SAHİH-İ MÜSLİM |
HAC |
(47) باب
الإفاضة من
عرفات إلى
المزدلفة،
واستحباب
صلاتي المغرب
والعشاء
جميعا
بالمزدلفة في
هذه الليلة
47- ARAFAT'DAN
MÜZDELİFE'YE GİDİŞ VE AKŞAM İLE YATSI NAMAZLARINI MÜZDELİFE'DE BİRLİKTE
KILMANIN MÜSTEHAP OLDUĞU BABI
276 - (1280) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن موسى
بن عقبة، عن
كريب مولى ابن
عباس، عن
أسامة بن زيد
أنه سمعه يقول:
دفع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم من عرفة.
حتى إذا كان
بالشعب نزل
فبال. ثم توضأ
ولم يسبغ الوضوء.
فقلت له:
الصلاة
قال "الصلاة
أمامك". فركب.
فلما جاء
المزدلفة نزل
فتوضأ. فأسبغ
الوضوء. ثم
أقيمت الصلاة
فصلى المغرب.
ثم أناخ كل
إنسان بعيره
في منزله. ثم
أقيمت العشاء
فصلاها. ولم
يصل بينهما
شيئا.
3087-276/1-
Bize Yahya b. Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e, Musa b. Ukbe'den rivayetini
okudum, o İbn Abbas'ın azadlısı Kureyb'den, o Üsame b. Zeyd'i şöyle derken
dinlediğini rivayet etmiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Arafaftan ayrıldı. Nihayet Şi'be geldiğinde inip küçük abdestini bozdu. Sonra
abdest azalarım iyice yıkamaksızın bir abdest aldı. Ben ona, namaz dedim, o:
"Namaz ileride" buyurdu ve devesine bindi. Müzdelife'ye varınca inip
abdest aldı. Abdest azalarım iyice yıkadıktan sonra namaz için kamet getirildi.
Akşam namazını kıldı. Sonra herkes kendi devesini konakladığı yerde çöktürdü.
Sonra yatsı namazı için kamet getirildi. O namazı da kıl(dır)dı. İkisi arasında
da hiçbir namaz kılmadı.
Diğer tahric: Buhari,
181, 1667, 1672 -uzunca-; Ebu Davud, 1925; Nesai, 3024, 3025
277 - (1280) وحدثنا
محمد بن رمح.
أخبرنا الليث
عن يحيى بن
سعيد، عن موسى
بن عقبة مولى
الزبير، عن
كريب مولى ابن
عباس، عن
أسامة بن زيد.
قال:
انصرف
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بعد الدفعة
من عرفات إلى
بعض تلك
الشعاب،
لحاجته. فصببت
عليه من
الماء. فقلت:
أتصلي ؟ فقال
"المصلى أمامك".
3088-277/2-
Bize Muhammed b. Rumh da tahdis etti, bize Leys, Yahya b. Said'den haber verdi,
o ez-Zubeyr'in azadlısı Musa b. Ukbe'den, o İbn Abbas'ın azadlısı Kureyb'den, o
Üsame b. Zeyd'den şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Arafat'tan ayrıldıktan sonra yolda dağ yollarından birisine ihtiyacını
görmek üzere gitti. Ben de ona bir miktar su döktüm. Namaz kılacak mısın?
dedim. O: "Namaz kılınacak yer ileride gelecektir" buyurdu.
AÇIKLAMA: Bu babta
Üsame (radıyallahu anh}'ın rivayet ettiği hadis yer almaktadır. Bu hadise dair
açıklamalar bundan önceki babta (3076) geçmiş bulunmaktadır. Hadiste akşam ile
yatsı namazının, yatsı namazı vaktinde Müzdelife'de cem' edileceği
anlaşılmaktadır. Bu üzerinde icma olunmuş bir husus olmakla birlikte hükmü
hususunda fukaha farklı görüşlere sahiptir. Bizim mezhebimize göre bu
müstehaptır. Bu iki namazı da akşam vaktinde yahut yolda kılsa yada her birini
kendi vaktinde kılsa yine caiz olmakla birlikte faziletli olanı kaçırmış olur.
Belirttiğimiz önceki babta bu mesele genişçe açıklanmıştır.
(3087) "Namaz için
kamet getirildi. O da akşam namazını kıl(dır)dı. sonra herkes devesini
konakladığı yere çöktürdü ... Aralarında da bir namaz kılmadı."
Babın sonunda gelecek
olan diğer rivayette (3100-3102 numaralı hadislerde) bu iki namazı tek bir
Mmetle birlikte kıldığı belirtilmektedir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem}'in
nasıl hacettiğini anlatan Cabir (r.a.)'ın uzunca hadisinde de onun Müzdelife'de
akşam ve yatsı namazlarını tek bir ezan ve iki Mmet ile kıldırdığı geçmiş idi.
Cabir'in bu rivayeti, işaret olunan önceki iki rivayete öncelenir. Çünkü Cabir
(r.a.)'ın rivayetinde fazla bir bilgi bulunmaktadır. Sika ravinin zikrettiği
fazlalık ise makbuldür. Diğer taraftan Cabir (radıyallahu anh) hadise itina
göstermiş ve Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in haccını bütün ayrıntıları
ile nakletmiş bulunmaktadır. Dolayısı ile onun rivayetine itimat öncelikli bir
husustur. Esasen mezhebimizin sahih olan görüşü de budur. İki namazdan birincisi
için ezan okumak müstehap olup her biri için ayrı bir kamet okunur. Böylelikle
iki namazı bir ezan ve iki Mmet ile kılar.
Tek bir ikamet ile
ilgili hadis ise her bir namaz için bir kamet getirmek diye tevil edilir. Böyle
bir tevil ilk rivayet ile aynı zamanda bununla Cabir'in rivayeti arasında telif
için zorunludur. Cabir (r.a.)'ın rivayet ettiği hadiste mesele açıklanmış
bulunmaktadır. Allah en iyi bilendir.
"Müzdelife'ye
gelince indi, abdest aldı, abdest azalarını da iyice yıkadı ....ve aralarında
bir namaz kılmadı." Bunda Müzdelife'ye ilk vardığında hemen akşam ve yatsı
namazlarını kılmanın müstehap olduğuna delil vardır. Bununla birlikte tan
yerinin ağarmasından az öncesine kadar bu iki namazı geciktirmek caizdir.
Ayrıca cem ile kılınan
iki namazı, şayet cem' ikinci namazın vaktinde yapılmış ise araya fasıla
koyarak ayırmanın zarar vermeyeceğine de delil vardır. Çünkü: Sonra herkes
devesini konakladığı yere çöktürdü demektedir. Eğer iki namazı birincisinin
vaktinde cem ederek kılıyorsa aralarına bir fasıla sokmak caiz değildir. Eğer
fasıla sokacak olursa cem batıl olur ve artık ikinci namaz ancak kendi asıl
vaktinde sahih olur.
"Aralarında bir
namaz kılmadı." Bundan da cem edilen iki namaz arasında herhangi bir namaz
kılınmayacağı hükmü anlaşılmaktadır. Bizim mezhebimizin görüşüne göre revatip
sünnetlerin kılınması müstehaptır ama bu sünnetleri namazların farzlarını cem
ile kıldıktan sonra kılar. Aralarında değil. Öğle namazının farzından önceki
sünneti de her iki namazı kılmadan önce kılar. Allah en iyi bilendir.
278 - (1280) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة. قال:
حدثنا عبدالله
بن المبارك. ح
وحدثنا أبو
كريب (واللفظ
له) حدثنا ابن
المبارك عن
إبراهيم بن
عقبة، عن كريب
مولى ابن
عباس. قال:
سمعت
أسامة بن زيد
يقول: أفاض
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم من
عرفات. فلما
انتهى إلى
الشعب نزل
فبال. (ولم يقل
أسامة: أراق
الماء) قال:
فدعا بماء
فتوضأ وضوءا
ليس بالبالغ.
قال فقلت: يا
رسول الله !
الصلاة. قال
"الصلاة
أمامك" قال: ثم
سار حتى بلغ
جمعا. فصلى
المغرب
والعشاء.
3089-278/3-
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis edip dedi ki: Bize Abdullah b. el-Mübarek
tahdis etti, (H.) bize Ebu Kureyb de -lafız ona ait olmak üzere- tahdis etti,
bize İbnu'l-Mübarek, İbrahim b. Ukbe'den tahdis etti, o İbn Abbas'ın azadlısı
Kureyb'den şöyle dediğini rivayet etti: Üsame b. Zeyd'i şöyle derken dinledim:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Arafat'dan ayrıldı. Şi'be varınca indi
ve küçük abdestini bozdu -Üsame su döktü demedi- (Üsame devamla) dedi ki: Sonra
su istedi. Azalarını iyice yıkamadığı bir abdest aldı. Ben: Ey Allah'ın Rasulü,
namaz dedim. O: "Namaz önünde (ileride) gelecektir" buyurdu. Sonra
Cem'e (Müzdelife'ye) varıncaya kadar yürüdü. Akşam ile yatsı namazlarını kıldı.
AÇIKLAMA: "İndi
ve küçük abdestini bozdu. Üsame, su döktü, demedi." Burada rivayetin
harfiyyen eda edileceği, aynı zamanda bazı hallerde çirkin görülen lafızların
açıkça kullanılmalarına ihtiyaç doğması halinde kinayeli lafızların
kullanılmayacağı da anlaşılmaktadır. Mesela anlamın karışması, lafızların
birbirinden ayırdedilememesi vb. hususlar bunu gerektiren ihtiyaçlar
arasındedır.
279 - (1280) وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا يحيى
بن آدم. حدثنا
زهير أبو
خيثمة. حدثنا
إبراهيم بن
عقبة. أخبرني
كريب
أنه سأل
أسامة بن زيد:
كيف
صنعتم حين
ردفت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
عشية عرفة ؟
فقال: جئنا
الشعب الذي
ينيخ الناس
فيه للمغرب.
فأناخ رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
ناقته وبال
(وما قال:
أهراق الماء)
ثم دعا
بالوضوء
فتوضأ وضوءا
ليس بالبالغ.
فقلت: يا رسول
الله
الصلاة. فقال
"الصلاة أمامك"
فركب حتى جئنا
المزدلفة.
فأقام المغرب.
ثم أناخ الناس
في منازلهم.
ولم يحلوا حتى
أقام العشاء
الآخرة. فصلى.
ثم حلوا. قلت:
فكيف فعلتم
حين أصبحتم ؟
قال: ردفه
الفضل بن
عباس. وانطلقت
أنا في سباق
قريش على رجلي.
3090-279/4-
Bize İshak b. İbrahim de tahdis etti, bize Yahya b. Adem haber verdi, bize Zuheyr,
Ebu Hayseme tahdis etti, bize İbrahim b. Ukbe tahdis etti, bana Kureyb'in haber
verdiğine göre o, Üsame b. Zeyd'e şunu sordu: Arafat(dan ayrıldığınız) akşam
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bineğinin arkasına bindiğin zaman
nasıl yapmıştınız? O şöyle dedi: İnsanların akşam namazı için develerini
çöktürdüğü Şi'be (dağ yoluna) geldik. Rsulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
de devesini çöktürdü ve küçük abdestini bozdu -(Üsame) su döktü demedi- Sonra
su getirilmesini istedi ve azalarını iyice yıkamadığı bir abdest aldı. Ben: Ey
Allah'ın Rasulü, namaz dedim.O: "Namaz önünde (ileride gelecek)dir"
buyurdu. Sonra bindi ve nihayet Müzdelife'ye geldik. Akşam namazı için kamet
getirdi. Sonra herkes konaklayacağı yerde devesini çöktürdü. Yatsı namazı için
kamet getirinceye kadar büyüklerini indirmediler. Yatsı namazını kıldıktan
sonra herkes yüklerini indirdi.
(Kureyb dedi ki) ben:
Peki sabahı ettiğiniz zaman ne yaptınız dedim. Üsame dedi ki: Bu sefer onun
arkasına el-Fadl b. Abbas bindi. Ben ise Kureyş'in diğer yayan gidenleri
arasında ayaklarım üzere yürüyerek yola koyuldum.
AÇIKLAMA: "Nihayet
yatsı namazı için kamet getirdi." Burada yatsı namazı hakkında
''el-işaü'l-ahire" isminin kullanılmasının doğru olduğuna delil vardır.
Asmai ve başkalarının bunu kabul etmeyerek, bu avamın yanlış konuşmalarından ve
doğru olmayan söyleyişlerindendir. Bunun doğru şekli sadece işa (yatsı)
demektir. Dolayısıyla ayrıca onu "el-ahire" diye nitelemek caiz
değildir sözleri onların bir yanlışlığıdır. Aksine doğru olan bunun caiz
olduğudur. Bu hadis bu hususta gayet açıktır. Pek çok hadis de bu hususta
birbirini desteklemektedir. Namaz Kitabı'nın birçok yerinde bu husus açık bir
şekilde izah edilmiş bulunmaktadır.
280 - (1280) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا وكيع.
حدثنا سفيان
عن محمد بن
عقبة، عن
كريب، عن أسامة
بن زيد ؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم لما أتى
النقب الذي
ينزله
الأمراء نزل
فبال. (ولم يقل:
أهراق) ثم دعا
بوضوء فتوضأ
وضوءا خفيفا.
فقلت: يا رسول
الله ! الصلاة.
فقال "الصلاة
أمامك".
3091-280/5- Bize İshak b.
İbrahim tahdis etti, bize Veki' haber verdi, Bize Süfyan, Muhammed b. Ukbe'den
tahdis etti, o Kureyb'den, o Üsame b. Zeyd'den rivayet ettiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) emirlerin konakladıkları yer olan Nakb (denilen
dağ yoluna) geldiğinde indi ve küçük abdestini bozdu -su döktü demedi- Sonra su
getirilmesini istedi ve hafif bir abdest aldı. Ben: Ey Allah'ın Rasulü, namaz
dedim. O: "Namaz önünde (ileride gelecek) 'dir" buyurdu.
AÇIKLAMA: "Nakb"
dağdaki yol demektir. İki dağ arasındaki aralık anlamına geldiği de
söylenmiştir.
281 - (1280) حدثنا
عبد بن حميد.
أخبرنا
عبدالرزاق.
أخبرنا معمر
عن الزهري، عن
عطاء مولى
سباع، عن
أسامة بن زيد
؛ أنه كان
رديف رسول
الله صلى الله
عليه وسلم حين
أفاض من عرفة.
فلما جاء
الشعب أناخ راحلته.
ثم ذهب إلى
الغائط. فلما
رجع صببت عليه
من الإداوة
فتوضأ. ثم ركب.
ثم أتى
المزدلفة.
فجمع بها بين
المغرب والعشاء
.
3092-281/6- Bize Abd b.
Humeyd tahdis etti, bize Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer, Zührt'den haber
verdi, o Siba'ın azadlısı Ata'dan, o Üsame b Zeyd'den rivayet ettiğine göre
Arafat’dan ayrıldığı zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
bineğinin arkasına binmişti. Şi'be (dağ yoluna) geldiğinde devesini çöktürdü,
sonra abdest bozmak üzere gitti. Geri döndüğünde üzerine mataradan su döktüm, o
da abdest aldıktan sonra bineğine bindi, somra Müzdelife'ye geldi, akşam ile
yatsı namazını orada birlikte kıldı.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "ez-Zühri,
Siba'ın azadlısı Ata'dan, o Üsame b. Zeyd'den" bu isnad nüshaların bir çoğunda
Siba'ın azadlısı Ata" olarak kaydedilmiştir. Bazılarında ise Um Siba'ın
azadlısı denilmektedir. Her ikisi de onunla ilgili bilinene muhaliftir. Çünkü
meşhur olan Ata'nın Siba oğullarının azadlısı olduğudur. Buhari de Tarih'inde,
İbn Ebu Hatim, el-Cerh vel Ta'dil adlı eserinde, Halef el-Vasıti el-Etraf'da,
Humeydi, el-Cem' Beyne's-Sahihayn'de, Sem'ani, Ensab'da ve başkaları da onu hep
bu şekilde zikretmişlerdir. O da Ata b. Yakub'dur. Ata b. Nafi' olduğu da
söylenmiştir. Babasının adı ile ilgili olarak her iki şekil zikredenlerden
birisi de Buhari, Halef ve el-Humeydi'dir. İbn Ebu Hatim, Sem'ani ve başkaları
ise onun Ata b. Yakub olduğunu zikretmekle yetinmişlerdir. Hepsi de: O Ata
el-Keyharani nisbetlidir. Aynı şekilde onun nisbetinin el-Kevharani olduğu da
söylenir. Bunun Medine'de bir yere nisbet olduğunu da ittifakla
belirtmişlerdir. Cumhur da böyle demiştir. Ebu Said el- Sem'ani dedi ki: Burası
Yemen'de bir kasabadır. Buna Keyharan denilir. Yahya b. Main dedi ki: Burada
sözü geçen Ata sika bir ravidir. Allah en iyi bilendir.
282 - (1286) حدثني
زهير بن حرب.
حدثنا يزيد بن
هارون. أخبرنا
عبدالملك بن
أبي سليمان عن
عطاء، عن ابن
عباس ؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أفاض من عرفة.
وأسامة ردفه.
قال أسامة:
فما زال يسير
على هيئته حتى
أتى جمعا.
3093-282/7- Bize Zuheyr
b. Harb da tahdis etti, bize Yezid b. Harun tahdis etti, bize Abdulmelik b. Ebu
Süleyman, Ata'dan haber verdi, o İbn Abbas’dan rivayet ettiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Arafat’dan ifada eyledi (ayrıldı). Üsame de
bineğinin arkasına binmişti. Üsame dedi ki: Allah Resulü Cem'e varılıncaya
kadar bu şekilde yoluna devam etti.
Diğer tahric: Buhari,
1543; Nesai, 3018
AÇIKLAMA: "Bu
hali üzere yürümeye devam etti." Nüshaların bir çoğunda bu şekilde olmakla
birlikte bazılarında "hey'etihi: o hali üzere" şeklindedir. Her
ikisinin de anlamı doğrudur.
283- (1286) حدثنا
أبو الربيع
الزهراني،
وقتيبة بن
سعيد. جميعا
عن حماد بن
زيد. قال أبو
الربيع: حدثنا
حماد. حدثنا
هشام عن أبيه.
قال: سئل
أسامة، وأنا شاهد،
أو قال:
سألت
أسامة بن زيد،
وكان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
أردفه من عرفات.
قلت: كيف كان
يسير رسول
الله صلى الله
عليه وسلم حين
أفاض من عرفة
؟ قال: كان
يسير العنق.
فإذا وجد فجوة
نص.
3094-283/8-
Bize Ebu Rabi' ez-Zehranı ve Kuteybe b. Said birlikte Hammad b. Zeyd'den tahdis
etti, Ebu Rabi' dedi ki: Bize Hammad tahdis etti, bize Hişam babasından tahdis
edip dedi ki: Benim de şahit olduğum bir sırada Üsame'ye soruldu -ya da ben
Üsame b. Zeyd'e sordum dedi- Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Arafat’DAN itibaren onu bineğinin arkasına bindirmişti. Dedim ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Arafat’dan ayrılırken nasıl yol alıyordu? O şöyle
dedi: Hızlıca yol alırdı, bir aralık buldu mu da daha da koştururdu.
Diğer tahric: Buhari,
1666,2999,4413; Ebu Davud, 1923; Nesai, 3023, 3051; İbn Mace, 3017
AÇIKLAMA: "Hızlıca
yürürdü, arada boşluk buldumu koştururdu" diğer rivayette (3095):
"Hişam dedi ki: Nas ise daha da koşturmak, hızlıca gitmek" ise
anak'dan (hızlıca yol almak)dan daha hızlı bir yürüyüştür" denilmektedir.
"Anak" ayn ve
nun harfi fethalı telaffuz edilir. "Nas" ise sad harfi şeddelidir.
Bunların her ikisi de hızlı yürüyüş türündendir. Ancak anak yürüyüşü hayvan
için daha az meşakkatlidir. Fecve ise geniş alanh yer demektir. Muvatta'nın
bazı ravileri bu kelimeyi "furce (veferce)" diye rivayet etmişlerdir
ki bu da fe eve ile aynı anlamdadır.
Hadisten kalabalıkta yol
alırken yumuşak hareket etmenin, genişlik bulması halinde ise hacc ibadetlerini
daha çabuk yerine getirmek ve kalabalık halinde uygun yavaşlıkta yürümek
imkanını bulacak şekilde vakit kazanmak için hızlıca yürümenin müstehap olduğu
anlaşılmaktadır. Allah en iyi bilendir.
284 - (1286) وحدثناه
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا عبدة بن
سليمان،
وعبدالله بن
نمير، وحميد
بن عبدالرحمن
عن هشام بن
عروة، بهذا
الإسناد. وزاد
في حديث حميد:
قال هشام:
والنص فوق
العنق.
3095-284/9- Bunu bize
Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Abde b. Süleyman, Abdullah b. Numeyr
ve Humeyd b. Abdurrahman, Hişam b. Urve'den bu isnad ile tahdis etti. Hadisin
Humeyd tarafından rivayetinde de şunları ekledi: Hişam dedi ki: Nas şekli
yürüyüş, anakdan daha hızlıdır.
285 - (1287) حدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا
سليمان بن
بلال عن يحيى
بن سعيد.
أخبرني عدي بن
ثابت ؛ أن
عبدالله بن
يزيد الخطمي
حدثه ؛ أن أبا
أيوب أخبره ؛
أنه صلى مع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في حجة
الوداع،
المغرب
والعشاء بالمزدلفة
.
3096-285/10- Bize Yahya
b. Yahya da tahdis etti, bize Süleyman b. Bilal, Yahya b. Said'den haber verdi,
bana Adiyy b. Sabit'in haber verdiğine göre: Abdullah b. Yezid el-Hatmı
kendisine şunu tahdis etti: Ebu Eyyub'un kendisi ne haber verdiğine göre o Veda
Haccında Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte akşam ile
yatsıyı Müzdelife'de (birlikte) kılmıştır.
Diğer tahric: Buhari,
1674 -buna yakın-, 4414; Nesai, 604, 3026 -buna yakın muhtasar-; İbn Mace, 3020
(1287) وحدثناه
قتيبة وابن
رمح عن الليث
بن سعد، عن يحيى
بن سعيد، بهذا
الإسناد. قال
ابن رمح في روايته:
عن عبدالله بن
يزيد الخطمي.
وكان أميرا على
الكوفة على
عهد ابن
الزبير.
3097- ... /11- Bunu bize
Kuteybe ve İbn Rumh da, Leys b. Sa'd'dan tahdis etti, o Yahya b. Said'den bu
isnad ile rivayet etti. İbn Rumh rivayetinde: Abdullah b. Yezid el-Hatmi'den
dedi ki o İbnü'z-Zubeyr zamanında Kufe emiri idi.
286 - (703) وحدثنا
يحيى بن يحيى
قال: قرأت على
مالك عن ابن
شهاب، عن سالم
بن عبدالله،
عن ابن عمر ؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم صلى
المغرب والعشاء
بالمزدلفة،
جميعا.
3098-286/ ... Bize Yahya
b. Yahya da tahdis edip dedi ki: Malik'e İbn Şihab'dan rivayetini okudum, o
Salim b. Abdullah'tan, o İbn Ömer'den rivayet ettiğine göre Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) akşam ve yatsı namazlarını Müzdelife'de birlikte
kıldı.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 1926; Nesai, 606
287 - (1288) وحدثني
حرملة بن
يحيى. أخبرنا
ابن وهب.
أخبرني يونس
عن ابن شهاب ؛
أن عبيدالله
بن عبدالله بن
عمر أخبره أن أباه
قال:
جمع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بين
المغرب والعشاء
؛ ليس بينهما
سجدة. وصلى
المغرب ثلاث ركعات.
وصلى العشاء
ركعتين.
فكان
عبدالله يصلي
بجمع كذلك.
حتى لحق بالله
تعالى.
3099-287/12-
Bana Harmele b. Yahya da tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus,
İbn Şihab'dan haber verdiğine göre Ubeydullah b. Abdullah b. Ömer kendisine
şunu haber verdi: Babası dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
akşam ile yatsı namazlarını Cem'de (Müzdelife'de) aralarında başka bir namaz
kılmadan bir arada kıldı. Akşam namazını üç rekat, yatsı namazını da iki rekat
olarak kıldı.
Bundan dolayı Abdullah
da yüce Allah'a kavuşuncaya kadar Cem'de hep bu şekilde kıldı.
Diğer tahric: Nesai, 3029
AÇIKLAMA: "Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cem'de (Müzdelife'de) akşam ile yatsı namazlarını
bir arada kıldı, aralarında da başka bir namaz kılmadı." Burada zikredilen
secde (namaz)den kasıt nafile namazdır. Yani bu iki namaz arasında nafile namaz
kılmadı. Secdenin nafile namaz anlamında kullanıldığı gibi namaz anlamında
kullanıldığı da olur.
"Akşam namazını üç
rekat, yatsı namazını iki rekat olarak kıldı." Bunda akşam namazının
kısaltılmayacağına, aksine her zaman üçer rekat olarak kılınacağına delil
vardır. Müslümanlar da bunun üzerine böylece icma etmişlerdir. Ayrıca yatsı ve
diğer dört rekatli farz namazların (Müzdelife'de) kısaltılmalarının daha
faziletli olduğuna da delil vardır. Allah en iyi bilendir.
288 - (1288) حدثنا
محمد بن
المثنى. حدثنا
عبدالرحمن بن
مهدي. حدثنا
شعبة عن الحكم
وسلمة بن
كهيل، عن سعيد
بن جبير
أنه صلى
المغرب بجمع،
والعشاء
بإقامة. ثم
حدث عن ابن
عمر ؛ أنه صلى
مثل ذلك. وحدث
ابن عمر ؛ أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم صنع مثل
ذلك.
3100-288113- Bize
Muhammed b. el-Müsen na tahdis etti, bize Abdurrahman b. Mehdi tahdis etti,
bize Şu'be, el-Hakem'den ve Seleme b. Kuheyl'den tahdis etti, o Said b.
Cübeyr'den rivayet ettiğine göre akşam namazını Cem'de yatsı ile birlikte bir
kamet ile kıldı. Sonra da İbn Ömer'den bu şekilde namaz kıldığını tahdis etti,
İbn Ömer'den de Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in aynısını yaptığını tahdis
etti.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 1930, 1931, 1932; Tirmizi, 888; N3sai, 482, 483, 605, 656, 657, 658.
3030
289 - (1288) وحدثنيه
زهير بن حرب.
حدثنا وكيع.
حدثنا شعبة،
بهذا الإسناد.
وقال: صلاهما
بإقامة واحدة.
3101-289/ ... - Bunu
bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize Veki' tahdis etti bize Şu'be bu isnad
ile tahdis etti ve her ikisini bir Mmet getirerek kıldı dedi.
290 - (1288) وحدثنا
عبد بن حميد.
أخبرنا
عبدالرزاق.
أخبرنا
الثوري عن
سلمة بن كهيل،
عن سعيد بن
جبير، عن ابن
عمر. قال:
جمع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بين
المغرب والعشاء
بجمع. صلى
المغرب ثلاثا.
والعشاء ركعتين.
بإقامة واحدة.
3102-290/14-
Bize Abd b. Humeyd de tahdis etti, bize Abdurrezzak haber verdi, bize es-Sevri,
Seleme b. Kuheyl'den haber verdi, o Said b. Cübeyr'den, o İbn Ömer'den şöyle
dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cem' (Müzdelife)'de
akşam ile yatsı namazlarını bir arada kıldı. Bir Mmet ile akşam namazını üç
rekat, yatsı namazını iki rekat kıldı.
291 - (1288) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا
عبدالله بن
نمير. حدثنا
إسماعيل بن
أبي خالد عن
أبي إسحاق.
قال: قال سعيد
ابن جبير:
أفضنا
مع ابن عمر
حتى أتينا
جمعا. فصلى
بنا المغرب
والعشاء
بإقامة واحدة.
ثم انصرف.
فقال: هكذا صلى
بنا رسول الله
صلى الله عليه
وسلم في هذا المكان.
3103-291/15-
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Abdullah b. Numeyr tahdis etti,
bize İsmail b. Ebu Halid, Ebu İshak'dan şöyle dediğini tahdis etti: Said b.
Cübeyr dedi ki: İbn Ömer ile birlikte Arafat’DAN ifada ettik (ayrıldık).
Nihayet Müzdelife'ye vardığımızda akşam ile yatsı namazlarını bize tek bir
kamet ile kıldırdıktan sonra ayrıldı ve: İşte Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bu yerde bize bu şekilde namaz kıldırdı dedi.
AÇIKLAMA: "Bize
Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis edip dedi ki: Bize Abdullah b. Numeyr tahdis etti
... " Bu Darakutni'nin istidrakte bulunduğu hadislerden birisidir. O şöyle
demektedir: Bana göre bu İsmail'den kaynaklanan bir yanılmadır. Çünkü bu
hadisin rivayetinde aralarında Şu'be, Sevri, İsrail ve başkalarının da
bulunduğu bir topluluk ona muhalefet etmişler ve bu hadisi Ebu İshak'dan, o
Abdullah b. Malik'den, o İbn Ömer'den diye rivayet etmişlerdir. (Darakutni
devamla) dedi ki: İsmail her ne kadar sika bir ravi ise de bunlar ona göre Ebu
İshak’DAN gelen hadisleri rivayette daha dosdoğrudurlar.
Darakutni'nin sözleri
bunlardır. Cevabı ise daha önce buna benzer tenkitlerinde defalarca geçtiği
gibidir. O da: Ebu İshak'ın bu hadisi iki yoldan da dinlemiş olmasının mümkün
olduğudur. Bundan dolayı o da her iki şekilde rivayet etmiştir. Durum her ne
olursa olsun metin sahihtir, tenkit edilecek bir tarafı yoktur. Allah en iyi
bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: