SAHİH-İ MÜSLİM

TALAK

 

2- ÜÇ TALAK BABI

 

3658-15/1- Bize İshak b. İbrahim ve Muhammed b. Rafi' -lafız İbn Rafi'e ait olmak üzere- tahdis etti. İshak: Bize Abdurrezzak haber verdi, dedi; İbn Rafi' ise, tahdis etti, dedi. (Abdurrezzak dedi ki): Bize Ma'mer, İbn Tavus'dan haber verdi, o babasından, o İbn Abbas’DAN şöyle dediğini rivayet etti:

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekir ve Ömer'in halifeliğinden iki yıl boyunca boşama, üç talak, bir talak olarak sayılıyordu. Ömer b. el-Hattab:

Şüphesiz insanlar kendilerine mühlet verilmiş olan bir hususta acele ettiler. Biz bu yaptıklarını aleyhlerine geçerli kabul etsek nasıl kabul olur (deyip) bunu onlar hakkında geçerli kıldı.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 2200; Nesai, 3406;

 

 

 

3659-16/2- Bize İshak b. İbrahim tahdis etti, bize Ravh b. Ubade haber verdi, bize İbn Cureyc haber verdi (H.) Bize İbn Rafi'de -lafız ona ait olmak üzere- tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize İbn Cureyc haber verdi, bana İbn Tavus babasından haber verdiğine göre Ebu Sahba, İbn Abbas'a dedi ki: Sen Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekir dönemleri ile Ömer'in halifeliğinin üç yılında verilen üç talakın bir talak olarak sayıldığını biliyor musun? İbn Abbas: Evet dedi.

 

 

 

3660-17/3- Bize İshak b. İbrahim de tahdis etti, bize Süleyman b. Harb, Hammad b. Zeyd’DEN haber verdi, o Eyyub es-Sahtiyani'den, o İbrahim b. Meysere'den, o Tavus’DAN rivayet ettiğine göre Ebu Sahba, İbn Abbas'a dedi ki: Sen bize ilginç haberlerinden bahset. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Ebu Bekir zamanında üç talak bir talak değil miydi? dedi. İbn Abbas: Evet böyleydi. Ama Ömer'in zamanında insanlar ardı arkasına boşamaya başladılar. Bu sefer de Ömer onların aleyhine bunu geçerli kabul etti, dedi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (3658) "İbn Abbas dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekir zamanında ve Ömer'in halifeliğinin ilk iki yılında ... onların aleyhlerine geçerli kabul etti." Ebu Sahba'nın rivayetinde (3659) "İbn Abbas'a: ... biliyor musun dedi, İbn Abbas evet dedi." Bir diğer rivayette Ebu Sahba, İbn Abbas'a: Başından geçen ilginç olaylardan bahset... dedi... o da onların aleyhine bunu geçerli saydı."

 

Ebu Davud'un Süneni'nde Ebu Sahba'dan, o İbn Abbas'dan rivayeti buna yakın olarak kaydetmekle birlikte şunları söylemektedir: Adam eğer zevcesi ile zifafa girmeden önce karısını boşarsa, bunu bir talak olarak sayarlardı.

 

Bunlar bu hadisin lafızlarıdır. Bu da müşkil (açıklanması zor) hadislerden sayılır.

 

İlim adamları, eşine üç defa: Sen boşsun diyen erkeğin durumu hakkında ihtilaf etmişlerdir. Şafii, Malik, Ebu Hanife, Ahmed ve selef ve haleften ilim adamlarının büyük çoğunluğu üç talak vaki olur demişlerdir. Tavus ile bazı zahiri mezhebi alimleri bununla sadece bir talak gerçekleşir demişlerdir. Aynı zamanda bu el-Haccac b. Artee ve Muhammed b. İshak'dan gelen bir rivayettir. el-Haccac b. Ertae'den meşhur olan ise bu sözü ile hiçbir şeyin olmayacağı şeklindedir. Aynı zamanda bu İbn Mukatil'in görüşü ve Muhammed b. İshak'dan gelen bir rivayettir. Bunlar İbn Abbas'ın bu hadisini ve ayrıca İbn Ömer'in rivayet ettiği hadisin bazı rivayetlerinde ay hali iken hanımını üç talak ile boşadı, bunanla birlikte bunu (üç talak olarak) saymadı rivayetini diğer taraftan Rükane ile ilgili hadiste onun hanımını üç talak ile boşadığı halde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kendisine hanımına dönmesini emrettiğini de delil gösterirler.

 

Cumhur ise yüce Allah'ın: "Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa şüphe yok ki kendi kendisine zulmetmiş olur. Bilemezsin belki Allah bundan sonra bir iş peydah ediverir. " (Talak, 1) buyruğunu delil göstermişlerdir.

 

Derler ki: Buyruğun anlamı şudur: Hanımını (bu şekilde) boşayan sonradan pişman olabilir. Ama artık (üç talak ile) bain olduğundan ötürü bunu telafi etmesine imkanı kalmaz. Eğer üç talak gerçekleşmemiş olsaydı onun verdiği talak ancak ric'i talak olarak gerçekleşir, bundan dolayı da pişmanlık duymazdı. Yine bu görüş sahipleri Rükane'nin şu hadisini delil göstermişlerdir: Kendisi karısını elbette (denilen üç talak) ile boşamıştı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine: ''Ancak bir taneyi mi kastetmiştin" deyince o: Allah'a yemin ederim ki ancak bir tanesini kastetmiştim demiştir. İşte bu da üç talak kastı ile bunu söylemiş olsaydı üçünün de gerçekleşmiş olacağına bir delildir. Aksi taktirde ona yemin ettirmenin bir anlamı olmazdı. Muhaliflerin naklettikleri: Rükane üç talak ile karısını boşadı ama onu bir talak saydı rivayeti meçhul bir takım ravilerden nakledilmiş zayıf bir rivayettir. Bunun sahih olanı az önce bizim kaydettiğimiz şekilde onun "elbette" ile talak verdiğidir. Elbette lafzı ise bir talak anlamına da gelebilir, üç talak anlamına da gelebilir. Muhtemelen bu zayıf rivayetin sahibi elbette lafzının üç talakı gerektirdiğine inandığından ötürü hadisi anladığı manada rivayet etmiş ama bu rivayetinde hata etmiştir.

 

İbn Ömer'in rivayet ettiği hadise gelince Müslim'in ve başkalarının zikrettiği sahih rivayetlere göre o hanımını bir talak ile boşamıştı. İbn Abbas'ın hadisi hakkında ilim adamlarının cevabı ve yaptıkları teviller farklılık arzetmektedir. Daha sahih olan kanaate göre hadisin manası şudur: İslam'ın ilk dön"emlerinde eğer erkek karısına sen boşsun, sen boşsun, sen boşsun deyip bu sözleri ile sadece dediğini pekiştirmeyi niyet etmiş olup her birisini ayrı bir talak olarak saymayı düşünmemişse onların her birisini ayrı bir talak kastı ile söylemiş olmaları çok az görülen bir hadise olduğundan dolayı bir tek talakın gerçekleştiğine hüküm verilirdi. Böylelikle bu durum bu sözleri te'kidi ve pekiştirmeyi kastettiği şeklinde çoğunlukla görülen hale göre yorumlanmıştır. Ama Ömer (radıyallahu anh) zamanında artık insanların bu ifadeleri kullanmaları onların her bir sözü söylemelerinde ayrı bir talakı kastettikleri daha çok rastlanan bir hal olunca o vakit bu şekilde sözler mutlak olarak kullanılacak olursa o çağda akla ilk gelenin gereğince amel edilmek sureti ile üç talak olarak kabul edilmiştir.

 

Bir diğer açıklamaya göre maksat şudur: İlk dönemde alışılmış olan bunun tek bir talak olduğu idi. Sonra insanlar Ömer zamanında üç talakı bir defada vermeye başlayınca Ömer de bunu geçerli kabul etti. Buna göre hadis insanların alışkanlıklarının değiştiğini haber veren bir mahiyette olur. Yoksa aynı meselede hükmün değiştiği anlamında değildir.

 

el-Mazeri dedi ki: İşin gerçeklerini bilmeyen bir takım kimseler bu bir zamanlar böyleydi sonra nesh edildiği iddiasında bulunurlar. Ama bu çok büyük bir hatadır. Çünkü Ömer (radıyallahu anh) hüküm nesh edemez. Eğer böyle bir şeyi yapmaya kalkışacak olsaydı -ki böyle bir şeye asla kalkışmazdı- o zaman ashab-ı kiram hiç durmaz onun bu yaptığını kabul etmez karşı çıkarlardı. Eğer bu iddiada bulunan kişi bunun Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında nesh olduğunu kastetmiş ise bu imkansız bir durum değildir ama hadisin zahiri anlamının dışına çıkan bir iddiadır. Çünkü böyle olsaydı ravinin Ebu Bekir'in halifeliği zamanında ve Ömer'in halifeliğinin bir bölümünde hükmün kalıcılığını haber vermesi caiz olmazdı.

 

Şayet, bazen ashab-ı kiram hükmün nesholduğu üzerinde icma edebilir ve bu taktirde onların bu icmaları kabul edilir denilecek olursa biz de şöyle deriz: Bunun kabul edilmesinin sebebi ise icma'nın bir nesh edicinin var olduğuna delil görülmesinden dolayıdır. Onların kendiliklerinden nesh ettiklerini söylemekten ise Allah'a sığınırız. Çünkü bu hata üzerine bir icma olur ve onlar böyle bir hatadan korunmuşlardır.

 

Şayet belki de nesh Ömer zamanında ortaya çıkıp bilinmiş oldu denilecek olursa şöyle deriz: Bu da yanlıştır. Çünkü bu durumda Ebu Bekir zamanında hata üzerinde icma gerçekleşmiş olur. Usul alimlerinin muhakkik olanları ise icmann sahih olması için bir asrın geçip gitmesini şart koşmazlar. Allah en iyi bilendir.

 

Ebu Davud'un Süneni'ndeki "bu kendisi ile zifafa girilmemiş olan kadın hakkındadır" şeklindeki rivayete gelince İbn Abbas'ın arkadaşlarından bir topluluk bu görüşte olup şöyle demişlerdir: Kendisi ile zifafa girilmemiş eş hakkında üç talak gerçekleşmez. Çünkü o zaten bir defa sen boşsun denilmesi sureti ile bain olur. Böylelikle onun üç demesi bain oluşun gerçekleşmesinden sonra söylenmiş olur. Bununla da hiçbir şeyolmaz. Cumhur ise bu bir yanlışlıktır aksine onun hakkında da üç talak geçerli olur. Çünkü sen boşsun sözünün anlamı artık senin talakın olmuştur demektir. Böyle bir lafız ise hem bir talak için hem birden çok talak için de elverişlidir. Ona açıklık vermek için üç olarak saymıştır. Diğer taraftan Ebu Davud'un bu rivayeti zayıftır. Bunu Eyyub es-Sahtiyani meçhul bir takım ravilerden, o Tavus'dan, o İbn Abbas’DAN diye rivayet etmiştir. Dolayısı ile delil gösteritemez. Allah en iyi bilendir.

 

"Kendilerine mühlet tanınmış bir husus" yani tekrar dönüp ricat yapmayı beklemek için yararlanacakları bir süre vardı.

 

"İnsanlar arka arkaya talak verdiler." Cumhurun rivayeti bu şekilde (tetayea) şeklindedir. Bazıları ise bunu be harfi ile "tetabea" diye zaptetmiştir. Her ikisi de aynı anlamdadır. Yani bu işi çokça yaptılar ve bu işi yapmakta acele davrandılar. Fakat "tetayea" sadece şer hakkında kullanılır; "tetabea" ise hem hayır hem şer hususlarda kullanılır. Bu sebeple burada ye harfi ile (tetayea) daha uygundur.

 

"İlginç olaylarından anlat" yani senin ilginç haberlerin ve durumlarından bize bahset. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

3- TALAKI NİYET ETMEYEREK KARISINI KENDİSİNE HARAM EDENE KEFFARETİN VACİB OLDUĞU BABI