SAHİH-İ MÜSLİM

HAC

 

(49) باب استحباب تقديم دفع الضعفة من النساء وغيرهن من مزدلفة إلى منى في أواخر الليالي قبل زحمة الناس، واستحباب المكث لغيرهم حتى يصلوا الصبح بمزدلفة

49- İNSANLARIN İZDİHAMINDAN ÖNCE ZAYIF KADINLARIN VE DİĞER ZAYIF KİMSELERİN GECENİN SON VAKİTLERİNDE MÜZDELİFE'DEN MİNA'YA GÖNDERİLMELERİNİN VE DİĞERLERİNİN MÜZDELİFE'DE SABAH NAMAZINI KILINCAYA KADAR KALMALARININ MÜSTEHAP OLDUĞU BABI

 

293 - (1290) وحدثنا عبدالله بن مسلمة بن قعنب. حدثنا أفلح (يعني ابن حميد) عن القاسم، عن عائشة ؛ أنها قالت:

 استأذنت سودة رسول الله صلى الله عليه وسلم ليلة المزدلفة. تدفع قبله. وقبل حطمة الناس. وكانت امرأة ثبطة. (يقول القاسم: والثبطة الثقيلة) قال: فأذن لها. فخرجت قبل دفعه وحبسنا حتى أصبحنا فدفعنا بدفعه. ولأن أكون استأذنت رسول الله صلى الله عليه وسلم، كما استأذنته سودة، فأكون أدفع بإذنه، أحب إلي من مفروح به.

 

3106-293-1- Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb de tahdis etti, bize Eflah -yani b. Humeyd- Kasım'dan tahdis etti, o Aişe'den şöyle dediğini rivayet etti: Müzdelife gecesi Sevde Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den insanların izdihamından önce ayrılmak için izin istedi. Kendisi iri yarı (Kasım der ki: İri yarı ağır demektir) bir kadındı. (Kasım) dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona izin verdi. Aişe (r.anha) devamla dedi ki: Sevde de bu izin üzerine Allah Rasulü ayrılmadan önce çıktı. Bizi de sabahı edinceye kadar calıkoydu, onunla birlikte biz de ayrıldık.

 

Keşke Sevde'nin ondan izin aldığı gibi ben de Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den izin istemiş olsaydım. Böylelikle onun izni ile ayrılmayı sevindirici her bir şeyden daha çok sevecektim.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 1681

 

AÇIKLAMA:          "Sevde iri yarı bir kadın idi." Se harfi fethalı be harfi kesreli ve sakin okunabilir. Kitapta bunu ağır olarak açıklamıştır. Yani hareketi itibari ile ağır demektir ki o taktirde burada (sebita) alıkoymak, engel olmak anlamındaki "tasbit" den gelmektedir. 

 

"Sevde Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den Cem'den geceleyin ayrılmak için izin istedi, o da ona izin verdi." Bu hadiste Müzdelife'den fecirden önce ayrılmanın caiz olduğuna delil vardır.

 

Şafii ve mezhebine mensup ilim adamları gece yarısından önce ayrılmak caizdir, aynı şekilde Akabe Cemresine taş atılacağı gün gece yarısından sonra ayrılmak da caizdir demişler ve bu hadisi delil göstermişlerdir.

 

İlim adamları hacıların nahr (kurban bayramı birinci günü) gecesinde Müzdelife'de kalma hususunda farklı görüşlere sahiptir. Şafii mezhebinin sahih görüşüne göre bu bir vaciptir, bunu yapmayan kimseye kurban kesmek gerekir, haccı sahihtir. Kufe fukahası ile hadis ashabı da böyle demişlerdir. Bir diğer kesim ise o bir sünnettir, eğer Müzdelife'de gecelemeyi kaçıracak olursa fazileti de kaçırmış olur. Ama bundan dolayı bir vebal yoktur. Kurban kesmesi de başka bir şey yapması da gerekmez. Bu aynı zamanda İmam Şafii'nin de bir görüşüdür. Bir topluluk da böyle demişlerdir. Bir diğer kesim ise böyle birisinin haccı sahih olmaz demiştir. Bu da Nehai ve başkalarından rivayet edilmiştir. Mezhep alimlerimizden iki büyük imam da bu görüştedir. Bunlar ise Şafii'nin kızının oğlu Ebu Abdurrahman ile Ebu Bekr b. Huzeyme'dir. Aynı zamanda Ata ve Evzat'den de bu gecenin Müzdelife'de geçirilmesinin rükün de vacip de olmayıp hatta sünnet de olmadığı, bir faziletinin de olmadığı, aksine buranın konaklanılacak diğer yerler gibi bir konaklama yeri olup dilerse konaklamayacağını dilerse konaklayacağını ve bunda da bir fazilet olmadığını söylemişlerdir. Ama bu batıl bir görüştür.

 

Müzdelife'de gece kalınması kap eden miktar hususundaihtilaf etmişerdir. Şafii mezhebindeki sahih görüş bunun gecenin ikinci yarısında kısa bir süre olduğudur. Onun bir diğer görüşüne göre gecenin ikinci yarısının yahut da ondan sonrasından itibaren güneş doğuşuna kadar kısa bir süredir. Üçüncü bir görüşüne göre ise gecenin çoğunluğunu orada geçirmesi şeklindedir.

 

Malik'den de üç rivayet gelmiştir. Birincisi gecenin tamamı, ikincisi gecenin büyük bir bölümü, üçüncüsü ise asgari bir süre şeklindedir.

 

 

 

294 - (1290) وحدثنا إسحاق بن إبراهيم ومحمد بن المثنى. جميعا عن الثقفي. قال ابن المثنى: حدثنا عبدالوهاب. حدثنا أيوب عن عبدالرحمن بن القاسم، عن القاسم، عن عائشة قالت: كانت سودة امرأة ضخمة ثبطة. فاستأذنت رسول الله صلى الله عليه وسلم أن تفيض من جمع بليل. فأذن لها. فقالت عائشة:

 فليتني كنت استأذنت رسول الله صلى الله عليه وسلم، كما استأذنته سودة. وكانت عائشة لا تفيض إلا مع الإمام.

 

3107-294/2- Bize İshak b. İbrahim ve Muhammed b. el-Müsenna da birlikte es-Sekafi'den tahdis etti. İbnu'I-Müsenna dedi ki: Bize Abdülvehhab tahdis etti, bize Eyyub, Abdurrahman b. el-Kasım’DAN tahdis etti, o Kasım'dan, Aişe'den şöyle dediğini rivayet etti: Sevde iri yarı ve ağır bir kadındı. Bundan dolayı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den geceleyin Cem'den ayrılmak için izin istedi. Ona izin verdi.

Aişe dedi ki: Keşke Sevde'nin izin istemiş olduğu gibi ben de Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den izin istemiş olsaydım.

Aişe dedi ki: Keşke Sevde'nin Rasulullah'tan izin istediği gibi ben de ondan izin istemiş olsaydım.

Aişe, ancak imam (hac emiri) ile birlikte ifada ederdi (ayrılırdı}.

 

 

295 - (1290) وحدثنا ابن نمير. حدثنا أبي. حدثنا عبيدالله بن عمر عن عبدالرحمن بن القاسم، عن القاسم، عن عائشة قالت: وددت أني كنت استأذنت رسول الله صلى الله عليه وسلم، كما استأذنته سودة. فأصلي الصبح بمنى. فأرمي الجمرة. قبل أن يأتي الناس.

فقيل لعائشة: فكانت سودة استأذنته ؟ قالت: نعم. إنها كانت امرأة ثقيلة ثبطة. فاستأذنت رسول الله صلى الله عليه وسلم فأذن لها

 

3108-295/3- Bize İbn Numeyr de tahdis etti. .. Aişe dedi ki: Sevde'nin Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den izin istediği gibi keşke ben de ondan izin istemiş olsaydım diye çok arzu ettim. Böylece sabah namazını Mina'da kılacak ve insanlar gelmeden önce Cemreye taş atmış olacaktım.

 

Aişe'ye: Sevde ondan izin istemiş miydi ki, diye sorulunca o: Evet, çünkü o hem kilolu, hem de (hareketleri itibari ile) ağırdı. Bundan dolayı Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den izin istemiş, o da ona izin vermişti.

 

Diğer tahric: Nesai, 3049

 

 

296 - (1290) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا وكيع. ح وحدثني زهير بن حرب. حدثنا عبدالرحمن. كلاهما عن سفيان  عن عبدالرحمن بن القاسم، بهذا الإسناد، نحوه.

 

3109-296/4- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Veki' tahdis etti (H.) Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize Abdurrahman tahdis etti, ikisi Süfyan'dan, o Abdurrahman b. el-Kasım’dan bu isnad ile buna yakın olarak hadisi rivayet etti.

 

Diğer tahric: Buhari, 1680; İbn Mace, 3027

 

 

297 - (1291) حدثنا محمد بن أبي بكر المقدمي. حدثنا يحيى (وهو القطان) عن ابن جريج. حدثني عبدالله مولى أسماء قال: قالت لي أسماء، وهي عند دار المزدلفة: هل غاب القمر ؟ قلت: لا. فصلت ساعة. ثم قالت: يا بني ! هل غاب القمر ؟ قلت: نعم  قالت: ارحل بي. فارتحلنا حتى رمت الجمرة. ثم صلت في منزلها. فقلت لها: أي هنتاه ! لقد غلسنا. قالت: كلا. أي بني ! إن النبي صلى الله عليه وسلم أذن للظعن.

 

3110-297/5- Bize Muhammed b. Ebu Bekr el-Mukaddemı tahdis etti, Bize Yahya -ki el-Kattan'dır- İbn Cureyc'den tahdis etti, bana Esma'nın azadlısı Abdullah tahdis edip dedi ki: Esma, Müzdelife alanında iken ay battı mı? dedi, ben hayır dedim. Bir süre namaz kıldıktan sonra: Oğulcuğum ay battımı? dedi, ben evet dedim. Bu sefer: Beni götür dedi. Biz de gittik ve Esma Cemrelere taş attı. Sonra konakladığı yerde namaz kıldı. Ona: Hanımefendiciğim biz çok alaca karanlıkta geldik dedim. O: Hayır yavrucuğum. Nebi (sav-) kadınlara (bunun için) izin vermişti dedi.

 

 

(1291) وحدثنيه علي بن خشرم. أخبرنا عيسى بن يونس عن ابن جريج، بهذا الإسناد. وفي روايته: قالت: لا. أي بني ! إن النبي صلى الله عليه وسلم أذن لظعنه.

 

Bunu bana Ali b. Haşrem de tahdis etti, bize İsa b. Yunus, İbn Cureyc'den bu isnad ile haber verdi. Onun rivayetinde: Esma: Hayır yavrucuğum. Allah'ın Nebi'si hanımlarına izin vermişti dedi şeklindedir.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 1679

 

AÇIKLAMA:          "Ey hanımefendiciğim!" diye tercüme ettiğimiz "ya hentah" ey hanımım. anlamındadır.

 

"Biz oldukça alaca karanlıkta geldik; dedim. O asla dedi." Yani biz meşru vakitten erken geldik demesine karşılık Esma, hayır diye cevap vermiştir.

 

"Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadınlara izin vermiştir."

 

"Zuun: kadınlar" zı harfi ve ayn harfi ötrelidir. Ayn harfi sakin olarak de okunur. Kadınlar demektir. Tekili "zaine" diye gelir. Zaine'nin asıl anlamı ise deve üzerine konulan ve içine kadının oturduğu hevdec'e denilir. Kadına mecazen bu isim verilmiş, sonradan bu mecaz baskın bir anlam haline gelinceye kadar yayılmış ve gerçek anlamı saklanmış oldu. "Erkeğin zaine'si" ise onun hanımı demektir.

 

 

 

298 - (1292) حدثني محمد بن حاتم. حدثنا يحيى بن سعيد. ح وحدثني علي بن خشرم. أخبرنا عيسى. جميعا عن ابن جريج. أخبرني عطاء ؛ أن ابن شوال أخبره ؛ أنه دخل على أم حبيبة فأخبرته ؛ أن النبي صلى الله عليه وسلم بعث بها من جمع بليل.

 

3111-298/6- Bize Muhammed b. Hatim de tahdis etti, bize Yahya b. Said tahdis etti, (H.), bana Ali b. Haşrem de tahdis etti, bana İsa haber verdi, birlikte İbn Cureyc'den rivayet ettiler, bana Ata'nın haber verdiğine göre, İbn Şevval de kendisine şunu haber vermiştir: Um Habibe'nin huzuruna girmiş Um Habibe de kendisine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kendisini geceleyin Cem'den (Mina'ya) gönderdiğini bildirmiştir.

 

Diğer tahric: Nesai, 3035, 3036 -buna yakın-

 

 

299 - (1292) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا سفيان بن عيينة. حدثنا عمرو بن دينار. ح وحدثنا عمرو الناقد. حدثنا سفيان عن عمرو بن دينار، عن سالم بن شوال، عن أم حبيبة. قالت:

 كنا نفعله على عهد النبي صلى الله عليه وسلم. نغلّس من جمع إلى منى. وفي  رواية الناقد: نغلّس من مزدلفة.

 

3112-29917- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne tahdis etti, bize Amr b. Dinar tahdis etti, (H.) Bize Amr en-Nakid de tahdis etti, bize Süfyan, Amr b. Dinar'dan tahdis etti, o Salim b. Şevval'den o Um Habibe'den şöyle dediğini rivayet etti: Biz bunu Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında yapardık. Alaca karanlıkta Cem'den Mina'ya giderdik.

 

Amr en-Nakid'in rivayetinde ise: Alaca karanlıkta Müzdelife'den giderdik şeklindedir.

 

 

300 - (1293) حدثنا يحيى بن يحيى وقتيبة بن سعيد. جميعا عن حماد. قال يحيى: أخبرنا حماد بن زيد عن عبيدالله بن أبي يزيد. قال  سمعت ابن عباس يقول:

 بعثني رسول الله صلى الله عليه وسلم في الثقل (أو قال في الضعفة) من جمع بليل.

 

3113-300/8- Bize Yahya b. Yahya, Kuteybe b. Said'den birlikte Hammad'dan tahdis etti, Yahya dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd, Ubeydullah b. Ebu Yezid'den şöyle dediğini haber verdi: İbn Abbas'ı şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gece vaktinde Cem'den ağırlıklarla -yahut da güçsüzler arasında dedi- gönderdi.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 1357, 1678, 1856, 4587; Ebu Davud, 1939; Nesai, 3032

 

AÇIKLAMA:          "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni ağırlıklarla birlikte gönderdi." Sekal -se ve kaf harfleri fethalı olarak- eşya ve benzeri şeylere denilir.

 

 

 

301 - (1293) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا سفيان بن عيينة. حدثنا عبيدالله بن أبي يزيد ؛ أنه سمع ابن عباس يقول: أنا ممن قدم رسول الله صلى الله عليه وسلم في ضعفة أهله.

 

3114-301/9- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne tahdis etti, bize Ubeydullah b. Ebu Yezid'in haber verdiğine göre o İbn Abbas'ı şöyle derken dinlemiştir: Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in aile halkının zayıfları arasında erkenden gönderdiği kimselerden birisiyim.

 

 

302 - (1293) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا سفيان بن عيينة. حدثنا عمرو عن عطاء، عن ابن عباس قال:

 كنت فيمن قدّم رسول الله صلى الله عليه وسلم في ضعفة أهله.

 

3115-302/10- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti. .. İbn Abbas dedi ki: Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in aile halkının zayıfları arasında gönderdikleri arasında idim.

 

Diğer tahric: Nesai, 3033, 3048; İbn Mace, 3026

 

 

303 - (1294) وحدثنا عبد بن حميد. أخبرنا محمد بن بكر. أخبرنا ابن جريج. أخبرني عطاء ؛ أن ابن عباس قال:

 بعث بي رسول الله صلى الله عليه وسلم بسحر من جمع في ثقل نبي الله صلى الله عليه وسلم. قلت: أبلغك أن ابن عباس قال: بعث بي بليل طويل ؟ قال: لا. إلا كذلك، بسحر. قلت له: فقال ابن عباس: رمينا الجمرة قبل الفجر. وأين صلى الفجر ؟ قال: لا. إلا كذلك.

 

3116-303/11- Bize Abd b. Humeyd de tahdis etti, bize Muhammed b. Bekr haber verdi, bize İbn Cureyc haber verdi, bana Ata'nın haber verdiğine göre İbn Abbas dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni Cem'den Allah'ın Nebisi'nin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ağırlıkları ile birlikte seher vaktinde gönderdi. 

(İbn Cureyc dedi ki) Ben de Ata'ya: Peki İbn Abbas'ın gecenin uzun bir bölümünde gönderdi dediği de sana ulaştı mı? dedim. O: Hayır, ancak bu şekilde seher vaktinde diye cevap verdi. Ben ona dedim ki: İbn Abbas: Biz fecirden önce Cemreye taş attık dedi. Peki sabah namazını nerede kıldı? dedim. O: Hayır (rivayetim) ancak böyledir dedi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

304 - (1295) وحدثني أبو الطاهر وحرملة بن يحيى قالا: أخبرنا ابن وهب. أخبرني يونس عن ابن شهاب ؛ أن سالم بن عبدالله أخبره ؛ أن عبدالله بن عمر كان يقدم ضعفة أهله. فيقفون عند المشعر الحرام بالمزدلفة بالليل. فيذكرون الله ما بدا لهم. ثم يدفعون قبل أن يقف الإمام. وقبل أن يدفع. فمنهم من يقدم منى لصلاة الفجر. ومنهم من يقدم بعد ذلك. فإذا قدموا رموا الجمرة. وكان ابن عمر يقول: أرخص في أي أولئك رسول الله صلى الله عليه وسلم.

 

3117-304/12- Bana Ebu't-Tahir ve Harmele b. Yahya da tahdis edip dediler ki: Bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus'un İbn Şihab'dan haber verdiğine göre Salim b. Abdullah kendisine şunu haber vermiştir: Abdullah b. Ömer aile halkından güçsüz olanları önceden gönderir ve onlar Meş'ar-i Haram'ın yanında Müzdelife'de geceleyin vakfe yaparlar. Kendilerine müyesser olduğu kadarı ile Allah'ı zikrederler, sonra da imam vakfe yapmadan ve Müzdelife'den ayrılmadan önce onlar vakfelerini yapıyorlardı. Onlardan kimisi sabah namazı için Mina'ya gelmiş oluyordu. Kimileri ise bundan sonra varabiliyordu. Mina'ya geldikten sonra da Cemreye taş atıyorlardı. Ayrıca İbn Ömer de: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunlara ruhsat vermiştir derdi.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 1676

 

AÇIKLAMA:          "Abdullah b. Ömer (r.a.) aile halkının zayıf olanlarını önden gönderirdi. .. " Meş'ar-i Haram ile ilgili açıklama ve bu husustaki görüş ayrılıkları daha önce geçtiği gibi fukahanın görüşüne göre bunun özel olarak Kuzah'ın adı olduğudur ve burası Müzdelife'de bir dağdır. Müfessirlerin ve siyer bilginlerinin görüşüne göre ise Müzdelife'nin tamamının adıdır. Hadisi şeriflerde her iki görüşe delil teşkil edecek rivayetler gelmiş bulunmaktadır. Bu hadisi şerif de fukahanın mezhebinin lehine bir delildir. Daha önce ise meşhur olanın "Meş'ar-i Haram" isminde mim harfinin fethalı okunması olduğu, kesreli okunacağı da söylendiği belirtilmiş idi.

 

Hadisten Meş'ar-i Haram'ın yanında dua ve zikir ile vakfe yapmanın müstehap olduğu anlaşılmaktadır.

 

"Kendilerine müyesser olduğu kadarı ile" yani istedikleri şekilde (dua ve zikir yaparlardı).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

50- AKABE CEMRESİNE MEKKE'Yİ SOL TARAFINA ALARAK VADİNİN İÇ TARAFINDAN TAŞ ATMAK VE ATTIĞI HER BİR TAŞ İLE BİRLİKTE TEKBİR GETİRMEK BABI