ister dişi eşeğin
ve başka hayvanların meme uçlarını bağlamak haramdır. Çünkü bu bir aldatma ve
bir kandırmadır. Haram olmakla birlikte satış sahihdir. Bununla birlikte satın
alan da onu alıp kabul etmek ile geri çevirmek arasında serbesttir. Yüce
Allah'ın izni ile bundan sonraki babta bunu açıklayacağız.
Bu hadiste her hususta
tedlis yapmanın (kusuru gizlemenin) haram olduğu ve bu tür hallerde alışveriş
akdinin gerçekleşmekle birlikte fiilen tedlisin de tıpkı sözlü tedlis gibi
haram olduğu hükmü anlaşılmaktadır.
12 - (1515) حدثنا
عبيدالله بن
معاذ العنبري.
حدثنا أبي. حدثنا
شعبة عن عدي
(وهو ابن ثابت)
عن أبي حازم،
عن أبي هريرة؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى عن
التلقي
للركبان. وأن
يبيع حاضر
لباد. وأن
تسأل المرأة
طلاق أختها.
وعن النجش.
والتصرية. وأن
يستام الرجل
على سوم أخيه.
3795-12/6- Bize
Ubeydullah b. Muaz el-Anberi tahdis etti. .. Ebu Hureyre’DEN rivayete göre
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışarıdan gelen binekli kafileleri
karşılamayı ve şehirlinin köylü adına satış yapmasını, kadının (Müslüman)
kızkardeşinin (kocası tarafından) boşanmasını istemesini, pazarlığı
kızıştırmayı, dişi hayvanların meme uçlarını bağlamayı ve bir kimsenin
kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlık yapmasını yasakladı.
(1515) - وحدثنيه
أبي بكر بن
نافع. حدثنا
غندر. ح وحدثناه
محمد ابن
المثنى. حدثنا
وهب ابن جرير.
ح وحدثنا
عبدالوارث بن
عبدالصمد.
حدثنا أبي.
قالوا جميعا:
حدثنا شعبة
بهذا الإسناد.
في حديث غندر
بن وهب: نهى.
وفي حديث
عبدالصمد: أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى.
بمثل حديث
معاذ عن شعبة.
3796- .. ./7- Bunu bana
Ebu Bekr b. Nafi'de tahdis etti, bize Gunder tahdis etti, (H.) Bunu bize
Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Vehb b. Cerir tahdis etti, (H.) Bunu
bize Abdulvaris b. Abdussamed de tahdis etti, bize babam tahdis etti, hepsi
dedi ki: Bize Şu'be bu isnad ile Gunder ve Vehb'in hadisi rivayetlerinde
"nehyedildi" diye Abdussamed'in hadisi rivayetinde: "Şüphesiz
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nehyetti" diye Muaz'ın Şu'be'den
rivayet ettiği (önceki) hadis gibi rivayet etmişlerdir.
13 - (1516) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن نافع،
عن ابن عمر؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى عن
النجش.
3797-13/8- Bize Yahya b.
Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e Nafi'den rivayetini okudum, o İbn Ömer’DEN
rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) pazarlığı
kızıştırmayı yasakladı.
Diğer tahric: Buhari,
2142, 6963; Nesai, 4517; İbn Mace, 2173
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
5- CELEB (BAŞKA YERDEN
GETİRİLEN MALLARI PAZARA GELMEDEN) KARŞILAMANIN HARAM KILINDIĞI