SAHİH-İ MÜSLİM

ORUÇ

 

(30) باب فضل الصيام

30- ORUCUN FAZİLETİ BABI

 

161 - (1151) وحدثني حرملة بن يحيى التجيبي. أخبرنا ابن وهب. أخبرني يونس عن ابن شهاب. أخبرني سعيد بن المسيب ؛ أنه سمع أبا هريرة رضي الله عنه قال ؛ سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول:

 "قال الله عز وجل: كل عمل ابن آدم له إلا الصيام. هو لي وأنا أجزي به. فوالذي نفس محمد بيده لخلفة فم الصائم أطيب عند الله، من ريح المسك".

 

2698- Bana Harmele b. Yahya et-Tucibi de tahdis etti... Said b. el-Müseyyeb'in haber verdiğine göre o Ebu Hureyre (r.a.)'ı şöyle derken dinlemiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim: "Aziz ve celil Allah buyurdu ki: .Ademoğlunun her bir ameli kendisine aittir. Oruç müstesnadır. O benim içindir, onun karşılığını Ben vereceğim. Muhammed'in nefsi elinde bulunana yemin ederim ki oruç tutanın değişen ağız kokusu Allah nezdinde misk kokusundan daha hoştur. "

 

Diğer tahric: Nesai, 2217

 

AÇIKLAMA:          Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Yüce Allah buyurdu ki: .Ademoğlunun her bir am eli kendisinindir. .. " ilim adamları bütün itaatler yüce Allah için olmakla birlikte Bunun ne anlama geldiği hususunda farklı kanaatlere sahiptir. Orucun yüce Allah'a izafe edilmesinin sebebinin oruç ile yüce Allah'tan başka hiçbir kimseye ibadet edilmemiş olduğu, kafirlerin hiçbir dönemde herhangi bir mabutlarını oruç tutarak ta' zim etmemiş olduklarıdır diye açıklanmıştır. Her ne kadar namaz, secde ve sadaka, zikir ve daha başka hususlarla mabutlarını ta'zim ediyor idiyseler bile.

 

Bir diğer açıklamaya göre oruç gizli bir ibadet olduğundan dolayı riyakarca yapılmaktan uzaktır. Halbuki namaz, hacc, gaza, sadaka ve diğer açıktan yapılan ibadetler böyle değildir.

 

Başka bir açıklamaya göre oruçtan, orucun ve nefsinin herhangi bir payı bulunmamaktadır. Bu açıklamayı Hattabt yapmış olup şöyle demektedir: Bir diğer görüşe göre yemeğe muhtaç olmamak yüce Allah'ın sıfatlarındandır. Her ne kadar yüce Allah'ın sıfatlarına hiçbir şey benzemiyor ise de oruç tutan bir kimse bu sıfat ile ilgisi olan bir hal ile Allah'a yakınlaşmaya çalışır.

 

Bunun şu anlama geldiği de söylenmiştir: Onun sevabının miktarını ve hasenatının kat kat artırılmasını yalnız Ben bilirim. Oruç dışındaki ibadetlere gelince şanı Yüce Allah yarattıklarından bir kısmını bunların sevap miktarından haberdar etmiştir.

 

Buradaki orucun Allah'a izafe edilmesinin bir teşrif izafesi olduğu da söylenmiştir. Bu yönü ile yüce Allah'ın: "Allah'ın dişi devesi" (Şems, 13) buyruğu gibidir. Halbuki gerçekte bütün alem yüce Allah'a aittir.

 

Bu hadis-i şerif ile orucun faziletinin ne kadar büyük olduğu beyan edilmekte ve oruç tutmak teşvik edilmektedir.

 

Yüce Allah'ın: "Onun m ükafatın ı ben vereceğim" buyruğu, faziletinin azametini, sevabının çokluğunu açıklamaktadır. Çünkü kerim olan yüce Rabbimiz Bunun mükafatını bizzat vermeyi üstüne aldığını haber vermesi, mükafatın miktarının pek büyük, bağışın pek geniş olmasını gerektirmektedir.

 

"Oruç tutanın değişen ağız kokusu ... ;' buradaki "huIfe" sonra gelecek bir rivayette "hullif" lafızları ağız kokusunun değişikliğe uğraması demektir. Belirttiğimiz gibi bu lafzın hı harfi ötreli telaffuz edilir. Hattabi ve ondan başka garibul hadis alimlerinin zikrettikleri şekil bu olduğu gibi lügat kitaplarında bilinen şekil de odur. Kadi İyaz da dedi ki: Sahih olan rivayet hı harfinin ötreli söylenişidir. Fakat üstatların. bir çoğu fethalı olarak rivayet etmektedirler. Hattabi ise bu bir hatadır, demiştir. Kadi İyaz dedi ki: el-Farisi'den bu lafzı hı harfinin fethalı ve ötreli söylenebileceği de nakledilmektedir. (Kadi İyaz devamla): Meşrık alimleri her iki şekilde bu lafzı söylemekle birlikte doğrusu ötreli söyleyiştir.

 

Hadisin anlamına gelince: Kadi İyaz dedi ki: el-M azeri dedi ki: Bu bir mecaz ve bir istiaredir. Çünkü bazı kokulardan hoşlanmak, hoşuna giden şeylere eğilim gösteren ve bir takım şeylerden tiksindiği için nefret edip uzaklaşan tabiatları bulunan hayvanın (canlı varlığın) niteliklerindendir. Şanı yüce Allah ise bundan yüce ve mukaddestir. Ama bizim adetimiz hoş kokuları kendimize yakın tutmak olduğundan ötürü yüce Allah'a yakınlaştıncı özelliği dolayısı ile bu da oruç hakkında istiare olarak kullanılmıştır.

 

Kadi İyaz dedi ki: Bir diğer açıklamaya göre şanı yüce Allah oruç tutana ahirette karşılığını verir. Böylelikle onun kokusu miskin kokusundan daha hoş olur. Nitekim şehidin kanı da misk kokacaktır. Bir diğer açıklamaya göre oruç tutan kimseye verilen sevap misk sahibinin elde edeceğinden daha fazla olacaktır. Bir diğer açıklamaya göre oruç tutanın ağzının değişen kokusu yüce Allah'ın meleklerine göre bizim nezdimizdeki misk kokusundan daha hoştur. Oruçtan dolayı değişen ağız kokusu bize göre Bunun aksi olsa bile. Fakat en sahih olanı mağripli alimlerden ed-Daveri'nin ve bizim mezhep alimlerimizden bu kanaat sahibi olanların söyledikleridir: Değişen ağız kokusunun sevabı miskin sevabından daha çoktur. Çünkü cuma gününde, bayramlarda, hadis ve zikir meclislerinde ve diğer hayırlı toplantılarda misk kullanmak teşvik edilmiştir.

 

Mezhep alimlerimiz bu hadisi oruçlu bir kimsenin zevalden sonra misvak kullanmasının mekruh olduğuna delil göstermişlerdir. Çünkü misvak kullanmak sıfatı ve fazileti böyle olan değişen ağız kokusunu giderir. Her ne kadar misvak kullanmanın ayrı bir fazileti varsa dahi bu böyledir. Çünkü oruçtan dolayı ağız kokusunun değişmesinin fazileti daha büyüktür.

 

Mezhep alimlerimiz şunu da söylemişlerdir: Şehidin kanının hoş ve temiz olduğuna şahitlik edildiği ve bundan dolayı ölüyü yıkamak vacip (farz) olmakla birlikte şehidin yıkanması terk edildiği gibi hoş ve temiz olduğuna şahitlik olunmuş kanın kalmasını sağlamak üzere vacip olan (yıkama) terkedildiğine göre aynı şekilde hakkında şahitlik edilmiş olunan değişen ağız kokusunu kalmasını sağlamak üzere vacip olmayan misvak kullanmayı terk etmek daha önceliklidir. Allah en iyi bilendir.

 

 

 

162 - (1151) حدثنا عبدالله بن مسلمة بن قعنب وقتيبة بن سعيد. قال: حدثنا المغيرة (وهو الحزامي) عن أبي الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : "الصيام جنة".

 

2699- Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb ve Kuteybe b. Said tahdis edip dedi ki: Bize el-Muğire -ki o el-Hizami'dir- Ebu'z-Zinad'dan tahdis etti, o el-A'rec'den, o Ebu Hureyre (r.anh) şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Oruç bir kalkandır" buyurdu.

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          "Oruç bir kalkandır." Cunne: kalkan cim harfi ötreli söylenir, Çirkin sözlerden, günahlardan koruyan 'bir sütre, bir engel, aynı zamanda ateşekarşı da bir engeldir. Kalkan demek olan "el-micen" de buradan gelmektedir. Gizli saklı olduklarından dolayı cinlere bu isim de bundan ,dolayı verilmiştir.

 

 

 

163 - (1151) وحدثني محمد بن رافع. حدثنا عبدالرزاق. أخبرنا ابن جريج. أخبرني عطاء عن أبي صالح الزيات ؛ أنه سمع أبا هريرة رضي الله عنه يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "قال الله عز وجل: كل عمل ابن آدم له إلا الصيام. فإنه لي وأنا أجزي به. والصيام جنة. فإذا كان يوم صوم أحدكم فلا يرقث يومئذا ولا  يسخب. فإن سابه أحدا أو قاتله، فليقل: إني امرؤ صائم. والذي نفس محمد بيده. لخلوف فم الصائم أطيب عند الله، يوم القيامة، من ريح المسك. وللصائم فرحتان يفرحهما: إذا أفطر فرح بفطره. وإذا لقي ربه فرح بصومه".

 

2700- Bana Muhammed b. Rafi' de tahdis etti...... Ebu hureyre (r.a.) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Aziz ve Celil Allah buyurdu ki: Ademoğlunun bütün amelleri kendisine aittir. Oruç müstesnadır. Çünkü o Benim'dir, onun m ükafatın ı verecek olan Benim. Oruç bir kalkandır. Bu sebeble herhangi biriniz oruçlu olduğu bir günde o gün çirkin söz söylemesin, bağırıp çağırmasın. Bir kimse onunla sövüşür yahut dövüşürse ben oruçlu bir kimseyim desin. Muhammed'in nefsi elinde olana yemin ederim ki, oruç tutanın değişen ağız kokusu kıyamet gününde Allah nezdinde misk kokusundan daha hoştur. Oruç tutanın gerçekleşecek iki sevinci vardır: O orucunu açınca oruç açması sebebi ile sevinir, rabbine kavuşacağı zaman da orucu sebebi ile sevinecektir. "

 

 

Diğer tahric: Buhari, 1904; Nesai, 2215, 2216

 

AÇIKLAMA:          "O gün çirkin söz söylemesin, bağırıp çağırmasın" burada "velayeshab: bağırıp çağırmasın" lafzı bu şekilde sin iledir, sad ile de söylenir. Bağırıp çağırmak anlamındadır. Diğer rivayetteki: Cahillik etmesin, çirkin söz söylemesin" ile aynı anlamdadır. Kadi İyaz dedi ki: Taberi bu lafzı re harfi ile "velayeshar" diye rivayet etmiştir. Bunun da anlamı doğrudur. Çünkü alayetmek, söz ve mı ile olur ki hepsi cehaletten kaynaklanır. Derim ki böyle bir rivayetin anlaşılır bir manası olsa dahi tasniftir.

 

"Oruç tutanın iki sevinci vardır. .. " ilim adamları der ki: Rabbinin huzuruna kavuşacağı zaman sevinmesi orucun mükafatını görmesi ve böyle bir işe kendisini muvaffak kıldığı için yüce Allah'ın onun üzerindeki nimetlerini hatırlaması sebebi ile olacaktır. Oruç açması halindeki sevinci ise ibadetinin tamam olması, onu ifsad edecek hususlardan uzak olması ve ümit ettiği sevabından ötürü olacaktır.

 

 

 

164 - (1151) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا أبو معاوية ووكيع عن الأعمش. ح وحدثنا زهير بن حرب. حدثنا جرير عن الأعمش. ح وحدثنا أبو سعيد الأشج (واللفظ له) حدثنا وكيع. حدثنا الأعمش عن أبي صالح، عن أبي هريرة رضي الله عنه. قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم كل عمل ابن آدم يضاعف الحسنة عشرة أمثالها إلا سبعمائة ضعف. قال الله عز وجل: إلا الصوم. فإنه لي وأنا أجزي به. يدع شهوته وطعامه من أجلي. للصائم فرحتان: فرحة عند فطره ، وفرحة عند لقاء ربه. ولخلوف فيه أطيب عند الله من ريح المسك".

 

2701- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Muaviye ve Veki', A'meş'den tahdis etti (H.) Bize Züheyr b. Harb da tahdis etti, bize Cerir A'meş'den tahdis etti (H.) Bize Ebu Said el-Eşecc de -ki lafız ona aittirtahdis etti, bize Veki' tahdis etti, bize A'meş, Ebu Salih'den tahdis etti, o Ebu Hureyre (r.anh)'dan şöyle dediğini rivayet etti: ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ademoğlunun her ameli kat kat artırılır. Bir hasene on mislinden yediyüz katına kadar artırılır. Aziz ve celil Allah buyurdu ki: Oruç müstesnadır, o Benim'dir ve onun karşılığını verecek olan Benim. Benim için şehvetini ve yemeğini terk eder. Oruçlunun iki sevinci vardır. Orucunu açarken duyduğu sevinç, rabbinin huzuruna kavuşunca duyacağı sevinç. Andolsun ki ağzının değişen kokusu Allah nezdinde misk kokusundan daha hoştur. "

 

Diğer tahric: İbn Mace, 1638

 

 

165 - (1151) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا محمد بن فضيل عن أبي سنان، عن أبي صالح، عن أبي هريرة وأبي سعيد رضي الله عنهما. قالا: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "إن الله عز وجل يقول: إن الصوم لي وأنا أجزي به. إن للصائم فرحتين: إذا أفطر فرح. وإذا لقي الله فرح. والذي نفس محمد بيده ! لخلوف فم الصائم أطيب عند الله من ريح المسك".

 

2702- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Muhammed b. Fudayl, Ebu Sinan'dan tahdis etti, o Ebu Salih'den, o Ebu Hureyre ve Ebu Said (r.anhuma)'dan şöyle dediklerini rivayet etti: ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şüphesiz aziz ve celil Allah şöyle buyuruyor. Muhakkak oruç Benim içindir, onun karşılığını da Ben veririm. Şüphesiz oruç tutanın iki sevinci vardır, orucunu açınca sevinir, Allah'a kavuşacağı zaman sevinecektir. Muhammed'in nefsi elinde olana yemin olsun ki oruç tutanın değişen ağız kokusu Allah nezdinde miskin kokusundan daha hoştur. "

 

 

(1151) وحدثنيه إسحاق بن عمر بن سليط الهذلي. حدثنا عبدالعزيز (يعني ابن مسلم) حدثنا ضرار بن مرة (وهو ابن سنان) بهذا الإسناد. قال: وقال "إذا لقي الله فجزاه، فرح".

 

Bunu bana İshak b. Ömer b. Salit el-Huzeli de tahdis etti, bize Abdülaziz -yani b. Müslim- tahdis etti, bize Dırar b. Murre -ki o Ebu Sinan' dır- bu isnad ile tahdis edip dedi ki: Ayrıca: "Ve Allah'a kavuşacağı zaman Allah da ona mükafatını verir o da sevinir" buyurdu.

 

Diğer tahric: Nesai, 2212

 

 

166 - (1152) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا خالد بن مخلد (وهو القطواني) عن سليمان بن بلال. حدثني أبو حازم عن سهل ابن سعد رضي الله عنه. قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "إن في الجنة بابا يقال له الريان. يدخل منه الصائمون يوم القيامة. لا يدخل معهم أحد غيرهم. يقال: أين الصائمون ؟ فيدخلون منه. فإذا دخل آخرهم. أغلق فلم يدخل منه أحد".

 

2703- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe tahdis etti, bize Halid b. Mahlet -ki o el-Katavani'dir- Süleyman b. Bilal'den tahdis etti, bana Ebu Hazim, Sehl b. Sa'd (r.anh)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Şüphesiz ki cennette er-Reyyan adında bir kapı vardır. Oradan kıyamet gününde oruç tutanlar girecektir. Onlarla birlikte onlardan başka kimse girmeyecektir. Nerede oruçlular? denilecek, onlar da o kapıdan girecekler. Sonuncuları girdikten sonra o kapı kapanacak ve oradan kimse girmeyecektir. "

 

 

Diğer tahric: Buhari, 1896

 

AÇIKLAMA:          "Bize Halid b. Mahled el-Katavani tahdis etti." Buhari ve el-Kelebazi dedi ki: Bu bakkal demektir. Sanki onlar bu nisbet ile pamuklu şeyleri satmaya nisbet etmiş gibidirler. Kadi İyaz dedi ki: el-Bad dedi ki: Burası (katalan) Kufe kapısında (çıkışında) bir kasabadır. Bunu Ebu Zer de böyle demiştir. Buhari'nin Tarihi'nde ise Katalan bir yerdir denilmektedir.

 

"Cennette er-Reyyan denilen bir kapı vardır. .. Sonuncuları girince o kapı kapatılır. .. " Bazı asıl nüshalarda da bu şekilde sonuncuları girince"denilmiştir bazılarında ise "ilkleri girince" diye kaydedilmiştir. Kadi İyaz ve başkaları ise bu ikincisi bir yanılmadır, doğrusu sonuncularıdır.

 

Bu hadis-i şerifte orucu n fazileti ve oruç tutanların değeri dile getirilmektedir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

31- HERHANGİ BİR ZARAR VE BİR HAKKIN İHMALİ SÖZKONUSU OLMADAN GÜCÜ YETEN KİMSENİN ALLAH YOLUNDA ORUÇ TUTMASININ FAZİLETİ BABI