SAHİH-İ MÜSLİM |
NİKAH |
(24) باب
جواز الغيلة
وهي وطء
المرضع،
وكراهة العزل
24- SÜT EMZİREN KADIN İLE
İLİŞKi KURMAK DEMEK OLAN ĞAYLE'NİN CAİZ OLUŞU VE AZLİN MEKRUH OLDUĞU BABI
140 - (1442) وحدثنا
خلف بن هشام.
حدثنا مالك بن
أنس. ح وحدثنا
يحيى بن يحيى
(واللفظ له).
قال: قرأت على
مالك عن محمد
بن عبدالرحمن
بن نوفل، عن
عروة، عن عائشة،
عن جدامة بنت
وهب الأسدية ؛
أنها سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول:
"لقد
هممت أن أنهى
عن الغيلة.
حتى ذكرت أن
الروم وفارس
يصنعون ذلك
فلا يضر
أولادهم". قال
مسلم: وأما
خلف فقال: عن
جذامة
الأسدية.
والصحيح ما
قاله يحيى:
بالدال.
3549-140/1- Bize Halefb.
Hişam da tahdis etti, bize Malik b. Enes tahdis etti, (H.) Bize Yahya b. Yahya
da tahdis etti -ki lafız ona aittir- dedi ki: Ben Malik'e, Muhammed b. Abdurrahman
b. Nevfel'den rivayetini okudum. O Urve'den, o Aişe'den, o Vehb kızı Cüdame
el-Esediye'den rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i
şöyle buyururken dinlemiştir: "Gerçekten ben ğileyi yasaklamak istedim,
sonra Bizanslılar ile Farslıların bunu yaptıklarını ve bunun çocuklarına zarar
vermediğini hatırladım. "
Müslim dedi ki: Halef
ise: Cüzame el-Esediye'den dedi ama doğrusu Yahya'nın dediği gibi dal harfi ile
(Cüdame)'dir.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3882; Tirmizi, 2076, 2077; Nesai, 3326; İbn Mace, 2011
AÇIKLAMA: "Vehb
kızı Cüdame'den" Müslim ravilerin onun adı hakkında dal ile mi noktalı zel
ile mi olduğu hususundaki ihtilaflarını zikrettikten sonra: Sahih ise onun dal ile
olduğudur demektedir. İlim adamlarının çoğunluğu da bu şekilde doğrusu dal
iledir demişlerdir. Cim harfinin ötreli olduğunda ise görüş ayrılığı yoktur.
Burada Vehb kızı Cüdame derken diğer rivayette Ukkaşe'nin kızkardeşi Vehb kızı
Cüdame demektedir.
Kadı Iyaz dedi ki:
Bazılarının dediklerine göre o Vehb b. Mihsan'ın kızı Cüdame'dir diyenlere göre
Ukkaşe'nin kızkardeşidir demişlerdir. Diğer bazıları ise bu yine Vehb oğlu
Ukkaşe denilen bir başka adamın kız kardeşidir. Bu kişi meşhur Mihsan oğlu
Ukkaşe değildir demişlerdir.
Taberi de şöyle
demektedir: Bu Cendel kızı Cüdame olup Hicret etmiş bir kadındır. Muhaddisler
onun hakkında Vehb kızı Cüdame'dir demişlerdir. Kadı Iyaz'ın zikrettikleri
bunlardır.
Ama tercih edilen bu
kadının meşhur Mihsan oğlu Ukkaşe el-Esedi'nin kızkardeşi Vehb'in kızı Cüdame
el-Esediye olduğudur. Bu durumda Cüdame onun anne bir kızkardeşi olur. Ukkaşe
ismi de iki şekilde söylenir. Bu söyleyişler daha önce iman Kitabı'nda
kaydedilmişti. Bir söyleyişe göre kaf şeddelidir, diğer söyleyişe göre
şeddesizdir. Şeddeli okunuş daha fasih ve daha meşhurdur.
"Gfleyi yasaklamak
istedim ... " Dil bilginlerinin dediklerine göre burada gıyle kesreli gayn
ile söylenir. Buna sondaki he (yuvarlak te) harfi hazf edilerek gayn harfi
fethalı olarak "ğayl" de denilir. Aynı zamanda buna gıyal de denilir.
Müslim'in son rivayette zikrettiği gibi.
Dil bilginlerinden bir
topluluğun dediğine göre gayn harfi fethalı olarak "gayle" bir defayı
anlatır. Kesreli olarak ise "gayl"den isim olur. Eğer bundan kasıt
emziren kadın ile ilişki kurmak olursa o taktirde fethalı ve kesreli olarak hem
gıle hem gayle caiz olur.
ilim adamları bu hadis-i
şerifte geçen gıyle ile ne kastedildiği hususunda ihtilaf etmişlerdir.
Muvatta'da Malik, Asmai ve başka dil bilginlerinin dediklerine göre bu süt
emziren karısı ile cima etmesi demektir. Bu işi yapması halinde eğale erraculu
ve uğile denilir. ibnü's-Sikkit dedi ki: Bu kadının gebe olmakla birlikte süt
emzirmesi halidir. Bu anlamdan hareketle "galet" ve "ugilet"
denilir.
ilim adamlarının
dediklerine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bunu yasaklamayı
düşünmesinin sebebi bundan süt emmekte olan çocuğun zarar göreceğinden
korkmasıdır. Yine ilim adamları der ki: Tabibler de böyle bir süt hastalıktır
demişlerdir. Araplar bundan hoşlanmaz ve korunmaya çalışırlar.
Hadis-i şerifte ise
gıylenin caiz olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bunu yasaklamamıştır. Aynı zamanda yasaklamayışının sebebini de açıklamaktadır.
Hadisten çıkan bir diğer hüküm de Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
içtihat etmesinin caiz olduğudur. Usül alimlerinin çoğunlu da böyle
demişlerdir. Onun vahiy alma imkanı bulunduğundan ötürü caiz olmadığı da
söylenmiştir. Ama doğrusu birincisidir.
141 - (1442) حدثنا
عبيدالله بن
سعيد ومحمد بن
أبي عمر. قالا:
حدثنا المقرئ.
حدثنا سعيد بن
أبي أيوب.
حدثني أبو
الأسود عن
عروة، عن
عائشة، عن
جدامة بنت
وهب، أخت
عكاشة. قالت:
حضرت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم في
أناس، وهو
يقول:
"لقد
هممت أن أنهى
عن الغيلة.
فنظرت في
الروم وفارس.
فإذا هم
يغيلون
أولادهم، فلا
يضر أولادهم
ذلك شيئا".
ثم
سألوه عن
العزل ؟ فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "ذلك
الوأد الخفي".
زاد
عبيدالله في
حديثه عن
المقرئ وهي:
{وإذا الموؤدة
سئلت} [81
/التكوير/ 8].
3550-141/2- Bize
Ubeydullah b. Said ve Muhammed b. Ebu Ömer tahdis edip dedi ki: Bize el-Mukri
tahdis etti, bize Said b. Ebu Eyyub tahdis etti, bana Ebu'l-Esved, Urve'den
tahdis etti, o Aişe'den, o Ukkaşe'nin kızı Vehb kızı Cüdame'den şöyle dediğini
rivayet etti: Çeşitli kimselerle birlikte Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in huzurunda bulundum. Şöyle diyordu: "Giyleyi yasaklamak istedim.
Sonra Bizanslılarla Farslıları görünce onların çocuklarına süt emzirilirken
eşleri ile cima ettiklerini (giyle yaptıklarını) ve bunun çocuklarına hiçbir
şekilde zarar vermediğini gördüm. "
Sonra ona azle dair
sordular. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunun üzerine: "İşte o
çocukları diri diri gömmenin gizli halidir" buyurdu. Ubeydullah
el-Mukri'den rivayet ettiği hadisinden şunu da eklemiştir: O ise (diri diri
gömülen kız çocuğu demek olan mevude): "Ve diri diri gömülen kız çocuğa
sorulduğu zaman" (Tekvir, 8) buyruğunda sözkonusu edildendir.
AÇIKLAMA: "Sonra
ona azle dair soru sordular. .. İşte o "diri diri gömülen kız çocuğa
sorulduğu zaman .. " (Tekvir, 8) buyruğudur. Kız çocuğunu diri diri gömmek
(ve'd ile mevude) hemzelidir. Ve'd kız çocuğunu diri diri gömmek demektir.
Araplar fakir düşerler korkusuyla bunu yaparlardı. Bazen de utanılacak bir hale
düşerler korkusuyla yaptıkları da olurdu. Mevude ise diri diri gömülen kız
çocuğun kendisine denilir. Bu şekilde gömülen kıza mevude deniliş sebebi ise
üzerine atılan toprakla ağırlaşmasından dolayı olduğu söylenmiştir. Daha önce
azil babında azle neden ve'd (çocuğu diri diri gömmek) adı verildiği de
açıklanmıştır. Bunun sebebinin de hayatın ortadan kaldırılması hususundaki
benzerliktir.
Bu hadiste: "diri
diri gömülen kız çocuğuna sorulduğu zaman" buyruğunun hatırlatılmasının
anlamı da şudur: Azı bu ayet-i kerimede sözü edilen çocuğu diri diri gömmeye
benzer demektir.
142 - (1442) وحدثناه
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا يحيى بن
إسحاق. حدثنا
يحيى بن أيوب
عن محمد بن
عبدالرحمن بن
نوفل القرشي،
عن عروة، عن
عائشة، عن
جدامة بنت وهب
الأسدية ؛
أنها قالت:
سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فذكر
بمثل حديث
سعيد بن أبي
أيوب، في
العزل
والغيلة. غير
أنه قال
"الغيال".
3551-142/3- Bunu bize
Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti. Bize Yahya b. İshak tahdis etti, bize
Yahya b. Eyyub, Muhammed b. Abdurrahman b. Nevfle el-Kuraşi'den tahdis etti, o
Urve'den, o Aişe'den, o Vehb kızı Cüdame el-Esediye'den şöyle dediğini rivayet
etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim
deyip hadisi Said b. Ebu Eyyub'un azı ve giyle ile ilgili hadisi ile aynen
zikretti. Ancak o (gıyle değil de) "el-giyal" dedi.
143 - (1443) حدثني
محمد بن
عبدالله بن
نمير وزهير بن
حرب (واللفظ
لابن نمير].
قالا: حدثنا
عبدالله بن يزيد
المقبري.
حدثنا حيوة.
حدثني عياش بن
عباس ؛ أن أبا النضر
حدثه عن عامر
بن سعد ؛ أن
أسامة بن زيد
أخبر والده
سعد بن أبي
وقاص ؛ أن
رجلا جاء إلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقال:
إني أعزل عن
امرأتي. فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "لم تفعل
ذلك ؟" فقال
الرجل: أشفق
على ولدها، أو
على أولادها.
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم "لو
كان ذلك ضارا،
ضر فارس والروم".
وقال
زهير في
روايته "إن
كان لذلك فلا.
ما ضار ذلك
فارس ولا الروم".
3552-143/4- Bana
Muhammed g. Abdullah b. Umeyr ve Zuheyr b. Harb -lafız İbn Numeyr'e ait olmak
üzere- tahdis edip dediler ki: Bize Abdullah b. Yezid el-Makburi tahdis etti,
bize Hayve tahdis etti, bana Ayyaş b. Abbas'ın tahdis ettiğine göre Ebu'n-Nadr
kendisine Amir b. Sa'd'dan şunu tahdis etti:
Üsame b. Zeyd'in onun
babası Sa'd b. Ebu Vakkas'a haber verdiğine göre bir adam Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e gelip şöyle dedi: Ben karım ile cima ederken azil
yapıyorum. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona:
"Bunu neden yapıyorsun?" buyurdu. Adam: çocuğuna -yahut çocuklarına-
olan şefkatimden dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Eğer bu zarar veren bir iş olsaydı Farslılara ve Bizansfılara zarar verirdi"
buyurdu.
Zuheyr de rivayetinde:
"Bunun için yapıyorsan yapma. Çünkü bunun Farslara da Bizanslılara da
zararı yoktur" şeklindedir.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Ayyaş
b. Abbas" birinci isim şin iledir. Babasının adı ile sin iledir. Kendisi
Ayyaş b. Abbas el-Kitbani olup Nuayn'ın bir kolu olan Kitban'a mensuptur.
"Çocuklarıma olan
şefkatimden" onlara zarar geleceğinden korktuğum için demektir.
"Bunun Farslılara
da Bizanslılara da zararı yoktur." Yani onlara bir zarar vermemiştir.
Allah en iyi bilendir.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
SÜT EMME 1 /25-
DOĞUMDAN DOLAYI HARAM OLAN SÜT EMMEKTEN DOLAYI DA HARAM OLUR BABI