SAHİH-İ MÜSLİM |
ORUÇ |
(35) باب
النهي عن صوم
الدهر لمن
تضرر به أو
فوت به حقا أو
لم يفطر
العيدين
والتشريق،
وبيان تفضيل
صوم يوم
وإفطار يوم
35- SENE BOYUNCA ORUÇ
TUTMANIN, BUNDAN DOLAYI ZARAR GÖREN YAHUT HERHANGİ BİR HAKKI İFA ETME İMKANINI KAÇIRAN
KİMSE İÇİN YAHUT DA BAYRAM GÜNLERİ VE TEŞRİK GÜNLERİNDE ORUÇ AÇMAYANA
NEHYEDİLDİĞİNİN VE BİR GÜN ORUÇ TUTUP BİR GÜN ORUÇ AÇMANIN DAHA FAZİLETLİ
OLDUĞUNUN BEYANI BABI
181 - (1159) حدثني
أبو الطاهر.
قال: سمعت
عبدالله بن
وهب يحدث عن
يونس، عن ابن
شهاب. ح
وحدثني حرملة
بن يحيى
أخبرنا ابن
وهب. أخبرني
يونس عن ابن
شهاب. أخبرني
سعيد بن المسيب
وأبو سلمة بن
عبدالرحمن ؛
أن عبدالله بن
عمرو بن العاص
قال:
أخبر
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أنه
يقول: لأقومن
الليل
ولأصومن
النهار، ما
عشت. فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم "آنت
الذي تقول ذلك
؟ " فقلت له: قد
قلته، يا رسول
الله ! فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: "فإنك لا
تستطيع ذلك.
فصم وأفطر. ونم
وقم. وصم من الشهر
ثلاثة أيام.
فإن الحسنة
بعشر أمثالها.
وذلك مثل صيام
الدهر" قال
قلت: فإني
أطيق أفضل من
ذلك. قال: "صم
يوما وأفطر
يومين" قال
قلت: فإني
أطيق أفضل من
ذلك، يا رسول
الله ! قال: "صم
يوما وأفطر
يوما. وذلك صيام
داود (عليه
السلام) وهو
أعدل الصيام"
قال قلت: فإني أطيق
أفضل من ذلك.
قال رسول الله
عليه وسلم: "لا
أفضل من ذلك".
قال
عبدالله بن
عمرو رضي الله
عنه: لأن أكون
قبلت الثلاثة
الأيام التي
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم، أحب إلي
من أهلي ومالي.
2721-
Bana Ebu't-Tahir tahdis edip dedi ki: Abdullah b. Vehb'i Yunus'dan tahdis
ederken dinledim, o İbn Şihab'dan rivayet etti. (H.) Bana Harmele b. Yahya da
tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus, İbn Şihab'dan haber verdi,
bana Said b. el-Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman'ın haber verdiğine göre
Abdullah b. Amr b. el-As dedi ki:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e kendisinin: "Andolsun yaşadığım sürece geceleri hep
namaz kılacağım, gündüzleri oruç tutacağım dediği haberi verilince Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) da: "Bu sözleri söyleyen sen misin?"
buyurdu. Ben ona: Evet ey Allah'ın Resulü, söyledim dedim. Bu sefer Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Senin buna gücün yetmez, oruç ta tut, oruç
ta aç. Hem uyu, hem kalk namaz kıl. Her aydan üç gün oruç tut. Şüphesiz her bir
hasene on misli ile mükafatlandınlır. Böylelikle bu yıl boyunca oruç tutmuşsun
demek olur" buyurdu. Ben: Şüphesiz benim bundan fazlasına gücüm yeter,
dedi. O: "Bir gün oruç tut, iki gün tutma" buyurdu. Ben:
Gerçekten bundan daha
fazlasına gücüm yeter ey Allah'ın Resulü, dedim. Allah Resulü: "Bir gün
oruç tut, bir gün tutma. İşte Davud (aleyhisselam)'ın orucu idi ve oruçların en
mutedili budur" buyurdu. Ben: Gerçekten benim bundan fazlasına gücüm
yeter, dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bundan daha
faziletlisi yoktur" buyurdu.
Abdullah b. Amr b. el-As
(r.anhuma) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in söylemiş olduğu
(her aydan) üç gün tutmayı kabul etmiş olsaydım gerçekten benim için ailemden
ve malımdan daha sevimli bir hal olurdu.
Diğer tahric: Said b.
el-Müseyyeb'in rivayetini Buhari, 1976, 3418'de; Ebu Davud, 2427; Nesai, 2391;
Tuhfetu'l-Eşraf, 8645'de rivayet etmişlerdir. Ebu Seleme'nin rivayet ettiği
hadisin kaynakları da 2722 numara ile gösterilecektir.
182 - (1159) وحدثنا
عبدالله بن
محمد الرومي.
حدثنا النضر بن
محمد.حدثنا
عكرمة (وهو
ابن عمار)
حدثنا يحيى
قال: انطلقت
أنا وعبدالله
بن يزيد حتى
نأتي أبا
سلمة. فأرسلنا
إليه رسولا.
فخرج علينا.
وإذا عند باب
داره مسجد.
قال:
فكنا
في المسجد حتى
خرج إلينا.
فقال: إن
تشاؤوا، أن
تدخلوا، وإن
تشاؤوا، أن
تقعدوا ههنا.
قال فقلنا: لا.
بل نقعد ههنا.
فحدثنا. قال:
حدثني عبدالله
بن عمرو بن
العاص رضي
الله عنهما.
قال: كنت أصوم
الدهر واقرأ
القرآن كل
ليلة. قال:
فإما ذكرت
للنبي صلى
الله عليه
وسلم، وإما
أرسل إلي
فأتيته. فقال
لي: " ألم أخبر
أنك تصوم الدهر
وتقرأ القرآن
كل ليلة ؟ "
فقلت: بلى يا نبي
الله ! ولم أرد
بذلك إلا
الخير. قال:
"فإن بحسبك أن
تصوم من كل
شهر ثلاثة أيام"
قلت: يا نبي
الله ! إني
أطيق أفضل من
ذلك. قال
"فإن لزوجك
عليك حقا. وإن
لزورك
عليك
حقا. ولجسدك
عليك حقا" فصم
صوم داود نبي
الله (صلى
الله عليه
وسلم) فإنه
كان أعبد
الناس". قال
قلت: يا نبي
الله ! وما صوم
داود ؟ قال
"كان يصوم
يوما ويفطر
يوما" قال "
واقرأ القرآن
في كل شهر" قال
قلت: يا نبي
الله ! إني أطيق
أفضل من ذلك.
قال: "فاقرأة
في كل عشرين"
قال قلت: يا
نبي الله ! إني
أطيق أفضل من
ذلك. قال: "فاقرأه
في كل عشر" قال
قلت: يا نبي
الله ! إني
أطيق أكثر من
ذلك. قال:
"فاقرأه في كل
سبع، ولا تزد على
ذلك. فإن لزوجك
عليك حقا.
ولزورك عليك
حقا. ولجسدك
عليك حقا".
قال:
فشددت. فشدد
علي. قال: وقال
لي النبي صلى
الله عليه
وسلم " إنك لا
تدري لعلك
يطول بك عمر".
قال:
فصرت إلى الذي
قال لي النبي
صلى الله عليه
وسلم. فلما
كبرت وددت أني
كنت قبلت رخصة
نبي الله صلى
الله عليه
وسلم.
2722-
Bize Abdullah b. Muhammed el-Rumi de tahdis etti, bize en-Nadr b. Muhammed
tahdis etti, bize İkrime -ki o b. Ammar' dır- tahdis etti, bize Yahya tahdis
edip dedi ki: Abdullah b. Yezid ile Ebu Seleme'nin yanına gitmek üzere yola
çıktım. Ona bir haberci gönderdik. O da yanımıza çıktı. Evinin kapısının
yanında bir mescit olduğunu gördük. O yanımıza çıkıncaya kadar biz de mescitte
idik. Kendisi: Girmek isterseniz girebilirsiniz, burada oturmak isterseniz
oturabilirsiniz dedi. Biz de: Hayır, burada oturalım, dedik. Bize hadis naklet
(diye ekledik). O dedi ki: Bana Abdullah b. Amr b. el-As (r.anhuma) tahdis edip
dedi ki: Ben sene boyunca devamlı oruç tutar, her gece Kur'an'ı okurdum. Ya
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e söylendi ya da o bana birisini gönderdi
ben de huzuruna gittim. Bana: "Senin yıl boyunca oruç tuttuğun, her gece
Kur'an'ı okuduğun haberi bana ulaşmadı mı dersin?" Ben: Ulaşmış olmalıdır
ey Allah'ın Nebisi! Fakat bunu yaparak hayırdan bir şey istemiş değilim, dedim.
Allah Resulü: "Her aydan üç gün oruç tutman sana yeter" buyurdu. Ben:
Ey Allah'ın Nebisi! Gerçekten bundan fazlasına gücüm yeter dedim. Allah Resulü:
"Eşinin senin üzerinde bir hakkı vardır. Senin ziyaretine gelenlerin senin
üzerine hakkı vardır. Bedeninin senin üzerine hakkı vardır" buyurdu ve:
"O halde, Allah'ın Nebi'si Davud (aleyhisselam)'ın orucunu tut. Çünkü o
gerçekten insanların en çok ibadet edenleri idi" buyurdu. (Abdullah) dedi
ki: Ey Allah'ın Nebisi! Davud orucu nedir? dedim. O şöyle buyurdu: "Bir
gün oruç tutar bir gün tutmazdı" Allah Resulü: "Kur'an'ı her ayda
(bir defa) oku (hatmet)" buyurdu. Ben: Ey Allah'ın Nebi'si! Benim bundan
fazlasına gücüm yeter, dedim. O: "O halde her yirmi günde bir defa oku
onu" buyurdu. Ben: Ey Allah'ın Nebisi! Benim gerçekten bundan fazlasına
gücüm yeter dedim. Allah Resulü: "O halde onu on günde bir oku
(hatmet)" buyurdu. Ben: Ey Allah'ın Nebi'si! Şüphesiz benim bundan
fazlasına gücüm yeter dedim. Allah Resulü: "O halde onu her yedi günde bir
defa oku ve bundan fazlasını yapma. Çünkü şüphesiz senin eşinin üzerinde bir
hakkı vardır, misafirlerinin üzerinde bir hakkı vardır, bedeninin senin
üzerinde bir hakkı vardır" buyurdu. (Abdullah b. Amr) dedi ki: Ben işi
sıkı tuttum ve benim aleyhime iş ağırlaştırıldı. Ayrıca Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bana: "Şüphesiz ki sen bilemezsin belki uzun bir ömür
yaşayacaksın"buyurdu. (Abdullah) dedi ki: İşte Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in bana söylediği o hale geldim. Yaşım ilerleyince keşke Allah'ın
Nebisi'nin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ruhsatını kabul etmiş olsaydım diye
çok arzu ettim.
Diğer tahric: Buhari,
1974 -muhtasar-, 1975, 6134, 5199; Nesai, 2390
183 - (1159) وحدثنيه
زهير بن حرب.
حدثنا روح بن
عبادة. حدثنا
حسين المعلم
عن يحيى بن
أبي كثير،
بهذا الإسناد.
وزاد فيه، بعد
قوله "من كل
شهر ثلاثة
أيام": "فإن لك
بكل حسنة عشر
أمثالها. فذلك
الدهر كله".
وقال في
الحديث: قلت:
وما
صوم نبي الله
داود ؟ قال
"نصف الدهر"
ولم يذكر في
الحديث من
قراءة القرآن
شيئا. ولم يقل
"وإن لزورك
عليك حقا"
ولكن قال "وإن
لولدك عليك
حقا".
2723-
Bunu Züheyr b. Harb da tahdis etti, bize Rahv b. Ubade tahdis etti, bize Hüseyn
el-Muallim, Yahya b. Ebu Kesir'den bu isnad ile tahdis etti ve rivayetinde:
"Her aydan üç gün (oruç tut)" buyruğundan sonra: "Çünkü şüphesiz
senin için her bir hasenenin on misli vardır. Böylelikle bu senenin tamamı
eder" buyruğunu ekledi.
Ayrıca hadisi
rivayetinde şöyle dedi: Ben: Allah'ın Nebi'si Davud'un orucu nedir? dedim. O:
"Senenin yansıdır" buyurdu ama bu hadisi rivayetinde Kur'an
kıraatinden herhangi bir şekilde söz etmediği gibi "senin misafirlerinin
de senin üzerinde bir hakkı vardır" demedi fakat: "ve muhakkak senin
çocuğunun da senin üzerinde bir hakkı vardır" buyurdu.
184 - (1159) حدثني
القاسم بن
زكرياء. حدثنا
عبيدالله بن موسى
عن شيبان، عن
يحيى، عن محمد
بن عبدالرحمن
مولى بني
زهرة، عن أبي
سلمة قال:
(وأحسبني قد
سمعته أنا من
أبي سلمة) عن
عبدالله بن
عمرو رضي الله
عنهما. قال:
قال لي رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
"اقرأ
القرآن في كل
شهر" قال قلت:
إني أجد قوة. قال:
" فاقرأه في
عشرين ليلة "
قال قلت: إني
أجد قوة. قال: "
فاقرأه في سبع
ولا
تزد على ذلك".
2724-
Bana el-Kasım b. Zekeriyya da tahdis etti, bize Ubeydullah b. Musa, Şeyban'dan
tahdis etti, o Yahya'dan, o Zühreoğullarının azadlısı Muhammed b.
Abdurrahman'dan, o Ebu Seleme'den -hatta ben kendimin bunu bizzat Ebu Seleme'den
dinlemiş olduğumu zannediyorum- o Abdullah b. Amr (r.a.)'dan şöyle dediğini
rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "O halde
Kur'an'ı yirmi gecede oku" buyurdu. Ben: Kendimde (daha fazlasına) güç
buluyorum, dedim. O: "O halde onu yedi gecede oku ve bundan daha fazlasını
yapma" buyurdu.
185 - (1159) وحدثني
أحمد بن يوسف
الأزدي. حدثنا
عمرو بن أبي
سلمة عن
الأوزاعي
قراءة. قال:
حدثني يحيى بن
أبي كثير عن
ابن الحكم بن
ثوبان. حدثني
أبو سلمة بن
عبدالرحمن عن
عبدالله بن
عمرو بن العاص
رضي الله
عنهما. قال:
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم:
"يا
عبدالله ! لا
تكن بمثل
فلان. كان
يقوم الليل فترك
قيام الليل".
2725-
Bize Bin Yusuf el-Ezdi de tahdis etti, bize Amr b. Ebu Seleme kıraat yolu ile el-Evzai'den
şöyle dediğini tahdis etti: Bana Yahya b. Ebu Kesir, İbnu'l-Hakem b. Sevban'dan
şöyle dediğini tahdis etti: Bana Ebu Seleme b. Abdurrahman, Abdullah b. Amr b.
el-As (r.a.)'dan şöyle dediğini tahdis etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Ey Abdullah! Filan gibi olmayasın, o gece boyu namaz kılardı,
sonra kıyamını terk etti" buyurdu.
186 - (1159) وحدثني
محمد بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق.
أخبرنا ابن
جريج. قال:
سمعت عطاء يزعم أن
أبا العباس
أخبره ؛ أنه
سمع عبدالله
بن عمرو بن
العاص رضي
الله عنهما
يقول:
بلغ
النبي صلى
الله عليه
وسلم أني أصوم
أسرد، وأصلي
الليل. فإما
أرسل إلي وإما
لقيته. فقال: "ألم
أخبر أنك تصوم
ولا
تفطر، وتصلي
الليل ؟ فلا
تفعل. فإن
لعينك حظا.
ولنفسك حظا.
ولأهلك حظا.
فصم وأفطر.
وصل ونم. وصم
من كل عشرة أيام
يوما. ولك أجر
تسعة" قال: إني
أجدني أقوى من
ذلك، يا نبي
الله ! قال: "فصم
صيام داود
(عليه السلام)"
قال: وكيف كان
داود يصوم يا نبي
الله ! قال:
"كان يصوم
يوما ويفطر
يوما. ولا يفر إذا
لاقى" قال: من
لي
بهذه ؟ يا
نبي الله ! (قال
عطاء: فلا أدري
كيف ذكر صيام
الأبد) فقال
النبي صلى الله
عليه وسلم: "لا
صام من صام
الأبد. لا صام
من صام الأبد.
لا صام من صام
الأبد".
2726-
Bana Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize İbn
Cüreyc haber verip dedi ki: Ben Ata'yı Ebu'l-Abbas'ın kendisine şunu haber
verdiğini söylerken dinledim: O Abdullah b. Amr b. As'ı (r.anh)ı şöyle derken
dinlemiştir: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e benim devamlı oruç tuttuğum,
gece boyu namaz kıldığımın haberi ulaştı. Ya bana birisini göndermişti yahut
ben onunla karşılaştığımda: "Senin hep oruç tutup oruç açmadığın, gece
boyu namaz kıldığın bana haber verilmedi mi? (dersin) Hayır böyle yapma! Çünkü
gözünün bir payı, nefsinin bir payı, ailenin bir payı vardır. Bu sebeble bazı
günler oruç tut, bazen tutma. (Gecenin bir kısmında) hem namaz kıl (hem diğer
kısmında) uyu. Her on günde bir de bir gün oruç tut. Ayrıca sana dokuz günün de
ecri verilecektir" buyurdu. Amr dedi ki: Ama ben kendimde bundan daha
fazla bir güç buluyorum ey Allah'ın Nebi'si! dedi. Allah Resulü: "O halde
Davud (a.s.) orucunu tut" buyurdu. Amr: Davud nasıl oruç tutardı ey
Allah'ın Nebisi? dedi. Allah Resulü: "Bir gün oruç tutar bir gün oruç
tutmazdı. Ama (düşmanla) karşılaşınca da kaçmazdı" Amr: Ey Allah'ın
Nebi'sİ! Bunun garantisini bana kim verebilir ki? dedi.
Ata dedi ki: Ebed
(kesintisiz devamlı) orucu nasıl sözkonusu ettiğini bilmiyorum.- Bunun üzerine
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ebediyyen oruç tutan oruç tutmamış
demektir, ebediyyen oruç tutan oruç tutmamış demektir, ebediyyen oruç tutan
oruç tutmamış demektir" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
1977, 1979, 3419, 1153; Tirmizi, 768; Nesai, 2396-2400, 2376, 2377; İbn Mace,
1706
(1159) وحدثنيه
محمد بن حاتم.
حدثنا محمد بن
بكر. أخبرنا
ابن جريج،
بهذا الإسناد.
وقال: إن أبا
العباس
الشاعر أخبره.
(قال مسلم):
أبو العباس
السائب بن
فروخ، من أهل
مكة، ثقة عدل.
2727-
Bunu bana Muhammed b. Hatim de tahdis etti, bize Muhammed b. Bekr tahdis etti,
bize İbn Cüreyc bu isnad ile haber verdi ve: Ebu'lAbbas eş-Şair kendisine haber
verdi dedi.
Müslim dedi ki: Ebu'l-Abbas
es-Saib b. Ferruh Mekkelilerden sika ve adaletli bir ravidir.
187 - (1159) وحدثنا
عبيدالله بن
معاذ. وحدثني
أبي. حدثنا شعبة
عن حبيب. سمع
أبا العباس.
سمع عبدالله
بن عمرو رضي
الله عنهما.
قال: قال لي
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "يا
عبدالله بن عمرو
! إنك لتصوم
الدهر وتقوم
الليل. وإنك،
إذا فعلت ذلك،
هجمت له
العين. ونهكت.
لا صام من صام
الأبد. صوم
ثلاثة أيام من
الشهر، صوم
الشهر كله:
"قلت:
فإني أطيق
أكثر من ذلك.
قال "فصم صوم
داود. كان
يصوم يوما
ويفطر يوما.
ولا
يفر إذا لاقى".
2728-
Bize Abdullah b. Muaz da tahdis etti, bana babam tahdis etti, bize Şu'be
Habib'den tahdis ettiğine göre o Ebu'l-Abbas'dan dinledi, o da Abdullah b. Amr
(r.anhuma)'ı şöyle derken dinledi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
buyurdu ki: "Ey Abdullah b. Amr! Şüphesiz sen kesintisiz oruç tutuyor ve
geceyi kıyamla geçiriyorsun ve muhakkak sen bunu yapacak olursan bundan dolayı
göz yorulup bitap düşer. Hem ebediyyen oruç tutan oruç tutmamış olur. Ayın üç
günü de oruç tutmak ayın tamamını oruç tutmaktır" Ben: Gerçekten benim bundan
fazlasına gücüm yeter dedim. O: "O halde Davud orucu tut. O bir gün oruç
tutar bir gün tutmazdı; fakat (düşmanla) karşılaştığında da kaçmazdı"
buyurdu.
(1159) وحدثناه
أبو كريب.
حدثنا ابن بشر
عن مسعر. حدثنا
حبيب بن أبي
ثابت، بهذا
الإسناد. وقال
"ونفهت النفس".
[ش (ونفهت
النفس) أي
أعيت وكلت].
2729-
Bunu bize Ebu Kureyb de tahdis etti, bize İbn Bişr, Mis'ar'den tahdis etti,
bize Habib b. Ebu Sabit bu isnad ile tahdis edip: "Nefis te
bitkinleşir" dedi.
188 - (1159) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا سفيان
بن عيينة عن
عمرو، عن أبي
العباس، عن
عبدالله بن
عمرو رضي الله
عنهما. قال:
قال لي رسول الله
صلى الله عليه
وسلم:
"ألم
أخبر أنك تقوم
الليل وتصوم
النهار ؟ "
قلت: إني أفعل
ذلك. قال:
"فإنك، إذا
فعلت ذلك،
هجمت عيناك.
ونفهت نفسك لعينك
حق. ولنفسك حق. ولأهلك
حق. قم ونم. وصم
وأفطر".
2730-
Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne Amr'dan tahdis
etti, o Ebu'l-Abbas'dan, o Abdullah b. Amr (r.anhuma)'nın şöyle dediğini
rivayet etti. Resulullah(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Senin gece boyunca
namaz kıldığın, gündüzlerin oruç tuttuğun haberi bana ulaşmadı mı
(dersin)" buyurdu. Ben: Gerçekten bunu böyle yapıyorum dedim. O: "Sen
böyle yapacak olursan gözlerin yorulur, nefsin bitkinleşir, gözünün bir hakkı
vardır, nefsinin bir hakkı vardır, ailenin bir hakkı vardır. Hem kalk namaz
kı;l hem uyu, hem oruç tut, hem tutma" buyurdu.
189 - (1159) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
وزهير بن حرب.
قال زهير:
حدثنا سفيان
بن عيينة عن
عمرو بن
دينار، عن
عمرو ابن أوس.
عن عبدالله بن
عمرو رضي الله
عنهما. قال:
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم:
"إن
أحب الصيام
إلى الله صيام
داود. وأحب
الصلاة إلى
الله صلاة
داود (عليه
السلام). كان
ينام نصف
الليل. ويقوم
ثلثه. وينام
سدسه. وكان
يصوم يوما
ويفطر يوما".
2731-
Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve Züheyr b. Harb ta tahdis etti. Züheyr dedi ki:
Bize Süfyan b. Uyeyne, Amr b. Dinar'dan tahdis etti, o Amr b. Evs'ten, o
Abdullah b. Amr (r.anhuma) şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Allah'ın en sevdiği (Nafile) oruç Davud
orucudur. Allah'ın en sevdiği (Nafile) namaz Davud (aleyhisselam)'ın namazıdır.
O gecenin yarısı uyur, üçte birini kıyamla (namaz kılarakr geçirirdi. Sonra
altıda birinde uyurdu. Bir gün oruç tutar bir gün tutmazdı."
Diğer tahric: Buhari.
1131,3420; Ebu Davud, 2448; Nesai, 1629,2343; İbn Mace, 1712
190 - (1159) وحدثني
محمد بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق.
أخبرنا ابن
جريج. أخبرني
عمرو بن دينار
؛ أن عمرو بن أوس
أخبره عن
عبدالله بن
عمرو بن العاص
رضي الله
عنهما ؛ أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال:
"أحب
الصيام إلى
الله صيام
داود. كان يصوم
نصف الدهر.
وأحب الصلاة
إلى الله عز
وجل صلاة داود
(عليه السلام).
كان يرقد شطر
الليل. ثم يقوم.
ثم يرقد آخره.
يقوم ثلث
الليل بعد
شطره". قال قلت
لعمرو بن
دينار: أعمرو
بن أوس كان
يقوم: يقوم
ثلث الليل بعد
شطره ؟ قال:
نعم.
2732-
Bana Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdürrezzak tahdis etti, bize İbn
Cüreyc haber verdi, bana Amr b. Dinar'ın haber verdiğine göre Amr b. Evs te
kendisine Abdullah b. Amr b. As (r.anhuma)'dan Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in şöyle buyurduğunu haber verdi: "Allah'ın en sevdiği (Nafile)
oruç, Davud orucudur. O senenin yarısını oruçla geçirirdi. Aziz ve celil
Allah'ın en sevdiği (Nafile) namaz da Davud (aleyhisselam)'ın namazıdır. O
gecenin yarısında uyur. Sonra kalkar (namaz kılar)dı. Sonra gecenin son
kısmında uyur ve yarısından sonraki gecenin üçte birini kıyamla (namaz kılarak)
geçirirdi."
(İbn
Cüreyc) dedi ki: Ben Amr b. Dinar'a: Acaba Amr b. Evs mi yarısından sonra
gecenin üçte birini kıyamla geçirirdİ dedi dedim. O, evet dedi.
191 - (1159) وحدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا خالد
بن عبدالله عن
خالد، عن أبي
قلابة. قال: أخبرني
أبو المليح.
قال:
دخلت
مع أبيك على
عبدالله بن
عمرو. فحدثنا
؛ أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم ذكر
له صومي. فدخل
علي. فألقيت
له وسادة من
أدم حشوها
ليف. فجلس على
الأرض. وصارت
الوسادة بيني
وبينه. فقال
لي: " أما
يكفيك من كل
شهر ثلاثة
أيام ؟ " قلت:
يا رسول الله !
قال "خمسا"
قلت:
يا
رسول الله !
قال "سبعا"
قلت: يا رسول
الله ! قال
"تسعا" قلت: يا
رسول الله !
قال "أحد عشر"
قلت: يا رسول
الله ! فقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: "لا صوم
فوق صوم داود.
شطر الدهر.
صيام يوم وإفطار
يوم".
2733-
Bize Yahya b. Yahya da tahdis etti, bize Halid b. Abdullah, Halid'den haber
verdi, o Ebu Kilabe'den şöyle" dediğini rivayet etti: Bana Ebu'l-Melih
haber verip dedi ki: Babamla birlikte Abdullah b. Amr'ın yanına girdim. O bize şunu
tahdis etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e benim tuttuğum oruçtan
söz edildi. O da yanıma teşrif buyurdu. Kendisine içi lifle doldurulmuş deri
bir yaslık takdim ettim, ama o yere oturdu. Böylelikle yaslık benimle onun
arasında kaldı. Bana: "Her aydan üç gün (oruç tutman) sana yetmez
mi?" buyurdu. Ben: Ey Allah'ın Resulü ... ! dedim o "beş gün"
buyurdu, ben: Ey Allah'ın Resulü! dedim o: "yedi gün" buyurdu. Ben:
Ey Allah'ın Resulü! dedim. O: "Dokuz gün" buyurdu. Ben: Ey Allah'ın
Resulü! dedim. O: "Onbir gün" buyurdu. Ben: Ey Allah'ın Resulü!
dedim. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sefer: "Davud'un
orucunun üstüne oruç yoktur. Senenin yansını bir gün oruç tutup, bir gün oruç
tutmayarak oruçla geçirirdi" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
1980,2627; Nesai, 2401
192 - (1159) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا غندر عن
شعبة. ح
وحدثنا محمد
بن المثنى.
حدثنا محمد بن
جعفر. حدثنا
شعبة عن زياد
بن فياض. قال:
سمعت أبا عياض
عن عبدالله بن
عمرو رضي الله
عنهما، أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
له:
"صم
يوما. ولك أجر
ما بقي" قال:
إني أطيق أكثر
من ذلك. قال
"صم ثلاثة
أيام. ولك أجر
ما بقي" قال: إني
أطيق أكثر من
ذلك قال "صم
أربعة أيام.
ولك أجر ما
بقي" قال: إني
أطيق أكثر من
ذلك. قال "صم أفضل
الصيام عند
الله. صوم
داود (عليه
السلام) كان
يصوم يوما
ويفطر يوما".
2734-
Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe tahdis etti, bize Gunder, Şu'be'den tahdis etti,
(H.) Bize Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Muhammed b. Cafer tahdis
etti, bize Şu'be, Ziyad b. Feyyaz'dan şöyle dediğini tahdis etti: Ben Ebu
İyaz'ı, Abdullah b. Amr (r.anhuma)'dan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in kendisine şöyle dedi diye naklederken dinledim: "Bir gün oruç
tut, sana geri kalanın ecri vardır" buyurdu. Amr: Gerçekten benim bundan
fazlasına gücüm yeter, dedi. Allah Resulü: "İki gün oruç tut, kalanın ecri
de senin olur" buyurdu. Amr: Gerçekten benim bundan fazlasına gücüm yeter,
dedi. Allah Resulü: "Üç gün oruç tut ve geri kalanın ecri senindir"
buyurdu. Amr: Gerçekten benim bundan fazlasına gücüm yeter, dedi. Allah Resulü:
"Dört gün oruç tut ve geri kalanın ecri verilir" buyurdu. Amr: Benim
bundan fazlasına gücüm yeter, dedi. Allah Resulü: "O halde aziz ve celil
Allah nezdinde en faziletli oruç olan Davud (aleyhisselam) orucunu tut. O bir
gün oruç tutar bir gün oruç tutmazdı" buyurdu.
Diğer tahric: Nesai.
2393, 2402
193 - (1159) وحدثني
زهير بن حرب
ومحمد بن
حاتم. جميعا
عن ابن مهدي.
قال زهير:
حدثنا
عبدالرحمن بن
مهدي. حدثنا
سليم بن حيان.
حدثنا سعيد بن
ميناء. قال: قال
عبدالله بن
عمرو: قال لي
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم:
"يا
عبدالله بن
عمرو ! بلغني
أنك تصوم
النهار وتقوم
الليل. فلا تفعل.
فإن لجسدك
عليك حظا.
ولعينك عليك
حظا. وإن لزوجك
عليك حظا. صم
وأفطر. صم من
كل شهر ثلاثة
أيام. فذلك
صوم الدهر"
قلت: يا رسول
الله ! إن بي قوة.
قال "فصم صوم
داود (عليه
السلام) صوم
يوما وأفطر
يوما". فكان
يقول: يا ليتني
! أخذت
بالرخصة.
2735-
Bana Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Hatim birlikte İbn Mehdl'den tahdis etti.
Züheyr dedi ki: Bize Abdurrahman b. Mehdi tahdis etti, bize Selim b. Hayyan
tahdis etti, bize Said b. Mina tahdis edip dedi ki: Abdullah b. Amr dedi ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Ey Abdullah b. Amr! Senin
gündüzleri oruç tutup geceleri kalkıp namaz kıldığın haberi ulaştı. Böyle
yapma. Çünkü şüphesiz cesedinin senin üzerinde bir payı vardır, gözünün senin
üzerinde bir payı vardır, eşinin senin üzerinde bir payı vardır. Oruç tut ve
oruç ta aç. Her aydan üçer gün oruç tut. İşte bu bütün senenin orucu
demektir" Ben: Ey Allah'ın Resulü! Benim gücüm var, dedim. Allah Resulü:
"O halde Davud (aleyhisselam) tut. Bir gün oruç tut, bir gün oruç
tutma" buyurdu.
(Sonraları
Amr) keşke bana verilen ruhsatı kabul etseydim, derdi,
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: Abdullah
b. Amr b. el-As (r.anh) ile ilgili hadis vardır. Müslim -yüce Allah'ın rahmeti
üzerine- bu hadisin rivayet yollarını bir araya getirip gerçekten bunları çok
güzel bir şekilde derlemiş bulunmaktadır. Hadisten anlaşılan ise; Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ümmetine karşı yumuşaklığı, onlara olan
şefkati, onlara faydalarına olanları gösterip, onları devamlı yapabilecekleri
amellere teşvik etmesi, buna karşılık kendilerini usandıracağından yahut terk
edeceklerinden ya da bir kısmını terk edeceklerinden korktuğu ibadetleri
çoğaltıp, aşırıya kaçmalarını yasakladığının beyan edilmesidir. Bu hususu da o
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gücünüzün yettiği amelleri yapmaya
bakınız. Çünkü siz usanmadan, Allah usanmaz" buyruğu ile yine bu babda yer
alan: (2725) "Filan gibi olmayasın. O geceleyin namaz kılardı, sonra gece
namazını terk etti" buyruğu ile de bu hususu beyan etmiş bulunmaktadır.
Bir diğer hadiste de: "Allah'ın en sevdiği amel, o amel sahibinin devamlı
yaptığı ameldir" buyurulmaktadır. Şanı yüce Allah ise önceleri çokça
ibadet yapan, sonra bu hususta kusurları ortaya çıkan bir takım kimseleri
yererek şöyle buyurmuştur: "Kendiliklerinden ortaya koydukları ruhbanlığa
gelince biz onu üzerlerine farz kılmadık. Ancak Allah'ın rızasını aramak için
(kendileri çıkarmışlardı). Sonra gereği gibi ona riayet etmediler. "
(Hadid, 27)
Bu babda zikredilen
rivayetler ile sene boyu (kesintisiz, ebediyyen) oruç tutmak nehyedilmektedir.
Bu hususta ilim
adamlarının farklı görüşleri vardır. Zahiri mezhebi mensupları bu hadislerin
zahirlerine bakarak sene boyunca oruç tutmanın yasak olduğu kanaatini
benimsemişlerdir. Kadi İyaz ve başkaları der ki: İlim adamlarının büyük
çoğunluğu ise oruç tutulması yasak günlerde oruç tutmaması şartı ile caiz
olduğu kanaatindedirler. Yasak günler ise Ramazan ve Kurban bayramlarının ilk
günleri ile kurban bayramlarının geri kalan teşrik günleridir. Şafii'nin ve
Şafii mezhebi alimlerinin kanaatine göre ise; bayramların ilk günleri ile
teşrik günlerinde oruç açması şartı ile kesintisiz oruç tutmakta bir kerahet
yoktur. Hatta bundan dolayı bir zarar görmemesi ve herhangi bir hakkı ihmal
etmemesi şartı ile müstehabtır. Eğer bir zarar görecek ya da bir hakkı ihmal
edecek olursa mekruh olur. Bu görüşlerine Hamza b. Amr'ın rivayet ettiği hadisi
delil göstermişlerdir. Bu hadisi de Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. Buna
göre o: Ey Allah'ın Resulü! Ben kesintisiz oruç tutuyorum, seferde iken de oruç
tutayım mı? diye sormuş, Allah Resulü: "İstersen oruç tutabilirsin"
buyurmuştur. Müslim'in rivayetindeki lafız ise: Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) onun kesintisiz oruç tutmasını kabul (takrir) etti şeklindedir.
Eğer bu mekruh olsaydı
özellikle de yolculuk halinde onun oruç tutmasını kabul etmez, itiraz ederdi.
Abdullah b. Ömer b.
el-Hattap'tan da onun kesintisiz oruç tuttuğu sabit olmuştur. Aynı şekilde Ebu
Talha, Aişe ve seleften pekçok kimseden de böyle yaptıkları sabittir. Ben
bunlardan bir topluluğu Şerhu'l-Müezzeb Tatavvu Orucu Babın'da zikretmiş
bulunmaktadır. Ayrıca "ebediyyen oruç tutan oruç tutmamıştır"
hadisine de değişik şekillerde cevap vermişlerdir:
1. Bu hadis gerçek
anlamına göre yorumlanır, yani Bununla birlikte iki bayramın birinci günleri
ile teşrik günlerini de oruçla geçirir. Aişe (r.anha)'da bu hadisi söyleyerek
cevap vermiştir.
2. Bu hadis bundan
dolayı zarar gören yahut herhangi bir hakkı ihmal eden kimseler hakkında
yorumlanır. Bunu Abdullah b. Amr b. el-As'a hitaben yapılmış olan nehiy
desteklemektedir. Müslim de ondan ömrünün sonlarında bunu yerine getirmekten
acze düştüğünü ve bu husustaki ruhsatı kabul etmediğine pişman olduğunu zikretmektedir.
Bu bakımdan bu görüş sahipleri derler ki: İbn Amr'a bunu yasaklayış sebebi
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bir gün gelip bundan aciz
kalacağını bilmesinden dolayıdır. Hamza b. Amr'ın böyle yapmasını kabul etmesi
ise; zarar görmeden buna gücünün yettiğini bilmesinden dolayıdır, demişlerdir.
3. "Oruç tutmamış
olur" sözü; yani başkalarının oruç tutmaktan dolayı karşı karşıya
kaldıkları meşakketi o görmez, böylelikle bu buyruk (tutmamış gibi olsun
anlamında) bir beddua değil de bir haber olur.
(2721) Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Senin buna gücün yetmez"
buyruğunda az önceki açıklamalarımıza bir işaret vardır. Yani Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Abdullah b. Amr'ın durumundan Hamza b. Amr'ın durumunun
aksinebunu devam ettiremeyeceğini biliyordu. Gecenin tamamında namaz kılmasını
yasaklamasına gelince, bu da mutlak olarak böyledir. Başkası da bu hükmün
kapsamı içerisindedir. Hatta mezhep alimlerimiz şöyle demişlerdir. Herkes için
her zaman gecenin tamamını namazia geçirmek mekruhtur. Onlar bu şekildeki bir
namaz ile zarar görmeden ve herhangi bir hakkı ihmal etmeden kesintisiz oruç
tutmak arasında fark görmüşlerdir. Çünkü gecenin tamamında namaz kılmak halinde
kişinin kendisine zarar vermesi ve bir takım hakları ihmal etmesi kaçınılmaz
bir husustur. Çünkü eğer gündüzün uyuyamayacak olursa bu apaçık bir zarardır ve
eğer gece uykusuz kalmasını telafi edecek bir şekilde uyuyacak olursa bir takım
hakları ihmal etmiş olur. Oysa gecenin bir kısmını namazIa geçirenin durumu böyle
değildir. O geri kalan kısmını uyku ile geçirme ihtiyacını ayrıca duymaz. Eğer
gündüzün uyuyacak olsa dahi bu kısa bir süre olur ve bundan dolayı herhangi bir
hakkı ihmal etmiş olmaz. Aynı şekilde her zaman değil de bayram gecesi ya da
bir başka gece gibi bir geceyi tamamen kıyamla geçiren bir kimsenin bu
tutumunda zarar olmadığından ötürü bir mekruhluk sözkonusu değildir. Allah en
iyi bilendir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in bir gün oruç tutup bir gün tutmamak hakkında: "Bundan
faziletlisi yoktur" buyruğu ile ilgili olarak ilim adamlarının farklı
görüşleri vardır. Mezhep alimlerimizden el-Mütevelli ile daha başka ilim
adamlarının dediklerine göre bu hadisin zahiri sebebi ile bu şekilde bir oruç,
devamlı oruç tutmaktan daha faziletlidir. Fakat başkasının açıklamalarında
kesintisiz oruç tutmanın daha faziletli olduğu ve bu hadisin Abdullah b. Amr
ile onun durumunda olanlar hakkında özel olduğuna işaret edilmektedir. O zaman
hadisin takdiri şöyle olur: Senin hakkında bundan daha faziletlisi yoktur. Bunu
da Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Hamza b. Amr'a kesintisiz oruç tutmayı
yasaklamamış olması ve ona bir gün oruç tutup bir gün tutmama yolunu
göstermemesi desteklemektedir. Eğer bütün insanlar hakkında bu daha faziletli
olsaydı ona da bu yolu gösterir ve bunu ona beyan ederdi. Çünkü beyanın ihtiyaç
zamanından sonraya bırakılması caiz değildir, Allah en iyi bilendir.
(2722) Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: " ... Oruç tutman sana yeter" yani
böyle bir oruç senin için yeterlidir.
"Ziyaretçilerinin
de senin üzerinde bir hakkı vardır" ziyaretçiler anlamındaki
"zevr" kelimesi ile ilgili açıklama az önce geçmiş bulunmaktadır.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Kur'an'ı her ayda bir defa oku (hatmet). Sonra
yirmi günde bir, sonra yedi günde bir ve dahafazlasını yapma" buyruğuna
gelince; bu da daha önce geçenler türünden ibadette orta yolu tutturmayı
Kur'an-ı Kerim üzerinde dikkatle düşünmeyi göstermektedir. Selefin Kur'an
okumakta birbirinden farklı alışkanlıkları vardı. Her birisinin bu adeti
durumuna, anlayışına, görev ve sorumluluklarına göre değişiyordu. Onlardan
kimisi Kur'an-ı Kerim'i her ay, kimisi yirmi günde bir, kimisi on günde bir,
bazıları ya da onların büyük çoğunluğu yedi günde bir hatmediyordu. Onların bir
çoğu da üç günde, yine pek çoğu da bir günde Kur'an'ı hatmediyordu. Hatta
bazıları her gece, diğer bazıları ise bir gün bir gecede üç hatim indiriyordu.
Bazıları sekiz hatim, bazıları da bize ulaştığına göre bundan fazla hatim
indiriyordu. Ben bütün bunları kimlerin yaptığını ve kimler tarafından
nakledildiğini Adabu'l-Kurra adlı eserimde bu hususla alakalı nefis bir takım
bilgilerle açıklamış bulunmaktayım.
Bu hususta tercihe değer
olan da şudur. Devam ettirmesi mümkün olduğu kadar çok okur ve şevk ve neşeli
olduğu halde devam ettireceğini ağırlıklı olarak zannedip kanaat getirdiği bir
miktarı ihtiyat haline getirir. Bu onun çokça Kur'an okuması sebebi ile ihmal
edilecek genel ya da özel bir takım görevlerinin olmaması halinde sözkonusudur.
Eğer kamu görevi öğretmek ve buna benzer genel (kamusal) bir görevi varsa o
taktirde bu görevini mükemmel bir şekilde yerine getirmesine herhangi bir
şekilde halel getirmeyecek türde şevk ve gayret ile devam ettirmesi mümkün olan
bir miktarı tayin edip, okuma cihetine gitmelidir. İşte seleften gelen
rivayetler buna göre yorumlanır. Allah en iyi bilendir.
Amr b. el-As'ın:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ruhsalını kabul etmiş olmayı
çokça arzu ettim" sözü şu demektir: Artık yaşı ilerlemiş ve RasuluIlah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzurunda üzerine aldığı ve kabul ettiği
görevi yerine getirmekten acze düşmüş, bunu yerine getirmek ona ağır gelmeye
başlamış, Bununla birlikte bu sözü terketmesine de imkan kalmamıştır. Çünkü
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Abdullah! Filan gibi olma, çünkü o
gece namaza kalkardı, fakat sonra gece namaza kalkmayı terk etti"
buyurmuştu. Bu hadisde ve İbn Amr'ın söylediği sözlerde ihtiyat haline
getirilen hayırlı işlerin devam ettirilmesi gerektiği ve bu hususta kusurlu
olmamak gerektiği hükmü anlaşılmaktadır.
(2723) Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Şüphesiz çocuklarının da senin üzerinde
bir hakkı vardır" buyruğundan babanın çocuğunu edeblendirmesi, onun için
gerekli olacak dini sorumluluklarını öğretmesi ile görevli olduğu hükmü
anlaşılmaktadır. Böyle bir öğrenim vermek babaya ve diğer velilere erkek ve kız
çocuğu baliğ olmadan önce vermek bir görevdir. Bunu Şafii ve mezhebine mensup
ilim adamları açıkça ifade etmişlerdir. Şafii ve Şafii alimleri şöyle demektedir:
Aynı şekilde eğer baba yoksa annenin çocuklarına öğretme görevi vardır. Çünkü
öğretim de eğitimin bir bölümüdür. Bu hususta onların da bir payı
bulunmaktadır. Böyle bir öğretimin ücreti ise (babası olmayan çocuğun) çocuğun
malından ödenir. Eğer malı yoksa o taktirde nafakasını sağlamakla yükümlü
olanlara aittir. Çünkü bu ihtiyaç duyulan şeyler arasındadır. Allah en iyi
bilendir.
(2726) Davud (a.s.)'ın
niteliği ile ilgili Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Bir gün
oruç tutar, bir gün tutmazdı. Düşmanla karşılaştığında da kaçmazdı. (Amr): Ey
Allah'ın Nebisi! Benim için bunu kim garanti edebilir, dedi." Yani bu son
özellik ki o da düşmanla karşılaşma halinde kaçmamaktır; bana ağır gelen, zor
gelen bir görevdir. Bunu nasıl elde edebilirim demektir.
"Ebediyyen oruç
tutan oruç tutmamış olur" Bunun açıklaması az önce bu babda geçti. Bu, bu
şekilde bütün nüshalarda iki defa tekrar edilmiştir. Bazılarında da üç defa
tekrar edilmiştir.
(2728) "Bundan
dolayı göz yorulur ve bıtap düşer." Gözün yorulması, çökmesi ve
bitkinleşmesi demektir. Neheke fiili göz için zayıf düştüğünü anlatmak için
kullanılır. Bitkin düşüp yorulmak manasına da gelir. Kadı İyaz'ın ifadelerinin
zahirinden anlaşılan budur.
"Nefis
bitkinleşir" yorgun argın düşer, demektir.
(2730) "Bize Süfyan
b. Uyeyne, Arm'dan tahdis etti, o Amr b. Evs'den."
Birinci Amr; Amr b.
Dinar'dır. Nitekim ikinci rivayette bunu açıklamış bulunmaktadır.
(2733) "Ona bir
yastık ikram ettim." Burada misafire, yaşça büyüklere, fazilet ehline ikramda
bulunmak hükmü anlaşılmaktadır.
"O yere oturdu,
yastık benimle onun arasında kaldı." Burada da Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in ne kadar mütevazi olduğu ve arkadaşına ve mecliste kendisi ile
birlikte oturanlara kendisini üstün bir konumda tutmaktan ne kadar uzak kaldığı
beyan edilmektedir.
(2735) "Bize
Selimb. Hayyan tahdis etti." Selim, sin harfi fethalı, lam harfi
kesretidir. Kitabın mukaddimesinde Sahih de sin harfi fethalı olarak Selim
adında başka bir ravi bulunmadığı belirtilmiş idi.
"Said b.
Meyna" med ile de okunur kasr ile de okunur. Ama kasr söyleyişi daha
meşhurdur.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: