SAHİH-İ MÜSLİM

HAC

 

(28) باب ما يلزم من أحرم بالحج، ثم قدم مكة، من الطواف والسعي

28- HACC NİYETİ İLE İHRAMA GİRDİKTEN SONRA MEKKE'YE GELENİN YAPMASI GEREKEN TAVAF VE SA'Y BABI

 

187 - (1233) حدثنا يحيى بن يحيى. أخبرنا عبثر عن إسماعيل بن أبي خالد، عن وبرة. قال:

 كنت جالسا عند ابن عمر. فجاءه رجل فقال: أيصلح لي أن أطوف بالبيت قبل أن آتي الموقف. فقال: نعم. فقال: فإن ابن عباس يقول: لا تطف بالبيت حتى تأتي الموقف. فقال ابن عمر: فقد حج رسول الله صلى الله عليه وسلم فطاف بالبيت قبل أن يأتي الموقف. فبقول رسول الله صلى الله عليه وسلم أحق أن تأخذ، أو بقول ابن عباس، إن كنت صادقا ؟

 

2987-187/1- Bize Yahya b. Yahya tahdis etti, bize Abser, İsmail b. Ebu Halid'den haber verdi, o Vebera'den şöyle dediğini rivayet etti: İbn Ömer'in yanında oturuyordum. Ona bir adam gelip şöyle dedi: Ben vakfe yerine gelmeden önce Beyt'i tavaf etmem benim için uygun mudur? O: Evet dedi. Bu sefer: Ama İbn Abbas vakfe yerine gitmeden Beyt'i tavaf etme diyor dedi.

 

Bu sefer İbn Ömer: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haccetti ve vakfe yerine varmadan önce Beyt'i tavaf etti. Eğer doğru söyleyen birisi ise (söyle bana) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sözünü mü alman daha haktır, İbn Abbas'ın sözünü mü, dedi.

 

 

Diğer tahric: Nesai, 2929

 

AÇIKLAMA:          "Vebera" isminde be harfi fethalıdır.

"İbn Ömer'in yanında oturuyordum. Ona bir adam gelerek dedi ki: daha mı doğru olur." İbn Ömer'in bu sözleri ile haccedenin kudum tavafı yapması sabit olduğunu göstermektedir. Kudum tavafı ise Arafat'da vakfeye durmadan önce meşru kılınmıştır. İbn Ömer'in bu görüşünü İbn Abbas dışında bütün alimler böylece ifade etmiştir. Hepsi de bu tavafın vacip değil sünnet olduğunu söylerler. Yalnız bazı mezhep alimlerimiz ile onlara muvafakat edenler vaciptir, terk edilmesi kurban ile telafi edilir demişlerdir. Meşhur olan kanaat ise kudum tavafının vacip değil sünnet olduğudur. Terk edilmesinden dolayı da kurban gerekmediğidir. Eğer kudum tavafından önce Arafat'da vakfe yapacak olursa bu tavafın vakti de geçmiş olur. Şayet bundan sonra kudum tavafı niyeti ile tavaf yapacak olursa onun bu tavafı kudum tavafının yerine geçmez. Aksine eğer ifada tavafı yapmamış ise ifada tavafı yerine geçer. İfada tavafmı yapmış ise ikinci tavafı kudum tavafının yerine geçmez, tatavvu olur.

 

Kudum tavafının birkaç ismi vardır. Kudum Tavatı, Kadim Tavafı, Vurud Tavafı, Varid Tavafı Ve Tahiyye Tavafı diye.

 

Umrede Kudum tavafı yoktur. Aksine kişinin yaptığı tavaf umrenin rüknü olarak yapılmış olur. İsterse kudum tavafı niyeti ile tavaf etmiş olsun. O umrenin rükün tavafı olur ve niyetinin bir anlamı olmaz. Tıpkı bir kimsenin farz haccı yapması gerekmekle birlikte tatavvu hacca niyet etmesinde olduğu gibi. Böyle bir hacc farz haccın yerine geçer. Allah en iyi bilendir.

 

"Eğer doğru söylüyorsan" eğer İslam'ında doğru ve samimi isen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e uymanda sadık isen onun yaptığını ve izlediği yolu bırakıp İbn Abbas'ın ve başkasının sözüne yönelme. Allah en iyi bilendir.

 

 

 

188 - (1233) وحدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا جرير عن بيان، عن وبرة. قال:

 سأل رجل ابن عمر رضي الله عنهما: أطوف بالبيت وقد أحرمت بالحج ؟ فقال: وما يمنعك ؟ قال: إني رأيت ابن فلان يكرهه وأنت أحب إلينا منه. رأيناه قد فتنته الدنيا. فقال: وأينا (أو أيكم)  لم تفتنه الدنيا ؟ ثم قال: رأينا رسول الله صلى الله عليه وسلم أحرم بالحج. وطاف بالبيت. وسعى بين الصفا والمروة. فسنة الله وسنة رسوله صلى الله عليه وسلم أحق أن تتبع، من سنة فلان، إن كنت صادقا.

 

2988-188/2- Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Cerir, Beyan'dan tahdis etti, o Vebare'den şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam İbn Ömer (radıyallahu anhuma)'ya: Ben hacc yapmak üzere ihrama girmiş olduğum halde Beyt'i tavaf edeyim mi? dedi. İbn Ömer: Bundan seni engelleyen ne ki, dedi. Adam: Ben filanın bundan hoşlanmadığını gördüm. Ama biz seni ondan daha çok seviyoruz. Çünkü biz dünyanın onu fitneye düşürdüğü kanaatindeyiz dedi.

 

Bunun üzerine (İbn Ömer): Hangimizi -yahut hanginizi- dünya fitneye düşürmediki, dedikten sonra şunları söyledi: Biz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hacc niyeti ile ihrama girdiğini, Beyt'i tavaf ettiğini, Safa ile Merve arasında sayettiğini gördük. Bu sebeple Allah'ın sünneti ile Resulü'nün sünneti -eğer doğru ise- filanın sünnetine göre daha çok uyulmayı hak eder dedi.

 

 

AÇIKLAMA:          "Dünyanın onu fitneye düşürdüğünü gördük." Bu şekilde asıl nüshaların bir çoğunda onu fitneye düşürdü anlamındaki kelimenin başında hemze bulunmamaktadır. Fakat bir çoğunda ya da çoğunluğunda hemzeli yazılmıştır. Bunu Kadı Iyaz da çoğunluğun rivayetinden böylece nakletmiştir. Fetene deftene de sahih iki söyleyiştir. Ama birincisi daha sahih ve daha meşhurdur. Kur'an-ı Kerim de onu kullanmıştır. Hatta Asmaı "eftene" şeklini kabul etmemektedir.

 

"Dünya onu fitneye düşürdü" sözü de şu demektir. Çünkü o Basra valiliğini kabul etmiştir. Halbuki valilik görevini kabul etmek tehlike ve fitne yerleridir. İbn Ömer ise hiçbir devlet görevi almamıştır. İbn Ömer'in: "Dünya hangimizi fitneye düşürmedi ki" sözü onun zühdünden, mütevaziliğinden ve insafından kaynaklanır. Bazı nüshalarda "hangimizi -yahut hanginizi-" şeklinde bazılarında ise "hangimizi -yahut da ve hanginizi- dedi" şeklindedir. Hepsi sahih (ifadeler)dir.

 

 

 

189 - (1234) حدثني زهير بن حرب. حدثنا سفيان بن عيينة عن عمرو بن دينار. قال:

 سألنا ابن عمر عن رجل قدم بعمرة. فطاف بالبيت ولم يطف بين الصفا والمروة. أيأتي امرأته ؟ فقال: قدم رسول الله صلى الله عليه وسلم فطاف بالبيت سبعا. وصلى خلف المقام ركعتين. وبين الصفا والمروة، سبعا. وقد كان لكم في رسول الله أسوة حسنة.

 

2989-189/3- Bana Zuheyr b. Harb tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne, Amr b. Dinar'dan şöyle dediğini tahdis etti: İbn Ömer'e umre yapmak üzere gelen sonra Beyt'i tavaf ettiği halde Safa ile Merve arasında sayetmeyen bir kimse hanımına yaklaşabilir mi? diye sorduk. O şu cevabı verdi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (Mekke'ye) geldi. Beyt'in etrafında yedi şavt tavaf yaptı. Makamın arkasında iki re kat kıldı. Safa ile Merve arasında yedi defa say etti. A'ndolsun sizin için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e güzel bir örnek vardır dedi.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 395, 1623 -buna yakın-, 1627 -muhtasar-, 1645, 1647 -muhtasar-, 1793; Nesai, 2930, 2960 -muhtasar-, 2966 -muhtasar-; İbn Mace, 2959 -muhtasar -

 

AÇIKLAMA:          (2989) "İbn Ömer (r.a.)'a umre niyeti ile gelip Beyt'i tavaf eden sordduk ... Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de sizin için güzel bir örnek vardır" Bu hayır böyle bir iş ona helal olmaz demektir. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tavaf ve say yapmadıkça umrenin ihramından çıkmamıştır.

 

Dolayısı ile ona tabi olmak ve ona uymak kap eder. İbn Ömer'in sözünü ettiği bu rükün bütün mezhep alimlerinin de kanaatidir. Bu görüşe göre umre yapan bir kimse tavaf, say ve tıraş olmadan ihramdan çıkamaz. Bundan bir istisna Kadı lyaz'ın İbn İshak, Abbas ve İshak b. Rahuye (Raheveyh)'den say etmeden dahi olsa tavafdan sonra ihramdan çıkacağı şeklindeki kanaatleridir. Bu ise zayıf bir görüştür. Sünnete muhalifiir.

 

 

 

(1234) حدثنا يحيى بن يحيى وأبو الربيع الزهراني عن حماد بن زيد. ح وحدثنا عبد بن حميد. أخبرنا محمد بن بكر. أخبرنا ابن جريج. جميعا عن عمرو بن دينار، عن ابن عمر رضي الله عنهما، عن النبي صلى الله عليه وسلم نحو حديث ابن عيينة.

 

2990- .. ./4- Bize Yahya b. Yahya ve Ebu'r-Rabi' ez-Zehranı, Hammad b. Zeyd'den tahdis etti. (H.) Bize Abd b. Humeyd de tahdis etti, bize Muhammed b. Bekr haber verdi, bize İbn Cureyc haber verdi. Birlikte Amr b. Dinar'dan, o İbn Ömer (radıyallahu anhuma)'dan, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den İbn Uyeyne'nin hadisine yakın olarak hadisi rivayet etti.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

29- BEYT'İ TAVAF EDİP SA'Y EDEN KİMSENİN İHRAMLI HALİNDE KALMASININ GEREKİP İHRAMDAN ÇIKMAMAYI (TEHALLÜLÜ TERK ETMEYİ) GEREKTİĞİ BABI