SAHİH-İ MÜSLİM |
SÜT EMME |
12/36- ZİFAFTAN SONRA
KOCANIN, BAKİRENİN VE DULUN YANINDA KALMASINI HAK ETTİĞİ SÜRENİN NE KADAR
OLDUĞU BABI
3606-41/1- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe, Muhamed b. Hatim ve Yakub b. İbrahim -lafız Ebu Bekir'e ait olmak
üzere- tahdis edip dediler ki: Bize Yahya b. Said, Süfyan'dan tahdis etti, o
Muhammed b. Ebu Bekir'den, o Abdulmelik b. Ebu Bekir b. Abdurrahman b.
Hişam'dan, o babasından, o Um Seleme'den rivayet ettiğine göre Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Um Seleme ile evle ndiğinde yanında üç gün kaldı
ve: "Eşim olarak ben seni aşağılayacak değilim. İstersen yanında yedi gece
kalırım. Eğer yanında yedi gece kalacak olursam diğer zevcelerimin yanında da
yedi gece kalırım" buyurdu.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 2122; İbn Mace 1917
3607-42/2- Bana Yahya b.
Yahya da tahdis edip dedi ki: Malik'e, Abdullah b. Ebu Bekir'den rivayetini
okudum, o Abdulmelik b. Ebu Bekr b. Abdurrahman’DAN rivayet ettiğine göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Um Seleme ile evlenip gerdek sabahı
yanında sabahı edince ona: " Eşim olarak ben seni aşağılayacak değilim.
Dilersen yanında yedi gün kalınm, dilersen üç gün kalır sonra (diğer
zevcelerimi) dolaşınm" buyurdu. Um Seleme üç gün (kal) dedi.
3608- .. ./3- Bize
Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebi de tahdis etti, bize Süleyman -yani b. Bilal-
Abdurrahman b. Humeyd'den tahdis etti, o Abdulmelik b. Ebu Bekir'den, o Ebu
Bekr b. Abdurrahman'dan rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Um Seleme ile evlendiğinde onun yanına girdi ve çıkmak isteyince
elbisesinden tuttu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"İstersen yanında daha fazla kalır ve ona göre hesabını yaparım. Çünkü
bakire için yedi gün, dul için üç gün (kalınır)" buyurdu.
3609- .. ./4- Bana Yahya
b. Yahya da tahdis etti, bize Ebu Damra, Abdurrahman b. Humeyd'den bu isnad ile
aynısını haber verdi.
3610-43/5- Bana Ebu
Kureyb, Muhammed b. el-A'la tahdis etti, bize Hafs -yani b. Riyaz- Abdulvahid
b. Eymen'den tahdis etti, o Ebu Bekr b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişam'dan, o
Um Seleme'den deyip şunu zikretti:
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Um Seleme ile evlendi. Daha başka hususları da söyledi ve bu da onun
zikrettiği hususlar arasındadır: Allah Resulü: "Eğer yanında yedi gün kalmamı
istersen diğer hanımlarımın yanında da yedi gün kalırım. Eğer senin için yedi
güne tamamlarsam onların yanında da yedi gün kalırım" buyurdu.
AÇIKLAMA: (3606)
"Süfyan'dan, o Muhammed b. Ebu Bekir'den, o Abdulmelik b. Ebu Bekir b.
Abdurrahman b. el-Haris b. Hişam'dan, o, babasından, o Um Seleme’DEN rivayet
ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Um Sele me ile
evlendiğinde yanında üç gün kald!..." Malik'in rivayetinde (3607) Abdullah
b. Ebu Bekir'den, o Ebu Bekir b. Abdurrahman'dan rivayet ettiğine göre Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Um Seleme ile evlendiği zaman ... " aynı
şekilde bunu (3608) "Süleyman b. Bila!" den mürsel olarak da rivayet
edip bundan sonra da (3610) Hafs b. Riyaz'dan tıpkı Süfyan'ın rivayetinde olduğu
gibi muttası! olarak rivayet etmektedir: Darakutn! dedi ki: Bu hadisi Abdullah
b. Ebu Bekr ve Abdurrahman b. Humeyd Müslim'in de zikrettiği gibi mürsel olarak
rivayet etmişlerdir.
Darakutni'nin sözünü
ettiği bu durum onun Müslim aleyhine istidrakte bulunması tutarsızdır. Çünkü
Müslim -Allah'ın rahmeti ona- ravilerin bu hadisin mevsul ve mürsel rivayeti
hususundaki ihtilaftarım açıkça ortaya koymaktadır. Onun da fukahanın,
usulcülerin ve muhakkık muhaddislerin de kabul ettiği görüş şudur: Eğer bir
hadis hem muttasıl hem mürsel olarak rivayet edilirse muttası! olduğuna hüküm
verilir ve gereğince amel etmek icap eder. Çünkü bu sika bir ravinin
ziyadesidir. Bu da çoğunluğa göre makbuldür. O halde Darakutni'nin istidraki
(eleştirisi) doğru değildir. Allah en iyi bilendir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in Um Seleme (r.anha)'ya evlendikten sonra yanında üç gün
kalıp: " Eşim olarak ben seni aşağılayacak değilim. Dilersen senin yanında
yedi gün kalırım. Yanında yedi gün kalırsam diğer hanımlarımın yanında da yedi
gün kalırım." buyurmuştur. Diğer rivayette (3607) "dilersen üç gün
kalır sonra dolaşırım deyince Um Seleme:
Üç gün kal dedi."
Diğer rivayette (3608) "yanına girdi, çıkmak isteyince onun elbisesini
tuttu. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunun üzerine: Dilersen daha
fazla kalırım ve ona göre seninle hesaplaşınm. Bakire için yedi gün, dul için
üç gün buyurdu." Enes'in rivayet ettiği hadiste (3611 ve 3612)
"Bakire için yedi, dul için üç gün" denilmektedir.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: " Eşim olarak ben seni aşağılayacak değilim"
buyruğu senin herhangi bir aşağılanma ile karşı karşıya kalman sözkonusu
olmayacaktır. Hiçbir hususta hakkın kaybolmayacaktır, aksine hakkını tam olarak
alacaksın, demektir. Sonra da ona hakkını beyan ederek diğer zevceler için
sözkonusu olmamak üzere üç gün ile diğer zevceler için de sözkonusu olmak üzere
yedi günden birisini seçmekte serbest bırakmıştır. Çünkü üç günün, diğerlerine
bu surenin tanınmaması gibi bir özelliği vardır. Yedi günün ise arka arkaya gelmek
gibi ve tamamıyla bu süre zarfında alışmak gibi bir özelliği vardır. Kendisi
ise diğerlerine sözkonusu olmayacağı için üç günü tercih etti. Böylelikle
kendisine dönüş zamanı daha yakın olsun istedi. Çünkü bu durumda diğer
eşlerinin yanında birer
Kadı Iyaz dedi ki: Burada
"ehl (eş)"den kasıt bizzat Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
kendisidir. Ben senin benim nazarımda değersiz olduğunu gösterecek herhangi bir
iş yapmayacağım, demektir.
Hadis-i şeriften şu
hükümler anlaşılmaktadır:
1. Eş, aile fertleri ve
başkalarına yumuşak davranmak müstehaptır.
2. Muhatabın onu
kabullenmesi için hakkı anlaşılır bir şekilde ifade etmek gerekir.
3. Eşler arasında
adaletli olmak gerekir.
4. Zifaf hakkı kendisi
ile zifafa girilen kadına ait bir haktır. Bu hakkı sebebi ile diğerlerine göre
ona öncelik tanınır. Eğer bakire ise başkalarına da aynı süre verilmeksizin
geceli gündüzlü yedi gündür. Şayet dul ise isterse yedi gün ve diğer zevcelere
de o kadar gün nöbet ile dilerse diğerlerine bu kadar gün vermemek sureti ile
üç gün seçebilir.
Bu Şafii'nin ve ona
uygun kanaatlerinin görüşüdür. Sahih hadislerde sabit olan da budur. Bu görüşü
kabul edenler arasında Malik, Ahmed, İshak, Ebu Sevr, İbn Cerir ve ilim
adamlarının cumhuru bulunmaktadır.
Ebu Hanife, Hakem ve
Hammad ise dul kadına da bakireye de ayrılan gün sayısı kadar hepsinin kaza
edilmesi (yani diğerlerinin yanında da o kadar süre kalınması) kap eder. Onlar
bunun için eşler arasında adalet yapmaya dair varid olmuş hadislerin
zahirlerini delil göstermişlerdir.
Şafii'nin delili ise bu
hadislerdir. Çünkü bu hadisler genel buyrukların zahiri anlamlarını tahsis
etmekte (özelleştirmekte)dir. İlim adamları bu hakkın kocanın mı yoksa yeni
zevcenin mi hakkı olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bizim ve cumhurun kabul
ettiği kanaate göre bu yeni zevcenin hakkıdır. Bazı Maliki mezhebi alimleri ise
bu kocanın diğer kadınları üzerindeki bir hakkıdır. Bununla birlikte yeni
eşinden başka zevceleri bulunan kimseler için özel olarak bu hakkının olup
olmadığı hususunda ihtilaf etmişlerdir.
İbn Abdi'l-Berr dedi ki:
İlim adamlarının çoğunluğunun kanaatine göre bu zifaf sebebi ile kadının
hakkıdır. Başka bir zevcesinin bulunması ile bulunmaması arasında bir fark
yoktur. Çünkü "bakire ile evlenecek olursa onun yanında yedi gün kalır.
Dul ile evlenecek olursa onun yanında üç gün kalır" hadisinin genel
ifadesi bunu gerektirmektedir. Hadis başka herhangi bir zevcesi olmayan kimseyi
özellikle sözkonusu etmiş değildir.
Bir kesim ise şöyle
demektedir: Hadis bu yeni zevcesinden başka bir ya da başka zevceleri bulunan
kimseler hakkındadır. Çünkü başka bir zevcesi olmayan bir kimse zaten bütün
zamanı boyunca bu zevcesi ile birlikte kalacak, onunla vaktini geçirecek ve
herhangi bir kesinti olmadan birbirlerinden istifade edeceklerdir. Birden çok
zevcesi olanın durumundan tamamen farklı bir durumdadırlar. Çünkü yeni zevceye
bu günlerin tahsis edilmesi kesintisiz olarak onun ünsiyetinin sağlanması ve
kocası ile birlikte evliliğinin yerli yerince oturması, utanmasının ve ondan
uzak kalıp yalnızlığının kaybolması içindir. Aynı zamanda onların her biri de
diğerinden alacağı kadar zevk alır ve kendisinden başka zevcelerini dolaşarak
yeni zevcenin bu hali de kesintiye uğratılmaz. Kadı Iyaz bu görüşü tercih
ettiği gibi mezhep alimlerimizden Beğavi de kesin olarak bunu dile getirip
şöyle demiştir: Eğer onun yanında
Eğer başka bir zevcesi
yoksa bakirenin yanında bu süre kalmanın vacip mi müstehap mı olduğu hususunda
ilim adamlarının farklı görüşleri vardır.
Şafii, onun mezhebine
mensup fukaha ve onlara uygun kanaat belirtenler bunun vacip olduğunu
söylemişlerdir. Bu aynı zamanda İbnu'l-Kasım'ın, Malik'den naklettiği bir
rivayettir. İbn Abdu'l-Hakem ise ondan bunun müstehap olduğunu söylediğini
rivayet etmiştir.
3611-44/6- Bize Yahya b.
Yahya tahdis etti, bize Huşeym, Halid'den haber verdi, o Ebu Kilabe'den, o Enes
b. Malik'den şöyle dediğini nakletti:
Bir kimse dul kadın
üzerine bakire ile evlenecek olursa onun yanında yedi gün kalır. Eğer bakire
üzerine dul kadın ile evlenecek olursa onun yanında üç gün kalır.
Halid dedi ki: Eğer ben
o (Ebu Kilabe) bu hadisi (Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e merfu olarak
rivayet etti desem şüphesiz doğru söylemiş olurum ama o: Sünnet böyledir
demiştir.
Diğer tahric: Buhari,
5213, 5214; Ebu Davud, 2124; Tirmizi, 1139; İbn Mace, 1916
3612-45/7- Bana Muhammed
b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Süfyan, Eyyub ve
Halid el-Hazza’DAN haber verdi, o Ebu Kilabe'den, o Enes'den şöyle dediğini
rivayet etti: Bakire'nin yanında yedi gün kalması sünnettendir. Halid dedi ki:
Eğer istersem: Onu Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e merfu olarak isnad
etti, dahi diyebilirim.
Sonraki sayfa için aşağıdaki
link’i kullan: