SAHİH-İ MÜSLİM

NİKAH

 

(15) باب زواج زينب بنت جحش، ونزول الحجاب، وإثبات وليمة العرس

15- CAHŞ KIZI ZEYNEB'İN EVLENMESİ, HİCAB EMRİNİN İNMESİ VE DÜĞÜN ZİYAFETİ (VELİME) NİN İSBATI BABI

 

89 - (1428) حدثنا محمد بن حاتم بن ميمون. حدثنا بهز. ح وحدثني محمد بن رافع. حدثنا أبو النضر هاشم بن القاسم. قالا جميعا: حدثنا سليمان بن المغيرة عن ثابت، عن أنس. وهذا حديث بهز قال: لما انقضت عدة زينب قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لزيد "فاذكرها علي" قال: فانطلق زيد حتى أتاها وهي تخمر عجينها. قال: فلما رأيتها عظمت في صدري. حتى ما استطيع أن أنظر إليها أن رسول الله صلى الله عليه وسلم ذكرها. فوليتها ظهري ونكصت على عقبي. فقلت: يا زينب ! أرسل رسول الله صلى الله عليه وسلم يذكرك. قالت: ما أنا بصانعة شيئا حتى أوامر ربي. فقامت إلى مسجدها. ونزل القرآن. وجاء رسول الله صلى الله عليه وسلم فدخل عليها بغير إذن. قال فقال: ولقد رأيتنا أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أطعمنا الخبز واللحم حين امتد النهار. فخرج الناس وبقي رجال يتحدثون في البيت بعد الطعام. فخرج رسول الله صلى الله عليه وسلم واتبعته. فجعل يتتبع حجر نسائه يسلم عليهن. ويقلن: يا رسول الله ! كيف وجدت أهلك ؟ قال: فما أدري أنا أخبرته أن القوم قد خرجوا أو أخبرني. قال: فانطلق حتى دخل البيت. فذهبت أدخل معه فألقى الستر بيني وبينه. ونزل الحجاب. قال: ووعظ القوم بما وعظوا به.

زاد ابن رافع في حديثه: لا تدخلوا بيوت النبي إلا أن يؤذن لكم إلى طعام غير ناظرين إناه ؛ إلى قوله: والله لا يستحي من الحق.

 

3488-89/1- Bana Muhammed b. Hatim b. Meymun da tahdis etti, bize Behz tahdis etti, (H.) Bana Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Ebu Nadr Haşim b. Kasım tahdis etti, ikisi birlikte dedi ki: Bize Süleyman b. elMuğire, Sabit'den tahdis etti, o Enes'den rivayet etti, bu da Behz'in hadisidir. (Enes) dedi ki: Zeyneb (r adıyallahu anha)'nın iddeti sona erince Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zeyd'e: "Ona benden söz et" buyurdu. (Enes) dedi ki:

 

Bunun üzerine Zeyd kalkıp onun yanına gitti. O sırada hamurunu mayalıyordu. (Zeyd) dedi ki: Onu gördüğüm zaman kalbimde o kadar büyüdü ki artık Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ondan söz etti diye ona bakamaz oldum. Bunun için ona arkamı dönerek gerisin geri gittim ve: Ey Zeyneb! Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (beni) gönderip seni andı dedim. O: Ben istihare yapmadıkça bir şey yapmam dedi. Bunun için kalkıp mescidine gitti. Kur'an ayeti de nazil oldu. Rasülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip izin almaksızın onun yanına girdi. (Sabit) dedi ki: (Enes) dedi ki: Gerçekten biz Rasülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in gün(eş)in yükseldiği zamanda bize ekmek ve et yedirdiğini gördüm. Yemekten sonra insanlar kalkıp gittikleri halde geriye bazı kimseler kalıp konuşmaya daldılar. Rasülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışan çıktı. Ben de arkasından gittim. Hanımlarının hücrelerini arka arkaya gezmeye ve onlara selam vermeye başladı. Onlar da: Ey Allah'ın Resulü! Hanımını nasıl buldun diyorlardı.

 

(Enes) dedi ki: Evde olanların çıkıp gittiklerini ben mi ona haber verdim yoksa o mu bana haber verdi bilemiyorum. Bunun üzerine kalkıp gitti ve eve girdi. Ben de onunla birlikte girmek isterken benimle kendisi arasına perdeyi indirdi ve hicap emri nazil oldu. (Enes) dedi ki: Ve o kimselere verilen öğütlerle öğüt verildi.

İbn Rafi' hadisi rivayetinde şunları ekledi: "Peygamberin evlerine sizin için yemeğe izin verilmeden girmeyin. Yemek vaktini de beklemeye kalkzşmayın ... Allah ise haktan utanmaz" (Ahzab, 53) (buyruğu indi).

 

 

Diğer tahric: Nesai, 3251;

 

AÇIKLAMA:          "Rasülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zeyd'e: Ona benden söz et buyurdu."

 

Yani onu kendisinden bana iste. Bu da bir kimsenin daha önce kocası olduğu bir kişiyi eğer bundan tiksinmeyeceğini biliyorsa o kadını kendisine istemek için göndermesinde bir sakınca olmadığına delildir. Nitekim Rasülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Zeyd'in durumu bu idi.

 

"Onu görünce kalbimde o kadar büyüdü ki ona Rasülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisini andı diye bakamaz oldum ... " Yani o Zeyneb'in heybetinden etkilendi, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onunla evlenmek istediğinden ötürü onu ta'zim etti, ona ta'zim etmek, saygı göstermek, onun heybetini görmek hususlarında evlenmiş bulunduğu zevcelerine davrandığı şekilde davrandı.

 

"Rasülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu andığı için" yani Allah Rasulünu andığından dolayı ben böyle davrandım. "Arkamı döndüm." Halbuki ona alışageldikleri üzere ona bakarak, ona talib olmak üzere gitmişti. Bu durum ise hicap emrinin nüzulünden önce idi. Ama onu ta'zim etmesinin etkisi kendisini kaplayınca geri çekildi ve sırtını ona dönerek -gayri ihtiyari ona bakmamak için- ona RasülulIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adına talib oldu.

 

"Ben Rabbim'e istihare yapmadıkça bir şey yapmam dedi, sonra mescidine kalktı." Yani evinde namaz kıldığı yere çekildi. Buradan bir iş yapmak isteyen bir kimsenin -o yapacağı işi hayırlı olduğu ister açıkça ortada olsun ister olmasın- istihare namazı kılmasının müstehap olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca bu, Buhari'nin Sahihi'nde yer alan Cabir (radıyallahu anh)'ın rivayet ettiği şu hadise de uygundur. O dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bütün işler hakkında istihare yapmayı bize öğretirdi. Şöyle buyururdu: "Biriniz bir iş yapmak isteyince farzın dışında iki rekat namaz kılsın ... " Muhtemelen kendisi Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hakkını gereği gibi yerine getiremeyeceğinden korktuğu için istiharede bulunmuştu.

 

"Kur'an nazil oldu ve Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip izin almaksızın yanına girdi." Bununla yüce Allah'ın: "Nihayet Zeyd'in o kadın ile bir bağı kalmayınca biz onu seninle evlendirdik. " (Ahzab, 37) buyruğunun indiğini kastetmektedir. Bu sebeple Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izin almadan yanına girdi. Çünkü yüce Allah bu ayet-i kerime ile kendisini, Zeyneb (radıyallahu anha) ile evlendirmiş bulunduruyordu.

 

"Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in gün yükselince bize ekmek ve et yedirdiğini gördüm." Burada "gün yükselince" ifadesi güneş yükselince demektir.

"Hanımlarının odalarına arka arkaya uğrayıp onlara selam veriyordu."

Sonuna kadar hadisin şerhi bundan önceki babta geçmiş bulunmaktadır.

 

 

 

90 - (1428) حدثنا أبو الربيع الزهراني وأبو كامل فضيل بن حسين وقتيبة بن سعيد. قالوا: حدثنا حماد (وهو ابن زيد) عن ثابت، عن أنس، (وفي رواية أبي كامل: سمعت أنسا)  قال: ما رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم أولم على امرأة (وقال أبو كامل: على شيء) من نسائه، ما أولم على زينب. فإنه ذبح شاة.

 

3489-90/2- Bana Ebu Rabi' ez-Zehranı, Ebu Kamil Fudayl b. Huseyn ve Kuteybe b. Said tahdis edip dedi ki: Bize Hammad -ki o b. Zeyd'dir- Sabit'den tahdis etti, o Enes'den rivayet etti -Ebu Kamil'in rivayetinde: Enes'i dinledim şeklindedir- dedi ki: Ben RasuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın hanımlarından Zeyneb (r.anha) dolayısıyla verdiği düğün ziyafeti gibi herhangi bir kadına -Ebu Kamil bir şeye dedi- ziyafet verdiğini görmedim. Çünkü o bir koyun kesmişti.

 

Diğer tahric: Buhari, 5168, 5171; Ebu Davud, 3743; İbn Mace, 1908

 

 

91 - (1428) حدثنا محمد بن عمرو بن عباد بن جبلة بن أبي رواد ومحمد بن بشار. قالا: حدثنا محمد (وهو بن جعفر). حدثنا شعبة عن عبدالعزيز بن صهيب. قال: سمعت أنس بن مالك يقول: ما أولم رسول الله صلى الله عليه وسلم على امرأة من نسائه أكثر أو أفضل مما أولم على زينب.

فقال ثابت البناني: بما أولم ؟ قال: أطعمهم خبزا ولحما حتى تركوه.

 

3490-91/3- Bize Muhammed b. Amr b. Abbad b. Cebele b. Ebu Davud ve Muhammed b. Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed -ki o b. Cafer'dir- tahdis etti, bize Şu'be, Abdulaziz b. Şuhayb'den şöyle dediğini tahdis etti: Enes b. Malik'i şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zeyneb dolayısıyla verdiği düğün yemeğinden hanımlarından hiçbirisi için daha çok -ya da daha üstün- bir düğün ziyafeti vermemiştir.

Bunun üzerine Sabit b. el-Bunani: Düğün yemeğinde ne verdi? dedi, Enes: Onlara yemeği bırakıncaya kadar et ve ekmek yedirdi, dedi.

 

 

Diğer tahric: Bunu Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarından hiçbirisi için ... " bunun sebebinin şanı yüce Allah'ın kendisini onunla veli ve şahitler ile değil de başkasından farklı olarak vahiy ile evlendirmesi hususunda yüce Allah'ın nimetine şükretmek olması ihtimali vardır. Bizim mezhep alimlerimize göre sahih ve meşhur olan kanaate göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in velisiz ve şahitsiz nikahı sahihtir. Çünkü onun hakkında ayrıca buna ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu husustab görüş ayrılığı ise Zeyneb {r.anha)'dan başka zevceler: ile ilgilidir. Zeyneb hakkında ise nass bulunmaktadır. Allah en iyi bilendir.

 

"Yemeği bırakıncaya kadar onlara ekmek ve et yedirdi." Yani doyunca ve doydukları için yemeği bırakıp el çekinceye kadar yedirdi demektir.

 

 

 

92 - (1428) حدثنا يحيى بن حبيب الحارثي، وعاصم بن النضر التيمي، ومحمد بن عبدالأعلى. كلهم عن معتمر (واللفظ لابن حبيب). حدثنا معتمر بن سليمان قال: سمعت أبي. حدثنا أبو مجلز عن أنس بن مالك. قال:

 لما تزوج النبي صلى الله عليه وسلم زينب بنت جحش، دعا القوم فطعموا. ثم جلسوا يتحدثون. قال: فأخذ كأنه يتهيأ للقيام فلم يقوموا. فلما رأى ذلك قام. فلما قام من قام من القوم.

زاد عاصم وابن عبدالأعلى في حديثهما قال: فقعد ثلاثة. وإن النبي صلى الله عليه وسلم جاء ليدخل فإذا القوم جلوس. ثم إنهم قاموا فانطلقوا. قال: فجئت فأخبرت النبي صلى الله عليه وسلم أنهم قد انطلقوا. قال: فجاء حتى دخل. فذهبت أدخل فألقي الحجاب بيني وبينه. قال: وأنزل الله عز وجل: { يا أيها الذين آمنوا لا تدخلوا بيوت النبي إلا أن يؤذن لكم إلى طعام غير ناظرين إناه} ؛ إلى قوله { إن ذلكم كان عند الله عظيما}.

 

3491-92/4- Bize Yahya b. Habib el-Harisi, Asım b. en-Nadr et-Teymi ve Muhammed b. Abdu'l-A'la tahdis etti. Hepsi Mutemil'den -lafız İbn Habib'e ait olmak üzere- rivayet etti. Bize Mutemil b. Süleyman tahdis edip dedi ki:

Ben babamı (şöyle derken) dinledim: Bize Ebu Miclez, Enes b. Malik'den şöyle dediğini tahdis etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cahş kızı Zeyneb ile evlendiği zaman müslümanları çağırdı, onlar da yemek yediler. Sonra oturup konuşmaya daldılar. (Enes) dedi ki: Ayağa kalkmak için hazırlanır gibi yaptı. Fakat onlar kalkmadılar. Onların bu halini görünce kendisi kalktı. Kendisi kalkınca orada bulunanlardan kalkanlar kalktı.

 

Asım ve İbn Abdu'l-A'la hadisi rivayetlerinde şunu eklediler: (Enes devamla) dedi ki: Üç kişi oturmaya devam etti. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) odaya girmek üzere geldiğinde onlar hala oturuyorlardı. Sonra kalkıp gittiler. (Enes) dedi ki: Ben de gelip Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e onların gittiklerini haber verdim. Allah Rasulü gelip içeri girdi. Ben de girmek için davrandım ama benimle kendisi arasına hicabı (perdeyi) indirdi. (Enes) dedi ki: Aziz ve celil Allah da: "Ey iman edenler! Peygamber'in evlerine sizin için yemeğe izin verilmeden girmeyin. Yemek vaktini de beklemeye kalkışmayın", "Çünkü bu Allah'ın yanında çok büyük bir iştir" (Ahzab, 53) buyruğunu indirdi.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 4791, 6239, 6271

 

AÇIKLAMA:          "Bize Ebu Miclez tahdis etti." Micles isminde mim harfi kesreli, cim harfi sakin, lam harfi fethalı, ondan sonraki harf de ze'dir. Mim harfinin fethalı okunacağı (Mecles) de söylenmiş ise de meşhur olan birincisidir. Adı Lahik b. Humeyd'dir. Denildiğine göre Buhari ve Müslim'in Sahih'lerinde isminin ilk iki harfi lam ve elif olan başka kimse yoktur.

 

 

 

93 - (1428) وحدثني عمرو الناقد. حدثنا يعقوب بن إبراهيم بن سعد. حدثنا أبي عن صالح. قال ابن شهاب: إن أنس بن مالك قال: أنا أعلم الناس بالحجاب. لقد كان أبي بن كعب يسألني عنه. قال أنس:

 أصبح رسول الله صلى الله عليه وسلم عروسا بزينب بنت جحش. قال: وكان تزوجها بالمدينة. فدعا الناس للطعام بعد ارتفاع النهار. فجلس رسول الله صلى الله عليه وسلم وجلس معه رجال بعد ما قام القوم. حتى قام رسول الله صلى الله عليه وسلم. فمشى فمشيت معه حتى بلغ باب حجرة عائشة. ثم ظن أنهم قد خرجوا فرجع ورجعت معه. فإذا هم جلوس مكانهم. فرجع فرجعت الثانية. حتى بلغ حجرة عائشة. فرجع فرجعت. فإذا هم قد قاموا. فضرب بيني وبينه بالستر. وأنزل الله آية الحجاب.

 

3492-93/5- Bana Amr en-Nakid de tahdis etti, bize Yakub b. İbrahim b.

Sa'd tahdis etti, bize babam Salih'den tahdis etti, İbn Şihab dedi ki: Enes b. Malik dedi ki: İnsanlar arasında hicabı en iyi bilen benim. Çünkü Ubey b. Ka'b bana ona dair soru soruyordu. Enes dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cahş kızı Zeyneb ile zifafa girip damat olarak sabahı etmişti. Onunla Medine'de evlendi. Günün yükselmesinden sonra insanları yemeğe davet etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturdu. Herkes kalkıp gittikten sonra onunla birlikte bazı kimseler de oturmaya devam etti. Nihayet Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp yürüdü. Ben de onunla birlikte yürüdüm. Aişe (r.anha)'nın hücresine vardı. Sonra onların çıktıklarını zannederek geri döndü. Ben de onunla beraber geri döndüm. Onların yerlerinde oturmaya devam ettiklerini gördük. Geri döndü, ben de ikinci defa onunla geri döndüm. Nihayet Aişe'nin hücresine varınca geri döndü, ben de geri döndüm. Onlar da kalkıp gitmişlerdi. Benimle kendisi arasına perdeyi indirdi, yüce Allah da hicap ayetini indirdi.

 

Diğer tahric: Buhari, 5466

 

 

94 - (1428) حدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا جعفر (يعني ابن سليمان) عن الجعد أبي عثمان، عن أنس بن مالك. قال:

 تزوج رسول الله صلى الله عليه وسلم فدخل بأهله. قال: فصنعت أمي أم سليم حيسا فجعلته في تور. فقالت: يا أنس ! اذهب بهذا إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم. فقل بعثت بهذا إليك أمي. وهي تقرئك السلام. وتقول: إن هذا لك منا قليل، يا رسول الله ! قال: فذهبت بها إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم. فقلت: إن أمي تقرئك السلام وتقول: إن هذا لك منا قليل، يا رسول الله ! فقال "ضعه" ثم قال: " اذهب  فادع لي فلانا وفلانا وفلانا. ومن  لقيت"  وسمى رجالا. قال: فدعوت من سمى ومن لقيت: قال: قلت لأنس: عدد كم كانوا ؟ قال: زهاء  ثلاثمائة.

وقال لي رسول  الله صلى الله عليه  وسلم "يا أنس ! هات  التور" قال: فدخلوا حتى امتلأت الصفة والحجرة. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "ليتحلق عشرة عشرة وليأكل كل إنسان مما يليه" قال: فأكلوا حتى شبعوا. قال: فخرجت طائفة ودخلت طائفة حتى أكلوا كلهم. فقال لي "يا أنس ! ارفع" قال: فرفعت. فما أدري حين وضعت كان أكثر أم حين رفعت. قال: وجلس طوائف منهم يتحدثون في بيت رسول الله صلى الله عليه وسلم. ورسول الله صلى الله عليه وسلم جالس، وزوجته مولية وجهها إلى الحائط. فثقلوا على رسول الله صلى الله عليه وسلم. فخرج رسول الله صلى الله عليه وسلم فسلم على نسائه. ثم رجع. فلما رأوا رسول الله صلى الله عليه وسلم قد رجع ظنوا أنهم قد ثقلوا عليه. قال: فابتدروا الباب فخرجوا كلهم. وجاء رسول الله صلى الله عليه وسلم حتى أرخى الستر ودخل. وأنا جالس في الحجرة. فلم يلبث إلا يسيرا حتى خرج علي. وأنزلت هذه الآية. فخرج رسول الله صلى الله عليه وسلم وقرأهن على الناس: يا أيها الذين آمنوا لا تدخلوا بيوت النبي  إلا أن يؤذن لكم إلى طعام غير ناظرين إناه ولكن إذا دعيتم فادخلوا فإذا طعمتم فانتشروا ولا  مستأنسين لحديث إن ذلكم كان يؤذي النبي ؛ إلى آخر الآية. قال الجعد: قال أنس ابن مالك: أنا أحدث الناس عهدا بهذه الآيات. وحجبن نساء النبي صلى الله عليه وسلم.

 

3493-94/6- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Cafer -yani b, Süleyman-, el-Ca'd Ebu Osman'dan tahdis etti, o Enes b. Malik'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evlendi ve hanımı ile zifafa girdi. (Enes) dedi ki: Annem Um Suleym bir hays yapmış ve onu bir çanağa koyarak: Ey Enes! Bunu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e götür ve de ki:

Bunu sana annem gönderdi. Onun sana selamı var. Ayrıca diyor ki: Elbetteki bu bizim sana az bir ikramımızdır ey Allah'ın Resulü diyor. (Enes) dedi ki:

Ben de onu alıp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e götürdüm ve: Annemin sana selamı var ve bu şüphesiz bu bizim sana azıcık bir ikramımızdır ey Allah'ın Resulü diyor dedim. Allah Resulü: "Onu bırak" buyurduktan sonra:

 

"Haydi git bana filanı filanı ve filanı ve kiminle karşılaşırsan onu davet et" buyurdu ve çeşitli kimselerin adını verdi. Ben de hem adını verdiği kimseleri hem de kiminle karşılaştımsa onu davet ettim.

(el-Ca'd) dedi ki: Enes'e: Kaç kişi idiler dedim. O yaklaşık üç yüz dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Ey Enes! O çanağı getir" buyurdu. Davetliler içeriye girdiler. Öyleki suffe ve hücre tamamen doldu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her on kişi bir halka olsun ve herkes önünden yesin" buyurdu. Hepsi doyasıya kadar yediler. Tamamı yeyinceye kadar bir grup dışarı çıkarken diğeri içeri girdi. Bana: "Ey Enes kaldır" buyurdu. Kaldırdığımda acaba ilk koyduğum sırada mı yemek daha çoktu yoksa kaldırdığım zaman mı bilemiyorum. (Enes) devamla dedi ki: Davetlilerden çeşitli gruplar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hanesinde oturup konuşmaya daldılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de oturuyordu. Zevcesi ise yüzünü duvara doğru çevirmişti. Onların bu hali Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ağır gelince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışarı çıkıp hanımlarına selam verdi. Sonra geri döndü. Oturanlar ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in döndüğünü görünce kendilerinin bu hallerinin ona ağır geldiğini düşündüler. Bu sebeple alelacele kapıya koşuştular ve hepsi dışarı çıkıp gitti. ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de geldi ve nihayet perdeyi indirip içeri girdi. Ben de odada oturuyordum. Kısa bir süre durmuştu ki yanıma çıktı. Ve şu ayet-i kerime nazil oldu: ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışarı çıkıp bu buyrukları insanlara okudu: "Ey iman edenler! Peygamberin evlerine sizin için yemeğe izin verilmeden girmeyin. Yemek vaktini de beklemeye kalkışmayın. Fakat davet olunduğunuzda girin. Yemek yediniz mi dağılın. Söze dalmak için beklemeyin. Çünkü bu peygamberi rahatsız etmekte ama o sizden utanmaktadır ... " (Ahzab, 53) ayetini sonuna kadar okudu. el-Ca'd dedi ki: Enes b. Malik dedi ki: Bu ayetleri herkesten önce ben dinledim. Sonra da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hanımları hicap (örtünüp perde arkasında bulunmak) emrini yerine getirdiler. 

 

 

Diğer tahric: Buhari, 5163 muallak olarak; Tirmizi, 3218 -muhtasar-; Nesai, 3387 -muhtasa: olarak-

 

AÇIKLAMA:          "Enes dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evlendi ve zevcesi ile gerdeğe girdi. Annem Um Suleym bir hays yapıp onu bir çanağa koydu ... Şüphesiz bu ey Allah'ın Rasulü bizden sana az bir ikramdır diyor, dedi."

 

1. Hadisten anlaşıldığına göre evlenen kimsenin arkadaşlarının onun vereceği düğün ziyafetine yardım etmek üzere yemek göndermeleri müstehaptır. Bu husus bundan önceki babta geçtiği gibi orada haysın ne olduğu da (3482 numaralı hadisin şerhinde) açıklanmış idi.

 

2. Kendisine bu şekilde gönderilen kişiden özür dilemek ve Um Suleym'in söylediği sözlere benzer sözler söylemek bu bizden size az bir ikramdır demek uygundur.

 

3. Arkadaşa selam göndermek -gönderenden daha faziletli olsa dahimüstehaptır. Ancak bu şekilde selam göndermek gönderenin bulunduğu yerden uzak bulunması yahut da selam vermek için bizzat huzuruna gidememek için mazeretinin bulunması halinde 9üzel olur.

Tevr (çanak) ise bir kaptır. Bundan önce abdest babında buna dair açıklama geçmiş bulunmaktadır.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Git ve bana filanı filanı ve kiminle karşıllaştıysan onları davet et" deyip bazı kimselerin isimlerini de verdi. .. Yaklaşık üç yüz kişi dedi." Buradaki "zuha: yaklaşık" lafzında ze harfi ötreli he harfi fethalı ve medli söylenir. Üç yüz kişiye yakın, üç yüz kişi dolaylarında demektir.

 

4. Davet esnasında davetçi gönderen kimsenin muayyen kimselere de isimleri söylenmeye n kimselere de yemeğe gelip yemelerine izin vermesi caizdir. Karşılaştığın kimselerden dilediğin kimseleri çağır demesi gibi.

 

Bu hadiste Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kitapta da açıkladığı gibi yemeği çoğaltmak suretiyle açıkça görülen bir mucizesi vardır.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Ey Enes çanağı getir" buyruğunda "hati: getir" lafzında te harfi kesrelidir. Bu "e'ti: ver" emrindeki tı harfinin kesreli söylenişi gibi kesreli söylenir.

 

"Zevcesi ise yüzünü duvara doğru dönmüştü" bu ibarede bütün nüshalarda "zevce" kelimesi te iledir. Aslında bu az rastlanılan bir kullanımdır. Hadis-i şerifte ve şiirde tekrarlanmış olmakla birlikte meşhur olan hazfedilmesidir.

 

 

 

95 - (1428) وحدثني محمد بن رافع. حدثنا عبدالرزاق. حدثنا معمر عن أبي عثمان، عن أنس. قال:

 لما تزوج النبي صلى الله عليه وسلم زينب أهدت له أم سليم حيسا في تور من حجارة. فقال أنس: فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "اذهب فادع لي من لقيت من المسلمين" فدعوت له من لقيت. فجعلوا يدخلون عليه فيأكلون ويخرجون. ووضع النبي صلى الله عليه وسلم يده على الطعام فدعا فيه. وقال فيه ماشاء الله أن يقول ولم أدع أحدا لقيته إلا دعوته. فأكلوا حتى شبعوا. وخرجوا. وبقي طائفة منهم فأطالوا عليه الحديث. فجعل النبي صلى الله عليه وسلم يستحي منهم أن يقول لهم شيئا. فخرج وتركهم في البيت. فأنزل الله عز وجل: {يا أيها الذين آمنوا لا تدخلوا بيوت النبي إلا أن يؤذن لكم إلى طعام غيرناظرين إناه}  (قال قتادة: غير متحينين طعاما) {ولكن إذا دعيتم فادخلوا}. حتى بلغ: {ذلكم أطهر لقلوبكم  وقلوبهن}.

 

3494-95/7 - Bana Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Ebu Osman'dan tahdis etti, o Enes'den şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zeyneb ile evlendiğinde Um Suleym kendisine taştan bir çanak içerisinde bir miktar hays hediye gönderdi. Enes dedi ki: Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Git ve müslümanlardan kiminle karşılaşırsan onu benim adıma davet et" buyurdu. Ben de kiminle karşılaştıysam onu, onun adına davet ettim. Davetliler onun huzuruna girip yemek yeyip çıkmaya başladılar. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de elini yemeğin içine koyup içine dua etmişti. Duasında da Allah'ın söylemesini dilediği şeyleri söylemişti. Karşılaşıp da davet etmediğim kimseyi bırakmamıştım. Hepsi doyuncaya kadar yediler ve çıkıp gittiler. Geriye onlardan birkaç kişi kaldı. Onu üzecek kadar konuşmayı uzattıkça uzattılar. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara bir şey söylemekten utandığı için onları evde bırakıp dışarı çıktı. Bunun üzerine yüce Allah da: "Ey iman edenler! Peygamberin evlerine sizin için yemeğe izin verilmeden girmeyin. Yemek vaktini de beklemeye kalkışmayın. -Katade (tefsirinde) yemek zamanını kollamamak şartı ile dedi- Fakat davet olunduğunuzda girin ... " buyruklarını: "Bu sizin kalbiniz için de onların kalpleri için de daha temizdir" (Ahzab, 53) buyruğuna varıncaya kadar okudu.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

16- BİR DAVETE ÇAĞIRANIN DAVETİNE GİTMENİN EMRİ BABI