SAHİH-İ MÜSLİM |
TALAK |
TALAK - 1-
AY HALİ OLAN KADINI RIZASI OLMADAN BOŞAMANIN HARAM OLDUĞU VE EĞER BUNA UYMAlSA
TALAKI GERÇEKLEŞMEKLE BİRLİKTE ONA KARISINA DÖNMESİNİN EMREDİLECEĞİ BABI
Talak, salmak ve
terketmek demek olan "ıtlak"dan türemiştir. Tallaktu'lbilad: diyarı
terk ettim, tabiri de buradan gelmektedir.
Lam harfi fethalı ve
ötreli olarak talakat el-mer'atu ve talukat denilir.
Fethalı söyleyiş daha
fasihtir. Her iki şeklin de muzarii lam harfi ötreli olarak "tetluku"
diye gelir.
1- AY HALİ OLAN KADINI
RIZASI OLMADAN BOŞAMANIN HARAM OLDUĞU VE EĞER BUNA UYMAlSA TALAKI
GERÇEKLEŞMEKLE BİRLİKTE ONA KARISINA DÖNMESİNİN EMREDİLECEĞİ BABI
Ümmet, ay hali olan bir
kadını -eğer hamile değilse- rızası olmadığı halde boşamanın haram olduğunu
icma ile kabul etmiştir. Bu durumdaki bir kadını boşarsa günahkar olur. Talakı
gerçekleşir ve ona karısına geri dönmesi emredilir. Çünkü bu babta zikredilen
İbn Ömer'in rivayet ettiği hadis bunu gerektirmektedir.
Zahiri mezhebine mensup
bazı kimseler istisna teşkil ederek: Bu durumda verdiği talak gerçekleşmez.
Çünkü onu yapmasına izin verilmemiştir. Bu bakımdan yabancı bir kadını boşaması
gibidir, derler. Ama doğrusu birincisidir, genel olarak bütün ilim adamları
böyle demişlerdir. Delilleri ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Abdullah
b. Ömer'e karısına dönmesini emretmesidir. Eğer bu talak olmamış olsaydı o
zaman bu bir dönüş (ricat) da olmazdı.
Şayet, ricatten
(dönmekten) kasıt sözlük anlamı ile dönüştür. Bu ise ilk haline geri
çevirmektir. Yoksa bu onun aleyhine bir talak olarak sayılır anlamında
değildir, denilirse biz de: Bu, şu iki sebep dolayısı ile yanlıştır, deriz:
1. Lafzı şer'i hakiki
anlamına göre yorumlamak fıkıh usulünde tespit edilmiş olduğu gibi sözlükteki hakiki
anlamına göre yorumlamaktan önceliklidir.
2. İbn Ömer Müslim'de ve
başka kaynaklarda yer alan rivayetlerde bu boşamasını kendi aleyhine bir talak
olarak hesab ettiğini açıkça ifade etmiştir. Allah en iyi bilendir.
Fukaha'nın icma
ettikleri üzere eğer bu durumda onu boşayacak olursa zikrettiğimiz gibi
karısına dönmesi emredilir. Şu kadar var ki, bu dönüş vacip değil müstehaptır.
Mezhebimiz böyledir. Evzai, Ebu Hanife, diğer Kufeli fukaha, Ahmed,
muhaddislerin fukahası ve başkaları da böyle demişlerdir. Malik ve mezhebine
mensup ilim adamları bu dönüşün vacip olduğunu söylemişlerdir.
İbn Ömer'in rivayet
ettiği bu hadiste ricat yapmasının emredilmesinden sonra boşamayı ay halinden
sonra gelecek olan temizlikten sonraki temizliğe ertelemesinin emredildiğini
görüyoruz. Bu geciktirmenin faydası nedir denilecek olursa buna dört bakımdan
cevap verilebilir:
1. Dönüşün talak vermek
maksadı ile olmaması için onun karısını boşamasının helal olduğu bir süre
zarfında nikahı altında tutması gerekmektedir. Onu boşamayıp nikahı altında
tutması ricat (dönüş) yapmasının faydasının ortaya çıkması içindir. Mezhep
alimlerimizin verdiği cevap budur.
2. Ona bir ceza ve
işlediği suçu telafi etmesi sureti ile masiyetinden tevbe etmesi içindir.
3. Arkasından gelecek ay
hali ile birlikte birinci temizlik ile onun içinde boşamayı gerçekleştirdiği
temizlik hali birlikte tek bir kur gibidir. Eğer ilk temizliğinde onu boşayacak
olursa yine ay hali iken boşayan kimse gibi olur.
4. Temizlik halinde
boşamasının yasaklanış sebebi zevcesinin onunla birlikte kalacağı sürenin
uzaması içindir. Belki bu süre zarfında onunla cima eder ve onu boşadığı için
içindeki menfi duygular gider de onu nikahı altında tutabilir. Allah en iyi
bilendir.
3637-11/1- Bize Yahya b.
Yahya et-Temimı tahdis edip dedi ki: Malik b. Enes'e Nafi'den rivayetini
okudum, o İbn Ömer'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hayatta iken zevcesini ay hali olduğu halde boşadı. Ömer b. el-Hattab
(radıyallahu anh) bunu Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sorunca
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Abdullah'a karısına
dönmesini söyle. Sonra onu temizleninceye, sonra ay hali oluncaya, sonra tekrar
temizleninceye kadar bıraksın. Sonra artık isterse (boşamayıp) tutsun. İsterse
ona dokunmadan önce onu boşasın. İşte aziz ve celil Allah'ın kadınların
kendisine doğru boşanmalarını emir buyurduğu iddet budur" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
5251; Ebu Davud, 2179; Nesai, 3390
AÇIKLAMA: "Ona
karısına dönmesini emret. Sonra temizleninceye, sonra ay hali oluncaya, sonra
temizleninceye kadar onu bıraksın ... budur." Kasıt ona temas etmeden yani
onunla cima etmeden onu boşamasıdır. Buradan anlaşıldığına göre kocanın
zevcesini onunla cima ettiği bir temizlik halinde boşamasının haram olduğu
hükmü anlaşılmaktadır. Mezhep alimlerimizin dediklerine göre içinde kendisi ile
cima ettiği bir temizlik halinde onu boşaması haram olur. Ta ki hamileliği
belli olsun, hamile olduğu için bundan dolayı pişman olmasın. Hamileliği belli
olduktan sonra o taktirde basiret üzere onu boşar ve bundan dolayı da pişman
olmaz. Bu durumda onu boşaması haram değildir. Eğer ay hali olmakla birlikte
hamile ise bize göre sahih olan -ki bu aynı zamanda Şafii'nin açık ifadesidir-
onu boşamak haram olmaz. Çünkü ay halinde boşamanın haram kılınması aslında kur
sayılmayacağı için iddeti uzatmak içindir.
Ay hali olan hamilenin
ise iddeti doğum yapması ile birlikte sona erer.
Dolayısı ile onun
iddetinin uzatılması sözkonusu olmaz.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Artık bundan sonra dilerse (nikahı altında) tutar
dilerse başar" buyruğu sebebsiz yere başamakta günah olmadığına delildir.
Ama Ebu Davud'un Süneni ile başka kaynaklarda yer alan şu meşhur hadis dolayısı
ile mekruhtur: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allah'ın en
sevmediği helal boşamaktır" buyurmuştur. Bu durumda İbn
Ömer'in bu hadisi böyle
bir boşamanın haram olmadığını beyan etmek içindir. Öbür hadis ise boşamanın
tenzihen mekruh olduğunu beyan içindir. Mezhep alimlerimiz der ki: Talak dört
kısımdır. Haram, mekruh, vacip ve mendub. Her iki tarafı da birbirine eşit
şekilde mübah olmaz.
Talakın vadp olması iki
türlüdür. Bu iki türün birisinde eğer aralarında bir hakeme baş vurmuşlarsa
hakim bu iki hakemi eşler arasındaki anlaşmazlık sebebi ile göndermiş, bu
hakemler de bunların boşanmalarının masIahat olduğunu kabul etmişlerse o
taktirde her ikisinin (hakim tarafından) boşanmaları icap eder. Diğeri ise ila
yapan bir kimse üzerinden dört ay geçtikten sonra kadın hakkını vermesini
istediği halde koca dönüşü de talak vermeyi de kabul etmeyecek olursa bize göre
sahih olan hakimin kocası istemese dahi ric'i bir talak ile onları boşaması
icap eder.
Mekruh talak ise karı
koca arasında işler yolunda gitmekle birlikte sebebsiz yere karısını boşaması
halidir. İşte "Allah'ın en sevmediği talaktır" hadisi bu durum
hakkında yorumlanır.
Haram talak ise üç
türlüdür. Birincisi kadından herhangi bir bedel (hul) almadan ve kadının isteği
de olmadan ay hali iken talak vermek, ikincisi hamile olup olmadığı açığa
çıkmadan önce kendisi ile cima ettiği temizlik halinde talak vermek, üçüncüsü
yanında kendilerine gün ayırdığı zevceleri bulunup bunlardan birisini hakkı
olan payını ona vermeden önce onu boşamasıdır.
Mendub talak ise kadının
iffetli olmaması yahut onlardan birisinin ya da her ikisinin Allah'ın
sınırlarını dosdoğru yerine getirmeyeceklerinden korkmaları ya da buna benzer
sebepler dolayısı ile yapılan talaktır. Allah en iyi bilendir.
Üç talakı bir arada
vermeye gelince, bizim mezhebimize göre bu haram değildir. Ama daha uygun bu
talakları ayrı ayrı vermektir. Ahmed ve Ebu Sevr bu görüştedir. Malik, Evzai,
Ebu Hanife ve Leys ise bu bir bid'attir demişlerdir. Hattabi dedi ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Ona emret, karısına
dönsün" buyruğu dönmenin kadının da velisinin de rızasına ihtiyacı
olmadığını, akdi yenilemeyi gerektirmediğinin delilidir. Allah en iyi bilendir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "İşte Allah'ın kadınların kendisine doğru
boşanmalarını em rettiği iddet budur" buyruğu Şafii, Malik ve onlara
muvafakat edenlerin şu görüşlerine delildir: İddet tespitinde kur (çağulu ekra)
temizlik halleridir. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dilerse
temizlik halinde onu boşasın, işte yüce Allah'ın kendisine doğru" yani
içinde "kadınları boşamasınz emir buyurduğu iddet budur" buyurmuştur.
Bilindiği gibi yüce Allah kadının ay halinde iken boşanmasını emretmemiş,
aksine onu haram kılmıştır.
Şayet efendimizin:
"İşte bu" buyruğundaki zamir ay haline aittir denilecek olursa biz de
bu yanlışlıktır deriz. Çünkü ay halinde boşamak emrolunmuş bir iş değil aksine
haram kılınmıştır. Zamir sözü geçen duruma aittir ki o da temizlik halidir ya
da iddetin kendisine racidir.
Fıkıh, usül ve dil
bilginlerinden oluşan ilim adamlarının icmaı ile kur sözlükte hem ay hali hem
temizlik hali için kullanılır. Ama yüce Allah'ın: "80şanan kadınlar kendi
kendilerine üç kur beklerler" (Bakara, 228) buyruğunda sözü edilen
kur'ların ne olduğu hususunda ve hangisi ile iddetin sona erdiği konusunda
ihtilaf etmişlerdir. Malik, Şafii ve başkaları burada kasıt temizlik halleridir
derken Ebu Hanife, Evzai ve başkaları ise bu ay halidir demişlerdir. Bu görüş
Ömer, Ali ve İbn Mesud (r.a.)'dan da rivayet edilmiştir. Sevri, Züfer, İshak ve
selefden başkaları da bu görüşte olduğu gibi Ahmed’DEN gelen iki rivayetten
daha sahih olanı da budur. Bunlar derler ki: Çünkü bunun temizlik hali olduğunu
söyleyenler o taktirde üç kur'u iki kur ve üçüncü kur'un bir kısmı olarak kabul
ederler. Kur'an'ın zahirinden anlaşılan ise bu kur'ların üç olduklarıdır. Ama
ay hali olduğunu söyleyen kimseler eksiksiz olarak üç tane ay halini şart
koşar. Dolayısıyla bu anlayış Kur'an'a daha uygundur. İşte bu itiraz sebebi ile
İbn Şihab ez-Zührt, kurların temizlik halleri olduğu neticesine varmış ve
şunları söylemiştir: Ama iddet ancak üç tam temizlik hali ile biter. İki
temizlik hali ile üçüncüsünü n bir kısmı tamamlanmaz. Bu ise onun tek başına
kabul ettiği bir görüştür. Aksine temizlik anlamına geldiğini söyleyenler ittifakla
iddetin iki kur ve üçüncü kur'un bir kısmı ile biter dememişlerdir. Hatta eğer
eşini temizlik halinin geriye kalana süresi kısacık bir an dahi olusa bu bile
bir kur sayılır. Ondan sonra da iki temizlik hali ona yeterli olur. Bu
husustaki itiraza da iki şey ile üçüncüsünün az bir kısmı için hepsinin adı
verilir. Nitekim yüce Allah: "Hacc bilinen aylardır" (Bakara, 197)
buyurmuştur. Bilindiği üzere iki ay ile üçüncü ayın bir kısmıdır. Aynı şekilde
yüce Allah'ın:
"Kim iki günde
acele ederse" (Bakara, 203) buyruğunda da kastedilen bir gün ile ikinci
günün sadece bir kısmıdır.
Kur'un temizlik anlamına
geldiğini söyleyenler iddetinin ne zaman sona ereceği hususunda farklı
görüşlere sahiptir. Bize göre dnha sahih olan üçüncü temizliğinden sonra kanı
görmesi ile birlikte iddeti biter. Bir görüşe göre de bir gün ve bir
Kur'un ay hali anlamına
geldiğini kabul edenler de aynı şekilde ihtilaf etmişlerdir. Ebu Hanife ve
arkadaşları üçüncü ay halinden dolayı gusletmedikçe yahut da üzerinden bir
namaz vakti geçmedikçe bitmez demişlerdir. Ömer, Ali, İbn Mesud, Sevri, İshak
ve Ebu Ubeyd üçüncü ay halinden gusletmedikçe bitmez, Evzai ve başkaları kan
kesilmesi ile ay hali sona ermedikçe bitmez demişlerdir. İshak’DAN gelen bir
rivayete göre ise kanı kesildiği zaman artık dönüş de kesilir. Ama ihtiyaten ve
görüş ayrılığından kurtulmak için gusletmedikçe başka erkeklerle nikahlanması
helal olmaz. Allah en iyi bilendir .
3638- .. ./2- Bize Yahya
b. Yahya, Kuteybe ve İbn Rumh -lafız Yahya'ya ait olmak üzere- tahdis etti,
Kuteybe: Bize Leys, Nafi’DEN tahdis etti derken diğer ikisi: Bize Leys b. Sa'd,
Nafi'den haber verdi, dedi. O Abdullah'tan rivayet ettiğine göre bir hanımını
ay hali iken bir talak ile boşamıştı. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ona hanımına dönmesini sonra temizleninceye kadar nikahı altında tutmasını
sonra yine kendisinin yanında iken bir daha ay hali oluncaya kadar bırakmasını
sonra da o ay halinden temizleninceye kadar ona süre tanımasını, eğer yine
boşamak isterse o taktirde onunla cima etmeden önce temizlendiği zaman onu
boşamasını emir buyurdu. İşte yüce Allah'ın kadınların kendisine doğru
boşanmalarını emir buyurduğu iddeti budur (buyurdu).
İbn Rumh rivayetinde
şunları ekledi: Abdullah'a bu husus sorulduğu zaman soran bir kimseye şöyle
derdi: Sana gelince (eğer) hanımını bir ya da iki defa boşamış isen bil ki
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana bunu emretti. Ve eğer hanımını üç
talak ile boşadı isen artık senden başka bir kocayı nikahlamadıkça o sana haram
olmuştur. Üstelik hanımını boşamak hususunda sana verdiği emirde Allah'a asi
oldun.
Müslim dedi ki: el-leys:
"bir talak" sözünü gerçekten güzel bellemiştir.
Diğer tahric: Buhari,
5332; Ebu Davud, 2180
AÇIKLAMA: "Sana
gelince ... asi oldun." Burada Abdullah b. Ömer'in "bana bunu
emretti" sözü bana ricat yapmamı emretti demektir. "Sana
gelince" sözü ile ilgili olarak da Kadı Iyaz (radıyallahu anh) şunları
söylemektedir: Bu açıklanması zor (bir ibare)dir. Denildiğine göre buradaki
"emma" lafzında hemzenin fethalı oluşu: (.....): Ama sen ... isen
demektir. "İn" edatından sonra gelen fiili hazfetmiş, fiilinin yerine
"en"lafzını fethalı yapmışlardır ...
Bunu da bundan sonraki:
Eğer onu üç defa boşadı isen sana haram olmuştur" sözleri delil teşkil
etmektedir.
"Müslim dedi ki:
leys "bir talak" sözünü gerçekten güzel bellemiştir" yani o bunu
iyice hıfzetmiş, talak sayısını başkasının bellemediği bir şekilde sağlam
bellemiştir. Başkası ihmal ettiği gibi o ihmal etmemiştir. Başkası bu hususta
hata etmiş ve bunun sayısını üçtür dediği gibi o da bu hatayı işlememiştir.
Müslim'in naklettiği rivayetleri ise bunun bir talak olduğu şeklinde birbirini
desteklemektedir.
3639-2/3- Bize Muhammed
b. Abdullah b. Numeyr tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Ubeydullah,
Nafi'den tahdis etti, o İbn Ömer'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında eşimi ay hali iken boşadım. Ömer bunu
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e söyleyince şöyle buyurdu: "Ona
hanımına dönmesini em ret. Sonra temizleninceye kadar onu bıraksın. Sonra bir
ay hali daha olsun. Eğer temizlenirse onunla cima etmeden onu boşasın yahut onu
tutsun. İşte Allah'ın kadınların kendisine doğru boşanmalarını em rettiği
iddetleri budur." Ubeydullah dedi ki: Ben Nafi' e: Peki o bir talak ne
oldu? dedim. O: Onu bir talak olarak saydı dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
3640- .. ./4- Bunu bize
Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve İbnu'l-Müsenna da tahdis edip dedi ki: Bize Abdullah
b. İdris, Abdullah'tan bu isnad ile buna yakın olarak hadisi rivayet etti, ama
Ubeydullah'ın Nafi'e söylediklerini zikretmedi.
İbnu'l-Müsenna
rivayetinde "ona dönsün" dedi, Ebu Bekir de; "ona ricat
yapsın" dedi.
Diğer tahric: Nesai,
3558; İbn Mace, 2019
3641-3/5- Bana Zuheyr b.
Harb da tahdis etti, bize İsmail, Eyyub'dan tahdis etti, o Nafi’DEN rivayet
ettiğine göre İbn Ömer ay hali iken hanımını boşadı. Ömer (radıyallahu anh)
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sorunca kendisine hanımına dönmesini,
sonra bir daha ay hali oluncaya kadar ona mühlet vermesini, sonra
temizleninceye kadar ona mühlet vermesini, sonra da ona dokunmadan onu
boşamasını ona emretti. İşte Allah'ın kadınların kendisine doğru boşanmalarını
emrettiği iddetin bu olduğunu söyledi.
(Nafi') dedi ki: İbn
Ömer'e ay hali iken hanımını boşayan adam hakkında soru sorulduğu vakit şöyle
derdi: Eğer sen hanımını bir ya da iki talak ile boşamışsan şüphesiz Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) karısına dönmesini, sonra bir daha ay hali
oluncaya kadar ona mühlet vermesini, sonra temizleninceye kadar ona mühlet
vermesini, sonra da ona dokunmadan onu boşamasını emrettiğini söylerdi. Ama sen
eğer hanımını üç talak ile boşamışsan Allah'ın sana hanımını boşamak hususunda
vermiş olduğu emrinde ona isyan etmiş oldun. Kadın da senden bain talak ile
boşanmış oldu.
Diğer tahric: Nesai,
3559 -muhtaras olarak-
3642-4/6- Bana Abd b.
Humeyd de tahdis etti, bize Yakub haber verdi, bize Muhammed -ki o ez-Zühri'nin
kardeşinin oğludur- amcasından tahdis etti, bize Salim b. Abdullah'ın haber
verdiğine göre Abdullah b. Ömer dedi ki: Eşimi ay hali iken boşadım. Bu durumu
Ömer (radıyallahu anh), Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e söyleyince
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öfkelendi, sonra da şöyle buyurdu:
"Ona dönmesini emret. Sonra kendisini boşadığı sıradaki ay hali dışında
gelecek bir diğer ay halini görünceye kadar beklesin. Eğer yine o ay halinden
temizlendikten sonra ve ona dokunmadan önce onu boşama kanaatinde ise ay
halinden temizlenmiş olduğu hali ile onu boşasın. İşte yüce Allah'ın emrettiği
gibi iddete doğru boşamak budur. "
Abdullah onu bir talak
ile boşamıştı ve ona verebileceği talak sayısından hesap edildi. Ayrıca
Abdullah Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kendisine em rettiği gibi
hanımma döndü.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
3643- .. ./7- Bunu bana
İshak b. Mansur da tahdis etti, bize Yezid b. Abd Rabbih haber verdi, bize
Muhammed b. Harb tahdis etti, bana ez-Zübeydi, ez-Zühri’DEN bu isnad ile tahdis
etti ancak o şöyle dedi: İbn Ömer dedi ki: Ben de ona döndüm ve ona vermiş
olduğum bu talakı onun talakından hesap ettim.
Diğer tahric: Nesai,
3391
3644-5/8- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe, Zuheyr b. Harb ve İbn Numeyr -ki lafız Ebu Bekir'e ait- de tahdis
edip dediler ki: Bize Veki' Süfyan'dan tahdis etti, o Talha ailesinin azadlısı
olan Muhammed b. Abdurrahman'dan, o Salim'den, o İbn Ömer'den rivayet ettiğine
göre ay hali iken hanımmı boşamıştı. Bu durumu Ömer (radıyallahu anh) Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e zikredince: "Ona emret hanımına dönsün
sonra hanımını ya temiz iken ya da hamile iken boşasın."
Diğer tahric: Ebu
Davud, 2181; Tirmizi, 11 76; Nesai, 3397; İbn Mace, 2023
AÇIKLAMA: "Sonra
onu temizken ya da hamile iken boşasın" ibaresinde hamileliği belli olmuş
gebe kadını boşamanın caiz olduğuna delil vardır. Aynı zamanda bu Şafii'nin de
görüşüdür. İbnu'I-Munzir dedi ki: İlim adamları çoğunlukla bu görüştedir.
Tavus, Hasan, İbn Sirin, Rabia, Hammad b. Ebu Süleyman, Malik, Ahmed, İshak,
Ebu Sevr ve Ebu Ubeyd bunlar arasındadır. İbnu'l-Munzir dedi ki: Ben de bu
görüşteyim. Bazı Maliki alimleri de bu görüştedir. Diğer bazıları ise bu
haramdır demişlerdir. İbnu'l-Munzir, Hasan'dan bir başka rivayet daha
naklederek onun: Hamile kadını boşamak mekruhtur dediğini kaydetmektedir. Diğer
taraftan Şafii mezhebi ile ona uygun kanaat belirtenlerin görüşüne göre bir
kimse hamile olan karısını tek bir lafızIa üç defa boşama hakkına sahip olduğu
gibi birbiri arkasından lafızlarla ve farklı zamanlarla da boşayabilir. Bütün
bunlar caizdir ve bunların herhangi birisi bid'at değildir.
Ebu Hanife ve Ebu Yusuf
ise her iki boşama arasında bir ay bırakır demişlerdir. Malik, Züfer ve
Muhammed b. el-Hasen ise doğumunu yapıncaya kadar ona birden fazla talak
veremez demişlerdir.
3645-6/9- Bana Ahmed b.
Osman b. Hakım el-Evdı de tahdis etti, bize Halid b. Mahled tahdis etti, bana
Süleyman -ki ab. Bilal'dir- tahdis etti, bize Abdullah b. Dinar, İbn Ömer'den
tahdis ettiğine göre o ay hali iken hanımını boşadı. Bunun üzerine Ömer bu
hususu Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sordu, Allah Rasulü şöyle
buyurdu: "Ona emret, hanımına dönsün. Temizleninceye sonra bir daha ay
hali oluncaya sonra bir daha temizleninceye kadar beklesin, bundan sonra ise
ister boşasın ister nikahı altında tutsun. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
3646-7/10- Bana Ali b.
Hucr es-Sa'di de tahdis etti, bize İsmail b. İbrahim, Eyyub'dan tahdis etti, o
İbn Sırin'den dedi ki: Ben yirmi sene boyunca kendisine hiçbir şekilde ithamda
bulunmadığım kimselerin bana şunu tahdis ettiklerini gördüm: İbn Ömer, ay hali
iken hanımını üç talak ile boşadı. Hanımına dönmesi emredildi. Bu sefer kimseyi
de itham etmedim. Hadisin gerçek şeklini de bilmedim. Benim bu halim Ebu Gallab
Yunus b. Cübeyr el-Bahill ile karşılaşıncaya kadar devam etti. O ise rivayeti
sağlam birisi idi. Bana tahdis ettiğine göre kendisi İbn Ömer'e sorunca İbn Ömer
de ona hanımını ay hali iken bir talak ile boşadığını kendisine hanımına
dönmesinin emredildiğini söyledi. (İbn Sırin) dedi ki: Peki bu onun aleyhine
(bir talak olarak) sayıldı mı? dedim. O (Ebu Gallab): Ne demek yani? Eğer kişi
aciz düşüp ahmaklık yaparsa (sorumluluğu mu kalkacak) dedi.
Diğer tahric: Buhari,
5252 -muhtasar-; 5258, 5333; Ebu Davud, 2183, 2184; Tirmizi, 11 75; Nesai,
3399, 3400, 3577; İbn Mace, 2022
AÇIKLAMA: "Ebu
Gallab Yunus b. Cübeyr ile karşılaştım." Burada "Gallab" ismi
gayn fethalı ve lam şeddeli olup son harfi de be'dir. Biz bu ismi böylece
zaptettik İbn Makula ve cumhur da bunu böylece zikretmiş olmakla birlikte Kadı
Iyaz bazı ravilerden lam harfini şeddesiz söylediklerini zikretmektedir.
"Ben: Bu onun
aleyhine hesap edildi mi dedim ... " Bu şu demektir: Kendisi acze düşmüş
ve ahmaklık yapmış birisinden talak sorumluluğu kalkar mı? Bu bir inkar!
istifhamdır. Bunun da takdiri evet sayılır. Aciz kaldığından ve hamakatinden
dolayı bunun sayılmasının önünde engel olmaz takdirindedir.
Kadı Iyaz dedi ki: Yani
eğer o karısına dönmekten aciz düşse ve ahmakların işini yaparsa (sorumluluğu
mu kalkacak) demektir. Aslında bu sözleri söyleyen kişi olayın başından geçtiği
İbn Ömer'dir. Zamiri gaip lafzı ile ona iade etmiştir. Zaten bunu bundan sonra
gelecek (3651) Enes b. Sirin rivayetinde açıklamış bulunmaktadır. İbn Sirin
dedi ki: Ben -yani İbn Ömer'e peki ay hali iken verdiğin o talak sayıldı mı
dedim: O: Onu neden saymayayım kı? Ben acizlik ve ahmaklık ettiysem dedi.
Müslim’DEN başka
kaynaklarda rivayet edildiği üzere İbn Ömer dedi ki:
Peki ne dersin eğer İbn
Ömer acizlik yapmış, ahmaklık yapmışsa bunun bir talak olmasının önündeki engel
nedir dedi.
Buradaki
"femeh" sözünün böyle bir söz söylemekten uzak dur, vazgeç anlamına
gelme ihtimali vardır. Yani senin bu boşamanın gerçekleştiğinden şüphen olmasın
... Kadı Iyaz dedi ki: Burada "meh"den kasıt "ma" olup bu
durumda bu bir soru olur. Yani eğer bunu saymayacak olursan ne olacak ki
demektir. Bu da onu saymaktan başka bir yol yok anlamına gelir.
3647- .. ./11- Bunu bize
Ebu Rabi' ve Kuteybe de tahdis edip dediler ki:
Bize Hammad, Eyyub’DAN
bu isnad ile buna yakın olarak rivayet etti, ancak o şöyle dedi: Ömer, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sordu, o da kendisine emretti.
3648-8/12- Bunu bize
Abdülvaris b. Abdüssamed de tahdis etti, bize babam dedemden tahdis etti, o
Eyyub'dan bu isnad ile rivayet etti ve hadisi rivayetinde dedi ki: Ömer, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bunu sorunca ona geri dönmesini ve onu onunla cima
etmeden temiz iken boşamasını emretti ve: "Onu iddetine doğru (iddetinin
başlayacağı zamana doğru) boşasın" buyurdu.
AÇIKLAMA: "Onu
iddetine doğru boşasın" burada "kubul" kelimesinde kaf ve be
harfleri ötrelidir. Yani iddetini karşılayacağı bir zamanda ve iddetin meşru
olduğu bir zamanda onu boşasın. İşte bu da "kur'" lafzından temizlik
kastedildiğine ve temizlik halinde boşanmış ise derhal kur'larının sayılmaya
başlayacağına delildir. Çünkü verilmesi emrolunan talak şekli ancak temizlik
halinde verilendir. Zira kadın ay hali iken boşanacak olursa icma ile onun
içinde bulunduğu bu ay hali kur olarak sayılmaz, dolayısı ile bununla iddeti
karşılamış olmaz. O iddeti ancak temiz iken boşanırsa onu karşılamış sayılır.
Allah en iyi bilendir.
3649-9/13- Bana Yakub b.
İbrahim ed-Devrakı de İbn Uleyye'den tahdis etti, o Yunus'dan, o Muhammed b.
Sirin'den, o Yunus b. Cübeyr'den şöyle dediğini rivayet etti: İbn Ömer'e
sordum: Bir adam ay hali iken karısını boşasa (ne olur?) O: Abdullah b. Ömer'i
tanıyor musun? dedi. O ay hali iken hanımını boşamıştı. Bunun üzerine Ömer,
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gidip ona sordu. Allah Resulü kendisine
şunu emretti: "Hanımma dönsün, sonra hanımı iddetini karşılasın." Bu
sefer ben ona: Peki adam ay hali iken hanımını boşasa o boşama sayılır mı?
dedim. O: Eğer kendisi acizlik göstermiş ve ahmaklık etmişse başka ne olsun
dedi.
3650-10/14- Bize
Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis etti, İbnu'l-Müsenna dedi ki:
Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Katade'den şöyle dediğini
tahdis etti: Yunus b. Cübeyr'i şöyle derken dinledim: İbn Ömer'i şöyle derken
dinledim: Ay hali iken eşimi boşadım. Bunun üzerine Ömer, Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in yanına giderek bu hususu ona söyledi. Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) de: "Ona dönsün, temizlendikten sonra isterse onu
boşasın" buyurdu. (Yunus) dedi ki: Ben İbn Ömer'e, peki bunu sayacak mı?
dedim. O: Bunun önündeki engel ne? Ya kendisi aciz düşüp ahmaklık etmişse buna
ne dersin dedi.
3651-11115- Bize Yahya
b. Yahya tahdis etti, bize Halid b. Abdullah, Abdulmelik'den haber verdi. O
Enes b. Sirin'den şöyle dediğini rivayet etti:
İbn Ömer'e boşadığı
hanım ı hakkında soru sordum. O şöyle dedi: Ben ay hali iken onu boşadım. Bu
durum Ömer'e anlatıldı. O da bunu Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
söyleyince Allah Rasulü: "Ona emret, hanımına dönsün. Temizlenecek olursa
temiz iken onu boşasın" buyurdu. Ben de ona döndüm, sonra o temizken onu
boşadım. (İbn Sirin) dedi ki: Peki ay hali iken onu boşadığın o talakı saydın
mı? dedim. İbn Ömer: Eğer ben aciz düşüp ahmaklık gösterdiysem ne diye onu
saymayayım ki dedi.
Diğer tahric: Buhari,
5253;
3652-12/16- Bize
Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar tahdis etti, İbnu'l-Müsenna dedi ki: Bana
Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Enes b. Sirin'den tahdis ettiğine
göre o İbn Ömer'i şöyle derken dinlemiştir:
Ay hali iken zevcemi
boşadım. Bunun üzerine Ömer (radıyallahu anh) Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e giderek ona durumu haber verince Allah Rasulü:
"Ona emret,
hanımına dönsün. Sonra temizlenirse onu boşasın" buyurdu. Ben İbn Ömer'e:
Peki o verdiğin talakı saydın mı? dedim. O: Neden saymayayım ki dedi.
3653- .. ./17- Bize
Yahya b. Habib de tahdis etti, bize Halid b. el-Haris tahdis etti, (H.) Bunu
bana Abdurrahman b. Bişr de tahdis etti, bize Behz tahdis etti (Halid ile
beraber) dediler ki: Bize Şu'be bu isnad ile tahdis etti. Ancak her ikisinin
hadisinde "ona dönsün" ve yine her ikisinin hadisinde:
Ben ona: Onu saydın mı?
dedim. O: Neden saymayayım ki diye cevap verdi demektedir.
3654-13/18- Bize İshak
b. İbrahim de tahdis etti, bize Abdurrezzak haber verdi, bize İbn Cureyc haber
verdi, bana İbn Tavus babasından haber verdiğine göre o İbn Ömer’DEN kendisine
ay hali iken hanımını boşayan bir adam hakkında soru sorulurken şöyle dediğini
dinlemiştir: Sen Abdullah b. Ömer'i tanıyor musun? dedi. Adam: Evet deyince,
İbn Ömer dedi ki: O hanımını ay hali iken boşamıştı. Ömer, Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e gidip durumu haber verince ona İbn Ömer'in hanımına
dönmesini emretti.
(İbn Cureyc) dedi ki:
Ben onun (İbn Tavus'un) -kendi babasını kastederek- bundan fazla bir şey
söylediğini duymadım.
Diğer tahric: Nesai,
3561
AÇIKLAMA: "İbn
Cureyc, İbn Tavus'dan o babasından rivayet ettiğine göre o İbn Ömer'e ...
dinlemiştir" dedikten sonra hadisin sonunda şunları söylemektedir:
"Ben onun -kendi babasını kastederek- bundan fazla bir şey söylediğini
duymadım." Buradaki "babasını kastederek" ifadesinin anlamı
şudur:
Yani İbn Tavus, ben onu
duymadım, demiştir. Yani babam Tavus'un hadise bundan fazla bir şey katarak
rivayet ettiğini duymadım. Burada babasını kastederek diyen kişi de İbn
Cureyc'dir. Bu sözleri ile İbn Tavus'un "onun dediğini duymadım"
sözünü açıklamak istemiştir. Bu da, yani kendi babasını kastediyor, demektir.
3655-14/19- Bana Harun
b. Abdullah da tahdis etti, bize Haccac b. Muhammed tahdis edip dedi ki: İbn
Cureyc dedi ki: Bana Ebu Zubeyr'in haber verdiğine göre o Azze'nin azadlısı
Abdurrahman b. Eymen'i İbn Ömer'e soru sorarken dinlemiştir. Ebu Zubeyr de bunu
dinlemekte idi. (Şunu sordu): Ay hali iken hanımını boşamış bir adam hakkındaki
görüşün nedir? İbn Ömer dedi ki: İbn Ömer, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hayatta iken ay hali olduğu halde hanımını boşamıştı. Bunun üzerine
Ömer (radıyallahu anh) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sorarak:
Abdullah b. Ömer ay hali olduğu halde hanımını boşadı dedi. Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Ona geri dönsün" buyurdu. İbn Ömer
de hanımını geri aldı. Ayrıca Allah Rasulü: "Temizlendiği taktirde onu
ister boşasın ister tutsun" buyurdu.
İbn Ömer dedi ki: Ayrıca
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey peygamber!
Kadınları boşadığınız
zaman iddetleri vaktinde" iddetlerine doğru "boşayın" (Talak,
65) buyruğunu da okudu.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 2185; Nesai, 3392
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) de: "Onları iddetlerine doğru boşayın" anlamındaki
buyruğunu, (.....) diye okumuştur. Bu İbn Abbas ve ıbn Omer'in kıraati olup şaz
bir kıraattir. lema ile bu ("doğru" anlamı verilen "fi
kubuli" lafzı) Kur'an olarak sabit değildir. Bize göre de, muhakkik usül
alimlerine göre de haber-i vahid hükmü de yoktur. Allah en iyi bilendir.
3656- .. ./20- Bana
Harun b. Abdullah da tahdis etti, bize Ebu Asım, İbn Cureyc’DEN tahdis etti, o
Ebu Zubeyr'den, o İbn Ömer’DEN bu olaya yakın olarak hadisi rivayet etti.
3657- .. ./21- Bunu bana
Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize İbn Cureyc
haber verdi, bana Ebu Zubeyr'in haber verdiğine göre o Urve'nin azadlısı
Abdurrahman b. Eymen'i İbn Ömer'e -ve Ebu Zubeyr de onu dinlerken- sorarken
dinlemiştir deyip hadisi Haccac'ın hadisi gibi rivayet etti. Rivayetinde bazı
fazlalıklar da vardır.
Müslim dedi ki: O
"Urve" derken hata etmiştir. Aslında kendisi Azze'nin
azadlısıdır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: