SAHİH-İ MÜSLİM |
TALAK |
(2) باب طلاق
الثلاث
2- ÜÇ TALAK BABI
15 - (1472) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم
ومحمد بن
رافع. (واللفظ
لابن رافع)
(قال إسحاق:
أخبرنا. وقال
ابن رافع:
حدثنا
عبدالرزاق).
أخبرنا معمر عن
ابن طاوس، عن
أبيه، عن ابن
عباس. قال :كان
الطلاق على
عهد رسول الله
صلى الله عليه
وسلم وأبي بكر
وسنتين من
خلافة عمر،
طلاق الثلاث
واحدة. فقال
عمر بن
الخطاب: إن
الناس قد
استعجلوا في
أمر قد كانت
لهم فيه أناة.
فلو أمضيناه
عليهم !
فأمضاه عليهم.
3658-15/1-
Bize İshak b. İbrahim ve Muhammed b. Rafi' -lafız İbn Rafi'e ait olmak üzere-
tahdis etti. İshak: Bize Abdurrezzak haber verdi, dedi; İbn Rafi' ise, tahdis
etti, dedi. (Abdurrezzak dedi ki): Bize Ma'mer, İbn Tavus'dan haber verdi, o
babasından, o İbn Abbas’DAN şöyle dediğini rivayet etti:
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Ebu Bekir ve Ömer'in halifeliğinden iki yıl boyunca boşama,
üç talak, bir talak olarak sayılıyordu. Ömer b. el-Hattab:
Şüphesiz insanlar
kendilerine mühlet verilmiş olan bir hususta acele ettiler. Biz bu yaptıklarını
aleyhlerine geçerli kabul etsek nasıl kabul olur (deyip) bunu onlar hakkında
geçerli kıldı.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 2200; Nesai, 3406;
16 - (1472) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا روح بن
عبادة. أخبرنا
ابن جريج. ح
وحدثنا ابن
رافع (واللفظ
له). حدثنا
عبدالرزاق.
أخبرنا ابن
جريج. أخبرني ابن
طاوس عن أبيه
؛ أن أبا
الصهباء قال
لابن عباس:
أتعلم
أنما كانت
الثلاث تجعل
واحدة على عهد
النبي صلى
الله عليه
وسلم وأبي
بكر، وثلاثا
من إمارة عمر
؛ فقال ابن
عباس: نعم.
3659-16/2-
Bize İshak b. İbrahim tahdis etti, bize Ravh b. Ubade haber verdi, bize İbn
Cureyc haber verdi (H.) Bize İbn Rafi'de -lafız ona ait olmak üzere- tahdis
etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize İbn Cureyc haber verdi, bana İbn Tavus
babasından haber verdiğine göre Ebu Sahba, İbn Abbas'a dedi ki: Sen Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekir dönemleri ile Ömer'in halifeliğinin
üç yılında verilen üç talakın bir talak olarak sayıldığını biliyor musun? İbn
Abbas: Evet dedi.
17 - (1472) وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا
سليمان بن حرب
عن حماد بن
زيد، عن أيوب
السختياني،
عن إبراهيم بن
ميسرة، عن
طاوس ؛ أن أبا
الصهباء قال لابن
عباس: هات من
هناتك. ألم
يكن الطلاق
الثلاث على
عهد رسول الله
صلى الله عليه
وسلم وأبي بكر
واحدة ؟ فقال:
قد
كان ذلك. فلما
كان في عهد
عمر تتايع
الناس في
الطلاق.
فأجازه عليهم.
3660-17/3-
Bize İshak b. İbrahim de tahdis etti, bize Süleyman b. Harb, Hammad b. Zeyd’DEN
haber verdi, o Eyyub es-Sahtiyani'den, o İbrahim b. Meysere'den, o Tavus’DAN
rivayet ettiğine göre Ebu Sahba, İbn Abbas'a dedi ki: Sen bize ilginç
haberlerinden bahset. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Ebu Bekir
zamanında üç talak bir talak değil miydi? dedi. İbn Abbas: Evet böyleydi. Ama
Ömer'in zamanında insanlar ardı arkasına boşamaya başladılar. Bu sefer de Ömer
onların aleyhine bunu geçerli kabul etti, dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (3658)
"İbn Abbas dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekir
zamanında ve Ömer'in halifeliğinin ilk iki yılında ... onların aleyhlerine
geçerli kabul etti." Ebu Sahba'nın rivayetinde (3659) "İbn Abbas'a:
... biliyor musun dedi, İbn Abbas evet dedi." Bir diğer rivayette Ebu
Sahba, İbn Abbas'a: Başından geçen ilginç olaylardan bahset... dedi... o da
onların aleyhine bunu geçerli saydı."
Ebu Davud'un Süneni'nde
Ebu Sahba'dan, o İbn Abbas'dan rivayeti buna yakın olarak kaydetmekle birlikte
şunları söylemektedir: Adam eğer zevcesi ile zifafa girmeden önce karısını
boşarsa, bunu bir talak olarak sayarlardı.
Bunlar bu hadisin
lafızlarıdır. Bu da müşkil (açıklanması zor) hadislerden sayılır.
İlim adamları, eşine üç
defa: Sen boşsun diyen erkeğin durumu hakkında ihtilaf etmişlerdir. Şafii,
Malik, Ebu Hanife, Ahmed ve selef ve haleften ilim adamlarının büyük çoğunluğu
üç talak vaki olur demişlerdir. Tavus ile bazı zahiri mezhebi alimleri bununla
sadece bir talak gerçekleşir demişlerdir. Aynı zamanda bu el-Haccac b. Artee ve
Muhammed b. İshak'dan gelen bir rivayettir. el-Haccac b. Ertae'den meşhur olan
ise bu sözü ile hiçbir şeyin olmayacağı şeklindedir. Aynı zamanda bu İbn
Mukatil'in görüşü ve Muhammed b. İshak'dan gelen bir rivayettir. Bunlar İbn
Abbas'ın bu hadisini ve ayrıca İbn Ömer'in rivayet ettiği hadisin bazı
rivayetlerinde ay hali iken hanımını üç talak ile boşadı, bunanla birlikte bunu
(üç talak olarak) saymadı rivayetini diğer taraftan Rükane ile ilgili hadiste
onun hanımını üç talak ile boşadığı halde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in kendisine hanımına dönmesini emrettiğini de delil gösterirler.
Cumhur ise yüce
Allah'ın: "Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa şüphe yok ki kendi kendisine
zulmetmiş olur. Bilemezsin belki Allah bundan sonra bir iş peydah ediverir.
" (Talak, 1) buyruğunu delil göstermişlerdir.
Derler ki: Buyruğun
anlamı şudur: Hanımını (bu şekilde) boşayan sonradan pişman olabilir. Ama artık
(üç talak ile) bain olduğundan ötürü bunu telafi etmesine imkanı kalmaz. Eğer
üç talak gerçekleşmemiş olsaydı onun verdiği talak ancak ric'i talak olarak
gerçekleşir, bundan dolayı da pişmanlık duymazdı. Yine bu görüş sahipleri
Rükane'nin şu hadisini delil göstermişlerdir: Kendisi karısını elbette (denilen
üç talak) ile boşamıştı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine: ''Ancak
bir taneyi mi kastetmiştin" deyince o: Allah'a yemin ederim ki ancak bir
tanesini kastetmiştim demiştir. İşte bu da üç talak kastı ile bunu söylemiş
olsaydı üçünün de gerçekleşmiş olacağına bir delildir. Aksi taktirde ona yemin
ettirmenin bir anlamı olmazdı. Muhaliflerin naklettikleri: Rükane üç talak ile
karısını boşadı ama onu bir talak saydı rivayeti meçhul bir takım ravilerden
nakledilmiş zayıf bir rivayettir. Bunun sahih olanı az önce bizim kaydettiğimiz
şekilde onun "elbette" ile talak verdiğidir. Elbette lafzı ise bir
talak anlamına da gelebilir, üç talak anlamına da gelebilir. Muhtemelen bu
zayıf rivayetin sahibi elbette lafzının üç talakı gerektirdiğine inandığından
ötürü hadisi anladığı manada rivayet etmiş ama bu rivayetinde hata etmiştir.
İbn Ömer'in rivayet
ettiği hadise gelince Müslim'in ve başkalarının zikrettiği sahih rivayetlere
göre o hanımını bir talak ile boşamıştı. İbn Abbas'ın hadisi hakkında ilim
adamlarının cevabı ve yaptıkları teviller farklılık arzetmektedir. Daha sahih
olan kanaate göre hadisin manası şudur: İslam'ın ilk dön"emlerinde eğer
erkek karısına sen boşsun, sen boşsun, sen boşsun deyip bu sözleri ile sadece
dediğini pekiştirmeyi niyet etmiş olup her birisini ayrı bir talak olarak
saymayı düşünmemişse onların her birisini ayrı bir talak kastı ile söylemiş
olmaları çok az görülen bir hadise olduğundan dolayı bir tek talakın
gerçekleştiğine hüküm verilirdi. Böylelikle bu durum bu sözleri te'kidi ve
pekiştirmeyi kastettiği şeklinde çoğunlukla görülen hale göre yorumlanmıştır.
Ama Ömer (radıyallahu anh) zamanında artık insanların bu ifadeleri kullanmaları
onların her bir sözü söylemelerinde ayrı bir talakı kastettikleri daha çok
rastlanan bir hal olunca o vakit bu şekilde sözler mutlak olarak kullanılacak
olursa o çağda akla ilk gelenin gereğince amel edilmek sureti ile üç talak
olarak kabul edilmiştir.
Bir diğer açıklamaya
göre maksat şudur: İlk dönemde alışılmış olan bunun tek bir talak olduğu idi.
Sonra insanlar Ömer zamanında üç talakı bir defada vermeye başlayınca Ömer de
bunu geçerli kabul etti. Buna göre hadis insanların alışkanlıklarının
değiştiğini haber veren bir mahiyette olur. Yoksa aynı meselede hükmün
değiştiği anlamında değildir.
el-Mazeri dedi ki: İşin
gerçeklerini bilmeyen bir takım kimseler bu bir zamanlar böyleydi sonra nesh
edildiği iddiasında bulunurlar. Ama bu çok büyük bir hatadır. Çünkü Ömer
(radıyallahu anh) hüküm nesh edemez. Eğer böyle bir şeyi yapmaya kalkışacak
olsaydı -ki böyle bir şeye asla kalkışmazdı- o zaman ashab-ı kiram hiç durmaz
onun bu yaptığını kabul etmez karşı çıkarlardı. Eğer bu iddiada bulunan kişi
bunun Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında nesh olduğunu kastetmiş ise
bu imkansız bir durum değildir ama hadisin zahiri anlamının dışına çıkan bir
iddiadır. Çünkü böyle olsaydı ravinin Ebu Bekir'in halifeliği zamanında ve
Ömer'in halifeliğinin bir bölümünde hükmün kalıcılığını haber vermesi caiz
olmazdı.
Şayet, bazen ashab-ı
kiram hükmün nesholduğu üzerinde icma edebilir ve bu taktirde onların bu icmaları
kabul edilir denilecek olursa biz de şöyle deriz: Bunun kabul edilmesinin
sebebi ise icma'nın bir nesh edicinin var olduğuna delil görülmesinden
dolayıdır. Onların kendiliklerinden nesh ettiklerini söylemekten ise Allah'a
sığınırız. Çünkü bu hata üzerine bir icma olur ve onlar böyle bir hatadan
korunmuşlardır.
Şayet belki de nesh Ömer
zamanında ortaya çıkıp bilinmiş oldu denilecek olursa şöyle deriz: Bu da
yanlıştır. Çünkü bu durumda Ebu Bekir zamanında hata üzerinde icma gerçekleşmiş
olur. Usul alimlerinin muhakkik olanları ise icmann sahih olması için bir asrın
geçip gitmesini şart koşmazlar. Allah en iyi bilendir.
Ebu Davud'un
Süneni'ndeki "bu kendisi ile zifafa girilmemiş olan kadın
hakkındadır" şeklindeki rivayete gelince İbn Abbas'ın arkadaşlarından bir
topluluk bu görüşte olup şöyle demişlerdir: Kendisi ile zifafa girilmemiş eş
hakkında üç talak gerçekleşmez. Çünkü o zaten bir defa sen boşsun denilmesi
sureti ile bain olur. Böylelikle onun üç demesi bain oluşun gerçekleşmesinden
sonra söylenmiş olur. Bununla da hiçbir şeyolmaz. Cumhur ise bu bir
yanlışlıktır aksine onun hakkında da üç talak geçerli olur. Çünkü sen boşsun
sözünün anlamı artık senin talakın olmuştur demektir. Böyle bir lafız ise hem
bir talak için hem birden çok talak için de elverişlidir. Ona açıklık vermek
için üç olarak saymıştır. Diğer taraftan Ebu Davud'un bu rivayeti zayıftır.
Bunu Eyyub es-Sahtiyani meçhul bir takım ravilerden, o Tavus'dan, o İbn
Abbas’DAN diye rivayet etmiştir. Dolayısı ile delil gösteritemez. Allah en iyi
bilendir.
"Kendilerine mühlet
tanınmış bir husus" yani tekrar dönüp ricat yapmayı beklemek için
yararlanacakları bir süre vardı.
"İnsanlar arka
arkaya talak verdiler." Cumhurun rivayeti bu şekilde (tetayea)
şeklindedir. Bazıları ise bunu be harfi ile "tetabea" diye
zaptetmiştir. Her ikisi de aynı anlamdadır. Yani bu işi çokça yaptılar ve bu
işi yapmakta acele davrandılar. Fakat "tetayea" sadece şer hakkında
kullanılır; "tetabea" ise hem hayır hem şer hususlarda kullanılır. Bu
sebeple burada ye harfi ile (tetayea) daha uygundur.
"İlginç
olaylarından anlat" yani senin ilginç haberlerin ve durumlarından bize
bahset. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
3- TALAKI NİYET ETMEYEREK
KARISINI KENDİSİNE HARAM EDENE KEFFARETİN VACİB OLDUĞU BABI