SAHİH-İ MÜSLİM

HAC

 

(48)  باب استحباب زيادة التغليس بصلاة الصبح يوم النحر بالمزدلفة، والمبالغة فيه بعد تحقق طلوع الفجر

48- NAHR (KURBAN BAYRAMI BİRİNCİ) GÜNÜ MÜZDELİFE'DE SABAH NAMAZINI FECR'İN DOĞDUĞUNDAN EMİN OLDUKTAN SONRA OLDUKÇA ERKEN KILMANIN VE BU HUSUSTA MÜBALAĞA ETMENİN MÜSTEHAP OLDUĞU BABI

 

292 - (1289) حدثنا يحيى بن يحيى، وأبو بكر بن أبي شيبة، وأبو كريب. جميعا عن أبي معاوية. قال يحيى: أخبرنا أبو معاوية عن الأعمش، عن عمارة، عن عبدالرحمن بن يزيد، عن عبدالله قال:

 ما رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم صلى صلاة إلا لميقاتها. إلا صلاتين: صلاة المغرب والعشاء بجمع. وصلى الفجر يومئذ قبل ميقاتها.

 

3104-292/1- Bize Yahya b. Yahya, Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb birlikte Ebu Muaviye'den tahdis etti. Yahya dedi ki: Bize Ebu Muaviye, A'meş'den haber verdi, o Umare'den, o Abdullah b. Yezid'den, o Abdullah'tan şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bir namazı, vaktinden başka bir vakitte kıldığını görmedim. Bundan iki namaz müstesnadır: Cem'de kıldığı akşam ile yatsı namazlarından başka o gün sabah namazını da vaktinden önce kıldı.

 

Diğer tahric: Buhari, 1682, 1934; Nesai, 3010 -muhtasar-, 3027 -muhtasar-, 3037 buna yakın-, 607

 

 

(1289) وحدثنا عثمان بن أبي شيبة وإسحاق بن إبراهيم. جميعا عن جرير، عن الأعمش، بهذا الإسناد. وقال: قبل وقتها بغلس.

 

3105- .. ./2- Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim de birlikte Cerir'den tahdis etti, o A'meş'den bu isnad ile rivayet etti ve: Vaktinden önce alaca karanlıkta (kıldı) dedi.

 

 

AÇIKLAMA:          Abdullah b. Mesud'un: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bir namazı vaktinden başka bir vakitte kıldığını görmedim ... " hadisi şu demektir: O akşam namazını yatsı vaktinde Müzdelife'nin kendisi olan Cem'de birlikte kıldı. Aynı gün sabah namazını da alışılmış vaktinden önce ama fecrin doğuşundan kesin olarak emin olduktan sonra kılmıştır.

 

Buna göre "vaktinden önce" ibaresinden kasıt alışılmış olan vaktinden önce demektir. Fecir doğmadan önce demek değildir. Çünkü bu müslümanların İCmaı ile caiz değildir. O halde dediğim şekilde onu tevil etmek kaçınılmaz olmaktadır. Zaten Buhari'nin Sahihi'nde bu hadisin bazı rivayetlerinde İbn Mesud (radıyallahu anh)'ın Müzdelife'de fecir doğunca sabah namazını kıldıktan sonra: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazını bu vakitte kılmıştır dediği sabittir. Bir diğer rivayette ise: Fecir doğunca namazı kılmış ve şöyle demiştir: Şüphesiz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu saatte ancak bu günde bu yerde sadece bu namazı kılardı demiştir. Allah en iyi bilendir.

 

Bütün bu rivayetlerde bu namazın (sabah namazının) bugünden başka zamanlarda vaktin sonuna doğru namazı bırakmanın müstehap olduğu hususunda Ebu Hanife'nin lehine bir delil vardır. Bizim ve cumhurun benimsediği kanaate göre ise namazın bütün günlerde ilk vaktinde kılınmasının müstehap olduğu şeklindedir. Ama bugünde ise bu daha da müstehaptır. Daha önce Namaz Kitabı'nda mesele delilleri ile açıklanmış idi. Bu günde Müzdelife'de kalınan gecenin gününde) sabah namazını olabildiğince erken kılmak sünnettir. Mezhep alimlerimizin bu rivayetler hakkında verdiği cevap da şudur: Bunların anlamı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bunun dışındaki günlerde fecrin ilk doğuşundan Bilal yanına gelinceye kadar bir süre gecikirdi. Fakat o günde yapılacak ibadetlerin çokluğundan ötürü gecikmedi. Bundan dolayı hacc ibadetlerinin yapılabileceği geniş vaktin doğması için sabah namazının olabildiğince erken kılınmasına ihtiyaç duyulur.

 

Hanefi mezhebi alimleri bu hadisi, yolculukta iki namazı cem edilmeyeceğine dair bir delil gösterebilirler. Çünkü İbn Mesud Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında pek az ayrılan kimselerdendir. Kendisi ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu mesele dışında namazları cem ettiğini görmediğini haber vermektedir.

 

Bizim ve cumhurun benimsediği kanaat ise namazı kısaltmanın caiz olduğu mübah seferlerin tamamında namazların cem edilmesinin caiz olduğu şeklindedir. Bu mesele delilleri ile Namaz Kitabı'nda geçmiş bulunmaktadır.

 

Bu hadise de şöyle cevap verilir: Onların çıkardıkları bu sonuç hadisin mefhumudur. Onlar ise mefhumu delil etmezler. Bizler ise mefhumu delil kabul etmekteyiz. Fakat eğer mantuk (sözlü ibare) onunla çelişecek olursa mantuku mefhuma önceleriz. Sahih hadisler ise seferde cemin caiz olduğu hususunda birbirini destekler mahiyettedir. Diğer taraftan Arafafta öğle ve ikindi namazlarının da cem edilmesi hususunda bu rivayetin zahirinin kabul edilmeyeceği icma ile öngörülmüştür. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

49- İNSANLARIN İZDİHAMINDAN ÖNCE ZAYIF KADINLARIN VE DİĞER ZAYIF KİMSELERİN GECENİN SON VAKİTLERİNDE MÜZDELİFE'DEN MİNA'YA GÖNDERİLMELERİNİN VE DİĞERLERİNİN MÜZDELİFE'DE SABAH NAMAZINI KILINCAYA KADAR KALMALARININ MÜSTEHAP OLDUĞU BABI